Jump to content

Pindirme Len Pindirme...


raskolnikov

Önerilen Mesajlar

darbeden yedi yıl sonra geldik istanbula, hiçbir şeyimiz, hiçbir geçmişimiz yoktu. ne yapılır, nasıl yaşanır bilmiyordum. bildiklerime kendim yetmedim zaten. taşındığımız apartman dairesinde balkon vardı ve ben okula yazılana kadar geçen bir ayı o balkonda çocukları izleyerek geçirmiştim. yok hasta değildim, sorunlu da değildim ama ne yaparsın işte, tanımadığım bir şehirde tanımadığım çocuklarla da anlaşamamıştım işte.

 

geldiğimiz o iki oda bir salon eve yerleşirken annem beni sokağa saldığında ilk kez tanıştım çocuklarla, hepsi de uzaylı görmüştü beni görünce.

 

- angaradan mı geldin sen?

- evet!..

- nasıl la angara, güzel mi?

- soğuk biraz.

- nasıl soğuk olur la, orası başkent bi kere.

- he la orası başkent, soğuk olurmu hiç.

 

bu güzel tanışmadan sonra, onların yanında durmaya karar verdim, gerçi başka da çocuk yoktu ki sokakta kardeşim.

 

- benim adım ahmet dedi, kara kuru uzun boylu burnu büyük olan. anlaşılan buranın en sözü geçen çocuğu oydu.

 

- ben de veysel, ahmetin yakın arkadaşıyım.

 

anladığım ahmet, zengin olandı çünkü hep bakkala gider muhallebi alır yerdi. veyselde onun yanında gezer o da muhallebi yerdi. aslında çocukluğumuzda başlardı, zengin fakir ayrımları. babaları zengin olan çocuklar hep beraber gezer, beraber hareket ederlerdi.

 

birgün ahmetin babası bisiklet aldı ahmete. ahmet'te bi havalanma, bi kendine güven geldi ki görülmeye değer. kimse yanaşamıyodu onun bisikletine, herkes hayran hayran bisiklete bakar dururdu.

 

- ahmet len, bi kere pindirsene pisikletine.

- pindirme len pindirme.

- sana ne oluyo olum, sana mı sorduk.

- ben onun en iyi arkadaşıyım bi kerem, hem babam söz verdi bana da alcak pisiklet.

- pinim mi la bi kere.

- bindirmiycem len.

- o.... çocuğu...

 

gerçi bu son laf sessiz söylenir çoğu zaman, çünkü zengindir ahmet ve babası seni döver.

 

aradan günler geçer, ahmet ile veysel bisikletleriyle sokakta hava atarken, bisiklet alamayan çocuklar hep beraber gezmeye alışmışlardır artık.

 

- olum varya, bigün benim de pisikletim olcak.

- ne zaman olcak lan yalancı.

- ne yalan söylüycem lan, babam söz verdi.

- baban çalışıyo mu ki olum.

- çalışıyo ya lan.

- benim babam daha çok çalışıyo, senden önce alcak söylüycem ona.

 

aslında hep yapılır bu konuşmalar ama hiç bisikleti olmaz bu çocukların. çünkü babaları bisiklet alacak kadar kazanamıyordur parayı..

 

aradan geçen bi kaç günün sonunda, ahmet birgün bisikletini evin kapısına bırakmış eve girmiştir. bisiklet orada sahipsiz dururken, sokağın sonunda nemli bir bodrum katında oturan zeliha teyzenin oğlu can koşarak bisiklete ulaşmaya çalışır.

 

- ahmet, pisikletine biniyolar.

- pinmesene lan bisiklete, senin pisikletin mi?

- senin de değil ya sana ne oluyo olum.

- pinmesene len!.

- pincem işte, gelde durdur.

 

veysel durduramaz canı ama, ahmetin annesi kulağından tutup döverek sokağın köşesine atmıştır bi hamle de canı. veysel, kapının önüne çıkan ahmetle, cana bakarlar.

 

- ahmet lan, babam yarın bana da pisiklet alcak, hem de mavi renkli.

- valla mı lan.

- valla. hadi gel biz iyi arkadaş olalım.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...