schizophrana Oluşturma zamanı: Mayıs 24, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Mayıs 24, 2008 Yazar hakkında ; Alman şair ve oyun yazarı Nelly Leonie Sachs, 10 Aralık 1891'de Berlin'de doğdu, 12 Mayıs 1970'de Stockholm'de öldü. Zengin sanayici Yahudi bir ailenin kızıydı. Kültürlü bir ortamda eğitim gördü, İsveçli yazar Selma Lagerlöf'le yazıştı. Ailesi İkinci Dünya Savaşı'nda toplama kamplarında can verdi. Kendisinin de toplama kamplarına gönderileceğini öğrenince Lagerlöf aracılığıyla 1940'ta Almanya'dan Stockholm'e kaçtı. Şiirlerinde gerçekten yaşanmış acılara dayanarak bütün insanlığı sevgide ve barışta birleşmeye çağıran Sachs 1966'da Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştır. NİCE YARAMIZ VAR Nice yaramız var öleceğimizi sanıyoruz sokak bize kötü bir söz attığında her kere Sokak bunu bilmez ama kaldıramaz böyle ağır bir yükü Sokak üstünde görmeğe alışmamıştır bir acılar Vezüv'ünün püskürerek girmesini Orada ilk çağların anıları yok oldu gitti ışığın insan ürünü olmasından bu yana ve artık meleklerin kuşlar ve çiçeklerle oynadığı yok ya da donatmıyorlar gülüşleriyle bir çocuğun düşünü SİZ TANIKLAR Siz tanıklar öldürmüşlerdi sizin bakışlarınız altında arkasında bir bakışı duyar gibi duyarsınız sırtınızda ölülerin bakışını Kaç sönen göz dik dik bakacak size gizlendiğiniz yerden çıkıp bir menekşe koparacağınız zaman? Kaç kalkmış el yalvarmak için birbirine karışmış dallarının arasında yüzyıllık meşelerin? Hangi anın ağırlığı boy atıp büyüyor kanında batan güneşin? Ey şarkı söylemeden beşik sallayan kadınlar kumrunun gececil ötüşünde Pek çoğu taşıyabilirdi yıldızları Ve şimdi yaşlı çeşmedir bu işi onun yerine yapmak zorunda olan Siz tanıklar öldürücü bir el kaldırmadınız ama kurtulamayacaksınız vatan özleminden toz, Orada durmadasınız, tozun ışığa dönüştüğü yerde. AMA KİM ÖYLEYSE Ama kim öyleyse boşalttı ayakkabılarınızın kumunu ölmek için ayağa kalkmak zorunda olduğunuz zaman? Bu kum ki İsrael aramağa gitmişti yeri ve zamanı belli olmayan kum Sina'nın yanan kumu bülbüllerin boğazlarına karışmış kelebeklerin kanatlarına karışmış yılanların vatan özlemi tozuna karışmış Süleyman'ın bilgeliğinden bize ulaşan her şeye karışmış içkinin gizinden doğan acıya karışmış Ey parmaklar siz ölülerin ayakkabılarından boşaltmışsınız kumu hemen yarın sizin tozunuz gelecek insanların ayakkabılarını dolduracak AKKOR BİLMECELER'DEN Giysilerimi yıkıyorum Çokça ölmek sinmiş gömleğe çoksesli ölüm şarkısını söylüyor şurda burda Kovalayanlar uyuyup bir güzel ölümü iğnenin deliğinden geçiriyorlar Kumaş da istekli mi istekli koynuna alıyor uyuyorken - Sevgili ölü kardeşlerim benim karanlıktan kesilmiş bir tutam saç adına gurbet diyorlar uzuyor usulca açık kalmış zamandan içeri Bense gizli bir ölçüye uyarak ölüp gidiyorum tomurcuklarıyla gerinen bir dakikaya yine de dikiyorlar kaynanadillerini toprağa ardımdan - Şarabını yalaza devreden bir asma çubuğuyum ben kaykılıyorum geriye doğru - Çeviriler : Eray Canberk ve Necmi Zeka -------------------- Sancılı bir yaşamı doğrulayan gecenin içinden mektuplar - Sürgün edebiyatının delilleri ELEM İÇİNDEYİM, KALP ÇARPINTISINDAN ÖTE BİRŞEY DEĞİLİM Korunmasızdı, daha yaşarken ardından peşi sıra tütsü izleri gibi anma makaleleri ithaf eden geçmişin usta becerileri karşısında koruyamamıştı kendisini. Şiire inanan, ulvi düşüncelerin refakatçisi olduklarına yemin içen yobazların eline düşmüştü, kendisini acılarına sadık herşey - yeniden - iyi - olacak kuklasına dönüştürenlerin, nefret ve sistem dolu tek bir sözcük bulunmayan eserlerini tek taraflı bir biçimde ağıtın şiirleştirilmişi olarak ve nur yolcusu Yahudi halkı için yakılmış ilahiler, diye gösteren kişilerin - 1940 dan beri İsveç`te sürgün hayatı yaşayan bir Alman Yahudi`si şairin karşısında kendi vicdan azabını dindirebilmemin en gamsız yolu belki de bunu öyle mukaddesat mertebesine çıkarmaktı. Nelly Sachs 1970 yılında 78 yaşında öldüğünde, canla başla çalışan nekrologlar, bu „Yahudi Kaderinin Şairi“ nin ulvi metaferini edebiyat tarihine taşıyan kişilerdir. Anma makalelerinin yeniden yazılmaya başlandığı zamandı. Ne kadar paradoks gelse de kulağa, tanınmamış eserlerdir bu Nobel ödüllü kadın şairin yazdıkları. Ve şimdi de ilk kez Ruth Dinesen ve Helmut Müssener tarafından yayınlanan „Nelly Sachs`ın Mektupları“ bu kadın şairin yalnızca en yakın dostlarının bildiği „korkunç gerçekten“ ancak bir parçasını gün ışığına çıkarıyor.Açık bir yara gibi algılanan takip edilme ve boğulma sonucu ölüm korkusunun şekillendirdiği bir yaşamdır gün ışığına çıkan. Ne varsa Nelly Sachs`ın şiirinde ve görüntülerin belirlediği şiirinde ayrı bir sesle verilen bilmeceli, sıkı dokunmuş metaferlere, kurgusunda avcılara ve onlardan kaçanlara, cellatlarına ve kurbanlarına, sanrıların kıyısında yemin içilen mistik-vecdi geri çekilmiş durumlarına dair ne varsa hepsi -yazılan mektuplar bunu doğruluyor -bedenin ve ruhun yaşadıklarından. Berlin`de geçen çocukluğu ve gençligi bile melankolinin, hassas bünyesinin gölgesindeydi: 1908; on yedisinde, talihsiz bir sevda sonrası yaşam tehlikesine varan bir kriz dönemi, aranansa “nefes alabilmek için yardım“, kendi yazdığı nurlandırılmış romantizmiyle, epigonal dizelerde. 1930`da fabrikatör William Sachs`ın , o çok sevdiği ve erişilmez oluşundan ötürü korku duyduğu babasının ölümü. 1933`teki Nazi cellatlarının caddelerdeki resmi geçişlerinden, daha sonra yıllarca varlıklarını koruyacak olan takipçilere, ve katillere dönüşen adımların kapı eşiğinde hissetmesi, annesiyle beraber yurt seçtigi durmadan değişen mobilyalarıyla odalarda duyulan sevk korkusu; daima boğulmanın kıyısında. Nelly Sachs bu korkudan bir hafta boyunca sesini yitirmiştir, felce uğramıştır sesi. „ Santajcı bir ev sahibi“ ve sonra da „Maidenek Celladı“na dönüşen biri tarafından rahatsız edildiğinde inanç getirmiştir. Ve 1940´ta nihayet-“zoraki çalışma sevkiyatına dair emir dilekçesi“ ellerinde, İsveç`e giriş izni ulaşır kendisine-kaçıstır bu, son dakikada, yabancı bir ülkeye. Geceleri „karanlık ve ayazda“ Stockholm Bergsundsstrand `daki dar, tek odalı evinde Auschwitz ve Theresienstadt´a zorla götürülen Yahudilerin haberleriyle şiirler oluşur, 1947`de yayınlanan „Ölümün Evlerinde“ kitabındaki „ Havaya yazıldı mezar yazıları“ şiiri bunlardan biridir. 1943´te çok sevdiği bir insanın katledildiği haberi gelir kulağına, „ Ölü Sevgilinin Ardından Dualar“ başlığıyla yasını tuttuğu. Var gücüyle bakımını üstlendiği annesi 1950`de ölür:“ Sevgili anacığım olmuş olmasaydı eğer, gözlerim kapansın isterdim ben de çoktan.“ Sinir krizleri ve sil baştan intihar düşünceleri: „Tutsaklığım öyle ki acıya, çoğu zaman düşünmüşümdür bu yüzden, ancak ölümün bana yeniden bir hayat bahşedebileceğini.“ Gittikçe artan yurtsuzluk duygusu: „ Ülkem yok benim. Aslına bakılırsa dil`im de yok.“ „Emniyette olmayan sosyal konum“ sebebiyle durmadan geri çevirilen İsveç vatandaşlığına başvurusu. Nelly Sachs`ın çevirilerle, dostlarının desteğiyle yoksulluk sınırında sürgündeki yaşam savaşımı, yıllar, şiirlerinin Walter A. Berendsohn, Alfred Andersch, Peter Hamm ve Hans Magnus Enzensberger gibi dostları sayesinde Almanya`da tanınmaya başladığı yıllar. 1959`da „ Kaçış ve Değişim“ isimli şiir kitabı yayınlandığında, ve ilk ödüller gelmeye başladığında Nelly Sachs`in gücü tükenmiştir artık. Kalp krizi geçirdi. Bir yıl sonra da Zürih´e, Tessin`e, Paris`e yapılan yolculukların ardından (kendisine Meersburg`da Droste Ödülü verilmişti) büyük çöküntü gelir. Takipçiler buradadır yine. Paul Celan, Almanya`da alevlenmeye başlayan yeni bir Yahudi düşmanlığından söz açmıştır kendisine. Nelly Sachs şimdi de bu obsesif duygudan, Evinde yeniden yalnız yaşama çabaları defalarca sonuçsuz kalır. Hastanede kendisine uygulanan elektroşoklara rağmen takip edilme korkuları bitecek gibi değildir. Hastaneden Hans M. Ensenzberger`e yazdığı bir mektuba „bu uyguladıkları şoklar yüzünden çalışamıyorum ki „ diye yazmıştır, „herşeyi unuttuğumdan-ancak unutmak istediğimi unutamadan.“ An meselesidir, etrafın yine kırmızıya bulanması, kan rengine. Nelly Sachs „korkunç kırmızı renkteki Neonazi bir cadı avı“nın kurbanı olarak duyumsar kendisini. Dostları Margaretha ve Bengt Holmqvist`e çaresizlik içinde yöneltilen sorulardır bunlar:“ Yalnızca Eichmann´ın yolunda olamaz ki bu kana susamış öç alıcılar, o günü kırmızıya bulayanlar... bana karşı yöneltilen bu linç ortamı neden?“ Dostlarına yazıp ta aylar sonra farkına vardığı ve galiba birbiriyle uzaktan yakından ilgisi olmayan notları düştüğü mektuplarda parçalanmıştır dili artık. („Demek ki bu denli düşülebiliyor karanlığın derinliklerine...“)“Evet, sevgili dostları“ diye yazmıştır elektroşoktan hemen bir gün sonra,“ düşünmüştüm ki-gaz odaları takriben 20 dakika sürmüştür-fakat benim bu söylediğim yıllardan beri... Sizler için ölüm korkusu, herşeyden önce Celan`ınki.“ Acıya ve geceye dair uzun hastane döneminde oluşan şiir kitapları „Ölüm Henüz Daha Yaşamı Kutlamakta“ ve „Akkor Bilmeceler“; dizeler, ki Nells Sachs`ın yazmış olduğu, ve belli bir konuma bağlı kaldığından en etkileyici kitaplardır. Zaptedilemez bir korkudur hüküm süren, ölüme ve takip edilmeye dair. Nelly Sachs, dostlarının yardımı olmaksızın bir adım bile atamaz. Yarayı deşecek gibidir, her an kendini gösterebilecek olan korku dolu görüntüler. Son bir çabayla teslim alır Nelly Sachs ödülleri. Gürültülü dünya yeni yaralara neden olur: „Müthiş utangacım... Kalp çarpıntısından öte birşey değilim.“ Ölümcül bir kadın, 40 kiloya düşmüş, 1965`te Alman Yayınevleri Barış Ödülü`ne layık görülür. Ancak kısa bir teşekkür konuşmasına yeter nefesi. Nelly Sachs daha sonra Samuel J. Agnon`la birlikte Nobel Edebiyat Ödülü`nü aldığında, içine düştüğü acılı dönemlerinden haberdar olan yok gibidir. 1967`nin mart ayında yeni bir kalp krizi geçirir. Şiirler tüm dünyada yayınlanmaya başladığında Nelly Sachs „ dünyaya dair bildiklerini unutmaya „ çoktan başlamıştır.1968`in nisan ve mayıs aylarında hastaneye kaldırılması kaçınılmazdır artık. Bir yıl sonraki ameliyat da pek sağaltıcı bir etki göstermemiştir. Ilse Blumenthal-Weiss`e gelir haberi: „ Burada hepimiz karanlıkta ilerlemekteyiz ağır ağır; söz konusu bu ancak uyuşturucularla dindirmeye çalıştığım korkunç acılarımın kaynağı olunca eğer. Röntgende yayılan urlara dair bir ize rastlanmadı, fakat daralmalar var. Bu da barsaktan o kadar büyük bir parça alındığı icin. Feci bir varoluş...“ 1969`da ağustostan ekime kadar yine hastanededir. Bestekar Moses Pergament`e 24 Mart 1970`te yazdıklarından: „ Ölümcül hastayım şimdi ve sonu beklemekteyim“. 12 Mayıs 1970`te Nelly Sachs ölür. Yayınlanan mektuplardaki son not, New York`taki Ilse Blumenthal-Weiss`e gider. „Sevgili Ilse, yazı yazmam güçleşiyor, feci acılarla yatmaktayım. Hep bekledim. Ama artık olmuyor.“ Uzun süre gizli kalmış bir sayrılık öyküsüdür bu seçme mektupların sarsıcı bir şekilde belgelediği, „tehdit altındaki bir yaşamın „ acı tutanağı, ve aynı zamanda 23`teki dar, boğucu, tek odalı evine değin, ta ki elektroşok „terapi“siyle takip edilme korkularında barınan o paniği, ne de dil`ini yok edebilen Sinir Hastanesi`ndeki tecrit odasına varana kadar, „Yaşamış olduğum ve yaşadığım“ diye yazmış Kurt Pinthus`a, „tek bir element. O da acınınki.“ Bu mektuplardan sonra Nelly Sachs`ın eserleri sil baştan bir keşife açıktır artık, öğrenerek betimlemelerindeki tüm karanlıkların tecrübeden ibaret olduklarını -suskuya dil kazandırma adına. Ölüm , kaçış ve takip edilme, krematoryumlarda kitlelerin öldürülüşü ve gaz odaları Nelly Sachs için 40`li yılların başında yazı yazmaya başladığında yabancı değildi. Buna rağmen güncelliğini yitirmemiş bireysel ölüm korkusunu da yazmakta yenmeye çalışmıştı kendisi, „hayatta kalabilmenin yegane yolu“nda. „Ölüm ustamdı benim“-bu benimsemişlik sonraki eserlerinde Israel`in çilesini su yüzüne çıkarmasa da önemini yine de yitirmemiştir. Ölümün bu armağanını, Nelly Sachs, söz`ü-kendisinin de dediği gibi „dinlerden ve inanç dogmalarından öte“- kabul etmiş, korumuş ve kendisini azalmayan acılarında telaffuz edilecek olanın sınırına, suskunun „sözsüz dil“ ile konuştuğu yere getirmiştir:“ Çekilmeli çünkü acısı/yazılmış olanın/ ve öğrenilmeli ölüm/sabırlı oluşta...“ (13 Nisan 1984 tarihli „die Zeit“ ‘in 16.sayısından. Türkçeleştiren: Melike Öztürk-Kara) alıntı kaynak : ayrıntı edebiyat Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
semuel Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 25, 2008 MAVİ UZAKLIKLARDA Mavi uzaklıklarda Kırmızı elma ağaçlarının Göğe çıkan kök ayaklarıyla yol aldığı yerde özlemler imbilten geçirilir Vadide yaşayan herkes için yol kıyısında güneş Büyücü sopalarıyla Yolculara buyruk verir,dursunlar diye Ve onlar durakalırlar Cam karabasan içinde Derken bir cırcır böceği Görünmeyeni ince ince kemirir Ve taş dansederek tozunu müziğe dönüştürür Türkçesi: Sedat Umran 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.