raskolnikov Oluşturma zamanı: Haziran 15, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Haziran 15, 2008 Evde Kasayla Var, Yemiyo!... Arabesk müzik patlama yapmış, Özal “benim memurum işini bilir” demişti. Artık insanlar darbenin kalıntıları arasında yaralarını sarmaya başlamışlardı. Ülke yavaş yavaş köyden kente göçü yaşıyor, istanbul zengin olma hayaliyle yanıp tutuşan köylü kurnazlarına kucağını açıyordu. Kolay yoldan para kazanma hırsı, kendini farklı gösterme hırsı yaşamımıza iyice girmeye başlamıştı. Herkes kendini olduğundan farklı göstermeye çalışıyor, şehir kişiliğini kaybetmiş, gözünü para hırsı bürümüş insanlarla dolmaya başlıyordu. Devir, köylü kurnazı bir yaşamın, paranın devriydi. Memuru iş bilen iktidarın kendisi de işini biliyor, dolandırıcılık meşru bir hal alıyordu. Gelişme yanlış anlaşılmış, “biz batının ahlaksızlığını aldık” sözü yeni çıkmıştı. “batsın bu dünya”nın yerini, “ayağında kundura”, “gülmek istedikçe ağlattı kader” almıştı. İnşaatlarda türkücü patlaması yaşanıyor, her yanımızdan “acıların çocuğu”, acıların kadını” fışkırıyor, her an ağlamaya meyilli “küçük” şarkıcılar etrafımız sarıyordu. - çocuğum hazırlansana hadi.. - ya ne hazırlancam, gelmiycem ben!.. - niye böyle yapıyon çocuğum, üzme anneni, bak seni bekliyorum. - Gelmiycem işte, gitmiycem ben.. Şehrin herhangi bir yerinde, herhangi bir apartmanın ikinci katı. Raskolnikov, annesinin yoğun ısrarlarına rağmen gitmemekte diretmeye devam eder. - oğlum bak kızıyorum ama!.. - banne ya, gitmiycem ben.. - len kalk, kırmayım bacağını senin… - ne bağrıyon ya, kalkyoz işte… kısa süren bir direnişten sonra, evdeki en önemli lider anne, bir müdahale ile direnişi kırmış, raskolnikovu tuttuğu gibi peşi sıra evden çıkmıştır. Bir elinde annesinin örgü poşeti, diğer eli kaçmaması için annesinin elinde, iki sokak ötedeki mahallenin kadrolu dedikoducusu Nurşen teyzeye gidilir. Neye benzediği hiç anlaşılmayan bir suratı ile, evindeki tekli koltuğa gömülüp misafirini kabul eden Nurşen teyze, konuşmaya başlayınca durmak nedir bilmeyen bir teyzedir. İlginçtir, her yerde vardır bu Nurşen teyzelerden. Ama kimse bilmez, nasıl öğrendiğini bu kadar şeyi, nasıl aklında tuttuğunu… kim gelir, kim gider, kim ne yapar hepsini bilir Nurşen teyze. Mahallenin istihbarat örgütüdür mübarek… çocuklarında korkulu rüyasıdır Nurşen teyze!... yok yok, anneler korkutmaz çocukları, bu her şeyi bilip söyleyen tavrı mahallenin çocukları tarafından birbirini tehdit için kullanılır. - olum atma len. - Atcam işte, o da benim bilyalarımı atmıştı!... - Lan g.telek, Nurşen teyze görürse aaazına s.çar.. - Anaaaaaaaaaa… Arkalar da kalmış, apartmanlar arasında tek katlı bir evdir Nurşen teyzenin evi. Ne kadar çok aralarda kalsa da, mahallenin en uğrak yeridir aslında. Herkes bilir, herkes tanır onu ama kimse tanıdığını söylemez, kimse konuşmaz onun hakkında. Bu çevrenin en uğrak yeridir Nurşen teyzenin evi.. kirli yeşil kapıya gelinmiştir. Anne, üstünü başını düzelttikten sonra kapıyı çalar. Kapı açılır. Nurşen teyze, ağzında sigara, kendinden emin bir şekilde, içeri buyur eder bizi. Ayakkabılar çıkarılıp, nane, kahve ve sigara kokan odaya doğru gidilir. Nurşen teyze gidip, çay ile bisküvi getirir. Her daim çayı hazırdır Nurşen teyzenin. Her geldiğimizde hemen getirir ortaya koyar. Artık ne kadar geleni varsa, hiç bitmez, çayı, bisküvisi… - kız Nurşen biliyon mu zeliha eve erkek alıyomuş.. - bilmem mi gı… evi barkı yıkılası…. - Gül gibi kocası varken… - Belliydi ama, gözleri oynuyo kahpenin, e kocası da beceremiyosa… Bu kısa girişten sonra raskolnikov annesinin de Nurşen teyzeden farklı olmadığını şaşkınlıkla izliyordu. Nurşen teyzenin evinde her şey vardı. Kocası yoktu ama evinde hiçbir şey eksik olmazdı. Raskolnikov, o güne kadar çok az yediği muzu görünce dayanamayıp yemeye başladı. Hızını alamamış bir şekilde yiyodu. - oğlum yavaş ye!... evde kasa kasa var yemiyo ki.. bilmiyorum burada ne oluyor bu çocuğa… - evde yok ki anne!.. - ne yoku çocuum, daha dün baban bi kasa getirdi. - E ben niye görmedim ki? Yok bi kerem… Raskolnikov, annesine aldırmadan yemeye devam ediyordu. - lan kalk, bi yere gidince hemen değişiyo bu çocuk. Bilmem ki kime çekmiş. Git dışarı arkadaşlarınla oyna.. - benim burda arkadaşım yok ki.. - bak hala konuşuyo, bizim işimiz var çocuk, git dışarı.. dışarı kovulan raskolnikov, yoğunluklu olarak muzu yiyememenin züzüntüsü ile kapıda oturuyordu. - biz seni tanımıyoz? - Heee, seni tanımıyok biz? Kimsin? - Nurşen teyzelere geldim.. Sokağın çocukları biraz önce gördükleri ve şimdi dışarıda olan raskolnikovun etrafını sarmıştı. Yeni bi çocuk görünce hemen onun etrafında toplanırlardı. - niye geldin? - Niye kapı da duruyon, içeri girsene? - Annem içerde, hava alıyom ben.. - Gördüm la gördüm, hırkızlık yapcaktı bu.. - Yalancı ne hırkızlığı, Nurşen teyzelere geldim ben.. - Nerden bilcez içerdekinin senin annen olduğunu… İşte can alıcı soru. Gerçekten, nerden bileceklerdi. Raskolnikov köşeye sıkıştığını anlamıştı ama ne yapacağını bilmiyordu. Çocuklar iyice etrafını sarmıştı.. - sen geçen bizim topumuzla oynayan aşağı mahaledeki* çocuk değil misin? - Ne topunuzla oynıycam ben… - Gördüm la gördüm oynuyodu… - Niye oynuyon la topumuzla, sizin topunuz yok mu.. - Olum varya, böle böle oynuyodu la, gördüm ben.. - Ne gördün olum, dıravcı* dırav atanın çükü düşsün mü?... Evin merdivenlerinde sıkışıp kalan raskolnikov kaçacak yer bulamayacağını anladığında artık tek çaresinin kaldığını biliyordu. - senin düşsün olum, gördüm ben.. - görmüşse görmüştür olum, sana mı inancaz, hem annende yok ki senin.. - anneeeeeeeeeeee….. Nurşen teyzeeeeeeeeeeeeee…. - Anneeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee……… - Ne var Allahın cezası, bi rahat vermedin ki.. - İçeri gircem.. - İşimiz var dedim ya, oyna işte orda… - Bana ne bana ne..içeri gircem ben…içeri gircem işte…. Raskolnikov, zorda olsa tekrar içeri girmeyi başarmış, odadaki yerini almıştır. Annesinin dediklerini yapıp sessizce oturacağına, camdan, dışarıdaki çocuklara dil uzatmaya, muzu yemeye devam etmektedir. - ne yapıyon sen orada? - Camdan bakıyon ya, yasak mı!.. - Ne var elinde? - ………… - Saklama, ver bakim onu ne var elinde… - ………. - Tüüüü… Allahın belası, evde kasayla var gelip burda yiyo. Ne biçim çocuksun sen anlamadım ki. Kime çekmişse… - Evde yok bi kerem… - Çat….. ............................... *mahalle = çocukalr arasında sokaklara da mahalle deniyodu. * dırav = yalan... kırmızılar raskolnikov... 4 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
blackpearly Yanıtlama zamanı: Haziran 15, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 15, 2008 şu nurşen teyzede benim babannem gibi maşallah gerçekten hoş olmuş... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
zibailelectra Yanıtlama zamanı: Haziran 16, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 16, 2008 anneni niye zor durumda bırakıyosun insan kasadakileri sevmiyom falan der bişi der güzel paylaşım emeğine sağlık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
cgds33 Yanıtlama zamanı: Haziran 16, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 16, 2008 Raskolnikov ne haylaz şeymişsin öyle. Hiç çekemem patlatırım beynini öyle çocuğun Evde kasayla var deniyorsa kasayla vardır... Ama varya... Süper olmuş dialoglar tam oturmuş yerine ellerine sağlık arkadaşım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Elesis Yanıtlama zamanı: Haziran 16, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 16, 2008 İstanbul'un arasında sıkışmış kalmış,ne İstanbul'a ait olabilmiş ne de ondan ayrı kalabilmiş bu mahalleler,arka sokaklar ve o mahalledekiler hep orada olacak ve en iyi cevherler oradan çıkacak belki de... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pithc Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 20, 2008 hahahahaaa...cok iyi yaa...:D...cocukken misafirlikte yer eve gelince yuzune bakmayanlardanım bende...:D 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
raskolnikov Yanıtlama zamanı: Ağustos 20, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 20, 2008 ama her daim bi eve gittiğimde hep saldırırdım bişeylere ve annem hep derdi... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
psiozzy Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2008 yine harika hep harika rasko abi... emeğine sağlık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Moonglade Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 21, 2008 Yazdiklarinizi okurken insan keyifli bir yolculuga cikiyor sanki. Sabirsizlikla devamini bekliyorum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
karkanya Yanıtlama zamanı: Kasım 15, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 15, 2008 ben aksine bişi yemez her şeye sewmem die burun kıwırırdım annem ok kızardı ayıp oluo öle denir mi die:D:D:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
siyam Yanıtlama zamanı: Kasım 16, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 16, 2008 çok sevimliymiş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nazirella Yanıtlama zamanı: Kasım 16, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 16, 2008 çok güzel....:)insan annesini zor durumda bırakırmı roskolnikov....:rofl:bak çocukların hem topuyla oynuyon hemde oynamadım diyon.... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.