Jump to content

Krzysztof Kieslowski; Üç Renk Yönetmeni...


birunsatan

Önerilen Mesajlar

Krzysztof Kieślowski (d. 27 Haziran 1941, Varşova, Polonya - ö. 13 Mart 1996, Varşova) Polonyalı sinemacı, yönetmen, senaryo yazarı.

 

Küçüklüğünde itfaiyeci olmak isteyen Kieślowski gençliğinde Łódź Ulusal Film Okulu'na iki kez başvurup reddedilmiştir. Bunun üzerine, bir süre bir resim okuluna devam etmiş, ancak üçüncü denemesinde Łódź Film Okulu'na kabul edilmiştir. Kieślowski, ilk olarak belgesel filmler yapmaya yönelmiştir. İlk belgeselleri, kent sakinlerini, işçileri ve askerleri konu edinir. Televizyon için yaptığı İşçiler '71 adlı film sansürlenerek gösterilmiştir. Daha sonra çevirdiği Özgeçmiş adlı filmden dolayı, kendisi otoriteyi eleştirdiğini söylemesine karşın, meslektaşlarınca hükümetle işbirliği yaptığı için eleştirilmiştir. 1981'de çektiği İstasyon adlı filmin mahkemede kanıt olarak kullanılması üzerine belgesel film yapmaktan vazgeçtiğini açıklamıştır.

 

1996 yılındaki ölümüne değin, çok sayıda konulu filme imza atmıştır. Filmleri, çok değişik konuları ele alıyor gibi gözükse de her filmde aslında temel olan felsefedir. Kieslowski filmlerle kimiz, neden burdayız kader var mıdır gibi temel sorular sorar. Etik sorunlar, bireylerin değişik nedenlerle günlük yaşamlarında karşılaştıkları sorunlar, iletişimsizlik, politika ve hatta müzik Kieślowski'nin filmlerinin konuları arasında sayılabilir. Kieślowski politik olmayan filmlerinde arka planda eylem görüntüleri kullanmış, müzik temalı filmlerinde sessizlikten kaçınmamıştır. Hakkındaki belgeselde ( I'm so so ) müzik-sesssizlik ve görüntü seçimindeki tercihlerini ayrıntılarıyla açıklar. Neden sinema yapıyorsun sorusunun yanıtını da verir: 'Başka bir iş bilmediğim için'

 

'Evime gidip sigara içeceğim' diyerek Üç renk üçlemesinden sonra sinemayı bıraktığını açıklayan yönetmen sonradan Cennet, Cehennem ve Araf üçlemesini çekmeye karar verse de ömrü vefa etmez. Kieślowski 13 Mart 1996'da kalp krizi geçirmiş ve ardından alındığı açık kalp ameliyatı sırasında yaşamını yitirmiştir. Araf'ı Jerzy Stuhr (2000), Cennet'i Tom Tykwer (2002), Cehennem'i Danis Tanovic (2005) yönetmiştir.

 

Kieslowski, yalnızca Polonya sinemasının değil, dünyanın en nitelikli yönetmenlerinden biridir. Gerek ışığı kullanımı, gerek müziğin dramatik yapıya uygulanışı gerekse karakterlerinin psikolojisini ele almaktaki ustalığı onu benzersiz kılmaktadır. 1988'den sonraki film senaryolarını Krzysztof Piesiewicz ile beraber yazan Kieslowski'nin Üç Renk (Mavi, Beyaz ve Kırmızı) üçlemesi, Veronika'nın İkili Yaşamı, Aşk Hakkında Kısa Bir Film, Öldürüm Hakkında Kısa Bir Film, Kör Talih gibi uzun metraj filmleri ve 10 bölümlük TV dizisi olarak yaptığı ve 10 Emir'i yorumladığı Dekologlar en bilinen çalışmalarıdır.

 

Üç Renk (Mavi, Beyaz ve Kırmızı) üçlemesinin yanı sıra, Veronika'nın İkili Yaşamı filmi ikili yaşamları, felsefe üzerinden ele alarak irdeleyen, meafizik ögeleri içinde barındıran bir eserdir. Renklerin kullanımı (özellikle yeşil)ile ele alındığında benzersiz bir sanat şaheseri olarak ortaya çıkan bu filmler, ancak Dostoyevski, Klimt gibi sanatçılarla bir tutulabilecek bir psikolojik derinliği görüntü diline uygulayarak ele alması bakımından benzersizdir.

 

Filmografi :

 

Belgeselleri [değiştir]Ł (Z miasta Łodzi) (1969)

Ben Bir Askerdim (Byłem żołnierzem) (1970)

İşçiler '71: Bizsiz Bizim Hakkımızda Hiçbir Şey (Robotnicy '71: Nic o nas bez nas) (1971)

Altgeçit (Przejście podziemne) (1973)

İlk Aşk (Pierwsza miłość) (1974)

Özgeçmiş (Życiorys) (1975)

Hastane (Szpital) (1976)

Sakin (Spokój) (1976)

Bilmiyorum (Nie wiem) (1977)

Gece Hamalının Bakış Açısından (Z punktu widzenia nocnego portiera) (1978)

Konuşanlar (Gadajace glowy) (1980)

İstasyon (Dworzec) (1981)

Kısa İş Günü (Krótki dzień pracy) (1981)

 

Konulu filmleri [değiştir]Personel (1975)

Camera Buff (1979) (Moskova Film Festivali, Büyük Ödül)

Kör Talih (Blind Chance) (1981)

Sonu Yok (No End) (1984) (ilk siyasal filmi)

Dekalog (1988)(on kısa film)

Véronique'in İkili Yaşamı (La double vie de Véronique) (1990)

Üç Renk: Mavi (1993)

Üç Renk: Beyaz (1994)

Üç Renk: Kırmızı (1994)

 

Senaryosunu Yazdığı ve Başka Yönetmenler Tarafından Yönetilen Filmler

Enfer, L' (2005) (Cehennem)

Heaven (2002) (Cennet)

Duze zwierze (2000) (Araf)

 

Kendi Hakkında Yaptığı Belgeseller [değiştir]Krzysztof Kieslowski: A Masterclass for Young Directors (1995) (TV)

Krzysztof Kieslowski: I'm So-So... (1995) (Keyfim şöyle böyle)

A Short Film About Decalogue: An Interview with Krzysztof Kieslowski (1996)

 

Kanakça:

Ana Sayfa - Vikipedi

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

http://www.eastcoastaliens.com/pics/Kieslovski.jpg

 

http://imagecache2.allposters.com/images/22/21_BLUE.JPG

http://www.cinefan.net/upload/1173351222.jpg

http://i14.servimg.com/u/f14/10/06/22/76/15694610.jpg

 

 

akıl sır erdiremeyip zır delisi olduğum dünyasını bitirmiş okeye dönen İnsan...

 

Yönetmen'den Başka Birşey(?)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

http://www.moskwood.nl/store/images/Dekaloog-01.jpg

 

 

KRZYSZTOF KIESLOWSKI

 

Kendine Bak ve Düşün: Dekaloglar

 

Kutsal Kitap'a göre, Tanrı, Yahudilere Sina dağında On Emir'i göndermiştir. Taş tabletlere yazılan On Emir, Hiristiyanlığın da yaşam kuralları haline geldi. İlk üç emir, Tanrı ile insan arasındaki ilişkiyle ilgilidir, diğer yedisi ise "öldürmeyeceksin", "çalmayacaksın" örneklerinde olduğu gibi ahlâkî sorunlarla ilgilidir ve insanın ahlâkî sınırlarını belirler.

 

Krzysztof Kieslowski, birçok etkileyici belgesel, Sonsuz (1985) ve Kör Talih (1987) gibi önemli uzun metrajlı filmler yaptıktan sonra 80'lerin ortasında Dekalog serisini çekmeyi düşündü. Bu dönemde, hukukçu Krzysztof Piesiewicz ile tanışmış ve bu tanışmadan kısa bir süre sonra Piesiewicz ve Kiéslowski birlikte senaryo yazmaya başlamışlardı. Dekaloglar da bu ortaklığın ilk ürünüdür.

 

Krzysztof Kieslowski, önceleri gençlere fırsat tanınması açısından bu on filmi, on genç yönetmene yaptırmayı planladı. Neyse ki, kısa bir süre sonra böyle bir projenin, kendi deneyimlerini, birikimlerini yansıtmak ve izleyicisiyle paylaşmak için bulunmaz bir fırsat olduğunu düşündü. Böylece, bizler eşsiz Kiéslowski Dekaloglar'ını izleme şansına kavuştuk.

 

Dekaloglar, tipik "seri" filmlerden değildir. Her film birbirinden farklı öyküleri anlatır. Anlatıda ve akışta bir devamlılık bulunmaz. Her filmin karakterleri ayrıdır. Yalnız her filmde varolan ve aynı oyuncu tarafından oynanan tuhaf adam, bir istisna oluşturur. Bütün Dekaloglar'da birden bire ortaya çıkıveren gizemli karakterin anlamı nedir? Bir gözlemci mi, yoksa tanık mıdır? Bu soruya herkes kendi cevabını bulmak zorundadır.

 

Bütün Dekaloglar'da öyküler, aynı mekânda geçer. İnsanın öyküsü, büyük apartman bloklarındaki küçük odalarda anlatılır. Her öykü, On Emir'le ilgilidir ama herhangi bir din ya da belirli bir felsefeyle bağlantılı değildir. Evrensel, sanatsal ve ahlâkî mesajların yansımasıdır. Filmlerin hepsini analiz etmek yerine içlerinden birkaç tanesine yakından bakmayı deneyelim.

 

Dekalog Bir, "Ben senin Tanrı'nım, benden başka Tanrı yoktur" diyen birinci emirle ilgilidir. Peki Tanrı kimdir? Bir bilgisayar! Bu, şaşırtıcı bir iddia, değil mi? Kieslowski ve Piesiewicz, On Emir'i doğrudan göndermelerle anlatmak yerine sembol ve metaforlarla anlatmayı seçmişlerdir.

 

Dekalog Dört, "Anana ve babana hürmet et" emrinden yola çıkar. Bu film, belki de Dekalog serisinin en önemli ve en ilginç filmidir. Film, doğrudan babakız ilişkisine değinmese de ensest sorununa el atar.

 

Dekalog Beş, "Öldürmeyeceksin!" emrinden yola çıkar ve ölüm cezasını işler.

 

Dekalog Yedi, "Çalmayacaksın". Ama neyi? Ya da kimden? Genç kadın, kızını kendi annesinden geri almak için onu "çalmak" zorunda kalır. Perdede aile sorunlarına ilişkin bir öykü izleriz.

 

Dekalog On'da Kieslowski, modern, dramatik bir öykü anlatır. Pul koleksiyonu yapan iki kardeş... İkisi de bu konuda oldukça hırslıdır, biri, koleksiyonun eksik parçasını tamamlamak için riskli bir karar alır. Öykünün sonu oldukça çarpıcıdır. Film, nesneleri biriktirme, para tüketimi gibi çağdaş toplumun sorunlarına değinir.

 

Tüm Dekaloglar'da insanlık sorunları, aynı şekilde anlatılır. Her izleyici, anlatılan her öyküyü kendine göre yorumlayacaktır. Dekaloglar'ın her biri, insan varoluşuna, insanın öyküsüne açılan bir pencere gibidir.

 

Dekaloglar'dan sonra, Kiéslowski dört film yaptı: Veronique'in Çifte Yaşamı, ve Üç Renk serisi, Mavi, Beyaz ve Kırmızı. Son filmleri, kariyerinin en önemli filmleriydi.

 

Mavi, gökyüzünün, beyaz, bazı kültürlerde yas giysisinin ve kırmızı da kanın rengidir. Üç Renk: Kırmızı, yaptığı son filmdi.

 

Krzysztof Kiéslowski, 1996'da bir kalp ameliyatı sırasında öldü. Bu çarpıcı bir rastlantı mıdır? Bu, sorunun yanıtını Kiéslowski'den başka kimse veremez.

 

Andrzej Bednarek

Ulusal Film, Televizyon ve Tiyatro Okulu Lodz, Polonya

 

''Alıntıdır..

___________________________

 

Dvd olarak 4 cd den oluşan dekaloglar şu anda 'başucumda' desem yeridir..

 

ilk iki bölümünü izledim...tv den de seyrettiğim iki bölümü vardı 'öldürme üzerine ' ve Aşk üzerine' eder dört.. 6 bölüm izlememi bekliyor..onlar bekleye dururken..

 

paylaşmak istedim..

 

Söylendiği gibi ..herkesin izlenimi kendine :ermm::rolleyes:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...