aleimsema Oluşturma zamanı: Nisan 24, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 24, 2008 Madem ki ölümün önüne geçilemez, ne zaman gelirse gelsin. Sokrates'e; "Otuz zalimler seni ölüme mahkum ettiler" denildiği zaman: "Tabiat da onları!" demiş. Bütün dertlerin bittiği yere gideceğiz diye dertlenmek ne budalalık! Nasıl doğuşumuz bizim için her şeyin doğuşu olduysa, ölümümüz de herşeyin ölümü olacaktır. Öyle ise, yüz sene daha yaşamayacağız diye ağlamak, yüz sene önce yaşamadığımıza ağlamak kadar deliliktir. Bu hayata gelirken de ağladık, eziyet çektik, bu hayata da eski şeklimizden soyunarak girdik. Başımıza bir defa gelen sey, büyük bir dert sayılmaz. Bir anda olup biten bir sey için bu kadar zaman korku çekmek akıl karı mıdır? Ölüm, uzun ömürle kısa ömür arasındaki farkı kaldırır, çünkü yaşamayanlar için zamanın uzunu kısası yoktur. Aristo, Hypanis ırmağının suları üstünde bir tek gün yaşayan küçük hayvanlar bulunduğunu söyler. Bu hayvanlardan, sabahın saat sekizinde ölen genç, akşamın saat beşinde ölen ihtiyar sayılır. Bu kadarcık bir ömrün bahtlısını, bahtsızını hesaplamak hangimizi gülünç etmez? Ama sonsuzluğun yanında, dağların, şehirlerin, yıldızların, ağaçların, hatta bazı hayvanların ömrü yanında bizim hayatımızın uzunu, kısası da o kadar gülünçtür. Tabiat bunu böyle istiyor. Bize diyor ki: "Bu dünyaya nasıl geldiyseniz, öylece çikip gidin." Ölümden hayata geçerken duymadığınız kaygıyı ve korkuyu, hayattan ölüme geçerken de duymayın. Ölümünüz varlık düzeninin, dünya hayatının şartlarından biridir. (İnsanlar birbirini yaşatarak yaşarlar ve hayat meşalesini, koşucular gibi, birbirlerine devrederler - Lucretius). Yaşadığınız her an, hayattan eksilmiş, harcanmış bir andır. Ömrünüzün her günkü işi, ölüm binasını kurmaktır. Hayatın içinde iken ölümün de içindesiniz, çünkü hayattan çıkınca ölümden de çıkmiş oluyorsunuz. Ya da şöyle diyelim isterseniz; hayattan sonra ölümdesiniz, ama hayatta iken ölmektesiniz. Ölümün, ölmekte olana ettiği ise, ölmüş olana ettiğinden daha acı, daha derin, daha can yakıcıdır. Hayattan edeceğiniz kârı ettiyseniz, doya doya yaşadıysanız, güle güle gidin. "Niçin hayat sofrasından, karnı doymuş bir davetli gibi kalkıp gidemiyorsun? Niçin günlerine, yine sefalet içinde yaşanacak, yine boşuna geçip gidecek daha başka günler katmak istiyorsun? - Lucretius." Hayat kendiliğinden ne iyi ne fenadır, ona iyiliği ve fenalığı katan sizsiniz. Bir gün yaşadıysanız her şeyi görmüş sayılırsınız. Bir gün bütün günlerin eşidir. Başka bir gündüz, başka bir gece yoktur. Atalarınızın gördüğü, torunlarınızın göreceği hep bu güneş, bu ay, bu yıldızlar, bu düzendir. montaigne - denemeler kitabından Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
beelze Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 cidden güzelmiş sağolasın benim dediğm şeydende bahsetmiş; Hayattan edeceğiniz kârı ettiyseniz, doya doya yaşadıysanız, güle güle gidin. "Niçin hayat sofrasından, karnı doymuş bir davetli gibi kalkıp gidemiyorsun? Niçin günlerine, yine sefalet içinde yaşanacak, yine boşuna geçip gidecek daha başka günler katmak istiyorsun? - Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aleimsema Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 bu sözü her zaman sevmişimdir beğenmene sevindim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
beelze Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 ya bazen öyle kitaplar oluyo ki senin düşünceni senden daha ii dile getiriyo bu kitbı ilk fırsatta okumak gerekiyo Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aleimsema Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 bencede oku ölüme olduğu gibi bir çok konuya farklı bakış açıları var Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
beelze Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 adını çok duydum ama okuyanlar pek tafsiye etmedi bende onun için hiç okuma girişiminde bulunmadım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
aleimsema Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 biraz karmaşık herkes kendine göre yorumlaya bilir Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
beelze Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 bakalım ben nasıl yorumlicam:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
basak1635 Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 24, 2008 gzl miş gerçekten...sindire sindire ve sakin bi ortamda okunması gereken gzl bi paylaşım.....tşkrler.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
emir869 Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 11, 2008 Bu kitabı okumak isteyen arkadaşlar olursa kalınlığına dikkat etsinler, çünkü son baskılar aşırı derecede kısaltılmış halde. Kitabın yarısı yok resmen. Bendeki 1993 baskısı olmasına rağmen tam değil. En iyisi kütüphanelerden kitap almak. Orda isteseniz de yenisi yok:D . Ben 1950 baskısı bir çok kitaba rastladım kütüphanelerde. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.