AurorA Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2011 Ölümler çıplak gelir Geceyi indirir yavaşça gözlerine Benden geçmek kolay değil Feryat eder ateş sözlerime Yayılır nefesin çiçeklere Ay ışıldar soğuk soğuk bedeninde Günah bana hiç el değil Feryat eder dilim hüzünlere Vedalar doğru değil Sevgiler yalan değil Koşarım ben sensizliğe Bu son bakışsa Gitmek hiç mümkün değil Görünür bana senden kalan Bilirim ki vardır şarkımı duyan Boşunadır yakarış çizilene Geçer zaman aşk sevilince Ölümler çıplak gelir Gecyi indirir yavaşça gözlerine Senden çıkmak kolay değil Beterdir hayat acılar çekenlere Vedalar doğru değil Sevgiler yalan değil Koşarım ben sensizliğe Ağlarım yağmur düşürür seni Kapı açık gir içeri Düş Sokağı Sakinleri Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Adramelech Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2011 I Yalnız kaldınız sanırsınız, Biliyorum. Yalnız bırakılmışsınız, Biliyorum Ötesi yok. II Ötesi var: Yalnızlık Müziğin bile seni dinlemesidir. Yalnızlık İnsanın kendine mektup yazması Ve dönüp-dönüp onu okuması Yalnızlığın da ötesidir. Bir Adam Korku dağlarınının yürekçisi, Ölüm denizlerinin kürekçisi; Öyle suskun oturuyor şişesinin başında, İçtiğinin hem hırsızı, hem bekçisi Onu kırmış olmalı yaşamında birisi, Dinledikçe susması, düşündükçe susması.. Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi, Heykelini yontuyor yalnızlığın ustası. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2011 Ne zaman yüzüne baksam yalnızlığın o mutlu gerilimi O öksüz göl hızla derinleşir biliyorum, acılarım hiç bitmeyecek, bu öyle bir yeşil Ne zaman gözlerinin içine baksam, biliyorum ikimizi de aşar, o kapının ardındaki masal bense yüreğimin bu hallerinden korkar, kalırım bir hız trenine bindirilmiş küçük bir çocuk gibi geçip giden yüzlerine bakar kalırım Ömrün kısalığı çarpar camlara ateş hızla yayılır içerilere Akşam olur, evler dolar boşalır acıyla erir, yüzüne aşık çocuk Ne zaman gözlerinin içine baksam, bliyorum İkimizi de aşar, o kapının ardındaki masal Cezmi Ersöz Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AurorA Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2011 SEVGİ DUVARI sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi dilimizde akşamdan kalma bir küfür salonlar piyasalar sanat sevicileri derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni yakanda bir amonyak çiçeği yalnızlığım benim sidikli kontesim ne kadar rezil olursak o kadar iyi kumkapı meyhanelerine dadandık önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi aramızda görevliler ekipler hızır paşalar sabahları açıklarda bulurlardı leşimi öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri çöpçülerin elleriyle okşardın beni yalnızlığım benim süpürge saçlım ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi baktım gökte bir kırmızı bir uçak bol çelik bol yıldız bol insan bir gece sevgi duvarını aştık düştüğüm yer öyle açık seçik ki başucumda bir sen varsın bir de evren saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi yalnızlığım benim çoğul türkülerim ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi Can YÜCEL Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Topal Kırkayak Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2011 windows of my room, the room of one of the world's millions nobody knows (and if they knew me, what would they know?) you open onto mystery of a street continually crossed by people, a street inaccessible to any and every thought, real, impossibly real, certain, unknowingly certain, with the mystery of things beneath the stones and beings, with death making the walls damp and the hair of men white, with destiny driving the wagon of everything down the road of nothing. F. Pessoa Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Topal Kırkayak Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 27, 2011 *Tüm zamanların en iyi 3 şiirinden biri i. kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde kaç kilo çekerdi yalnızlık kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize kim sevmezdi çiçekleri filan ”ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi bunu palyaço söyledi, palyaço söyledi ben yazdım yazdım, yazmasam ağlayacaktım herkes ağlarmış biraz, ben de ağladım sırf bu yüzden mi ağladım alçaklık gibi bir şey oldu bu biraz biraz birazdım her şeyden dün biraz sinirlenmiştim mesela yarın bir kadını seveceğim biraz biraz biraz kör oldum bügünlerde ama rakı kadehlerini boşaltmayın eksilmesin hiçbir şey hiçbir şeyden dahi olsa kalsın biraz ii. umursamıyorum yılgınlığımı filan çünkü sessizce yaşanmalı her şey bir devrim sesszce olmalı mesela ve her sözcüğüne inanmalı bir palyaçonun bir palyaço neden yalan söylesin ki ben palyaço olsaydım söylemezdim marangoz olsaydım da söylemezdim ben insan olsaydım yalan söylemezdim! hem nereden çıkardınız palyaçonun yalnızlığını kaç kilo çeker ki bir palyaço hem neden yüzüme vuruyorsunuz bir çirkin ördek yavrusu olduğumu gocunmam ki ben, ben gocunmam bir palyaço ne kara gocunmazsa o kadar, o kadar gocunmam işte rakı doldurun! eksilmesin iii. bitmedi, yazacağım daha yazmazsam ağlayacağım çünkü alçakça olacak biraz hem biz o zaman kimdik ki, nerelere giderdik her sokakta biraz daha eksilirdik bilirdim, geceleri puslu puslu olurdu bazen bazen birisi fısıldarmış gibi olurdu ”duyamadım”, derdim, “tekrar et!” sessizliğe bürünürdü o vakit her şey sokaklar daha bir puslu palyaçolar daha bir ağlamaklı olurdu ve ben daha bir alçak olurdum ağlardım biraz hem sen kimsin, çekiştirme diyorum hatta kuyruğuma basma diyorum acıyor, tırmalarım,- diyorum kahrol, kahrol! diyorum iv. geçen gün yüzüme rastladım bir ilan panosunda korktum birden, kusacak gibi oldum ”olur öyle” dedi palyaço, ”herkes alçaktır biraz” ”otur ulan!” dedim, bağırdım ona ben bazen bağırırım biraz ”rakı doldur!” dedim, “eksilmesin!” ben bazen eksilirim biraz aslında hepimiz eksilirmişiz biraz bunu sonradan öğrendim ben aslında her şeyi sonradan öğrendim herkes herkesi sonradan öğrenirmiş bunu da sonradan öğrendim örneğin; geçen gün bir kadınla seviştim biraz değil çok seviştim ya işte öyle palyaço diyorum ki, bunu da yeni öğrendim sevişmek de eksilmekmiş biraz v. kim sevmezdi ki kuş ötüşlerini filan ”ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi bunu palyaço söyledi palyaço söyledi, ben yazdım yazmasam, alçak olacaktım hem ben roman da yazdım biraz bazen diyorum ki, palyaço, sen olmasan ben ne yaparım alçakça eksilirim belki biraz her yağmur yağışında yerindi dibine girerim hiçbir kadının kasıklarını öpemem belki ya da unuturum sonradan öğrendiklerimi biraz biraz anlıyorum ki, yüzler eller, o terli vücutlar filan her şey plastikmiş biraz vi. haydi sirtaki yapalım palyaço rakı doldur, yine eksildik biraz T. Uyar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SU CEMRE Yanıtlama zamanı: Aralık 28, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 28, 2011 [TABLE=width: 100%] [TR] [TD=width: 100%, align: left]DEME BARİ... Bir yudum aşkını bana çok gördün Çöllere atıp da yüz deme bari Vermek istemedin istemek verdin Kendini kendinden süz deme bari Hem her şeyde varsın hem hepsinde yok Elestte tek oldun dünyada bir çok Hem yay ol diyorsun hem hedef hem ok Çıktığım yokuşa düz deme bari Beni tat diyerek sen beni tattın Sanki beni benim için yarattın Vuslat bile yoktu hicrana attın Bensiz ol benimle gez deme bari Tövbeye muhtaçken tövbemin ahı Sensiz işlemedim hiç bir günahı Madem ki sağımdan çektin eyvahı Solumda durana yaz deme bari Güya her perdeden öte yerdesin Ya perde yok ya sen sana perdesin Tamam sustum sormuyorum nerdesin Taktığın perdeye göz deme bari Nice dilberleri peşine takıp Kimin yolda kimin çölde bırakıp Hadi gel der gibi uzaktan bakıp Attığın kazığa naz deme bari [/TD] [/TR] [TR] [TD=width: 100%] [/TD] [/TR] [TR] [TD=width: 100%, align: left]Serdar Tuncer[/TD] [/TR] [TR] [TD=width: 100%][/TD] [/TR] [/TABLE] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
wiccaceren Yanıtlama zamanı: Mart 7, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 7, 2012 bir adın kalmalı geriye bütün kırılmış şeylerin nihayetinde aynaların ardında sır yalnızlığın peşinde kuvvet evet nihayet bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet sen say ki ben hiç ağlamadım hiç ateşe tutmadım yüreğimi geceleri, koynuma almadım ihaneti ve say ki bütün şiirler gözlerini bütün şarkılar saçlarını söylemedi hele nihavent hele buselik hiç geçmedi fikrimden ve hiç gitmedi bir topak kan gibi adın içimin nehirlerinden evet yangın evet salaş yalvarmanın korkusunda talan evet kaybetmenin o zehirli buğusu evet nisyan evet kahrolmuş sayfaların arasında adın sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı bu sevda biraz nadan biraz da hıçkırık tadı pencere önü menekşelerinde her akşam dağlar sonra oynadı yerinden ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca sen say ki yerin dibine geçti geçmeyesi sevdam ve ben seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağdı yani ben seni sevdiğim zaman ayrılık kurşun kadar ağır gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın yine de bir adın kalmalı geriye bütün kırılmış şeylerin nihayetinde aynaların ardında sır yalnızlığın peşinde kuvvet evet nihayet bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet beni affet Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç... AHMET HAMDİ TANPINAR Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sabrina Yanıtlama zamanı: Mart 7, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 7, 2012 Kimi derki kadın uzun kış gecelerinde yatmak icindir kimi derki kadın yeşil bir harman yerinde dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir kimi derki ayalimdir boynumda taşıdığım vebalimdir. ... Kimi derki hamur yoguran kimi derki çocuk doğuran ... ne o,ne bu,ne döşek,ne köçek,ne ayal,ne vebal o benim kollarım bacaklarım, başım ,yavrum , annem , karım , kız kardeşim , Hayat arkadaşımdır. Nazım Hikmet Ran Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Quiet ScReaM Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2012 YiNe baNa KalaN YalnızLıK Ve SeNdeN arDa KaLaN HaTıRaLaR ßiRde Sigaram DüşüNüyoRuM da ; SeNde DüşüNüyorMusuN ßeNi ßeniM seNi DüŞüNdüğüM KaDaR SeNde ÖzLüyorMusuN ßeni YoK ße CaNııM (NeRde) ÖzLeseydiN DöNmezmiydiN GeRi SeVseyDiN GideRmiydiN SaNki DoĞru ya Sen ßENİ zAtEn HİÇ sEvMediN ki Oysa ßeN,ÖyyLesiNe SeVmişiM ki SeNi O KaDaR Çok ßeNiMsediM ki Ama Her GüzeL ŞeY gißi ßuda ßitti MuTlu SoNLaR SaDece MasaLLaRda oLur DeNdiği Gißi SeN gittiN MasaL Gitti ße SeVgiLi... YaZaRı: "ßeeN" (-Raßia-) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2012 Bir sen degilsin ki Zeliha da var Zeliha'nin ciglik ciglik dogurmuslugu Bir bas sogan gibi kirilmisligi Ümmühan da var bir sen degilsin ki Ardemis'in kan kirmizi sarhoslugu Sonra Melahat'in kahrolmuslugu Bir sen degilsin ki baskalari da var nehir ugultulariyla icimi dolduran Basimi döndüren yüzümü güldüren Memleketimin bereketli kadinlari Kimileri Isparta da hali dokuyor Larelleriyle uykularini dokuyorlar Bir hasene yayik döyüyor bir rüzgar hasene'yi dövüyor Zeynep yakasina cicek takiyor hafiz hanim mevlüt okuyor Kimileri dersen yorgan kapliyorlar Kimileri egilmis üzüm topluyorlar Hicbir hallerine kusur bulamiyorum Uyurken acilsam üstümü örtüyorlar Elimi yikasam havlu tutuyorlar Isimlerini bir bir cikaramiyorum Memleketimin bereketli kadinlari Gözyasina ekmek bandiginiz cevriye'dir Beyaz beyaz aglamasi bilmem niyedir bilsem niye kimileri odun indiriyorlar Yüzlerini kibleye dönüyorlar Bir türlü yanlarina varamiyorum Hatice nasipsiz kecisini sagiyor Huysuz aga Hatice'yi sagiyor Zühre hatice'den sitmali doguyor Bunda bir is var soramiyorum Memleketimin bereketli kadinlari ATTILA ILHAN Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sabrina Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2012 Bir yıldızdık gökyüzünde parlamaya çalışan kenar evren çocuklarıydık. kardeşlerim kadar sevdim seni. Barış kadar Fırat kadar sevdim. terk edildik evrenin her galaksisinde. parlamaya çalışan birer yıldızdık kardeşlerim ve ben dağıldık evrenin kimsesizliğine biliyordum yine de biliyordum kise gelmeyecekti kise olmayacaktı uzay boşluğuydu gözlerimizde. evren bir varoştur sevgilim Barış bir boşluktur gözlerimde. Fırat suyu kan akar terkeden babam kadar Fırat suyu kan akar. Yüreğimde sevda gibi aşk gibi bir sızı akar. şimdi sevdikçe evrenin sonsuzluğu dağılır gözlerime. evrenin sonsuzluğu gözlerinde. sevdikçe bir yıldızdım gökyüzünde. kimse tanımayacak kimse bilmeyecek ve bu şiir de yine başkalarının sanılacak kimse bilmeyecek seni, , beni kimse bilmeyecek. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2012 MEZOPOTAMYA ÜÇ LEMESİ / GEYİKLER LANETLERCUDANA - Dokuzuncu Lanetsoyunun ugradığı bütün felaketlereyas tutacak kadar uzun olsun ömrüninsan kalbinin bütün afetlerini yaşayasınsonsuza dek uyku haram olsun nankör gözlerinedostlarının ihaneti, sevdiklerininnefreti,arkadaşlarının kalleşliğihayatının zenginliği olsunarafta kalsın ruhun ve bedeninölümün kuytusunda kalmış gölgeniyeryüzünün ve gökyüzününbütün kötülükleri kuşatsıno kadar uzun yaşao kadar uzun yaşa kigörmediğin zulüm, çekmediğin kahırduymadığın acı, uğramadığın bela kalmasıno kadar uzun yaşao kadar uzun yaşa ki yüreğin duyabileceği bütün acılarıgözün görebileceği bütün zulümleriaklın hayal edebileceği bütün işkenceleriduyasın, göresin, bilesin!o kadar uzun yaşao kadar uzun yaşa kibütün sevdiklerinin ölümlerini görsün gözlerinbütün yakınlarının yıkımlarına yansın yüreğino kadar uzun yaşao kadar uzun yaşa kiölüm senin için en büyük mutluluk olsuno kadar uzun yaşa kio kadar! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sabrina Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 8, 2012 iki çıplak yara iki çıplak düşman şimdi karşı karşıya artık herşey olabilir artık bütün dünya karanlık imkan geç geçebilirsen ruhum bir daha buralardan aşktaki düşmanlık değil düşmanlıktaki aşk onları şimdi birbirinden ayıran ruh ölür, beden unutur av kurtulur kendine kurduğu mazinin tuzağından kendinin sonuna geldi mi yeniden görür insan çıplak hüküm, acı özgürlük! kana karışan aşk zamana intikamla sızar bilirim, çok geçtim buralardan benim zaferim ayrıldıktan sonra başlar aşkta zafer olmadığını anlayana kadar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sabrina Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2012 Araya hiçbir şey girmemiş gibi sürüp gider mi yeniden yarıda kalan söyleşi birbirine bağlanır mı sözcükler anımsar mısın ne dediğimi hışmı geçince karagünlerin K.Özer Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sabrina Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2012 [h=6]Gittin... Dudagima, çocuksu susuzlugumla asla doyamadigim öpücüklerinden birini kondurup gittin. "N'olur öyle bakma bana" dedin en son... Daha birkaç dakika önce, gözlerimde varliginla alevlenen yasam sevincinin yerine, boyun egmis, donuk ve daha simdiden hasretinle kavrulmus bir karanligi birakip gittin... Dolmustu zamanin... ... Yüregimdeki kum saatini, o göz açip kapayincaya kadar geçen "sen"den, sanki asirlarca tükenmek bilmeyen "sensizlige" tersyüz ederek gittin. Içimde, günlerdir yoklugunla zayiflamis, kalbi kupkuru kalmis ask çocugunu sevginle emzirme sarhosluguyla delirdigim su "üç saatin" içindeki yüzlerce "an"i "ani"ya dönüstürerek... Önce gözlerim öksüz kaldi yoklugunda. Sonra, nefesinin o bugulu sicakligindan mahrum kalan evimin rutubet kokulu duvarlari... Gittin... Iki askin arasinda saskin, ürkek ve çaresiz bir çocuk gibi savrulan kalbini cebine koyup, baska bir eve gittin uyumaya. Artik senin degildi evin,. "sizin"di. Benim özledigim o eski evin degildi gittigin... O eski ev... Oturup, zamanin o yagmursuz, o parça parça yüzüne bakarak, günesin bütün gün sadece yalayip geçtigi los pencerelerinde dalginligimizi biriktirdigimiz o ev... Susardik bazen... Ansizin, hesapsizca, belki de yorgun düserek... Akildisi bir hizla devinen imgelerin ortasinda, bir çig gibi ömrümüze yigilan anilardan birini seçip, dondurarak... Hayat, çok eskilerden gelen sonsuz bir ritüel gibi, bir gelenek gibi tekrar ederdi etrafimizda, umurumuzda olmadan... Elin çaya uzanirdi... Tenim dudaklarini özlerdi... Bir sözüm siirin olurdu... Demlenirdik. Gömüldükçe düslerin o büyülü uykusuna, askimin kalbimdeki ilahi melodisi çalinirdi kulaklarina birden. Nasil da ürkerdin. Karanliktan korkan bir çocugun teselli isligi gibi bölerdi sesin suskunlugumuzu... Ruhlarimizin biryerlerde bulustuguna, düslerimizin biryerde kesistigine inanmak istedigim bu hayattan çalinti anlari, beni bunun aksine inandirmaya çalisan bir sesle ve ilk önce hep sen bölerdin. Iste böyle anlarda yüzü daha da netlesirdi dünyaya gözlerinden bakan o yarali çocuklugunun... Iste ben en çok seni içimden dogru sevdigim böyle anlari severdim... Yabani bir ot gibi ruhumu sarip sarmalayan öfke ve kiskançlik duygulariyla benligimden uzaklasmayi kendime yakistirmamak, sıkısıp kaldigim bu karanlik dehlizde, kendi kalbimde, yalnizligimda, sensizligimde, kendi askimla delirmek oldu artik seni sevmek... Sen benim sizofren askimsin... Bense senin kanayan vicdaninim... Affet beni sevgilim... Verdigim sözleri tutamadim... Cezmi ERSÖZ[/h] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Sting Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2012 Tanrı'yla aynı fikirde değilim intihar edenlerin cehenneme gideceği konusunda, kainatın yaratılışına katılmaktan bıktığımda ruhum, intihar edeceğim bende denenmemiş bir yolla nerdeyse bütün akıllı kalpler intihar edip siktir çekmiş yeryüzüne, ben ateist değilim, babasıymış gibi tanrı'ya küsen bir çocuğum eğer tanrı intihar edenleri ve nietzsche'yi cehenneme gönderirse cehennemde yanmayı tercih ederim bende tanrı dürüstlüğü sever.. tanrı'nın hayal gücünü beğenmiyorum ben tanrı olsam peygamberler göndermez direk konuşurdum insanlarla ben tanrı olsam hitler'i iyi kalpli bir yahudi olmakla cezalandırırdım yahut yetenekli bir yazar yapardım onu içindeki kötülüğü insanlara değil tuvallere boşaltırdı ben tanrı olsam devletler yok olur gül kokulu bireyler var olurdu sadece atlar çılgın zamanlar koşardı ben tanrı olsam düşünce gücüyle herkesin istediği karakter olmasını sağlardım dünya bir şiirin yaratılım sürecine dönüşürdü böylece ben tanrı olsam intihar ederdim insanlarla birlikte acı çekmeyi öğrenemediğim için. Cesar Mendoza Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairytale Yanıtlama zamanı: Mart 20, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 20, 2012 duymuşsundur Kaşıkçı Elması'nı bir kaşık suda boğdum yazdığım şiire girmek istedi piç kurusu alısmışmış aşk şiirlerine var mı öyle yağma be üstümüzde ne hakkı var ne iyiliğini gördük ne değeri var Hiroşima 8.15'de Kurtuluş Savaşı'nda, Vietnam'da, mayın tarlalarında duymuşsundur Topkapı Sarayı'ndan kaçırıp boğdum Elmas'ı herkes hak ettiğini bak hak edilmiş cazgır sevinçlerim oldu mu ille de yanıma seni isterim gel beni kadınla, beni ateşle, beni demle sözcüklerimin izini sür sıyır kabuğundan gerçeği porselen kırığımı, yazboz tahtamı Fenike alfabemi çöz götür milattan önce çok eskiye hüznümün parantez içini aç, genişe aç, sessize aç, belleyip yabanotları yeşille yalnızlık nöbetime geldi mi sıra beni ikizle, beni kedile, beni sevgile biliyorsun yaşamak zorundayız kimseye boyun eğmeden iki kişi de olsak, çoluk çocuk da olsak oysa gökyüzünün kuş mezarlığına döndüğü doğru insanların şikayet kutusu olduğu denizin ucu kaçmış su olduğu cellatların büyük ilanlarla arandığı doğru işte sırtımı sana dönüyorum öldüreceklerse sen öldür beni yaşayacaksam sen yaşat sen adala, sen dalgala, sen ıslat duymuşsundur ömür boyu hapis yedim bir kadının boynuna Akgün Akova Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ArpiA Yanıtlama zamanı: Nisan 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 2, 2012 Bu günlerde herkes gitmek istiyor Küçük bir sahil kasabasina Bir baska ülkeye, daglara, uzaklara... Hayatindan memnun olan yok. Kiminle konussam ayni sey... Herseyi, herkesi birakip gitme istegi. Öyle "yanina almak istedigi üç sey" falan yok. Bir kendisi Bu yeter zaten. Herseyi, herkesi götürdün demektir.. Keske kendini birakip gidebilse insan. Ama olmuyor. Hani kendimizden raziyiz diyelim, öteki de olmuyor. Yani herseyi yüzüstü birakmak göze alinmiyor. Böyle gidiyoruz iste. Bir yanimiz "kalk gidelim", öbür yanimiz "otur" diyor. "Otur" diyen kazaniyor. O yan kalabalik zira... is, Güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile, Güvende olma dugusu... En kötüsü aliskanlik Aliskanligin verdigi rahatlik, Monotonlugun dogurdugu bikkinligi yeniyor. Kaliyoruz... Kus olup uçmak isterken, agaç olup kök saliyoruz. Evlenmeler... Bir çocuk daha dogurmalar... Borçlara girmeler... isi büyütmeler... Bir köpek bile bizi uçmaktan alikoyabiliyor. Misal ben... Kapidaki Rex'i birakip gidemiyorum. Degil busehirden gitmek, iki sokak öteye tasinamiyorum. Alip götürsem gelmez ki... Bütün sokagim köpegim oldugunun farkinda Herkes onu o herkesi seviyor. Hangi birimizle gitsin? "Sirtinda yumurta küfesi olmak" diye bir deyim vardir; Evet, sirtimizda yumurta küfesi var hepimizin Kendi imalatimiz küfeler. Ama egreti de yasanmaz ki bu dünyada. Ölüm var zira. Ölüme inat tutunmak lazim. Barik ufak kaçislar yapabilsek. Var tabi yapanlar, ama az Sadece kaymak tabakasi Hepmiz kaçabilsek... Bütçe, zama, keyif... Denk olsa. Gün içinde mesela... Küçücük gitmeler yapabilsek. Ne mümkün Sabah 9, aksam 18 Sonra baska mecburiyetler Sikisip kaldik. Sirf yeme, içme, barinmanin bedeli Bu kadar agir olmamali. Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz. Bir ömür karsiligi, bir ömür yani. Ne saçma... Bahar midir bizi bu hale getiren? Galiba. Ben her bahar asik olmam ama Her bahar gitmek isterim. Gittigim olmadi hiç. Ama olsun... istemek de güzel. Can Yücel \ Gitmek Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
apocalypse Yanıtlama zamanı: Nisan 2, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 2, 2012 bir kaç kez arkama bakmadan kaçıp gittim sadece bir sırt çantası, onun da içi boş zaten ama hiç de hayal ettiğim gibi olmadı gecenin ayazı insana tokat gibi vuruyor ama yine de denemeye değerdi ve bir daha ki sefere daha hazırlıklı gideceğim bir daha ki sefere 'ertelemeyeceğim' özgürlüğü.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sabrina Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2012 Gel seninle bir daha ağlayalım… Yaşanmışlara… Yaşanmamışlara… Bir de hiç yaşanamayacaklara. Oğuz ATAY * Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mksubzero349 Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2012 Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun, Cennet-i ala meyhane midir? Her mümin'e iki huri vereceğim diyorsun, Cennet-i ala kerhane midir? Ömer Hayyam Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Ghostroque Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 9, 2012 Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak Sular sarardı yüzün perde perde solmakta Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta Eğilmiş arza kanar muttasıl kanar güller Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller Sular mı yandı neden tunca benziyor mermer Bu bir lisan-ı hafidir ki ruha dolmakta Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sabrina Yanıtlama zamanı: Nisan 12, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 12, 2012 Bir şey kaldı gecelerden birinde Senden. Öncesinde bilinmemiş birşey, Silinmez bir ses gibi giden.. Kelimelerden büyük, kelimelerin içinde, Bir şey kaldı senden Yaşamalar'ın arasında kaçamaklı. Veriliş rengi başka, alınış rengi başka.. Söylemeye vakit kalmadan Dudakların altına bırakılmış bir şey. Karanlıkların tam ortasında bir kırmızı nokta.. Gözlerce pırıl pırıl, ellerce saklı. Bir şey kaldı, bir denizin kıyısında senden, Bakışlarla yüklü, söylemelerle sessiz.. Seninle dolu, seninle sensiz bir şey.. Arandıkça bulunmamış yıllar yılı, Bulundukça aramaklı. Özdemir Asaf / Kalan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sabrina Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2012 [h=4]Binbirdirek Mahallesi Ucuz Sokak Basit öykü... Yıldırım düşüyor betona yana yakıla İnsanoğluna meydan okurcasına Gürlüyor Hava kapamadan önce son dilimini yedim Üstüne tuz ektiğin zehirin Senden dolayı bulutluyum biraz, Dolu yağıyor Ben doluyorum verdiğin ıstırapla Hüzün ıslak, yapışmış bedenime, kurtulamıyorum Şimşek çakıyor Serinlikle sevişiyorum yanan bedenimde Hava açacak ve güneş çözecek meseleyi, bekliyorum [/h] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.