boynuzsuzgeyikler Yanıtlama zamanı: Aralık 18, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 18, 2010 İnsan yiyeceksiz, giyeceksiz edemez: Bunlar için didinmene bir şey denmez. Ondan ötesi ha olmuş, ha olmamış: Bu güzelim ömrünü satmaya değmez. Ömer Hayam Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Topal Kırkayak Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2010 Var olan evcil domuzlarınıza boyun eğin siz. Var olmayan tanrılarımın yolundan gideceğim ben. İnsan kalacağız biz bağışlanmazlık pahasına. René CHAR Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2010 Var olan evcil domuzlarınıza boyun eğin siz. Var olmayan tanrılarımın yolundan gideceğim ben. İnsan kalacağız biz bağışlanmazlık pahasına. René CHAR çok güzel sözler:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
perhaps Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2010 Yitirilen .. Ola ki yürürüm bir başka aşka ,yada mavi olmayan bir gülüşe Unutma ki tek aşk olduğum sensin aşık olduğum değil . Karanlıkla süzülüyor içime yıkım dur diyorum ! yıkılıyorum .. uçurumları başucuma koyuyorum sonra okşuyorum saçlarını rüzgarda , sıcak ılık bir koku siniyor yüreğime . gitme diyorum.. gitme.. düşüyorum sonra beni soruyorlar bana tanımıyorum diyorum daha önce hiç karşılaşmadık aynı çizgide bilge susumu dinliyorlar ben sustukça yazık bir çığlığın doğuşu gibi ölüyorlar önce bir bir sonra hepsi sonra bir uçurumlar kalıyor birde yıkımlar verilen herşeyi borçmuş gibi alınıyor önce bir bir sonra hepsi sonramı bir ben kalıyorum birde yanlızlık uçurumlar,yıkımlar ben ve yanlızlık zorlu bir savaşın unutulmuş cesetleri gibi yatıyoruz yanyana öpüşüyoruz sevişiyoruz da hatta herşey oyunun yasaklarına uygun bir günah oluyor tek umudumuzu göğe gelin ediyoruz telli kanlı düğün işte üşüyor saçlar biliyorum dargınmısın bu baharda mayısa bıraktığım gibimisin hala vurulmuş çocuk gibi büyümemiş yüreğinde hüzün hala kaçıyormusun zamansız gözlerini bırakarak birilerinde hala ellerinden tutup sevgileri dipsiz kuyuya salıyormusun ağlayarak küçücük bir dokunuşla son sevilen olabiliyormusun kendin kadar aklımdasın hala öyle savruk bir gök hala öyle yurdunu yatağını bulamamış bir mavi ve aşkını şaşırmış bir tanrı çoğalan sızısıyla mutlu bir yara öylemisin mavi gözlü sarı saçlı yoldaşım öyle bıraktığım gibimisin gerçeği yakmada ustamısın yoksa çırakmı yanar kendi yalanında saçlarıma dolanan aydınlığımsın somutlaştıramadığım tek imgemsin şiirde anlattıkça eksilen tek anlam anlattıkça eksilen tek anlam hala bıraktığım gibimisin yoksa beni bıraktığın gibimi kaç mevsimsiz kar düştü toprağıma kaç mevsimsiz kar düştü benim toprağıma hala bıraktığım gibimisin ? Umut ALTINÇAĞ Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
EceLMeriC Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2010 senin askina olurum dedim, yine yalan soyluyorsun! Bana degil aska oluyorsun sen dedi... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ocak 13, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 13, 2011 Sen bakma bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma,ben çok gülerim.ve gülerken hiç kimse yalan olduğunu anlayamaz... Cemal Süreyya Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Ocak 15, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 15, 2011 telefonlarla geldi telaşlı ve ürkek birdenbire geldi beklemiyordum hayli dargın sesi kalın ve titrek umutsuzluğuma geldi oysa yorgundum üstelik incittim de istemeyerek akşamdı samanyolu patlamıştı bütün sacre coeur silme akordeon mulhouse'lu muydu neydi işte unuttum ilk yudumda ağlamaya başlamıştı şakaklari ter içinde gece saat on kibrit aranıyor göğüs geçirerek bütün sevgilerinde yanılmıştı bir omzuna almış sanki gökyüzünü dudakları masmavi alsace lorrain yüzü cermenlerin en eski hüznü hölderlin bakıyor sisli gözlerinden ellerini şöyle okşayacak oldum duydum nabzının gök gürültüsünü adı yağmur mu akşamüstü mü uzak bir panayırda ip atlayan çocuklar dalgalar vurdukça sarsılan mendirek gecesi kaydı mı nedense beni arar dilinde özürler bilerek bilmeyerek zenciler çaldı mı cazın hali başka oturduğu yerde içtikçe eksilerek barın camlarına ******lar çiziliyor özlem büyük korku epeyce şaka telefonlarla geldi telaşlı ve ürkek birdenbire geldi beklemiyordum hanidir içimden bir başkası geçiyor gözlerim hanidir ondan uzakta hölderlin'i bırakmıştım artık sevmiyordum attila ilhan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Semyaza Yanıtlama zamanı: Ocak 15, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 15, 2011 kadının tekiyle tanıştım ve bana korkunç durumdasın dedi, Seni toparlamamız lazım, ve siyah noktalarımı sıkmaya başladı Her yerde sıkıyordu siyah noktalarımı: arabada, markette, yatakta, parkta (arada da sevişiyorduk) aşkım tükenmeden siyah noktalarım tükendi şimdi ne yapacağız diye sordu. Sonra kulaklarımdan ve burnumdan kıl çekmeye başladı Ha bir de sırtımdan cımbızla, aşkı tükenmeden, Kıllarım tükendi ve o şimdi ne yapacağız diye sordu. aşkım tükenmeden siyah noktalarım ve kıllarım tükendi, şimdi eşyalarını topladı, bu gece evi terk ediyor ama önce kulaklarımdaki bal mumunu temizleyecek, oldukça olağandışı bir kadın. Charles Bukowski/Kaybedenin Önde Gideni Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
OpheliaC Yanıtlama zamanı: Ocak 15, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 15, 2011 Haha Bayıldım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
amelie Yanıtlama zamanı: Ocak 15, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 15, 2011 Sanma şâhım herkesi sen sâdıkâne yâr olur Herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyâr olur Sâdıkâne belki ol bu âlemde dildâr olur Yâr olur ağyâr olur dildâr olur serdâr olur Yavuz Sultan Selim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Who Yanıtlama zamanı: Ocak 16, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 16, 2011 En güzel deniz: Henüz gidilmemiş olanıdır. En güzel çocuk: Henüz büyümedi. En güzel günlerimiz: Henüz yaşamadıklarımız. Ve sana söylemek istediğim en güzel söz: Henüz söylememiş olduğum sözdür... Nazım Hikmet Ran Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Ocak 23, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 23, 2011 ay soluk soluğa yıldızlar akla ziyan bir irilikte uzaydan yanmış kibrit kokuları koklasam korkarım koklamasam gizli yılan ıslıklarıyla özsuyu zaptediyor henüz birer iskelet gibi çıplak asağıdan yukarıya ağaçları çiçekleri uyandı uyanacak koparsam korkarım koparmasam öyle yoğun bir elektrikle çıtırdar ki saçları kim değse tutaşacak dokunsam korkarım dokunmasam gözleri bir yangın başlangıcıdir dudakları kırmızı alarm uğultusu şehre yayılır sokak sokak tutulsam korkarım tutulmasam attila ilhan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Ocak 28, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 28, 2011 "Annem gözyaşları için ekmek kırıntısı gibi değerlidir derdi. Üstüne basıp geçenlerin çarpılışını görmek için bekliyorum seni". Cemal Süreyya 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ArpiA Yanıtlama zamanı: Ocak 29, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 29, 2011 BE HEY DÜRZÜ... Ne ararsın Allah ile aramda.. Sen kimsin ki orucumu sorarsın .? Hakikaten gözün yoksa haramda... Başı açığa niye türban sorarsın.? Rakı Şarap içiyorsam sana ne.. Yoksa kimseye zararım içerim. İkimizde gelsek kıldan köprüye.. Ben dürüstsem sarhoşkende geçerim. Esir iken mümkün müdür ibadet..? Yatıp kalkıp Atatürk'e dua et. Senin gibi dürzülerin yüzünden.. Dininden soğuyacak bu millet. İşgaldeki hali sakın unutma.. Atatürk'e dil uzatma sebepsiz. Sen anandan gene çıkardın amma.. Baban kimdi bilemezdin Şerefsiz. NEYZEN TEVFİK Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Ocak 29, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 29, 2011 Bir akşam-üstü pencerenden bakıyordun Ağır ağır, yollara inen karanlığa. Bana ...benzeyen biri geçti evinin önünden. Kalbin başladı hızlı hızlı çarpmaya. O geçen ben değildim. Bir gece, yatağında uyuyordun. Uyanıverdin birden, sessiz dünyaya. Bir rüyanın parçasıydı gözlerini açan, Ve karanlıklar içindeydi odan... Seni gören ben değildim. Ben çok uzaktaydım o zaman, Gözlerin kavuştu ağlamaya, sebepsiz ağlamaya. Artık beni düşünmeye başladığından Bıraktın kendini aşk içinde yaşamaya. Bunu bilen ben değildim. Bir kitap okuyordun dalgın. İçinde insanlar seviyor, ya da ölüyorlardı. Genç bir adamı öldürdüler romanda. Korktun, bütünüyle ağlamaya başladın. O ölen ben değildim. Özdemir Asaf Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
amelie Yanıtlama zamanı: Ocak 29, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 29, 2011 (düzenlendi) Geleceğim bekle dedi Ben beklemedim o da gelmedi ölüm gibi birşeydi Ama kimse ölmedi Ö.Asaf Ocak 30, 2011 amelie tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Ocak 29, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 29, 2011 1. Gurbet yavrum garba düşmektir gurbet Çiçeklerden gelincik içinde Bünyamin sevgisi 2. Yürüdün gittin eski kurganlar üstünden kent kent Kulağında ama bir çömleğin kırılma sesi 3. Barış demiştir ve güvercin tıkmışlardır boğazına Bu yüzden edep kuralı gözetmez Anadolu ermişi 4. Bu yüzden kimi zaman zordur ayırmak Üstünü başını yırtmış ağıtlardan şiiri 5. Bir dostluk hastalığı senin şiirin Sümbül diye genzine bastırırsın akrebi 6. Öyle durur bir kıyının serüveninde ceset Odan öyle sevinçsiz yüzün öyle serin ki 7. Yine de bir elinle kapıyı aralarken Öbür elindeki titreme dünyanın anadili 8. Merkezefendi'nin gizli barınağından Bu açık hava kahvesine getirdiğin ne ki 9. Bir kentin ortasındasın boyuna saatini kuruyorsun O durursa hayatın da duracak sanki 10. Evler eski bir uygarlığın dingin lağımları Sokaklarsa çatışıyor temizliyor birbirini 11. Anımsar mısın toros ekspresinden inmiştiniz Biletlerimizden ibaretti ikimizin de kimliği 12. Bahçelerden geç parklardan köprülerden geç git Aşklar da bakım istiyor öğrenemedin gitti 13. Seviş yolcu büyük sözler söyle ve hemen ayrıl Uçurumlar birleştirir yüksek tepeleri Seviş Yolcu/ Cemal Süreya Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
amelie Yanıtlama zamanı: Ocak 30, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 30, 2011 Parça Tesirli Melodram senin yaşın aşka tutmuyor hiç gelme bükülmüş dudaklarına bükülmüş sözler büyük kaçar on santim daha uzasan başın göğe çarpacak göğsün diyordum göğsünden sözediyordum / sen sen ölmeden beş dakika önce düştün mandallarından savrulup uçan beyaz bir gömlek gibi havada uçarken ölüp savrulan beyaz bir kelebek gibi hay aksi dengesini kaybeden bir cambaz gibi virajı alamayıp şarampole yurvarlanan arabalar gibi aklıma ilk gelecek bir şey gibi düştün düşüşün bir rüyaydı düşüşün yarım kalacak bir rüyaydı gecelerden bir gece gecelerden bir gece aşkın üstüne yürüdün delikanlı bir yanın vardır karanlıkta şöyle sert, şöyle naif, şöyle öfkeli! senin yaşın aşka tutmuyorum çocuğum, hiç gelme açıkta kalırsın aşk insanı acıktırır aşk insanı bir ölüme susatırsa aşk diye anılır senin mahallende aşk masallara giremez masala giren aşk çıkamaz o mahallelerde! masalların aşkına, benim aşkıma, Allah aşkına senin yaşın aşka tutmuyor sevgilim, lütfen gelme bana ayak bastığın gün aşk herhangi bir gün olarak katılır haftaya salı ile çarşamba arasında bir yere aşk, her koşulda eğlenceli; aşk, istedi mi sereserpe! yüzünde derin mi derin, kuşkulu, canavar bir gülümse yırtarsın, kapatırsın, vurur deviremezsin sevgilim sen bu aşkta dolap çeviremezsin! açıkta kalırsın aşk insanı acıktırır aşk insanı bir ölüme susatıyorsa aşk diye anılır! yüzünde derin mi derin, kopkoyu, yapış yapış bir gülümseme senin yaşın aşka tutmuyor sevgilim lütfen gelme! Küçük İskender Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
xteksus Yanıtlama zamanı: Ocak 30, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 30, 2011 Sevmek Nokta almaz Çocuklar. ...Sevmeye nokta koyan Sınıfta kalır. Onun, Virgülleri vardır Çocuklar. Sevmek noktalanmaz; O, noktadır. Özdemir ASAF Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Ocak 30, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 30, 2011 "BID me to live, and I will live Thy Protestant to be; Or bid me love, and I will give A loving heart to thee. A heart as soft, a heart as kind, A heart as sound and free As in the whole world thou canst find, That heart I'll give to thee. Bid that heart stay, and it will stay To honour thy decree: Or bid it languish quite away, And 't shall do so for thee. Bid me to weep, and I will weep While I have eyes to see: And, having none, yet will I keep A heart to weep for thee. Bid me despair, and I'll despair Under that cypress-tree: Or bid me die, and I will dare E'en death to die for thee. Thou art my life, my love my heart, The very eyes of me: And hast command of every part To live and die for thee. " Robert Herrick... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
amelie Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2011 n'olmuş her fırsatta kendimle konuşuyorsam? bakma sen yanlış söylemiş eskiler. kendi kendine konuşana deli değil, yalnız derler.. Cemal Süreyya Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
emir869 Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2011 Herkes sek sek yürür Ben yalınayak koşarım Herkes gülerken ağlarsa Ben ağlarken gülerim (Salah Birsel) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Topal Kırkayak Yanıtlama zamanı: Şubat 8, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 8, 2011 I don't know how many souls I have.. I’ve changed at every moment. I always feel like a stranger. I’ve never seen or found myself. From being so much, I have only soul. A man who has soul has no calm. A man who sees is just what he sees. A man who feels is not who he is. Fernando Pessoa Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 15, 2011 roman okudum seni düşündüm bende tarçın sende ıhlamur kokusu yürürüz başkentin sokaklarında bir nehir şu tutuk konuşan cumartesi üstünde iki yonga: çarşamba, bir de cuma ayrılık lafları etme sevgilim önümüz temmuz önümüz ağustos nasıl olsa kolkola yürüyoruz tek tük öpüşüyoruz sonra ayrılıyoruz korkuyoruz da kimi zaman neden kalabalığın içinde duruyoruz da kimi zaman bir köşe arıyoruz en sapa işimiz mi yok, şu akay'a sapalım istersen istersen garson girelim ilkyazın gazinosuna börekçi! diye bağır istersen şurda kısmet çıkar -sanırım- emek'te oturan kıza abiler! abiler! diye bir şey satayım ben mendilim kalmamış kağıt peçete yok mu çantanda? üç peseta gibi bir paraya dondurma yemiştim madrid'te yemiştim, ve çatılardan kanguru akıyordu londra'da seversin mi beni, doğru söyle ama? - sigara? ne eflatun etin var, yanarca mı yanarca inan selimiye'nin minareleri gibisin her seferinde başka yoldan çıkılır nirvanaya cemal süreya Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
bloodsucker countess Yanıtlama zamanı: Mart 16, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 16, 2011 Bir bakışın kudreti bin lisanda yoktur Bir bakış bazen şifa bazen zehirli oktur... Bir bakış bir aşığa neler neler anlatır Bir bakış bir aşığı saatlerce ağlatır. Bir bakış bir aşığı aşkından emin eder Sevişenler daima gözlerle yemin eder... Victor Hugo yorumsuz ya... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.