Dört Kelime Bir Cümle

psikolojik sorunlarım var biliyorum iğneyi kendime batırıdım , hep toprak yerdim , kendimi beyaz atlı bir prens sanardım ne de aptalmısım...

yanlız - dudak - safir - ayar

safir rengi gözleri vardı rüyamdaki adamın ve dudakları yalnızlığa ayarlıydı

garip - alçak - his - yüz

içimde garip bir his azımda üzüm gibi paslı bir tat yiyince tadı gitmez o türden yüzüm buruşuk hislerimle oynandı ve alçak bir oyuna kurban edildi

konsol - baca - güve - şahsuvar

Şahsuvar bacayı temizlemek için üstüne çıktığı konsoldan bakınca güveleri gördü,,,

midye, inci, yat, iskele

iskeledeki yatlar midyelerin içindeki inciler gibi dizilmişlerdi

saç - kırmızı - bakış - yeşil

yeşil yeşil huzur saçan bakışlarını kırmızı kahkülleri kışkırtıyordu

sigarayı bırakmak, istememek, sonuçları, mozaik

sigarayı bırakmak istememesinin sonuçları görüntülerde mozaiklenmek oldu

çil - güneş - yakışmak - bazen

inanamıyorum ahahahah:D

güneş yanıklarının sebep olduğu çiller bazen yakışıyormuş

sörf, okyanus, kum, güneş

okyanus kıyısında tatil yapıp bol bol kumda yatıp güneşlenmek ve sörf yapmak isterdim

sarı - kitap - komplex - kilit

asıl kilit nokta koplextir bunu çözmemiz için kitaplar vardır ben yazarını simdi hatırlamıyorum ama sarı kaplı bir kitap okumuştum bunun hakkında

tuş - yumruk - tel - mancınık

komplexe girmeden sarı kitabı araştıran genç kilitli düşüncelerle karşılaşınca hayal kırıklığına uğradı...

yumruklarla başa çıkacağını anlayan komutan , tek tuşla mancılığı devreye sokunca tellerden atlayan gençler başladı koşmaya

zincir, çamur, yansıma, sandık

zincirleri boşanan sandık çamura düştü ve yansımayı bozdu

ayna - keder - naz - eda

nazlı edalarla süzerken aynayı keder dolu gerçeği silmişti artık

çam, yüzük, kolye, saat

günün çam kokulu saatlerinde parmağına yüzüğünü geçirdi kolyesini taktı

koku - lavanta - esinti - ürkek

ürkek tavrıyla derin nefes aldı lavanta kokusunu çigerlerine nüfuz ettirmeye çalıştı o eylül esintisinde

ürkek esinti önce sararken havasını lavanta kokusuyla kendine geldi,,

mor menekşe, vazo, ateş, su

ürkek esinti önce sararken havasını lavanta kokusuyla kendine geldi,,

 

mor menekşe, vazo, ateş, su

ateşe atmıştı hepsini mor menekşeleri hemen kaptıgı gibi içi su dolu vazoya koydu

göz - kağıt - mum - mühür

gözlerinden düşen yaşlar kenarlarını mumun yaktığı kağıdı mühürledi

sıcak - serin - sabun - kedi

sıcak bir günde duş alıp serinlerken banyonun kapısının arasında kedim sabun gibi kayarak içeri süzüldü...

kadayıf - köylü - amele - sincap

amelelerin yasadıgı kucuk klubeden uzak tepedeki dokuk ev bana verılmıstı gecenın karanlıgı ayın verdıgı loslukla bıraz olsun bozulmustu kapıyı ıtmem yettı gırebılmek ıcın,ıcerıdekı agır koku yarı acık tahta pencerelere ragmen gıtmemıstı sandalyenın uzerındekı boceklenmıs kadayıf ve gozlerıme bakan sıncaptan baska bırde yatagım vardı kapıyı kapamak ıcın arkamı dondugumde ıse anlamsız bakıslarıyla gordugum koylü kadın sessız ve emın adımlarla ıcerı gırdı ırkıldım cunku bakıslarının artık bır anlamı olduğunu biliyordum.

ve benım kelımlerımdee sakin mezar masa kol

bı cumle yaptım ama bıraz uzun oldu sankı=))

baska turlu bırlesmezdı cok sacma olurdu velvetwamp bıraz anlamlı oldu sımdı=)dımı

evet .........

mezarlık gibi sessiz olan evde sadece sakin bir ritimle masanın üstünde tik tak sesini inleten kol saati durmaktaydı

bölüm - kesit - cümle - bakÎ