semuel Oluşturma zamanı: Nisan 24, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 24, 2008 Zeynep Uzunbay, 1961'de Karaözü kasabasında doğdu. O yıllarda Sivas'a bağlı olan Karaözü, daha sonra Kayseri ilinin Sarıoğlan ilçesine bağlandı. İlkokulu, ortaokulu ve Sağlık Meslek Lisesi'ni Kayseri'de okudu. Turhal ve Tokat'ta iki yıl hemşirelik yaptı. 1985'te Ankara'da Gazi Eğitim Fakültesi Edebiyat Bölümü'nü bitirdi. Çeşitli okullarda edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra, 2006 yılında emekli oldu. İzmir'de yaşamaktadır. Uzunbay şiirlerinin yanı sıra, şiir yazıları, şiir çözümlemeleri de yazmaktadır. Şiirleri İtalyanca ve İngilizce'ye çevrilmiştir. Adınla köprülerdeyiz sözü soyunuyoruz ırmaklara artık yalın`ız yalnızca ben ve adın arınınca bulur yazarım diyor o belki su olur diyorum ben denizle buluşur yadsır bizi dokunsak köpüğüne yanar elimiz belki güneşsiz derinliğinde okyanusların bekler ve sınar bizi buluşur buluşmaz ayrılığımızın adı bulut dirilik, ayrı çiçekler sen kızıl bir diken ben gelincik seviniyor adın: su olsun su Hiçbir Sen ben en çok şu hayatımı sevdim gidip yorgun döndü romanlardan yer yatağı tütün demli çay dilimle harf topladım ağzından yüzüğüme takıldım küpemde sallandım gayri meşru aşklar doğurdum büyüttüm şiir esirgeme gecelerinde şunlar sevmediğim sorulardı şunlar da size verdiğim yalan ben bir oğlanı bir de kızı sevdim saçlarını anladım, tırnaklarını… benlerini saydım tüylerini öptüm sonunu unuttuğumuz bir şehirdi hikaye hatırla, ama hatırla kıskanmak masumdur ısırmak masum o gün bu gündür masumdur gövde Sesinle mor imgeli deli pardösümün altında çıplağım, usulca açıyor sesin düğmelerimi önce o öpüyor omuzlarımdan adın kapatıyor dudaklarımı içime eriyor gitmek mor imgeli pardösüm düşüyor yere çırılçıplak sarılıyor belime sesin koşuyor koşuyor yetişemiyoruz ırmağa Yanlış Yazdım ıslak gözlerine bakıp durma harflerin deli olurmuş sevdaların ahengi bir ayağı öbüründen habersiz zaman mektuplara sığınan gezgin mülteci olacaksa kuş yaygarası olsun diyor nasıl olsa bütün sorular hancı sesimi çarpa çarpa yıkadım yüzümü tefsirimi yarım bıraktım malum hikayelerin orta boylu bir yanlış bırakıp hayata gidecekmiş, gitsin taze salkım olsun eski şaraba çıplak kalsın kokusunda gömleği yakışmıştı oysa, sayfaları akşamın her anını giyinen yalın zamana yazdı, derken pat kasım evet, sıradaki dilekçi zaten acı tüterdi ısmarlanan sevinçler üzerlik üzgünüydü kırları çocukluğun en kaba kahkahasını atsın hayat şiir adını kaybetmiş her yerde dargınım gömülen kitaplar kadar Aşkın Sonu Var Kalbim Ne Yapsın sen o sevdiğim çocukları koştur yüzünde hepsi birden taş atsınlar dalgınlığıma sabırsızı, soruları en çok olan dalıp çıksın halkalanan yalnızlığıma saklı sözlerin şiir işli örtüsü sonunda açtım seni bir ucundan belki beni de çizer bakışlarına bir gidip bir yüzüne bakan zaman kötü şeyler öğrendim, biliyorum damlamaya hazır bekler soruların imi telaşla sana veriyorum o zaman düşlerinden bile soyunmuş çıplak dilimi sen o sevdiğim çocukları güldür yüzünde çekip kaçırsınlar üstümüzden şiir işli örtüyü bir durup bir esen sıcak rüzgarlar yatağımızda saf bir gelgit kokusu (Damar , Aralık 1997) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.