Jump to content

Marko Paşa; Toplatılmadığı Zaman Çıkar..


birunsatan

Önerilen Mesajlar

Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz ve Mustafa Mim Uykusuz’un yazarlığını yaptığı 1946 yılında yayın hayatına başlayan Türk basın tarihinin en yüksek tirajlı yayınlarından biri olan cuma günleri çıkan haftalık mizah dergisidir. Sabahattin Ali başyazarlığını, Mustafa Mim Uykusuz da çizerliğini üstlenmiştir.

 

O dönemlerde adeta ana muhalefet gibi etki gösteren derginin yazarlarına karşı birçok dava açılmış, kimi sayılar toplatılmış ve hatta dergi ismindeki Paşa kelimesinden dolayı zamanın "Milli Şef"i İsmet Paşa ile alay ediyor diye kapatılmıştır. Bu tür olaylar yüzünden Markopaşa "Toplatılmadığı zamanlar çıkar" veya "Yazarları hapishanede olmadığı zamanlar çıkar." gibi ibarelerle çıkardı. Kimi zaman yazarlar dergiyi elden dağıtmaya çalışmışlar, buna karşın çok sayıda satmayı başarabilmişlerdir ki derginin tirajı 60-70 binlere dek ulaşmıştır. O dönemlerde en çok satan gazetelerin tirajları bile 50 bini geçmemekteydi.

Markopaşa kapatılınca sırasıyla; Merhumpaşa, Malumpaşa, Yedi-Sekiz Hasan Paşa,Hür Marko Paşa, Bizim Paşa, Ali Baba adları altında yeniden çıkarıldı

 

......................................

 

Temmuz ayı Rıfat Ilgaz ve Aziz Nesinin ölüm yıldönümleri...Sabahattin Ali ile birlikte üç toplumcu yazar 1946da ülkemize girmeye başlayan ABD emperyalizmine karşı ilk bayrağı açmışlar; Marko Paşa mizah gazetesini çıkarmışlardı. Ustaları, Marko Paşadaki seslerine kulak vererek anarken ülke olarak yaşadığımız sorunun başlangıç yıllarına gidelim.

 

02.12.1946 günlü Markopaşanın 2. sayısındaki Yabancı Sermaye başlıklı yazı ile başlayalım:

 

...Bu işte hangi menfaatlerin oyunu var? Dünyayı bir ahtapot gibi sarmaya çalışan emperyalist sermayenin kucağına atılmak, milletin alın terini dolara ve sterline satmak isteyenler kim? Gözü doymaz paranın bu korkunç taarruzu karşısında milletini ve vatanını seven her namuslu insan sesini yükseltmeğe mecburdur.

Çünkü bir memlekete girip yerleşen yabancı sermayeyi çıkarıp atmanın, yabancı orduları sürüp denize dökmekten çok daha güç olduğunu, biz Osmanlı İmparatorluğunun mirasçıları herkesten iyi biliriz.

Milletin alınterini dolara satmak isteyen anlayışın ülkeyi nereye götüreceğinin (bugün geldiğimiz noktanın) uyarısını da ustalar, daha işin başında, 27.1.1947 günlü Marko Paşada yapıyorlardı:

Biz diyoruz ki:

-Dostlar! Kalemimiz, fikrimiz Sterlinin kölesi olmasın.(...) Vicdanımız Doların esiri olmasın. (...) Düşmanın çizmeli istilâsını tepelemek kolaydır. Fakat bir kere sinsi sinsi Dolar ve Sterlin emperyalizminin sömürgesi olduk mu, kurtuluş zordur. Hem uşak oluruz, hem de kendimizi efendi sanırız.

Uyarılara günü gününe karşı tepkiler gelmektedir. Suçlu sanki Marko Paşacılardır. 19.5.1947 günlü sayıda Krediyi Düşüren Kredi başlığıyla bu durum açıklanmaktadır:

 

 

 

... Amerikan yardımının asâleti hakkında şüpheye mi düşüyorsunuz? Vatan hainisiniz! Bu yardımın asıl dertlerimize çare bulmadığını, omuzumuzdaki yükü azaltmadığını mı söylüyorsunuz? Bolşeviksiniz.(...) Amerikan mandacılarından başka herkesin aklına takılan: Bu yardımın sonu nereye varacak? sorusuna neden açık ve inandırıcı cevap veremediler, hatta işin münakaşasına bile yanaşmadılar...

 

Kökü dışarda...

Suçlamaların ileri düzeye ulaştığı günlerde, TBMMde ilk kez C. Sait Barlasın üç usta için kullandığı iki sözcük sonraları yönetim ve düşünce dünyamızın çokça kullanılan deyimi olacaktır: Kökü dışarda! Bu karalamaya Marko Paşacıların yanıtı S. Ali ile 16.12.1947 tarihli sayıda Ayıp başlığıyla verilirken hem isteklerinde, hem de kuşkularında ne denli haklı oldukları bugün daha iyi anlaşılmıyor mu?

...Vatanımızın istiklali üzerine en küçük bir gölge düşmesin, istiklal anlayışımız Atatürkün çizdiği yoldan ayrılmasın dediğimiz için mi kökümüz dışarda?

Bin bir hileli yoldan bağrımıza sokulup bizi tekrar yarı müstemlekeliğe sürüklemek isteyen sömürücü yabancı sermayeye karşı uyanık bulunmayı istediğimiz için mi kökümüz dışarda?

Saldırılar bu kadarla da kalmamakta, akıl almaz çeşitli baskılarla gazeteleri kapatılmakta, kendileri de tutuklanmaktadırlar. Dışarıda kalan bu kez yeni bir ...Paşayı çıkarmaktadır: Merhumpaşa, Malümpaşa... Bu arada kapatılan Paşanın yerine sağcılar tarafından da taklit Paşalar çıkarılmaktadır. Okur artık Paşaları karıştırmaya başlamıştır. Çözüm olarak bu kez ...Paşa değil, ...baba çıkarılır. Başına da S. Alinin Alisi konur:ALİBABA... İlk sayıda bu durum açıklandıktan sonra şöyle denilmiştir: Biz müsamahakar insanlarız. Paşayı elimizden alanların, bu sefer Babayı da almalarına göz yumarız!

Markopaşa ve soyundan gazeteler her şeyden önce bir mizah gazetesidir. Ancak bu, beyinlere yönelik mizahtır. Amaç güldürmek değil, düşündürmektir. Mizah ise bu amaç için bir çeşni, bir araç, bir silahtır. Isırıcı, etkisi kalıcı bir silah...

Toplanmadığı zamanlarda çıkar...

Gazeteyi toplatma olayları o kadar artmış; yöntemleri o kadar ilerlemiştir ki, 14.1.1949 günlü 12(36). sayının başlığının üstüne Toplanmadığı Zamanlarda Çıkar tümcesi konulmuş; başlığın hemen altında da şu açıklama yer almıştır:

BU GAZETE:Bu gazete Cuma günleri saat sekizde çıkar. Sekizle dokuz arasında fırsat bulursa satılır. Dokuzda toplatılır. Saat onda muharrirleri sorguya çekilen Basın Hürriyetinin kurbanı felaketzede bir gazetedir.

 

 

 

Gazetenin sık sık toplatılmasından doğan sıkıntıyı aşmak için tutulacak yollar da okuyucuya mizahsal biçimde sunulmuştur:

 

...Bu dahi efendileri tatmin etmezse, büsbütün havadan sudan mevzular yazılacak, mesela hıyar sayısı, şalgam sayısı gibi sayılar çıkarılarak, bu gazetelerde yalnız hıyarlara ve şalgamlara methiyeler tanzim edilecek, bamyanın fazileti, kendini nimetten sayan kuru fasulyenin şerefi, milli nohudun asaleti gibi çok değerli mevzular üzerinde ileri geri fikirler yürütülecektir...

Özel hıyar sayısı...

Planlanan şekilde ilk özel sayı 14.2.1949 tarihinde çıkarılmıştır: Markopaşa Özel Hıyar Sayısı... Gerekçesi de şöyle açıklanmıştır:

Ne yazsak Markopaşayı toplatıyorlar. Onbeş sayı çıkabilen (3. dönem çıkışında) gazetemizin yedi sayısını toplattılar. Biz de zülfiyâre dokunmasın, güneşe karşı desturun su döküp te çarpılmıyalım, evliyayı umuru incitip fincancı katırlarını ürkütmiyelim diye, suya sabuna dokunmadan, havadan sudan yazılar yazmıya karar verdik. Bundan sonra gazetemizin her sayısını, meyva ve sebzelerin methine tahsis edeceğiz. Şimdiye kadar gazetemizi İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı toplattırdı. Bakalım bu sefer de Tarım Bakanlığı toplatacak mı? Gazetemizin bu sayısı Hıyar sayısıdır. Baştan aşağıya kadar hıyarın ve hıyarların methiyesini bulacaksınız.

Hatta memleketimizin hıyarlarını rencide etmemek için, onların aleyhinde bile bulunmıyacağız. Gelecek sayımız da muşmula sayısı olacaktır.

Ne yazık ki Hıyar sayısı Tarım Bakanlığı değil, Bakanlar Kurulu kararıyla toplatılacaktır.

Elimizdeki sayılara göre Marko Paşa dizisi toplam 7 ad, 77 sayı (70i elimizde), 8 sahip (çeşitli tarihlerde 15 kez değişerek), 10 yazıişleri müdürü (13 kez değişerek), 1i teksir makinesi olmak üzere 9 matbaa (15 kez değişerek), 1i posta kutusu olmak üzere 10 adres değiştirerek çıkmıştır. 3 yıl, 4 ay, 28 günlük süre içinde 176 sayı çıkması gerekirken ancak 77 sayı çıkabilmiş; tam 99 hafta çıkamamıştır. Bu gazeteler aleyhine 16 dava açılmış; yazarları toplam olarak 8 yıl 2,5 ay mahkûmiyet cezası almışlardır.

S. Alinin Sırça Köşk, R.Ilgazın Yaşadıkça kitapları; A.Nesinin Nereye Gidiyoruz? adlı broşürü; M.Uykusuzun Karikatür Albümü ile Marko Paşanın 7 değişik sayısı Bakanlar Kurulu kararlarıyla toplatılır. Emniyet ve savcılık kararlarıyla toplatılanlar da cabası... Görüldüğü gibi bu yıllarda Markopaşacılar ABD emperyalizmine; hükümet, emniyet, savcılık, basın ve mandacılar Marko Paşacılara karşı çıkmıştır. Ne var ki, geçen sürede Marko Paşacıların da dediklerinin bir bir gerçekliği ortaya çıkmıştır.

 

.......................................

 

Hasan Pulur: "Marko Paşa"dan 50 yıl sonra... YİNE kitaplar toplatılıyor, yine kitaplar yargılanıyor.

 

Toplatılmak, yasaklanmak denince, akla ilk gelen "Marko Paşa"dır. Sabahattin Ali ve Aziz Nesin'in çıkardığı "Marko Paşa", 1946 ile 1950 arasında yayımlanan haftalık mizah gazetesidir. Gün olmuş "Marko Paşa"yı basacak matbaa bulunamamış, gün olmuş dağıtılamamış, toplatılmış, yazarları hapse atılmış, dayanılması güç baskılara uğramıştır.

 

* * *

 

"MARKO Paşa"nın 16. sayısındaki açıklama sanırız her şeyi anlatır:

"Ne gün fırsat bulursa o gün çıkar, çıktığı gün saat 8 ile 9 arası satılır, 9'da toplamaya başlarlar.

Türkiye'deki demokrasinin ve basın hürriyetinin miyarı olan böyle bir acayip mizah gazetesidir."

MEHMET Saydur, acayip gazetenin gerçek hikayesini kitaplaştırdı. (Çınar Yayınları)

Hemen her sayısı toplatılan, "Marko Paşa" yedi isim, dokuz matbaa, yedi yayın yönetmeni değiştirdi.

Marko Paşa" kapatılınca "Malum Paşa" o da toplatılınca "Merhum Paşa" sırasıyla "Yedi Sekiz Paşa" ya da "Hür Marko Paşa"...

* * *

AMA o gün, 60 bin tiraj yapan "Marko Paşa" ne kadar isim değiştirirse değiştirsin, halk onun "Marko Paşa" olduğunu biliyordu. Gazetenin Sabahattin Ali ve Aziz Nesin'den sonra en önemli yazarı Rıfat Ilgaz'dı, karikatürlerini de Mim Uykusuz çizerdi. Bu üç yazar toplam 8 yıl, 2 ay, 15 gün hapse mahkum oldu ve cezaevinde yattılar.

"Marko Paşa" için en yaygın suçlama "Komünistlik"ti.

Bir milletvekili onlara "kökü dışarıda" deyince Aziz Nesin soruyordu:

"Neden bizim kökümüz dışarıda? Cebimizde firar pasaportları mı var? Biz bu millete uşaklarımızla, dalkavuklarımızla, metreslerimizle mi bağlıyız? Biz bu vatana apartımanlarımızın arsası kadar toprak parçasıyla mı bağlıyız?"

* * *

"MARKO Paşa" o kadar etkilidir ki, bir gün polis müdürü Ahmet Demir, Aziz Nesin'i Sansaryan Han'daki makamına getirtir, bağırır, çağırır, söver, küfreder ve tokat atar.

Birkaç sayı sonra "Marko Paşa"da bir ilan çıkar:

"İdaremiz için 1947 - 48 yılı ihtiyacı için 1800 kızılcık sopası cinsinden odun alınacaktır.

Taliplerin, muhtelif boy ve numarada kızılcık sopalarıyla hususi ve gizli talimatı görmek üzere başvurmaları...

Emniyet Müdürü

Ahmet Demir"

* * *

"MARKO Paşa" geleneğinin son gazetesi "Medet"tir.

Manşeti çok önemli bir konudur:

"Niçin soğan yetişmiyor?"

Zaten "Marko Paşa"nın bir sayısı da "Fevkalade hıyar sayısı" olarak çıkmış, gelecek sayının "muşmula" sayısı olacağı müjdelenmiş "Bugüne kadar gazetemizi, hep İçişleri ve Adalet bakanlığı toplattırdı, bakalım bu sefer de Tarım Bakanlığı toplatacak mı?" diye sorulmuştur.

--------------------

http://www.turksolu.org/153/foto/marko-pasa.jpg

 

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/thumb/e/ec/Marco_paşa.gif/250px-Marco_paşa.gif

 

http://img.villagephotos.com/p/2006-5/1183137/asker098.jpg

--------------------

yazılar derlemedir....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...