semuel Oluşturma zamanı: Nisan 18, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 18, 2008 20. Yüzyıl Yunan şiirinin büyük ustalarından Ritsos, 1909'da Peloponnesos Monemvasia'da doğdu. On yedi yaşında Atina'ya gitti. İlk şiirlerini bu dönemde yayımlamaya başladı. >Epitaphios (1936) adlı kitabı Atina'daki Zeus tapınağında törenle yakıldı. Siyasal görüşleri yüzünden Metaksas ve Papadopulos dönemlerinde Ege adalarında sürgün olarak yaşadı. Ayışığı Sonatı (1956) adlı kitabıyla Ulusal Şiir Ödülü'nü, 1976'da Etna-Taormina Şiir Ödülü'nü ve pekçok uluslararası ödül kazandı. Ritsos, eğretilemelerle örülü şiirlerinde, Yunanistan coğrafyasını arka plana alarak, yurtseverlik duygularını işledi. İnsanın günlük yaşamdaki durumuna yaklaşımı, nesnelere duyduğu sonsuz ilgi, ayrıntıları bütün yalınlığıyla yansıttığı kısa şiirlerinde iyice belirginleşir. 11 Kasım 1990'da Atina'da öldü. Belki Bir Gün Sana bu pembe bulutları göstermek istiyorum gecede. Ama görmüyorsun. Gece olmuş -insan neyi görebilir ki? Artık senin gözlerinle görmekten öte bir seçeneğim yok, diyor, demek ki yalnız değilim, yalnız değilsin. Gerçekten de bir şey yok sana gösterdiğim yerde. Sadece bir araya gelmiş yıldızlar, yorgun, bir kır eğlencesinden kamyonla dönen insanlar gibi, hayal kırıklığına uğramış, aç, hiç biri türkü söylemeyen, terli avuçlarında ezik yaban çiçekleri. Ama ben direteceğim, diyor, görmekte ve sana göstermekte çünkü sen görmezsen, sanki ben de görmemiş olacağım- hiç değilse senin gözlerinle görmemekte direteceğim- ve belki bir gün buluşacağız başka yönlerden gelip. YAĞMURDA Yağmurda yürüyor. Hiç acelesi yok. Islak parmaklıklar parlıyor. Gizli bir kızıllıkla kararmış ağaçlar. Ağılın bir köşesinde eski bir otobüs tekerleği. Mavi ev alabildiğine daha mavi. Hiçlik böyle aydınlanıyor demek. Taşlar düşüyor. Eller kapanıyor. Boş bir dosya yüzerek yaklaşıyor nehirde. Ama senin adın belki de dosyanın öbür yüzündedir. BİRDEN Sessiz gece. Sessiz. Ve sen vazgeçtin beklemekten. Nerdeyse dingindi her yer. Birden, orada olmayan kişinin o canlı dokunuşunu duydun yüzünde. Gelecek. Sonra kendi kendine çarpan pancurların sesi. İşte rüzgâr da çıktı. Ve biraz ötede, kendi sesinde boğuluyordu deniz. SON İSTEK Şiire, aşka ve ölüme inanıyorum, diyor, işte bu yüzden ölümsüzlüğe de inanıyorum. Bir dize yazıyorum, dünyayı yazıyorum; ben varım; dünya var. Bir ırmak akıyor serçe parmağının ucundan. Yedi kere bu ırmak gökyüzünün mavisi. Yeniden ilk gerçek oluyor bu arılık, bu benim son dileğim. Neredeyse Eksiksiz Biliyorsun, ölüm diye bir şey yok, diyor adam kadına. Biliyorum, evet, artık öldüğüme göre, diyor kadın. İki gömleğin de ütülendi, çekmecede, sadece küçük bir gül benim özlediğim. 2 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATA Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2008 ...Sonra kendi kendine çarpan pancurların sesi. İşte rüzgâr da çıktı. Ve biraz ötede, kendi sesinde boğuluyordu deniz.... orada bırakılıyor olduğu gibi ıste bu cok hoş bir sey,yorumsuz,sonrası sana ait.her sey sana ait.kirletilmediğini hissediyorum sairce başkalarınca karma vermem lazım sana ilk fırsatta,acılen... cok tşk ler:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
semuel Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 25, 2008 çok teşekkürler katatonik:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
schizophrana Yanıtlama zamanı: Ocak 13, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 13, 2009 KENDİNE YETERLİK Sırtına aldı güneşi bu sabah akkordeonu omuzunda bir delikanlı gibi Atina tepelerine tırmanan. Geride kaldı geçirdiğimiz gece, zevkleri ve o zevklerin korkusu. O bitmek umudu olmayan hüzün de geride kaldı. Çamlar, güneş, pencereler - işte oradalar. Ağaçların altında iki iskemle. Niçin iki? Haa evet, biri oturmak, biri de bacaklarını uzatmak için. Yannis Ritsos Çev: Cevat Çapan BEKLİYORUZ Yavaş yavaş gece iniyor mahalleye. Uyuyamıyoruz. Şafağı bekliyoruz. Bekliyoruz ki güneş bir çekiç gibi çarpsın saç damlara, çarpsın alınlarımıza, yüreklerimize, bir ses olsun, o ses duyulsun - başka bir ses, çünkü sessizlik silâh sesleriyle dolu, başka yerlerden gelen... Yannis Ritsos Çev: Cevat Çapan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
semuel Yanıtlama zamanı: Ocak 14, 2009 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 14, 2009 YAVAŞÇA Çukuru ölçtük, kirecin içine attık ölüleri; sonra en ince ayın altında kayığa bindik, dördüncü arkadaş demir kutuyu kucağına almış, sanki içindeki gizli bir ateşten ısınıyormuş gibi üstüne eğilmişti. Duman yükselmedi, öylece kaldı suların üzerinde. ÇIPLAK Burada, karmakarışık odamda, toz tutmuş kitaplarla ölü ve dalgın bakışlar, bu duraksayan gölgeler arasında, bir ışık sızıntısı; o gece durup çırılçıplak soyunduğun yerde. ÜÇLÜK Denize bakmadan yazdıkça, kaleminin ucunun titrediğini duyuyor - deniz fenerlerinin yakıldığı andır bu. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Manje_Loa Yanıtlama zamanı: Kasım 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 28, 2009 "Kendi sesinde boğuluyordu deniz." Ne denir ki şimdi bunun üstüne Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
tears_of_rain Yanıtlama zamanı: Kasım 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 28, 2009 "Kendi sesinde boğuluyordu deniz." Ne denir ki şimdi bunun üstüne ben diyemedim mesela katada her düşündüğümü yazmış, olduğu yerde bırakmış ve bıraktığı yerde okuyana bağlı çok güzel hepsi + Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.