Geceyuruyen Oluşturma zamanı: Mayıs 28, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Mayıs 28, 2008 Yazar Esref Çetinel 19 Ekim 2007, Cuma Doğruya doğru diyerek fakat ondan önce şunu hatırlatarak yazalım. …Bir zamanlar Şevket Süreyya Aydemir’in Suyu Arayan Adam adlı kitabını okuduydum. İçeriğinden söz edecek değilim ki o içeriğinde 1915’lerde Ermenilerin Türk ahaliyi nasıl kıyım kıyım kıydıkları, odun istifler gibi her tarafı karlarla kaplı Anadolu steplerinde öldürdükleriyle küçük tepeler oluşturdukları da vardı. Ben kitabın adını çok beğendiydim. “Suyu Arayan Adam.” Hangimiz aramıyor ki? Hele Kıbrıs gibi 1963’lerden beridir çözüme ulaşamayan bir adada yaşıyorsanız. O günlerden bugünleredir Kıbrıs Türk insanları olarak hangimiz çözümü aramadık ki? “Suyu Arayan Adam” gibi. SON OLAYLARA BU ARAYIŞLA BAKIYORUZ: Canımız sıkıldı mıydı dünkü yazımızda olduğu gibi “kandıranlarla kandırılanlara” mıh çakarız. Çünkü gerçekten canınızın sıkılması bir yana çıkacağını hissettiğiniz anları da yaşarsınız. CTP hükümetini bu cümlemizin içine koyduğumuzda “kandırıldılar, dolayısıyle halkı da kandırmak durumunda kaldılar” diyorduk. Ne var ki Sn. Denktaş’ın tırnak kadar ödün vermediği Devlet inancına karşın, Sn. Talat’ın ve de CTP kurmaylarının da kendilerine ait inatçı politikaları oldu. Annan planından Birleşik Kıbrıs’a, Federal sistemden süzülerek geçerken Papadopulos’lu Rum’un uzlaşmazlığından kaynaklanan iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı, TC’nin etkin ve fiili garantisini içeren çözüm şekline kadar. “Arayışlar” tutun ki sorunun safhalarını yarattı. Dolayısıyle Papadopulos tutumunun bağnazlığı nedeniyle sorunun geldiği son politik ortama baktık. Ki kapsamında Mağusa Lazkiye feribot seferleri de vardır Başbakan Soyer’in Almanya ziyareti de. Sn. Talat’ın Moon’la görüşmesi de vardır nihayet AB’nin bıkıp usanmışlığında Güney’deki Papadopulos’lu Rum’u silkeleme gereğini duyarken Kuzey’den yana siyasi tavır koymaya başlaması da… BAŞBAKAN NE DİYOR: Almanya ziyaretini değerlendiriyor. Çok önemli olmalıdır, eski Başbakan Schroeder’le görüşüyor. Kıbrıs sorununu çok bilen politikacalardan birisi. Üstelik özel ilgisi de eksilmedi. KKTC’ye davet edildikte Başbakan Soyer’e fırsat vermeden bu daveti kendisi açıklıyor ve kesinlikle Kuzey Kıbrıs’ı ziyaret edeceğini söylüyor. (Oysa Papadopuloslu idare hayır öyle bir ziyaret yoktur diyerek hâlâ halkını kandırmaya devam ediyor!) Başbakan Mağusa limanına yönelik son siyasi ve hukuki gelişmeleri ortaya koyarken “artık AB anlatılanları anlıyor” diyor. Papadopulos’tan bıkıp usanmışlığa ellediklerini bizzat gördüğünü söylüyor ve ekliyor: “Mağusa limanının kapalı olmasının tırnak kadar yasal dayanağı olmuyor. AB Papadopulos’un bıktırıp usandıran şikâyetlerine, “sen kapattın, uluslar arası hiçbir karar yoktur” cevabını vermeye başlıyor. Ve yeni yeni siyasi denge arayışına girmiş AB’nin Rum’a yönelik karşı çıkışlarında ekleniyor: “Kuzey’de her hangi bir uluslararası ekonomik ambargo kararı da yoktur. Nitekim AB tarafından Kuzey’e Direkt Ticaret Tüzüğü kararı bu nedenle alınıyor. (Önümüzü daha bir açıyor, Rum’a artık haddini bil demeye getiriliyor.) SONUÇTA şunu anlamak istiyoruz: “Suyu Arayan Adam” aradığını buluyor mu? Soyer’e göre tepenin zirvesine çıktık çıkıyoruz. Orada görünenlerle yaşananlar artık Kuzey’de bir Türk Yönetiminin mevcut olduğu gerçeğini çakıyor. Üstelik kabul görüyor. Ve Soyer laf arasında, “önümüzdeki devrelerde sürprizlerimiz vardır” diyor. …Yakalanan bu siyasi ivmeyi bundan sonra daha akılcı ve ilkeli politikalarda kalıcı çözüme adapte edebilir miyiz? “Belki de” diyelim. Alıntıdır... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.