schizophrana Oluşturma zamanı: Nisan 22, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 22, 2008 (düzenlendi) İstasyon yakınlarındaki babadan kalma on dört odalı, eski bir konaktan bozma otele gecikmeli Ankara treniyle gizemli bir kadın gelir. Otelin katibi ve sahibi Zebercet, bir gece kalıp giden meçhul kadını bekler durur. Dünyasına cinsel bir düş gibi giren kadını umutsuz bekleyişi Zebercet' i trajik bir sona doğru götürecektir Film hakkında bir eleştiri 1960’lardan itibaren Türk romancılığının görece keskin sulara daldığını hepimiz biliyoruz. Bu dönemin “ince” kalemleri, Fransa’da beliren ve oradan da dünyaya yayılan Varoluşçu edebiyatın mecrasına adım atıp Sartre ve Camus gibi evrensel öneme haiz yazar ve filozofların etkisinde, Türk edebiyatı adına devrimci, avant-garde özellikler taşıyan edebiyat metinleri yayımlamaya başladılar. Şimdi, bu romancılardan biri olan Yusuf Atılgan’ın aynı adlı klasik romanından Ömer Kavur’un sinemaya uyarladığı Anayurt Oteli’ne (1986) bir göz atıp otelin ve Zebercet’in (Macit Koper canlandırıyor) keşfine çıkacağım, izninizle. Modernist romanın Türkiye’deki başat adlarından olan Yusuf Atılgan’ın bu en güzel romanını, Yeni Dalga filmlerinde görmeye alışık olduğumuz bir sinema diliyle (çığırından çıkmış insan ilişkilerini betimlemek için eşsiz bir öneme haiz kopuk ve bağlantısız diyaloglar vb.) peliküle aktaran Ömer Kavur; psikolojik bozukluk içinde olan Zebercet’in cinsel travmalarını düş sekanslarıyla destekliyor. Hayat kadınlarının potansiyel suçluların, düşkün ve yapayalnız insanların uğrak yeri görünümündeki bir otelde saplantıları ve düşleriyle baş başa bir ömür tüketen Zebercet; sanrılar görüyor, kendi kendine konuşuyor, yarı karanlık otelde kapkaranlık izlerin peşine düşüyor. İletişim kurabileceği, onu gerçekten anlayıp dinleyecek biri de yok çevresinde. Biteviye yalnız, öylesine kimsesiz. Otelin koridorlarında, yalnızlığın cirit attığı odalarda bir kadının çıkıp gelivermesini bekliyor; fakat her beklenen gibi o da gelmiyor. Zaten gelmesi mümkün değil. Zebercet’in arzularının nesnesi o beklediği kadındır. Sanrılarının büyük bir kısmı da o kadının görüntülerinden ibarettir. Kısacası bir şizofrendir Zebercet. Türk sinemasında neredeyse pek tesadüf etmediğimiz biri, bir şizofren. Yeni Dalga filmlerinden kopup gelmiş gibidir, ne zaman ne yapacağı hiç belli olmaz. Kelime ve tümceleri “sözün sıfırlanmış halidir.” Kendi içine, daha doğrusu kendi yalnızlığına gömülmüştür Zebercet. Öte yandan, kapitalist değirmenin çarklarında ufalanıp yalnızlığa sığınan öznelerin bir prototipidir Zebercet. Ailevi oluşumların giderek yozlaşması, insan ilişkilerinin zayıflaması ve ekonomik çıkar ilişkileriyle tebdil etmesi (Zebercet ile Berber’in diyalogunu hatırlayın!), ahlak unsurunun yıpranması (Zebercet ile hayat kadınının arasına sızan üçüncü şahsı anımsayın!), iletişimin yokluğu (Meyhanelerde sürüp giden içi boş lakırdıları gözünüzün önünden geçirin!)… İşte bütün bunlar çağın ruhsal ve manevi sefaletini anlatmaya yarayan çok yaygın örneklerdir. Anayurt Oteli tam da budur. Artık yalnızlığıyla, yani kendisinin soluk yansımasıyla baş başa kalan insanoğlu, kendini mekânlara kapatmaktadır. Oteller, odalar, meyhaneler, resepsiyonlar… Hep küçük, boğucu ve dar mekânlar. Kapana kısılmıştır insanoğlu. Ve Zebercet tüm insanlığın hem aynası hem de kopyasıdır. alıntıdır. Ağustos 9, 2014 masal perisi tarafından düzenlendi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
doja Yanıtlama zamanı: Nisan 22, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 22, 2008 çok fazla adını duydum ama hala izleyemedim..bu sene festivalde 2. yada 3.kez vardı zaman uymadı yine izleyemedim off:ermm: Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paranormalfikir Yanıtlama zamanı: Ağustos 9, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 9, 2014 >>Konu olarak daha önce açıldığı için kısa bilgi ve film linkini aktarıyorum sadece. Anayurt Oteli, yönetmenliğini Ömer Kavur'un yaptığı, başrollerinde Macit Koper, Şahika Tekand, Orhan Çağman ve Serra Yılmaz'ın rol aldığı 1986 yapımı bir filmdir. Film Yusuf Atılgan'ın aynı adlı eserine dayanılarak Ömer Kavur tarafından senaryolaştırılmıştır. Çekimleri Nazilli'de yapılan Anayurt Oteli çeşitli zamanlarda yapılan anketlerde pek çok defa en iyi 10 Türk filmi içinde yer almıştır. 1980 yılında gerçekleşen 12 Eylül Darbesi'nin Türk sinemasında yaptığı büyük değişikle siyasal toplumcu sinema ortadan kalkmış, yerini bireyi anlatan edebiyat uyarlamaları almıştı. Anayurt Oteli bu öncü 'karakter çalışması"' filmlerinin ilki ve en önemlisidir. Filmde Macit Koper'in oynadığı Zebercet de bu karakterlerden en derin biçimde işlenmiş olanıdır. Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Anayurt_Oteli_%28film%29 Melankoli, yalnızlık ve yabancılaşma kokan bir film. Küçükken, bir gece vakti televizyon kanallarında zapping yapıyodum. TRT 2'de denk gelmiştim. İzlemiş ama bir şey anlamamıştım. Dün gece aklıma gelince yeniden seyrettim, çok tuhaf bir film... Boş bir vaktinizde izlemenizi öneririm. 7,30. dakikada, berber sahnesinde, TV'de The Cure çalıyor. (http://www.youtube.com/watch?v=TiaHDswQ4XM) http://www.youtube.com/watch?v=TiaHDswQ4XM Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paranormalfikir Yanıtlama zamanı: Ağustos 14, 2014 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 14, 2014 "Anayurt’un İzinde" Belgeseli Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.