schizophrana Oluşturma zamanı: Nisan 12, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 12, 2008 Bu efsaneye göre At meydanı'nda bulunan Dikilitaş'ın dibinde bakırdan tılsımlı bir el varmış. Hangi tüccar İstanbul'a mal getirecek osla doğrudan Dikilitaş'a gider , mala biçtiği değerin tutarını elin içine koyarmış. Bu bakır el malın gerçek değerini avucunu kapatarak bildirirmiş. Günlerden bir gün , Anadolu'dan gelen bir tüccar satmak üzere yanında getirdiği bir atla birlikte Dikilitaş'a gelmiş ve atın bedelini söylemiş. " On bin akçe " Sonrasında bakır ele parayı saymaya başlamış. Ancak konulan para kırk akçeyi bulduğunda el kapanmış. At tüccarı bu duruma çok öfkelenmiş. "Kırk akçe ne demek ben bunu on bin akçeye bile vermem. Ben bu eli şöyle yapar böyle ederim diyerek öfkeyle sövüp saymış sonra da hırsını alamayıp bir vuruşta eli kırmış.Çevredeki kollukçular derhal adamı yakalayıp boynunu vurmuşlar. İki gün geçmeden de at ölmüş derisi de kırk akçeye satılmış. Efsane ile ilgili notlar ; Efsanede sözü geçen At Meydanı İstanbul'un birinci tepesinin çekirdeği olarak kabul edilen ( Roma çağından kalan ismiyle ) Hipodrom 'dur. Türkler İstanbul'u aldıktan sonra bu ismi Türkçeleştirmişlerdir. Hipodrom' da Ayasofya yönündeki düz kenardan başlayan araba yarışları , şimdi Marmara Üniversitesi Rektörlük Binası' nın bulunduğu yuvarlak uçtan kıvrılıp yine başladığı yere döner ve orda biterdi. Kaynak : İstanbul Efsaneleri 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ikra Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 Teşekkür ederim.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
alternate_aya Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 Süper bir hikayeymiş teşekkürler Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SeriousMurder Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 Biliyorum bu efsaneyi güzel... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
vampir_kedi Yanıtlama zamanı: Haziran 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 23, 2009 çok ilginç bi hikayeymiş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ThiLky Yanıtlama zamanı: Nisan 8, 2010 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 8, 2010 Oldukca ilginçmiş.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Element Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2013 Çok ilginç. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KaTiLxPiRe Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 26, 2013 Efsane bir kazıklama doğrusu .Bakır ele parayı say,kapandığı zaman anla bunun ederi bu kadar .Bizim millet ne kazıkçı yaa. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SamhainScream Yanıtlama zamanı: Mart 27, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 27, 2013 Scognamillo'nun şu çok bahsedilen kitabı.Bir türlü alamadım şu kitabı.Ama içinde gerçekten iyi İstanbul efsaneleri var inceleme fırsatım oldu. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Dark Countess Yanıtlama zamanı: Haziran 10, 2013 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 10, 2013 O kitabı alayım en iyisi. Teşekkürler. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
daria Yanıtlama zamanı: Haziran 24, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 24, 2014 Bir keresinde bahesdilen dikilataşa gitmiştim.Kısa bir meditasyon sonunda oradaki enerjiyi hissedebiliyorsunuz.Oldukça yoğun ve yüksek bir enerji mevcut.Ancak buna neyin sebebiyet ver kesin belli değil elbette. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
bykafali Yanıtlama zamanı: Ağustos 11, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 11, 2015 Çok güzel ve ilginc hikayeymis 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.