alperadana Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2010 ıraksal şiir Demiryolunda yürüyorum biteviye... Ve bir tren gibi gidiyorum ölesiye... Mavi tren, mavi tren kimdir sana binen. Mavi tren, mor oldu mor tren, lacivert oldu trenler yan yana üşüştü... Abiniz kafayı üşüttü. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
BlackPitch Yanıtlama zamanı: Eylül 22, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 22, 2010 İllaki başkalarının şiirleri mi? Benim tamamen kendim yazdığım yani bana ait olan şiirlerim var.Daha çok özgürlüğü ve aşkı anlatan şiirler yazmaktayım.İsterseniz birkaçını paylaşabilirim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Eylül 26, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 26, 2010 Belkim bir kertenkeleydim piç edilmiş bir yağmurun serini bir güzelin çirkiniydim çirkinlerin en güzeli yeşil koşsa güneşlerin gölgesi ben en hızlı yeşiliydim kurbağa yarışlarında annemin çatal matal kaç çataldım kim bilir bin dereden bir kendimi getirdim haydan gelip huya giden bir huysuz heyheyler içinde bir heydim belkim yedi belkim sekiz belaydım düdük çalar hırsızlanmış polisler ben korkudan üstlerime işerdim üç yıldızlı bir albaydı gökyüzü karşısında önüm açık gezerdim ağzı bozuk meymenetsiz bir ozan rus cenginde çağanozdum bir zaman iki gözüm iki koltuk-eviydi mavilerim bir miyobun koynunda kendi düşen köyler kentler ağlamaz sur dışında ben oturur ağlardım ekmek diye bağrışırdı bebeler elma derler ben ortaya çıkardım ağıtlarla kutlanırdı İsa-doğdu gecesi fildişinden bir kuleydim yıktım kendimi bilmem hangi keloğlanın fesiydim bir püskülsüz sümbülteber tohumu fesleğenler yaprak dökmüş şerrimden bir naraydım kimse bilmez nereden ya yakından ya uçmaktan gelirdim belkim ince belkim kalın bir sestim belkilerin kol gezdiği saatta belkim belki bile değildim. can yücel Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rauhassa Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2010 Bir Martıyı Ağlattın Sen Bir martıyı ağlattın işte Bir çocuk garanti intihar eder artık Kütür kütür küfrediyor gece imanıma Bir yaprak kırılıp suya düşüyor Su yaralanıyor su kanıyor şelale! Ah nasıl titredim tensiz Bir piyanist büküldü sanki Kesişen ayrışık doğrular gibi Çarpışıverdim yüzünle. Yüzün Öyle düzgün suna bir elyazısı Yüzün yüzüme aksedince Yüzün ayna alnımda Yüzün uzun hüzünlü bir alınyazısı! Bitmemiş bir ömrün yalanısın Sen: kabuslarımın tabiri Çocukluğumun arta kalanısın! Öldüreceğim kendimi dudaklarınla Dudaklarin etle, şehvetle seferber Sen! Bana inen son kutsal kitap Son fakir yatır Son aciz peygamber! Bir martıyı ağlattın işte Bir çocuk garanti intihar eder artık Küçük İskender Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2010 8.10 VAPURU Sesinde ne var biliyor musun Bir bahçenin ortası var Mavi ipek kış çiçeği Sigara içmek için Üst kata çıkıyorsun Sesinde ne var biliyor musun Uykusuz Türkçe var İşinden memnun değilsin Bu kenti sevmiyorsun Bir adam gazetesini katlar Sesinde ne var biliyor musun Eski öpüşler var Banyonun buzlu camı Birkaç gün görünmedin Okul şarkıları var Sesinde ne var biliyor musun Ev dağınıklığı var İkide bir elini başına götürüp Rüzgarda dağılan yalnızlığını Düzeltiyorsun. Sesinde ne var biliyor musun Söyleyemediğin sözcükler var Küçücük şeyler belki Ama günün bu saatinde Anıt gibi dururlar Sesinde ne var biliyor musun Söylenmemiş sözcükler var CEMAL SÜREYA Gülümserken buluyorum kendimi, ne zaman okusam.İnanasım geliyor. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cuRsed Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2010 Bağlamasını Beceremiyorum Bu Hayatın Bağcıklarını güzel şeydi mutlu olmak. ağlamamak hane ve izlemek martıları lakin; mutlu bir pozisyonda almak karşına tüm reddiyeleri. rengarenk olması gerekken herşey şimdi herşey; güzelin elleri... renksiz, piç bir gri... Necmettin Topçu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2010 BİR BEYAZ SAYFADA SANA BAKMAK Her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla Uçak örneğin Uçurtma mesela Altına konabilir biri ötekilerden Kısa olduğu için sallanan bir masanın Veya şiir yazılabilir Süresi ötekilerden kısa bir ömrün üzerine Bir beyaz kağıda her şey yazılabilir Senin dışında Güzelliğine benzetme bulmak zor Sen iyisi mi sana benzemeye çalışan her şeyden Bir gülden, bir ilk, bir sonbahardan sor Belki tabiattadır çaresi Senin bir güle bu kadar benzemenin Ve benim bilinci nasırlı bahçıvan çaresizliğim Anlarım bitkiden filan Ama anlayamam Toprağın güneşle konuşmasını Sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla Sen bana ışık ver yeter Bende filiz çok Köklerim içimde gizlidir Gelen giden ,açan solan, bere budak yok Bir şiir istersin İçinde benzetmeler olan Kusura bakma sevgilim Heybemde sana benzeyecek kadar Güzel bir şey yok Uzun bir yoldan geldim Tedariksiz,katıksız bir yolcuyum Yaralı yarasız sevdalardan geçtim Koynumda bir beyaz kağıt boşluğu Her şeyi anlattım Olan olmayan, acıtan sancıtan Bilsem ki sana varmak içindi Bütün mola sancıları Bütün stabilize arkadaşlıklar Daha hızlı koşardım Sever adım gelirdim Gözlerinin mercan maviliğine Sana bakmak, suya bakmaktır Sana bakmak, bir mucizeyi anlatmaktır Sana sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır Aşk sorgusunda şahanem Yalnız kelepçeler sanıktır Ne yazsam olmuyor;çünkü bilenler hatırlar Hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar, Bahçıvanlar değil,tüccarlardır. Sen öyle göz,sen öyle toprak ve güneş ortaklığı Sen teninde cennet kayganlığı iken Sana şiir yazmak ahmaklıktır. Bir tek söz kalır dişlerimin arasında Ben sana gülüm derim ,gülün ömrü uzamaya başlar Verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim Ben sana gülüm derim ,gül sana benzediği için ölümsüz Yazdığım bütün şiirler sana başlayan bir kitap için önsöz Sana bakmak,bir beyaz kağıda bakmaktır Her şey olmaya hazır Sana bakmak,suya bakmaktır Gördüğün suretten utanmak Sana bakmak,bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi Anlatmaktır Sana bakmak,Allah'a inanmaktır. Yılmaz Erdoğan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 30, 2010 Adı Dua Olan Sevgilim Yedi rekât günah kıldım bedeninde Dizlerinde yedi zikir secdeye vardım İhmalin uzak meleğine teninde aldandım Yapayalnızdım kendi kalabalığım içinde Tarih kadar yalnız, aşka âşina, acıya unutkandım Er yüzlerde tavaf ettim bunca yıl kalb evini Kırk yemin kurutmuştur sanırken içimin pınarlarını İnanmadığım Allah'a Senin yüzünde inandım Adı dua olan sevgilim Yandım yandım yandım Sessizliğe borcum var birkaç kelime, Sessizliğe borcum var birkaç feryat, Sessizliğe borcum var birkaç çığlık, Sustum, yıllarca sustum kan içinde Ödeyemedim borcumu onca şiirle Adı dua olan sevgilim Yandı ruhumun gömleği Yedi deryalar içinde Aştım aştım aştım Aslında sen yoktun Yalnızca bir duayı sevdim ben Varlığın yalanımdı Aşktım aşktın aşktı Geçti gitti hepsi Geçti gitti işte Dudaklarım kilitli Yasin yasin yasin Çok şükür ölmeden Son duamı ettim ben Allah beni tek etti Kendi dağımı kazdım defterime Gün geldi burdan da gittim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Ekim 1, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 1, 2010 sen gidiyorsun ya işine yetişmek için, saçlarını, gözlerini, ellerini neyin varsa toplayıp gidiyorsun ya, her seferinde bir şey unutuyorsun, sıcak, termometrede yükselen çizgi çizgi. kim bilir nerelerde soğuyorsun... senin gözbebeklerin var ya, kadın kadın gülen insan insan bakan gözbebeklerin, beni tutsa tutsa gözlerin tutar ayakta, beni yıksa yıksa gözbebeklerin yerle bir eder. ne gelirse onlardan gelir bana, çalışma gücü, yaşama direnci... mutluluk gibi kazanılması zor, mutluluk gibi yitirilmesi kolay. bir açarsın ki mutluyum, bir kaparsın her şey elimden gitmiş. Rıfat Ilgaz Ne kadınmış be.. Bulursa biri ben bile alabilirim hani:p Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
alperadana Yanıtlama zamanı: Ekim 1, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 1, 2010 AZ GELİŞMİŞ ÜLKENİN ÇOK GELİŞMİŞ HIYARI Her gördüğü güzele, gel motele gidek, der Gel hele yemek yiyek, aşna fişna edek, der Evde karın var, desen, o evdeki yedek, der Ne nasihat kar eder, ne düzeltir uyarı Az gelişmiş ülkenin çok gelişmiş hıyarı Viskiye meze yapar acılı lahmacunu Elbisesiyle yatar, çıkarmaz pabucunu Lavman diye kullanır nargile marpucunu Kabuğuyla ısırır, çiğneyip yutar narı Az gelişmiş ülkenin çok gelişmiş hıyarı Evdekini boşadı, çirkin diye, kart diye Dört tane karı aldı örfümüzde şart diye Armudun iyisini hep ısırır hart diye Leyleği bülbül bilir, öyle orman kibarı Az gelişmiş ülkenin çok gelişmiş hıyarı Kıçta çifte Baretta, elde cep telefonu Kulaklık ağza gelir, ters tutar mikrofonu Sütlaç yemez ekmeden üzerine kimyonu Geceleri arşınlar beş kulüp sekiz barı Az gelişmiş ülkenin çok gelişmiş hıyarı Makarena yapışı entelliğe jestidir Hem Şopen hayranıdır, hem Mahsun’un mestidir Zort diye burun silmek kibarlığa restidir İnsanlık iflas etmiş, dibine ekmiş darı Az gelişmiş ülkenin çok gelişmiş hıyarı Aftosuna giydirir bikini de tanga da Evde ağır rollerde kaldırmaz palanga da Böylesi yetişmedi Cukurbostan – Langa’da Sandalye der oturur görse bilgisayarı Az gelişmiş ülkenin çok gelişmiş hıyarı Anlatmaya çalıştım zontanın elitini Piyasanın kurdunu, sosyetenin itini Düne kadar kelinden ayıklarken bitini Bugün yeşil yeşildir istifte milyarları Az gelişmiş ülkenin çok gelişmiş hıyarı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
bloodsucker countess Yanıtlama zamanı: Ekim 1, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 1, 2010 gözlerin gözlerime değince Felaketim olurdu, ağlardım Beni sevmiyordun, bilirdim Bir sevdiğin vardı, duyardım Çöp gibi bir oğlan, ipince Hayırsızın biriydi fikrimce Ne vakit karşımda görsem Öldüreceğimden korkardım Felaketim olurdu, ağlardım Ne vakit Maçka'dan geçsem Limanda hep gemiler olurdu Ağaçlar kuş gibi gülerdi Sessizce bir cigara yakardın Parmaklarımın ucunu yakardın Kirpiklerini eğerdin, bakardın Üşürdüm, içim ürperirdi Felaketim olurdu, ağlardım Akşamlar bir roman gibi biterdi Jezabel kan içinde yatardı Limandan bir gemi giderdi Sen kalkıp ona giderdin Benzin mum gibi giderdin Sabaha kadar kalırdın Hayırsızın biriydi fikrimce Güldü mü cenazeye benzerdi Hele seni kollarına aldı mı Felaketim olurdu, ağlardım.... özellikle güldümü cenazeye benzerdi :S boyle bır benzetme sanatı yok baska .... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
bloodsucker countess Yanıtlama zamanı: Ekim 1, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 1, 2010 Ağlamak için gözden yaş mı akmalı? Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı? Sevmek için güzele mi bakmalı? Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı? Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır? Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı? Hırsızlık; para, malmı çalmaktır? Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı? Solması için gülü dalından mı koparmalı? Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı? Öldürmek için silah, hançer mı olmalı? Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı? Victor Hugo --------------------------------------------------------------------------------------- Sen, hergün köşe başlarında Yırtık urbanla kirli ellerinle Avuç açan, sefil insan. İnan yok farkımız birbirimizden. Sen belki tüm yaşamınca dilenecek; Beklediğin beş kuruşu biri vermezse, Ötekinden isteyeceksin. Ama ben, tüm yaşamım boyunca Tek bir kez dilendim, Bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim. Öylesine boş öylesine açık kaldıki elim, Yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim. Victor Hugo (şahaneeee) --------------------------------------------------------------------- kirpi gibisin çocuk her tarafın diken kim elini uzatsa delik deşik .......... .......... Attila İlhan ------------------------------------------------------ Bir bakışın kudreti bin lisanda yoktur Bir bakış bazen şifa bazen zehirli oktur... Bir bakış bir aşığa neler neler anlatır Bir bakış bir aşığı saatlerce ağlatır. Bir bakış bir aşığı aşkından emin eder Sevişenler daima gözlerle yemin eder... Victor Hugo ------------------------------------------------------------------------------ Cehennemim var diye Kurum etme ey Tanrım Bağrımdaki ateşle Seni bile yakarım” Aşık Yusuf (Falih Rıfkı Atay) ---------------------- Aldanma insanların samimiyetine Menfaatleri uğruna gelirler vecde Cenneti vaad etmeseydi eğer Allah'a bile etmezlerdi secde.. Mehmet Akif Ersoy Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Ekim 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 2, 2010 ışıkla ilgili bir yazı okuyordum, elektrikler kesildi boğazından geçerek midesine indi kent gecenin mum aramadım, oysa vardı pencereye gittim kalkıp çalışma masamdan iki sevgiliden söz ediyordu ağaçlar fısıldaşarak bahçede ağaçların yalnızlıklarından korktum sonra yollardan söz açtılar, düşledikleri yollardan işte o zaman ateşböceklerini, birbirini kovalayan iki yanarsöner ışığı gördüm gezinen son yıldızlarıydılar yeryüzünün çaldıkları ağustosböceklerini tahta kafeslere dolduran bir hırsız çetesi geçti sokaktan ay siliyordu, siliyordu camlarını terleyen evlerin bir ırmak kente geri dönmeyeceğini bildiren bir mektup yazıp akıp gitmişti sudan gerekçelerle yerçekimini aşk yoksunlarına bırakıp bir bir çıkardım giysilerimi ve kapısını araladım uyuduğun odanın sonra açılmak için dokunmamı bekleyen pembe gülleri gezdirmeye gittik ağaçların gözlerini yumduğu küçük koruda gökyüzümü sarsıyordu ıslak kelebek kanatların ve geceyi şu ısırıp durduğun geceyi gitgide derinleşen karanlıkta gitgide sertleşen geceyi yıldızların gökfişekleri gibi içimizde patladığı geceyi çiğlenmiş sabahla birleşen ve küçülen geceyi her güne böyle başlayalım sevgilim böyle, ateşböceklerine teşekkür ederek akgün akova Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
alperadana Yanıtlama zamanı: Ekim 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 2, 2010 KANDIRANLAR Sokaktayım, yalnız kaldım ortada Yürüyorum, sağı solu keserek yürüyorum. Yolumun aydınlığa bakan noktasında, Sanki beni bekleyen bir kadın görüyorum. Hava aşk bulutlarına kapanık; Evlerin camlarına vuruyor hayeller İn cin uykuda, feşin tv açık Bir benim uyanı biri de o müthiş rüyalar. İçimde damla damla bir şeyler birikiyor; Keşke diyorum başımı okşasa hanımlar Üstüme gözlerini hep simsiyah dikiyor; Siz olmadan çekilmiyor hayat ey kadınlar Kandıranlar içimde hep varsınız Kandıranlar beni yalnız bırakıp giden sizsiniz Kandıranlar duyulur belki bir benim de sesim Kandıranlar bir gün bende sizi öpeceğim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Hush Yanıtlama zamanı: Ekim 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 2, 2010 Gün olur alır başımı giderim, Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda Şu ada senin, bu ada benim, Yelkovan kuşlarının peşi sıra. Dünyalar vardır, düşünemezsiniz; Çiçekler gürültüyle açar; Gürültüyle çıkar duman topraktan. Hele martılar, hele martılar, Herbir tüylerinde ayrı telaş!.. Gün olur, başıma kadar mavi; Gün olur, başıma kadar güneş Gün olur, deli gibi... Orhan Veli olacakları kestirememek kadra uçucu,neşeli bir duygu daha tanımıyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MrColt Yanıtlama zamanı: Ekim 2, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 2, 2010 Sen herşeyi bilirsin Ne zaman ne yapılacağını.. Benimse hayatım dengesiz, Metrajı kısa filmlerimin.. Aslında sende de vardı biraz delilik.. Yanımdayken anlardım.. Yurttan kaçıp çimlere gittiğimiz vakit, Sevgilinden bahsederdin bana.. Dertliyim derdin dermanınmışımcasına.. Ve eğlenirdik beraberken.. Gözlerin...gerçekten mutluyduk.. Biz asla birlikte olamazdık, Ne kadar acı olsa da Biriktelik zor Bizim için ızdırap.. Gitmek zorundayım... Gitmezsem ikimiz de öleceğiz.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Ekim 6, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 6, 2010 duymuşsundur Kaşıkçı Elması'nı bir kaşık suda boğdum yazdığım şiire girmek istedi piç kurusu alısmışmış aşk şiirlerine var mı öyle yağma be üstümüzde ne hakkı var ne iyiliğini gördük ne değeri var Hiroşima 8.15'de Kurtuluş Savaşı'nda, Vietnam'da, mayın tarlalarında duymuşsundur Topkapı Sarayı'ndan kaçırıp boğdum Elmas'ı herkes hak ettiğini bak hak edilmiş cazgır sevinçlerim oldu mu ille de yanıma seni isterim gel beni kadınla, beni ateşle, beni demle sözcüklerimin izini sür sıyır kabuğundan gerçeği porselen kırığımı, yazboz tahtamı Fenike alfabemi çöz götür milattan önce çok eskiye hüznümün parantez içini aç, genişe aç, sessize aç, belleyip yabanotları yeşille yalnızlık nöbetime geldi mi sıra beni ikizle, beni kedile, beni sevgile biliyorsun yaşamak zorundayız kimseye boyun eğmeden iki kişi de olsak, çoluk çocuk da olsak oysa gökyüzünün kuş mezarlığına döndüğü doğru insanların şikayet kutusu olduğu denizin ucu kaçmış su olduğu cellatların büyük ilanlarla arandığı doğru işte sırtımı sana dönüyorum öldüreceklerse sen öldür beni yaşayacaksam sen yaşat sen adala, sen dalgala, sen ıslat duymuşsundur ömür boyu hapis yedim bir kadının boynuna akgün akova Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Ekim 12, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 12, 2010 Düş maviyle uyandı Güneşi yorgun dünyalara Gece oyunları oynardık yarı uykulu şiirlerde Düş maviyle uyandı Öper gibi yar uykularını Dönüşü yok sevdaya dikilmiş çiçeklerdi o oyunlar Sevgiler kendi renklerini değiştirdiklerinde Değişken yüzler girerdi hep aynalara Yine de sevgiyle bakardık onlara Ve öperdik ak alınlarından Yağmur düşerdi sevincin aktığı yollara martılarla Düş maviyle örtündü Yağmurla kardeş bedenlere Sevda oyunları dönerdi çırılçıplak gölgelerde Sevgiler kendi renklerini bulduklarında Kendilerine kavuşuyor yüzler yeniden aynalarda Düş Sokağında yaşardı Renkli cıvıl cıvıl düşler Ve sakinleriydik bu sokağın Düşler birikmiş sevgilerimizdi Düş Sokağı Sakinleri.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Ekim 16, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 16, 2010 önce bir ellerin vardı yalnızlığımla benim aramda sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar şarabın yanısıra felekte bir cumartesi gözlerin,onun ardından yüzün,dudakların sonra her şey çıkıp geldi yeni çizilmiş gözlerinle namuslu,gerçek bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde sen çıkardın utancını duvara astın ben aldım masanın üstüne koydum kuralları her şey işte böyle oldu önce cemal süreya Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Ekim 17, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 17, 2010 Her ben , dolayli bir sekilde bir seni anlatis, bir senden yakinistir. Çünkü benim yerim seninle onun arasindadir. Ve o degildir bana yakin olan, sensin. Ben ben olsam dilbilgisi kitaplarindaki tekil sahis zamirlerini su siraya göre düzenlerdim. Sen, ben, o! Basta sen gelir, çünkü ben diye bir sey yok sen olmadikça. Her ben, ben'ligini sen'le anlar Behçet Necatigil Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
alperadana Yanıtlama zamanı: Ekim 17, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 17, 2010 dün kıştı... dün sen yokdun... dün çok üşüdüm... dün bugünden önceki gündü :wacko: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Ekim 22, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 22, 2010 göllerimi bırakıp denizlerine gelirim sevişmek için seninle Flora, çağlayanın karnında çırpınan kayık isteğin masalı tenime dağılan mıknatıs yüzükoyun yatmasan göremezdim sırtında bir bahçıvanın makas izleri Sevdalılar Parkı'nda ağır yaralı dudakların boynumun altında patlayan yavru papatya sokaklar bile göç ediyor Flora saatler ıslanıyor Tamburi Cemil Bey çalıyor seni anımsatan şarkıları kente kanadı kırık melekler yağıyor sevdamız yüksekten uçurdu bizi sevdamız, siste dolaşan tavuskuşları biz sevişirken ölmeliyiz Flora köprülerin üzerinde, çatlayıp bizi ikiye bölen erimiş bilgisayarlar bulmalılar çöp kutumuzda oyuncak mağazaları için soygun planları tahtlar, somun altından biz sevişirken ölmeliyiz Flora birileri haber vermeli bunu muhabbet kuşlarına akgün akova Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Ekim 23, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 23, 2010 İzin Verirsen Artık Bize Taşınmak İstiyor alev almış yıldız sesiyle çalınca herhangi bir telefon sanadır durma aç alooo'na karşılık bir tanıdık koku duyarsan, gönül borcu var gibi hani mummutluymuş, sevinçten dili tutulmuş gibi anla sevdiğim o'dur telefon kulübesine ektiğimiz karanfil büyümüş de, evlendik mi onu soruyor Akgün Akova Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Ekim 27, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 27, 2010 Bende ben olmak istermiydim Sende sen olmak varken Seni bilseydim bilmek istermiydim Sevseydim senden ayrı İbn-i Teymiyye Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adogan2 Yanıtlama zamanı: Ekim 28, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 28, 2010 Sessiz Gemi Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu. Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu. Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler. Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden. Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden Yahya Kemal Beyatlı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.