Pleiades Oluşturma zamanı: Aralık 5, 2006 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 5, 2006 Mayalar Amerika kitasindaki önemli kültürel kimliklerin olusmasinda önemli etkileri olan bir uygarlik olusturmuslardir. Maya yaratilis söyleni günümüze kadar gelmis olan en büyük Maya belgesi Popol Vuh 'un bir parçasidir. Latin alfabesiyle kaleme alinan bu belgeyi bilimadamlari eski Maya hiyeroglifleriyle yazilmis bir metnin çevirisi oldugu ya da dogrudan Maya sözlü geleneginden derlenen öykü ve sarkilardan kaydedildigi görüsündedirler. 1700 lü yillarda ,Katolik bir misyoner Popul Vuh'u Ispanyolcaya çevirdi. Maya dilini akici bir sekilde konusabiliyordu. Kizilderililer eski tarihleri göstermeye ikna etmeyi basarmisti. Ispanyol metin yaklasik 150 yil boyunca gözlerden uzak kaldi. 1850'lerde, Guetemala City'deki San Carlos Üniversitesi'nin kitapliginda bulundu ve ilk olarak 1857'de Viyana'da basildi. Popul Vuh ,edebi olarak 'harika' tanimlamasi yapilan eserlerden biriydi. Destanin yaratilis söylenini anlatan bu parçasinda Hristiyanlik etkisi görülmektedir. Kitab-i Mukaddesi okuyanlarimizin hemen anlayacagi gibi destan ilk bölümlerle benzerlik gösterir. Asagidaki destan tanrilarin yaratmak istedigi insanlar ve diger yaratilis söylenleri açisindan ilginçtir. Baslangiçta sonsuz karanligin içinde yalnizca yukarida gökyüzü, asagida deniz vardi. Hareket edecek ya da gürültü yapacak hiçbirsey olmadigi için sakin ve sessizdiler. Yeryüzü henüz sulardan yükselmemisti. Otlar ve agaçlar, taslar, magaralar ve koyaklar, kuslar ve baliklar, yengeçler, hayvanlar ve insanlar daha yaratilmamisti. Kükrecek ya da gürleyecek hiçbir sey yoktu, çünkü yalnizca yukarida bos gökyüzü ve asagida sakin deniz vardi. Suyun içinde yesil ve mavi tüylerin altina yaraticilar gizlenmisti. Bu büyük düsünürler suyun içinde sessizce konustular. Evrende gecenin sonsuz karanliginda yalnizdilar. Birlikte ne olacagina karar verdiler. Birlikte yeryüzünün sulardan ne zaman yükselecegini, ilk insanin ve tüm diger canli türlerinin ne zaman dogacagini, bu canli varliklarin yasamak için ne yiyeceklerini ve şafağin dünyayi soluk ışik seline ilk ne zaman boğacağini kararlastirdilar. "Yaratilis baslasin!" diye heyecanla seslendi. Yaraticilar, "Boşluk dolsun! Deniz çekilsin ve yeryüzü ortaya çıksın ! Dünya, uyan ! Böyle olsun !" Ve yeryüzü yarattilar. Yaraticilar yapti bunu. Sislerin arasindan, bir toz bulutunun içinden dağlar ve vadiler denizden yükseldi ve çam ve selvi agaçlari zengin toprakta kök saldilar. Tatli sular daglarin yamaçlarinda ve vadilerin içinde dere olup aktilar. Ve Yaraticilar memnun oldular. " Biz düsündük ve tasarladik" dediler "ve yarattigimiz kusursuz oldu !" Sonra Yaraticilar sordular, " Yarattigimiz agaçlarin altinda yalnizca sessizlik mi olsun istiyoruz ? Vahsi hayvanlar, kuslar ve yilanlar yaratalim. Böyle olsun!" Ve onlari yarattilar. Yaraticilar yapti bunu. "Siz geyikler, çaliliklar ve otlaklarda dört ayak üzerinde yürüyeceksiniz. Ormanda çogalacak, agaçlarin serin gölgesinde ve nehir kiyilarinda uyuyacaksiniz. Siz kuslar, agaçlarin dallarinda ve sarmasiklarin arasinda yasayacaksiniz. Oralarda yuvalarinizi yapacak ve çogalacaksiniz". Geyik ve kuslara böyle buyruldu ve böyle yaptilar. Ve Yaraticilar memnun oldular: "Biz düsündük ve tasarladik ve yarattigimiz kusursuz oldu" Sonra yaraticilar, yarattiklari canlilarla baska seyler buyurdular. " Konusun, seslenin ve bagirin, her biriniz yapabildiginiz kadar. Bizim adimizi söyleyin, bizi övün ve bizi sevin. " Fakat kuslar ve hayvanlar bunu yapamazlardi. Çiglik atabilir, tislayabilir ve ötebilirlerdi ancak yaraticilarin adlarini söylemezlerdi. Yaraticilar yaptiklari canlilardan hosnut kalmadilar. Onlara dediler ki ," Sizlere verdiklerimizi geri almayacagiz. Ancak bizi övemediginiz ve sevemediginiz için , bunu yapacak baska canlilar yapacagiz. Bu yeni yaratiklar sizlerden üstün olacaklar ve sizleri yönetecekler. Sizlerin kaderi onlar tarafindan parçalanmak ve etinizin yenmesi olacak. Böyle olsun !" Ve onlari yarattilar. Yaraticilar yapti onlari... Kendilerini övecek ve sevecek uysal ve saygili bir canli biçimlendirmeye karar verdiler. Önce çamurlu topraga sekil vermeyi denediler fakat bu malzeme çok yumusakti. Hareketsiz ve zayif bir yaratik oldu. Konusabiliyorsa ama hiç kimse dediklerine anlam veremiyordu. "Çamurdan yapilmis yaratiklar hiçbir zaman yasamayacak ve çogalamayacaklar!" diye bagirdi yaraticilar ve bu yaratigi yok ettiler. Sonra yeni yaratiklari tahtadan oymayi denediler. " Bu malzeme tam bize uygun görünüyor ! Saglam ve dayanikli" dediler. " Bu yaratiklar insana benziyor ve insan gibi konusuyorlar. Bunlardan pek çok yapalim. Böyle olsun!" Tahtadan canlilar yasadi ve çogaldilar, ama hiç kimse dediklerine anlam veremiyordu ve içlerinde, yüzlerinde ruh, elleri ve ayaklarinda kuvvet yoktu. Ciltleri sari ve kuruydu, altinda besleyecek kan dolasmiyordu. Dört ayaklari üzerinde anlamsizca dolastilar ve yaraticilarini düsünmediler. "Tahtadan yapilmis yaratiklar yasayip çogaltmak için yeterince iyi degil" diye bagirdi yaraticilar. Ve bu tahtadan yaratiklari yok etmeye karar verdiler. Yaraticilar gökte özsuyundan büyük bir sel olusturdular ve yeryüzüne döktüler. Tahta yaratiklarin kafalarina vurdular ve onlari agaç gibi devirdiler. Sonra bir kartal üzerlerine geldi ve gözlerini oydu. Bir yarasa üzerilerine geldi ve kafalarini kopardi. Bir Jaguar üzerlerine atladi ve kemiklerini kirip dagitti. Yeryüzü karanlikla örtüldü ve araliksiz bir kara yagmur yagdi. Güçsüz kalinca düsmanlari tahta yaratiklara saldirdilar. Büyük küçük hayvanlar onlara saldirdi. Sopalar ve taslar, tabaklar ve çömlekler onlara saldirdi. Aç biraktiklari ve eziyet ettikleri köpekler simdi disleriyle yüzlerini parçaladilar. Ögütmek için kullandiklari taslar simdi onlari ögüttüler. Ocak atesi üzerinde yaktiklari kap kacaklar simdi yüzlerini yaktilar. Umutsuzca yasamlari için savasan tahta yaratiklar evlerini çatilarina tirmanmaya çalistilar ama evler yikildilar ve onlari yere attilar. Dallarinda güvenlige kavusmak için agaçlara tirmanmaya çalistilar ama agaçlar onlari salladilar ve yere attilar. Magaralara girmeye çalistilar ama magaralar kapandilar ve onlara siginak olmayi reddettiler. Birkaçi disinda tahta yaratiklarin tümü yok olmustu. Digerleri sekilsiz yüzler ve çeneleriyle sag kaldilar ve onlari soyundan gelenlere maymun adi verildi. Yaraticilar sonra gecenin karanliginda görüsmek için toplandilar. Günes, ay ve yildizlar daha gökyüzünde yerlerini almamislardi. "Yeniden bizi övecek ve sevecek yaratiklar yaratmayi deneyelim. Böyle olsun! Yeryüzünde soylu canlilar yasasinlar. Onlara biçim verecegimiz malzemeyi arayalim." Dört hayvan, dag kedisi, koyot, karga ve küçük bir papagan, yaraticilarin önüne geldiler ve onlara yakinda bolca yetisen sari ve beyaz basakli misirlardan söz ettiler. Yaraticilar hayvanlarin gösterdigi yola koyuldular. Misiri buldular, ögüttüler ve bu yiyecekten soylu yaratıklar biçimlendirdiler. " Böyle olsun !" diye heyecanla bagirdilar.. Ve onlari yarattilar. Yaraticilar yapti onlari. Böylece dört ilk Ata yaratildi. Yaraticilar gövdelerini misir unundan yaptilar. Ögütülmüs sari ve beyaz misirdan içecekler yaptilar ve bunlar yeni yaratiklarina kas ve et oldu ve bunlarla birlikte güç vermek için onlari beslediler. Ve Yaraticilar memnun oldular. " Biz düsündük ve tasarladik" dediler "ve yarattigimiz kusursuz oldu!" Bu dört ilk Ata insan gibi görünüyor ve konusuyordu. Çekici, akilli ve bilgeydiler. Çok uzaklari görebiliyorlardi. Daglar ve vadiler, ormanlar ve çayirlar, okyanuslar ve göller, ayaklarinin altindaki yeryüzü ve baslarinin üstündeki gökyüzü onlara dogalarini açik ettiler. Dört ilk Ata dünyada görülecek herseyi gördüklerinde, gördüklerinin degerini anladilar ve yaraticilarina tesekkür ettiler. " Bizi yaratip sekil verdiginiz için size tesekkür ederiz" dediler. " Bize görme, duyma, konusma, düsünme ve yürüme yetenekleri için size tesekkür ederiz. Büyük ve küçük, uzak ve yakin herseyi görebiliyoruz. Herseyi biliyoruz ve size tesekkür ediyoruz!" Yaraticilar artik memnun degildiler. "Amaçladigimizdan daha iyi yaratiklar mi yarattik ? Çok mu kusursuzlar? " diye birbirlerine sordular. "O kadar bilgili ve bilgeler ki bizim gibi tanri mi olacaklar ? Daha az görsünler ve bilsinler diye görüslerini mi azaltsak ? Böyle olsun.!" Böyle konustu Yaraticilar ve yarattiklari varliklari degistirdiler. Gözlerine sis üflediler ki yalnizca yakinlarinda olanlari görsünler. Böylece, Yaraticilar dört ilk Ata'nin sahip olduklari bilgi ve bilgeligi yok ettiler. Yaraticilar atalarimizı yaratip böyle biçimlendirdikten sonra dediler ki : "Simdi Ilk Atalar için özenle esler yaratip biçimlendirelim. Esleri onlar uyurken gelsinler ve uyandiklarinda onlara mutluluk vermek için orada olsunlar. Böyle olsun.!" Ve onlari yarattilar. Yaraticilar yapti onlari. Ve yaraticilar memnun oldular. "Biz düsündük ve tasarladik" dediler "ve yarattigimiz kusursuz oldu!" Bir süre sonra Yaraticilar Ilk Atalar ve Analara benzeyen birçok insan daha yaptilar. Insanlar karanlikta yaşayip çogaliyorlardi, çünkü Yaraticilar daha ne günesi, ne ayi, ne de yildizlari, herhangi bir isik biçimi yaratmislardi. Hem açik hem koyu tenli, hem varlikli, hem yoksul ve farkli diller konusan çok sayida insan doguda birarada yasiyordu. Tanrilarinnin hiçbir görüntüsünü yapmadilar, ama yaraticilarini unutmadilar ve sevgi dolu ve uysaldilar. Yüzlerini göge kaldirip dua ettiler : "Ey Yaraticilar! Bizimle kalin ve bizi dinleyin ! Isik olsun ! Safak olsun ! Gündüz olsun' Safak dünyayi soluk isiga bogsun ve günes onu izlesin. Günes her gün aydinlarak gökyüzünde parladikça, bize soyumuzu sürdürmemiz için kizlar ve ogullar bagislayin. Bize iyi, yararli ve mutlu yasamlar verin ve bize baris verin.!" Bu sözlerle insanlar günesi yükselip Yaraticilarin yaptiklari basamaklari altin isinlariyla aydinlatmaya çagirdilar. "Ve öyle olsun!" dedi Yaraticilar "Işik olsun ! Evrenin şafaginda, tüm yarattiklarımızın üstünde sabahın erken ışığı parlasin ! Çünkü biz düsündük ve tasarladık ve yarattığımız kusursuz oldu !" Ve onu yarattilar. Yaraticilar yapti bunu. Günes sulardan yükseldi ve altin isinlarini yeryüzüne saçti. Büyük ve küçük hayvanlar koyaklarin serin gölgesinde ve nehir kiyilarinda ayaga kalktilar ve dogan günese yüzlerini döndüler. Jaguar ve puma kükredi ve yilan tisladi. Kuslar kanatlarini açtilar ve sarki söylemeye basladilar. Insanlar tütsüler yakan ve kurbanlar sunan rahiplerin çevresinde dans ettiler. Çünkü Yaraticilar dünyayi isikla aydinlatmislardi ve kusursuzdu. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Soprano Yanıtlama zamanı: Mayıs 23, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 23, 2009 Maya yaratilis söyleni günümüze kadar gelmis olan en büyük Maya belgesi Popol Vuh 'un bir parçasidir. Latin alfabesiyle kaleme alinan bu belgeyi bilimadamlari eski Maya hiyeroglifleriyle yazilmis bir metnin çevirisi oldugu ya da dogrudan Maya sözlü geleneginden derlenen öykü ve sarkilardan kaydedildigi görüsündedirler. 1700 lü yillarda ,Katolik bir misyoner Popul Vuh'u Ispanyolcaya çevirdi. Maya dilini akici bir sekilde konusabiliyordu. Kizilderililer eski tarihleri göstermeye ikna etmeyi basarmisti. Ispanyol metin yaklasik 150 yil boyunca gözlerden uzak kaldi. 1850'lerde, Guetemala City'deki San Carlos Üniversitesi'nin kitapliginda bulundu ve ilk olarak 1857'de Viyana'da basildi. Popul Vuh ,edebi olarak 'harika' tanimlamasi yapilan eserlerden biriydi. Destanin yaratilis söylenini anlatan bu parçasinda Hristiyanlik etkisi görülmektedir. Kitab-i Mukaddesi okuyanlarimizin hemen anlayacagi gibi destan ilk bölümlerle benzerlik gösterir. Mayalar hakkinda daha ayrintili bilgi almak istiyorsaniz tarih kösemize ugrayabilirsiniz. Asagidaki destan tanrilarin yaratmak istedigi insanlar ve diger yaratilis söylenleri açisindan ilginçtir. Baslangiçta sonsuz karanligin içinde yalnizca yukarida gökyüzü, asagida deniz vardi. Hareket edecek ya da gürültü yapacak hiçbirsey olmadigi için sakin ve sessizdiler. Yeryüzü henüz sulardan yükselmemisti. Otlar ve agaçlar, taslar, magaralar ve koyaklar, kuslar ve baliklar, yengeçler, hayvanlar ve insanlar daha yaratilmamisti. Kükrecek ya da gürleyecek hiçbir sey yoktu, çünkü yalnizca yukarida bos gökyüzü ve asagida sakin deniz vardi. Suyun içinde yesil ve mavi tüylerin altina yaraticilar gizlenmisti. Bu büyük düsünürler suyun içinde sessizce konustular. Evrende gecenin sonsuz karanliginda yalnizdilar. Birlikte ne olacagina karar verdiler. Birlikte yeryüzünün sulardan ne zaman yükselecegini, ilk insanin ve tüm diger canli türlerinin ne zaman dogacagini, bu canli varliklarin yasamak için ne yiyeceklerini ve safagin dünyayi soluk isik seline ilk ne zaman bogacagini kararlastirdilar. "Yaratilis baslasin!" diye heyecanla seslendi. Yaraticilar, "Bosluk dolsun! Deniz çekilsin ve yeryüzü ortaya çiksin ! Dünya, uyan ! Böyle olsun !" Ve yeryüzü yarattilar. Yaraticilar yapti bunu. Sislerin arasindan, bir toz bulutunun içinden daglar ve vadiler denizden yükseldi ve çam ve selvi agaçlari zengin toprakta kök saldilar. Tatli sular daglarin yamaçlarinda ve vadilerin içinde dere olup aktilar. Ve Yaraticilar memnun oludlar. " Biz düsündük ve tasarladik" dediler "ve yarattigimiz kusursuz oldu !" Sonra Yaraticilar sordular, " Yarattigimiz agaçlarin altinda yalnizca sessizlik mi olsun istiyoruz ? Vahsi hayvanlar, kuslar ve yilanlar yaratalim. Böyle olsun!" Ve onlari yarattilar. Yaraticilar yapti bunu. "Siz geyikler, çaliliklar ve otlaklarda dört ayak üzerinde yürüyeceksiniz. Ormanda çogalacak, agaçlarin serin gölgesinde ve nehir kiyilarinda uyuyacaksiniz. Siz kuslar, agaçlarin dallarinda ve sarmasiklarin arasinda yasayacaksiniz. Oralarda yuvalarinizi yapacak ve çogalacaksiniz". Geyik ve kuslara böyle buyruldu ve böyle yaptilar. Ve Yaraticilar memnun oldular: "Biz düsündük ve tasarladik ve yarattigimiz kusursuz oldu" Sonra yaraticilar, yarattiklari canlilarla baska seyler buyurdular. " Konusun, seslenin ve bagirin, her biriniz yapabildiginiz kadar. Bizim adimizi söyleyin, bizi övün ve bizi sevin. " Fakat kuslar ve hayvanlar bunu yapamazlardi. Çiglik atabilir, tislayabilir ve ötebilirlerdi ancak yaraticilarin adlarini söylemezlerdi. Yaraticilar yaptiklari canlilardan hosnut kalmadilar. Onlara dediler ki ," Sizlere verdiklerimizi geri almayacagiz. Ancak bizi övemediginiz ve sevemediginiz için , bunu yapacak baska canlilar yapacagiz. Bu yeni yaratiklar sizlerden üstün olacaklar ve sizleri yönetecekler. Sizlerin kaderi onlar tarafindan parçalanmak ve etinizin yenmesi olacak. Böyle olsun !" Ve onlari yarattilar. Yaraticilar yapti onlari... Kendilerini övecek ve sevecek uysal ve saygili bir canli biçimlendirmeye karar verdiler. Önce çamurlu topraga sekil vermeyi denediler fakat bu malzeme çok yumusakti. Hareketsiz ve zayif bir yaratik oldu. Konusabiliyorsa ama hiç kimse dediklerine anlam veremiyordu. "Çamurdan yapilmis yaratiklar hiçbir zaman yasamayacak ve çogalamayacaklar!" diye bagirdi yaraticilar ve bu yaratigi yok ettiler. Sonra yeni yaratiklari tahtadan oymayi denediler. " Bu malzeme tam bize uygun görünüyor ! Saglam ve dayanikli" dediler. " Bu yaratiklar insana benziyor ve insan gibi konusuyorlar. Bunlardan pek çok yapalim. Böyle olsun!" Tahtadan canlilar yasadi ve çogaldilar, ama hiç kimse dediklerine anlam veremiyordu ve içlerinde, yüzlerinde ruh, elleri ve ayaklarinda kuvvet yoktu. Ciltleri sari ve kuruydu, altinda besleyecek kan dolasmiyordu. Dört ayaklari üzerinde anlamsizca dolastilar ve yaraticilarini düsünmediler. "Tahtadan yapilmis yaratiklar yasayip çogaltmak için yeterince iyi degil" diye bagirdi yaraticilar. Ve bu tahtadan yaratiklari yok etmeye karar verdiler. Yaraticilar gökte özsuyundan büyük bir sel olusturdular ve yeryüzüne döktüler. Tahta yaratiklarin kafalarina vurdular ve onlari agaç gibi devirdiler. Sonra bir kartal üzerlerine geldi ve gözlerini oydu. Bir yarasa üzerilerine geldi ve kafalarini kopardi. Bir Jaguar üzerlerine atladi ve kemiklerini kirip dagitti. Yeryüzü karanlikla örtüldü ve araliksiz bir kara yagmur yagdi. Güçsüz kalinca düsmanlari tahta yaratiklara saldirdilar. Büyük küçük hayvanlar onlara saldirdi. Sopalar ve taslar, tabaklar ve çömlekler onlara saldirdi. Aç biraktiklari ve eziyet ettikleri köpekler simdi disleriyle yüzlerini parçaladilar. Ögütmek için kullandiklari taslar simdi onlari ögüttüler. Ocak atesi üzerinde yaktiklari kap kacaklar simdi yüzlerini yaktilar. Umutsuzca yasamlari için savasan tahta yaratiklar evlerini çatilarina tirmanmaya çalistilar ama evler yikildilar ve onlari yere attilar. Dallarinda güvenlige kavusmak için agaçlara tirmanmaya çalistilar ama agaçlar onlari salladilar ve yere attilar. Magaralara girmeye çalistilar ama magaralar kapandilar ve onlara siginak olmayi reddettiler. Birkaçi disinda tahta yaratiklarin tümü yok olmustu. Digerleri sekilsiz yüzler ve çeneleriyle sag kaldilar ve onlari suyundan gelenlere maymun adi verildi. Yaraticilar sonra gecenin karanliginda görüsmek için toplandilar. Günes, ay ve yildizlar daha gökyüzünde yerlerini almamislardi. "Yeniden bizi övecek ve sevecek yaratiklar yaratmayi deneyelim. Böyle olsun! Yeryüzünde soylu canlilar yasasinlar. Onlara biçim verecegimiz malzemeyi arayalim." Dört hayvan, dag kedisi, koyot, karga ve küçük bir papagan, yaraticilarin önüne geldiler ve onlara yakinda bolca yetisen sari ve beyaz basakli misirlardan söz ettiler. Yaraticilar hayvanlarin gösterdigi yola koyuldular. Misiri buldular, ögüttüler ve bu yüyecekten soylu yaratilar biçimlendirdiler. " Böyle olsun !" diye heyecanla bagirdilar.. Ve onlari yarattilar. Yaraticilar yapti onlari. Böylece dört Ilk Ata yaratildi. Yaraticilar gövdelerini misir unundan yaptilar. Ögütülmüs sari ve beyaz misirdan içecekler yaptilar ve bunlar yeni yaratiklarina kas ve et oldu ve bunlarla birlikte güç vermek için onlari beslediler. Ve Yaraticilar memnun oldular. " Biz düsündü ve tasarladik" dediler "ve yarattigimiz kusursuz oldu!" Bu dört Ilk Ata insan gibi görünüyor ve konusuyordu. Çekici, akilli ve bilgeydiler. Çok uzaklari görebiliyorlardi. Daglar ve vadiler, ormanlar ve çayirlar, okyanuslar ve göller, ayaklarinin altindaki yeryüzü ve baslarinin üstündeki gökyüzü onlara dogalarini açik ettiler. Dört Ilk Ata dünyada görülecek herseyi gördüklerinde, gördüklerinin degerini anladilar ve yaraticilarina tesekkür ettiler. " Bizi yaratip sekil verdiginiz için size tesekkür ederiz" dediler. " Bize görme, duyma, konusma, düsünme ve yürüme yetenekleri için size tesekkür ederiz. Büyük ve küçük, uzak ve yakin herseyi görebiliyoruz. Herseyi biliyoruz ve size tesekkür ediyoruz!" Yaraticilar artik memnun degildiler. "Amaçladigimizdan daha iyi yaratiklar mi yarattik ? Çok mu kusursuzlar? " diye birbirlerine sordular. "O kadar bilgili ve bilgeler ki bizim gibi tanri mi olacaklar ? Daha az görsünler ve bilsinler diye görüslerini mi azaltsak ? Böyle olsun.!" Böyle konustu Yaraticilar ve yarattiklari varliklari degistirdiler. Gözlerine sis üflediler ki yalnizca yakinlarinda olanlari görsünler. Böylece, Yaraticilar dört Ilk Ara'nin sahip olduklari bilgi ve bilgeligi yok ettiler. Yaraticilar atalarimiz yaratip böyle biçimlendirdikten sonra dediler ki : "Simdi Ilk Atalar için özenle esler yaratip biçimlendirelim. Esleri onlar uyurken gelsinler ve uyandiklarinda onlara mutluluk vermek için orada olsunlar. Böyle olsuz.!" Ve onlari yarattilar. Yaraticilar yapti onlari. Ve yaraticilar memnun oldular. "Biz düsündük ve tasarladik" dediler "ve yarattigimiz kusursuz oldu!" Bir süre sonra Yaraticilar Ilk Atalar ve Analara benzeyen birçok insan daha yaptilar. Insanlar karanlikta yasayip çogaliyorlardi, çünkü Yaraticilar daha ne günesi, ne ayi, ne de yildizlari, herhangi bir isik biçimi yaratmislardi. Hem açik hem koyu tenli, hem varlikli, hem yoksul ve farkli diller konusan çok sayida insan doguda birarada yasiyordu. Tanrilarinnin hiçbir görüntüsünü yapmadilar, ama yaraticilarini unutmadilar ve sevgi dolu ve uysaldilar. Yüzlerini göge kaldirip dua ettiler : "Ey Yaraticilar! Bizimle kalin ve bizi dinleyin ! Isik olsun ! Safak olsun ! Gündüz olsun' Safak dünyayi soluk isiga bogsun ve günes onu izlesin. Günes her gün aydinlarak gökyüzünde parladikça, bize soyumuzu sürdürmemiz için kizlar ve ogullar bagislayin. Bize iyi, yararli ve mutlu yasamlar verin ve bize baris verin.!" Bu sözlerle insanlar günesi yükselip Yaraticilarin yaptiklari basamaklari altin isinlariyla aydinlatmaya çagirdilar. "Ve öyle olsun!" dedi Yaraticilar "Isik olsun ! Evrenin safaginda, tüm yarattiklarimizin üstünde sabahin erken isigi parlasin ! Çünkü biz düsündük ve tasarladik ve yarattigimiz kusursuz oldu !" Ve onu yarattilar. Yaraticilar yapti bunu. Günes sulardan yükseldi ve altin isinlarini yeryüzüne saçti. Büyük ve küçük hayvanlar koyaklarin serin gölgesinde ve nehir kiyilarinda ayaga kalktilar ve dogan günese yüzlerini döndüler. Jaguar ve puma kükredi ve yilan tisladi. Kuslar kanatlarini açtilar ve sarki söylemeye basladilar. Insanlar tütsüler yakan ve kurbanlar sunan rahiplerin çevresinde dans ettiler. Çünkü Yaraticilar dünyayi isikla aydinlatmislardi ve kusursuzdu. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.