Jump to content

Şizofren Karakterlerin Toplu İntiharı


Manje_Loa

Önerilen Mesajlar

Bir doğum gördüler. Ameliyathanenin duvarlarında yankılanan çığlıktılar ve bebeğin ruhunda can buldular.

 

Birlikte büyüdüler. Doğdular, öldüler. Hiç azalmadan her geçen gün çoğaldılar. Bu bedenin dışında birdiler. İçindeyse biri bindi. Aklın alamayacağı çokluktaydılar.

 

İlk adımını attı bebek. Dengesini kaybetti. Çok uzağa gitmeyi umuyorken kaçtığı yere düştü. “Belki daha sonra… Büyüdüğümde.” dedi. Etrafındakilere “Yok bir şeyim.” Der gibi birde gülümsedi.

 

“Doğuştan mı yoksa sonradan mı katil olunur?” Nasıl bir soruydu ki bu? ! O doğuştan merhum, sonradan katildi. İçindeki savaşta hem ölen hem de öldürendi.

 

Derken bebek çocuk oldu, çocuk ergen oldu. Büyüdü. Ne adımları daha uzağaydı ne de dengesini sağlayabiliyordu. Kanındaki yüksek alkol oranına rağmen ne ağladı ne de gülümsedi. Kimse aldırmadı. Kimse tutup kollarından kaldırmadı. Suratındaki karbon kâğıdı yıpranmıştı, eskimişti ama ifadesizliğinin sebebi bu değildi. Bir ölünün suratında bile hayatının son saniyelerinden kalma tepki kırıntıları vardı ama o bir duvar kadar tepkisizdi. Bedeni ruhu öldüğünde toprak olup üstünü örterken suratı mezar taşı olup cansız ruhunun başına dikilmişti.

 

Gözlerinin baktığı boşluk korneasında büyüyüp bedenini ele geçirdiğinde koskocaman bir boşluk olup zamanı yuttu. Yüzme bilmeyenin denizde yuttuğu su gibi o da yaşamayı bilmeden kendini Dünya da buldu ve asırlarca zaman yuttu.

 

Şizofren karakterleriyle yaşarken düşman, ölünce dosttular.

 

Bir gün daha bittiğinde en az bir karakter ölmüş oluyordu. Ergen yorganı kafasına kadar çekerken diğerleri onu kederlerinin gördüğü zirveye gömüyordu.

 

Savaşı gözlerinizde canlandırabiliyor musunuz?

 

Yoksa suratınızdaki iki oyuğa yerleştirilmiş organlarınızla sadece bir intihar mı görebiliyorsunuz?

 

Ben, bu cinayetin tek şahidi, tek katili ve tek merhumu, size merhumun elleriyle şahidin gördüklerini ve katilin o bebeği öldürürken neler hissettiğini yazıyorum.

 

Derken sıra ona gelmişti.

 

O’da diğerleri gibi son nefesi aldığını bilmediğinden bir solukta vermişti ve bir yenisini alamadığından ölüvermişti.

 

Birazdan ergen yorganı kafasına kadar çekecek ve diğerleri onu gömecekti. Sabah olduğunda ise ergen havaya söverken hayatta kalan o diğerleri günün sonunda ölenin kendileri olması için dua edecek ve savaşa kaldıkları yerden devam edecekti.

 

* * *

 

Doktor “Kaç yaşındasın?” diye sormuştu ve genç kız 18den 20ye kadar içinden sayıp soruyu cevaplamıştı. 18inde komaya girip 20sinde çıkmış gibiydi ve gözlerini açar açmaz da bu soruyla karşılaşmış olmalıydı. Duvarlar dâhil odadaki herkes ve her eşya sorunun cevap bulmasının huzuruyla kızı rahat bıraktığında kız düşündü: Ne kadar pasta, ne kadar mum varsa getirin. Ben 20den fazlayım. Tek yapmam gereken üfleyip mumları söndürmek sizin için.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...