xteksus Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2010 ...Avutmaz olur artık Seni, bildiğin şarkılar; Boşanır keder zincirlerinden Sular tersin tersin akar; Bir hançer gibi çeksen de sevgini Onu ancak öldürmeye yarar: Uçarı kuşu sevdanın Alıp başını gitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk, iki kişiliktir. Ataol BEHRAMOĞLU Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2010 Ben olamayınca bu güller bu selviler yok Kızıl dudaklar mis kokulu şaraplar yok Sabahlar , akşamlar , sevinçler , tasalar yok Ben düşündükçe var dünya , ben yok o da yok (ömer hayyam) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 22, 2010 Çocuksun Sen 1 Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen Kum taneleri var ya onlardan birindeyim Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum. Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil 2 Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüm Bir çiçeğe tutundum düşerken, ordayım hâlâ Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar Dursam ölürüm paramparça olur dünya Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüğüm Uçurum diyordun bir aşk uçurum özlemidir Bırakıyorum öyleyse kendimi sesinin boşluğuna Tutunabileceğim tüm umutları görmiyeyim için Gözlerimi bağlıyorum geceyi mendil yaparak (Gözlerim bir yerlerde daha bağlanmıştı, bunu Unutmuyorum unutmuyorum unutmuyorum hiç) Bir rüzgâr esse ellerin fesleğen kokuyor Kırlangıçlar konuyor alnına akşamüstleri Bu yüzden bir kanat sesiyim yamaçlarda Üzgün bir erguvan ağacıyla konuşuyorum Ayrılığın zorlaştığı yerdeyim ve dalgınlığım Bir mülteci hüznüne dönüyor artık bu kentte Çocuksun sen alnına kırlangıçlar konan Bir bulutun peşine takılıp gittiğimiz yer Okyanus diyelim istersen ya da sen söyle Batık bir gemiyim orda, seni bekliyorum Upuzun bir sessizliğim fırtınalar patlarken Gövdem köle tacirlerinin barut yanıkları içinde Ve gittikçe acıtıyor yaralarımı tuzlu su Çocuksun sen, büyümek yakışmazdı hiç Gülüşünün kokusuyla yeşerdi bu elma ağacı (Soluğunun elma kokması bundandı belki) Bir elma kokusuna tutundum düşerken Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle Çocuksun sen, çocuğumsun Ahmet Tell Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Temmuz 23, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 23, 2010 Herşey yarım kalacak Akıl almaz işlerim Sonu hüsran düşlerim Ağlarken gülüşlerim Herşey yarım kalacak Alında yazılarım Dudakta şarkılarım Yürekte umutlarım Herşey yarım kalacak... Aslında.. neyse. unut gitsin. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2010 yağmur kaçağı Elimden tut yoksa düşeceğim yoksa bir bir yıldızlar düşecek eğer şairsem beni tanırsan yağmurdan korktuğumu bilirsen gözlerim aklına gelirse elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni geceleri bir çarpıntı duyarsan telaş telaş yağmurdan kaçıyorum sarayburnu'ndan geçiyorum akşamsa eylülse ıslanmışsam beni görsen belki anlayamazsın içlenir gizli gizli ağlarsın eğer ben yalnızsam yanılmışsam elimden tut yoksa düşeceğim yağmur beni götürecek yoksa beni. attila ilhan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 6, 2010 eski begonyalar da ağlamaktadır güneş de batar tutmuş ellerinden yalnızlıklarını henüz doğmamış çocuklar bir çığ düşer kuş cıvıltılarından bütün haziran başladım sandığın şarkı biter ansızın bitirdim sandığın başlar attila ilhan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Ağustos 8, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 8, 2010 Güneş küsmüş şalkımıyor ah sensiz Zerdali güzeli gözlerinle bak bana Kedereş oldum yenemiyorum ah sensiz Baldan tatlı sözlerinle gül bana Diken sarmış güllerimi deremiyorum Gülden nazik ellerini uzat bana Hasret yanar gecelerim ah sensiz Davran gülüm esen yel ol gel bana Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
optimist Yanıtlama zamanı: Ağustos 16, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 16, 2010 dünyada akla değer veren yok madem, aklı az olanın parası çok madem, getir şu şarabı, alsın aklımızı, belki böyle beğenir bizi el alem! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
melenie Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2010 nasıl iş bu her yanına çiçek yağmış erik ağacının ışık içinde yüzüyor neresinden baksan gözlerin kamaşır oysa ben akşam olmuşum yapraklarım dökülüyor usul usul adım sonbahar atilla ilhan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2010 artı sonsuz yağmurun yerden göğe yağdığı bu gece yasak bölgedeyim büyük çingenelerin çaldığı kaçak silahların içindeyim sevişmek kapısının kapandığı bir nabız yoklar ki daima hızlı bir nabız yoklar elim öpüştüklerim hırsızlama çirkin bir ağızda dişlerim bir bıçak değer dudağıma gök yarıldıkça şimşeklerden soğuk aynalarda kilitliyim tırnaklarımdaki elektrikten su gibi erir iliştiklerim kıvılcımlar uçar kirpiklerimden doğumdan öncesini yaşıyorum henüz belli olmadı kimliğim vücudunu arıyor ruhum bir yerde atomun çekirdeğiyim bir yerde artı sonsuzum attila ilhan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 17, 2010 sen olmadığın vakit büyük yalnızlığım var dalgaların kendilerini taştan taşa vurmaları sonbahar yıldızlarının sessiz sedasız çırpınmaları ve büyük yalnızlığım var biliyorsun hani o rüzgârın gözüne karanlık bir yelken gibi açtığım içimsıra vahşi bir kadın gibi taşıdığım yalnızlığım sen olmadığın vakit o denizde şarabım tuzlu bir lezzet kazanıyor avuçlarımda bir ateş yanıyor bir çift insan gözü hırsızı iti uğursuzu köpek gözü toz ve toprak bir kadeh quantro bir kadeh rom bir kadeh yağmur avuçlarımda ve çırılçıplak sen olmadığın vakit ben de olmuyorum o denizde gördüğüm sen benim için bir şarkı söyleyecektin hazırdın gitarını bir çocuk gibi dizlerine yatırdın kanada'lı üç tayfa tezgâhın içine girdiler karanlık kıllı kollarıyla şarkının içine girdiler kavga çıktı birbirinin çenesini kırdılar o denizde gördüğüm sen benim için bir şarkı söyleyecektin ağlayacaktın görecektim sıradan bir şarkı söyleyecektin kanada'lı tayfalar kahrolup öleceklerdi ben de ölecektim atilla ilhan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Ağustos 18, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 18, 2010 o kızı nerede nasıl görsem aklımı başımdan alır ağzı saçları şıra köpüğü desem kaşları bıçak izi kırmızı yakut pulları mı? bu ne görkem kanlı gözbebeklerindeki yazı beni nasıl büyüledi bilmem kirpikleri örümcek kırmızı kızıl demirden bir ünlem salınması yangın yalnızı korkmasam öpmeye eğilsem dişleri elektrik kırmızı çarpılmışım başım sersem sevdim jilet yiyen kızı göğsündeki kumrulara değsem gagaları zehirli kırmızı gece gündüz tek düşüncem kasıklarımdaki ince sızı artık kimseyle sevişemem anladım sevişmek kırmızı jilet yiyen kız merih'li gecem birlikte bulacağız belâmızı sonumuz kuşkusuz cehennem kırmızı kırmızı kırmızı attila ilhan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Ağustos 19, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 19, 2010 Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde, Bir yalnışı düzeltircesine açmış; Gelmiş ta ağzımın kenarında Konuşur durur. Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda, Güverteleri uçtan uca orman; Aldım çiçeğimi şurama bastım, Bastım ki yalnızlığımmış. Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni Keşke yalnız bunun için sevseydim seni. cemal süreyya Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rauhassa Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2010 Öyle bir giderim ki; kaybedeceğim hiçbir şey olmaz! Ben yaşadıklarımın hiçbirini unutmam. Ama evet ! Yeri gelir susarım. Canımı çok yakan şeyler olur ama... yinede susarım, tükenirim. Buna izin de veririm aslında.. Salaklığımdan mı? Hayır! Ben kimseye ''GİT'' de demem, diyemem. O kişi vazgeçilmez olduğundan mı? Hayır. Ona o kadar şeye rağmen, o kadar değer veririm ki, Hergün yaptıklarına utansın diye. Ama bir gün öyle bir giderim ki; Kaybedeceğim hiçbir şey olmaz! SUNAY AKIN 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Ağustos 31, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 31, 2010 Dört mevsimlik parçalanmış gülümseme küçük bir çocuğun belleğinde kabuğunu büyüten yaradır Bağır sevdanı harlamak için bağır Tetikte kalakalmış insana başka ne denilebilir ki başlarken bir kara romana Çiçeklerin çağrısıyla kanatlanır göç zamanı dağlara çıkan iklim Kent varoşu kötü bir duruşa sığınır Kırık umutlar mitinginde söze dökülür katlim Şarap ve gül gecesinden önce çarmıha gerilen bereket tanrıçası gözyaşıyla doldurur çatlamış toprak tası Yenilenir bir avuç suya muhtaç vurgun mevsimi düşen ağaç Kalbi kırılan sarılır ihanete İlk sürgün çağırır kıtlığı avuçlarında sakladığı pas artığı kirletir ırmağı Ey rüzgara boyun eğmiş madde Ey merhem olduğu acıdan daha dürüst zaman dudaklarımdan öpün önce sarsın belleğimi sonra yalnız hayatlar sığınağında sevişmeden iyileşebilir mi insan Sel yorgunu şehrin haraplığında ayak izlerini örtebilir rüzgar Suçları bağışlatabilir pencere önüne konulan serenat Nasıl süslenir fakat belleğine mızrak sokulmuş yalnızlığında hüznü büyüten bedbin bir hayat Denize ulaşan yürüyüp gidendir Babür Pınar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
melenie Yanıtlama zamanı: Eylül 1, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 1, 2010 Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka, Sana gül bahçesini kim açar benden başka! cemal süreyya Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Peepss Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 7, 2010 Kimi aşk kısadır, kimi uzundur, Kimi satar kimi de satın alır; Kimi gözyaşı döker öldürürken, Kimi kılı kıpırdamadan öldürür; Herkes öldürebilir sevdiğini Ama herkes öldürdü diye ölmez... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Eylül 16, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 16, 2010 Ben hiç böylesini görmemiştim vurdun kanıma girdin itirazım var sımsıcak bir merhaba diyecektim başımı usulca dizine koyacaktım dört gün dört gece susacaktım yağmur sönecekti yanacaktı sameland seferden dönecekti duvardaki saat duracaktı kalbim kendiliğinden duracaktı ben hiç böylesini görmemiştim vurdun kanıma girdin itirazım var emperyal oteli'nde bu sonbahar bu camların nokta nokta hüznü bu bizim berhava olmuşluğumuz bir nokta bir hat kalmışlığımız bu rezil bu çarsamba günü intihar etmiş kötümser yapraklar öksürüklü aksırıklı bu takvim ben hiç böylesini görmemiştim vurdun kanıma girdin itirazım var sesleri liman sislerinde boğulur gemiler yorgun ve uykuludur sabahtır saat beş buçuktur sen kollarımın arasındasın onlar gibi değilsin sen başkasın bu senin gözlerin gibisi yoktur adamın rüyasına rüyasına sokulur aklının içinde siyah bir vapur kıvranır insaf nedir bilmez otelin penceresinde duracaktın şehri karanlıkta görecektin karanlıkta yağmuru görecektin saçların ıslanacak ıslanacaktı kış geceleri gibi uzun uzun tek damla gözyaşı dökmeksizin maria dolores ağlayacaktı istanbul'u yağmur tutacaktı bütün bir gün iş arayacaktım sana bir türkü getirecektim kulaklarımız çınlayacaktı emperyal oteli'nin resmini çektim akşam saçaklarından damlıyordu kapısında durmanı söylemiştim yüzün zambaklara benziyordu cumhuriyet bahçesi'nde insanlar geziyordu tepebaşı'ndaki küçük yahudiler asmalımescit'teki rum kemancı böyle rüzgarsız kalmışlığımız bu bizim çektiğimiz sancı el ele tutuşmuş geziyordu gazeteler cinayeti yazıyordu haliç'e bir avuç kan dökülmüştü emperyal oteli'nde üç gece kaldık fazlasına paramız yetmiyordu gözlerin gözlerimden gitmiyordu dördüncü gece sokakta kaldık karanlık bir türlü bitmiyordu sirkeci garı'nda sabahladık bilen bilmeyen bizi ayıpladı halbu ki kimlere kimlere başvurmadık hiçbiri yüzümüze bakmıyordu hiç kimse elimizden tutmuyordu ben hiç böylesini görmemiştim vurdun kanıma girdin kabulümsün Attilâ İlhan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
emir869 Yanıtlama zamanı: Eylül 16, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 16, 2010 Ben ne camiye yararım, ne hayvana! Bir başka hamur benimki, başka maya. Yoksul gavur, çirkin ****** gibiyim: Ne din umrumda, ne cennet, ne dünya! Ömer Hayyam Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
optimist Yanıtlama zamanı: Eylül 17, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 17, 2010 KA N yüzün yakamozlanır akşam saatlerinde kime çıkmaz piyangosu hüznün belki de sombalığa en son ve demir kırı bir taya ertesi yasaktı, es vardı bir tek uzun gecelerde çıkrığında intihar edeceğim kuyu zaman kuyusu, soluksuz ve ıssız inip çıkar ölüm, durana dek yüzümdeki sevişen kederlerle gülün gümü adımdan çıkardım bir a gözlerimde gezer geriye kalan Kaan İnce Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Topal Kırkayak Yanıtlama zamanı: Eylül 18, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 18, 2010 Sanki aşk sustu dedim; Aşk hiç susar mı dedi? Sen susuyorsun ya dedim; Ben aşk mıyım dedi..? Aşksın dedim; Sustu... Necip Fazıl Kısakürek 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
blessed trinity Yanıtlama zamanı: Eylül 18, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 18, 2010 ... Benim tek dileğim Şeylerin her zaman yeniden tanımlanabilir olduğunun bilinmesidir Acılarını yaşamak isteyen seksenlerin solcuları Bugün kendilerini var etmek için maruz kaldıkları faşizmin Aynısını gençlere uygulamaya kalkıyorsa Bu onların ne kadar özgürlükçü ve demokrat olduklarının En somut, en nesnel ve en değişmez göstergesi haline gelecektir. Söyle bana sevgilim bu –dır – dir – tır – tir eklerinden Kurtulduğumuzda kimin tarafında olmak istiyorsun! ... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 20, 2010 zeynep beni bekle / gece agaçlarina yagmur çiseliyorum / cam tozu su beyazi yalnizligini mutlaka degiştirecegim bir yaprak halinde süzülüp saçlarina eski teşrin'lerden / kederli kirmizi zeynep beni bekle mutlaka dönecegim söyle kim önleyebilir buluşmamizi geceleyin işiklari söndürdügün zaman benim şiir kitaplarindan sizan aydinlik elinde uyuyakaldigin heyecanli roman pancurlarin çarpildigi lodos geceleri rüzgârin degil benim / pencerendeki islik her akşam koridordaki ayak sesleri yanliş çaldigini zannettigin telefon zeynep beni bekle mutlaka gelecegim hem bu ne ilk ayriligimiz ne de son pikapta eminaga acemaşirân saz semaisi sokakta çocuklar saklambaç hirsiz polis hayat akip gidiyor olsam da olmasam da saati durmamali ufak sorumluluklarin resmi birakmadin ya / son çektigin hangisi bak mektuplar birikmiş yine masamda fakülteler açilacak bak bugün yarin zeynep beni bekle mutlaka gelecegim başladigimiz filmi birlikte bitirecegiz kim ne derse desin içimde delice bir his attila ilhan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
UCAR18 Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2010 Bu şiir 7.Oda'nın nadide sahibine aittir. Özgürlüğüme az kaldı.. Çiçeklerle kapatıp gizlesen de zincirleri.. Çürüdükçe değiştirsen de kilidi.. Paslanıyor işte zamanla tüm demirler.. Beni kilitlediğin pis ve köhne yerde sanma ki gücümü tüketiyorsun.. Uyuyup dinleniyorum.. Sen dışarıda kilidinin bekçiliğinde ölürken korkudan.. Ben içeride sessizlikle iyileşiyorum.. Beni kaybetmemek için zincirlemen gerektiğine inanacak kadar zavallı yüreğinle.. Herkese çiçeklerle yeşilliklerle bezediğini beni, göstersen de.. Sen ve ben biliyoruz yıllarca bomboş bir eve beni nasıl zincirlediğini.. Uykunun zamanı bitti.. Uyanışın sancıları ruhumu güçlendirdi.. Ben iyileşirken sen daha da hastalanıyorsun.. Çürüyor Zincirler.. Görüyor musun ?? Çıkış Yok Sanma ! Çiçeklere döktüğün sular zincirlerimi çürütüyor.. Zaman artık benim lehime işliyor.. Az kaldı.. Görüyor musun ?? Dağlar, denizler beni bekliyor.. Az Kaldı.. Alıntıla kardeşim de, kime ait olduğunu altına yazarak alıntıla di mi? Yani sana şu şekilde cevap vereyim, bak mesela fikir hırsızlığı üzerine mariadebonne rumuzlu arkadaşımız 16.02.2006 tarihinde ekşi sözlükte şöyle yazmış. "insan beyninden geçen tüm fikirler insanlığın ortaklığı dahilindedir. yane fikir mülkiyeti kadar saçma bir şey düşünemiyorum ama iş başkasının fikrini kendinin gibi gösterip çıkar sağlamaksa bu direk puştluk kapsamında incelenecek bir konudur. fikir hırsızlığı puştluktur diyorum yani" şimdi ben bu arkadaşın yazdığını alıp aynen yazsaydım ve kime ait olduğunu da yazmasaydım, senin yaptığın puştluğu yapmış olacaktım, di mi??? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2010 alıntıdır..7.odanın sahibinin nadide olup olmadığını bilmiyorum isminide bilmiyorum ne tanıyorum nede umrumda sitesi herkese açık bende bir şiir aratırken buldum bu siteyi genelde müzik dinliyorum sonra çıkıyorum o kadar.. nadide hanımın ismini bilmediğim için şiirin altına 7.oda yazmak istemedim sadece "ALINTIDIR" yazısını yazmayı unuttum..siz nadide hanımın avukatlığına üstlenen biraz daha tatmin oldunuzmu bari şimdi? sen yada bir başka kimse bana bu şiir sizemi ait deselerdi bende "evet" deseydim bu küfrü üzerime alabilirdim bu durumda böyle olmadığına göre bu küfrünüz şahsınıza iade olmuştur..bunu daha farklı bir yaklaşımla ifade edebilirdin küçük! kendine az olsa saygısı olmalı insanın! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.