Dört Kelime Bir Cümle

Pazar sabahında erkenden kalkıp en sevdiğim rujumu sürüp tanıdığımdan mouse almaya giderken elektrikler kesildi

gömlek yakası. priz. yol. ateş

ütünün fişini prize taktığımda ütü ateş gibi ısındı ve hemen kırışık gömlek yakamı ütüleyip yola çıktım.

orkide,cetvel,uhu,televizyon.

Hava yağmurluydu, orkide buketi ıslanmasın diye ceketimle siper ederek araba bindiğimde yeğenim için aldıkğım uhuyla cetveli torpidoya koyduğum gibi arabanın televizyonunu açtım

kırk parfüm şişesi. vagon. yakamoz. reçine

Kırk mı kırık mı ? Kırık olarak kabul ediyorum

Koca trenin bir vagonunda yakamoz gözlerimi okşarken kırılan parfüm şişesinin bir parçasıyla aldığım reçineyi incelemeye başladım...

Umut-han-pet şişe-kazak

Kazağımı üstüme giydiğim gibi evimizin az ilerisindeki hana girip bir umut içinde şalgamların olduğu pet şişelerden aradım.

teker,güvenlik,çekmece,lamba

Güvenliği aşıp oturma odasına girince ikinci katın lambaları aniden söndü ve merdivenlerden aşağı inen güvenlik teker teker üzerime gelirken çekmecede bulduğum silahı onlara doğrulttum.

yemekhane. rıhtım. masal. saç örgüsü

yemekhanede otururken aklıma rıhtımda gördüğüm kız çocuğu geldi masallardaki gibiydi saçları iki yandan örülmüştü..

tansiyon,saksı,sepet,arkadaş.

Başıma saksı düştüğünde hemen arkadaşımı aradım ve neyse ki kolumdaki sepette tansiyon ilacı ve ağrı kesici vardı

yıldırım. aseton. matara. kibrit

Düşen yıldırım sesiyle irkildim,neyse ki kısa sürede attım üstümden korkuyu ve asetonu pamuğa döküp silinmiş ojelerimin geri kalanını da ben silip mutfağa yöneldim ,matarayı aldım içinde su kalmadığını fark edince fırlattım ve sigarayla kibrite yöneldim.

Saç- otomatik kapı-vites-oyuncakçı

Arabayla gezerken çok küçük ama bir o kadar güzel bir oyuncakçı gördüm vitesi çekip durdum . Oyuncakçıya girdim . Size sanki canlıymış gibi bakan bebeklerin gözleri beni benden alıyordu ama birazda ürpertiyordu.Saçları rapunzelinki kadar uzundu , lüleli hafif sarı ve upuzun . O kadar güzel görünüyordu ki oyuncak bebek yerine sadece saçları olsaymış çok bir şey değişmezmiş . Bu bebeği çok beğenmiştim ve onu almaya karar verdim . Tam çıkarken bu kadar küçük bir dükkanın otomatik kapısı olması beni şaşırtmıştı .

Fransız- üzüm-kale-tablo

Ben Fransız İhtilali'nde bile kalemde oturup duvardaki tablomu izleyerek üzüm şarabı içiyordum.

Sokak, Yoksulluk, Kış, Sokak Hayvanları.

Kış sevilmez mi diyorlar ? Nasıl sevilir ki diyorum kendi kendime ? Sessiz sokaklarda soğuktan can vermek üzere olan kendine yiyecek ekmek bile bulamayan yoksullar , herkesin ayağıyla vurup geçip gittiği sokak hayvanları... Gel de sev kışı.

Çöp, maşa,kağıt,patates.

Bir ÇÖP gibi hissediyorum son zamanlarda kendimi kimse yanıma yaklaşmıyor dokunmuyor bu bana közlenen PATATES i MAŞA yardımıyla kağıda koyduğum eski çocukluk günlerimi aklıma getiriyor..

ruh iksir bardak pul

Pul pul olmuş ruhumdan iksir yapıp sundu bana büyücü kadın.

Hava, su ,toprak, ateş.

Burçlar 4 element grubuna ayrılır.Bunlar hava,su,toprak,ateştir. (en kolay kurulan cümle olsa gerek )

gazete,aşk,yorgan,saat.

Yorganı çekti usulca üstünden aşkı tadıyordu adam ilk kez,artık saate bile neşeyle,anlam dolu gözlerle bakıyordu; düzenli olarak gelen gazetesini aldı ve okumaya başladı.

Çorap-opera-ressam-pano

Opera binasında ressamların yaptığı çorap figürlü resimler panolarda boy göstermişti.

mermer,deniz,kağıt,parfüm.

Mermerden yapılma parfüm şişesini, dingin olduğu zaman ince bir kağıdı andıran denize attı.

Gökyüzü, fişek, siyah, parlak.

Siyah gökyüzü havai fişeğin parlak ışığıyla aydınlandı.

inci tavuk dolap asit

Asit her tür madde ve canlıyı eritebilir, dolapları, incileri, tavukları.

Ay, lacivert, kilim, görkemli.

ben asagidaki üyeye biraktim

lacivert elbiseli görkemli kadın kilimn üstünde oturarak ayı izliyordu

gül-sahne-kuş-ayakkabı

Genç oyuncu, gül yapraklarıyla kaplanmış sahnede, ayakkabısının ucuna basarak bir kuş gibi eğildi.

Turuncu, kalem, koku, elmas.

Turuncu kalemin kokusu, kedim Elmas'ı rahatsız ediyordu.

Metal-şeker-dul- kahve