drako Oluşturma zamanı: Aralık 6, 2006 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 6, 2006 Şuurumuzu şimdiki farkındalığımızın ötelerine genişletme gücü hepimizin içinde saklı olarak vardır. ‘Psişik Okuma’nın en kısa tanımı da şuurumuzu şimdiki farkındalığımızın ötelerine genişletme gücü demektir. Bu yönümüze ya da bu yeteneğimize aslında “Psişik Yetenek” denir. Aslında herkesin psişik yeteneği vardır, fakat çok az sayıda insan bu yeteneklerini nasıl kullanacağını ya da nasıl kontrol edebileceğini bilir. Pek çok insan gibi görme, işitme, tatma, koklama, dokunma gibi bilinen beş duyunun ötesindeki algılama, görme, duyma, sezme yeteneği gibi yetenekleri olan insanlarda vardır ve onlara yapılan tanım rahatlıkla “Psişik Okuma” yapan insanlar tanımı olabilir. Bazılarında çok küçük yaşlardan itibaren ortaya çıkarlar bazılarında ise zaman içinde tek tek ya da hepsi bir arada belirmeye başlayabilirler. Yağmura hazırlıksız yakalananlar gibi el çantanızda minik bir şemsiyeniz ya da yağmurluğunuz yoksa bir anda sırılsıklam olabilir ve karşılaştığınız şeyden ilk anda hiç hoşlanmayabilirsiniz. Ama bu yetenekler yağmurun yağması ya da güneşin doğması gibi doğal olaylardır. Psişik Yeteneklerin nasıl kullanılacağı konusu binlerce yıl içinde hep saklı tutulmuştur. Bunun nedeni de bilinmeyen durumlara pek alışık olmayan günlük dünya içindeki kişileri ürkütmemek ve bazı bilgilerin kötüye kullanılmasını engellemek olmalıdır. Oysa şimdi UYANIŞ zamanında olduğumuz için tüm bilgiler ve kullanım alanları iyisi ile kötüsü ile ortalık yerdedir. Olur olmaz herkes bu yeteneklerini daha fazla güç ve maddiyat elde edilmesi konusunda nasıl kullanacağımızı parlak, gösterişli ve tabi ki yüksek ücretli seminerlerle bize tanıtmaya çalışmaktadır. “Yeteneğini kullan, en kısa yoldan bilgeliğe uzan onunla da yetinme istediğin ne varsa onu elde et” tarzındaki popüler seminerlere ve toplantılara öyle sık rastlar olduk ki, gerçekten Psişik Yetenek ve Psişik Okuma nedir? Nasıl kullanılmalıdır? soruları, hırs ve kariyer gürültü-patırtıları arasında cılız sorulara dönüştü. Kullan da nasıl kullanırsan kullan mantığının en geçersiz olduğu alan bu alandır ve zararlı sonuçlarla karşılaşmamak için baştan dikkatli olmakta, bilgiyle hareket etmekte, ağır ve emin adımlarla gitmekte çok yarar vardır. Psişik Yeteneklerin Eğitimihttp Yaygın bir kanıya göre bazı insanlar, Allah vergisi ihsanlar 'la doğarlar sözü her zaman geçerli olmayabilir. Pek çoğumuz zekamızı, bedenimizi, aklımızı, bilgimizi geliştirmek için ne kadar uğraş veriyorsak, psişik yeteneklerimizi de ciddiye alıp onları da aynı ciddiyetle geliştirme gayreti içinde olmalıyız. Yeteneklerin eğitimini hafife almak hiçbir yetenek için kabul edilir bir şey değildir. Psişik yeteneklerimizi geliştirmek istiyorsak, iç benliğimizle çalıştığımızı unutmamalı ve onun dilinin dış benlikten farklı olarak kısa iç konuşmalardan ve telkinlerden oluştuğunu öncelikle bilmeliyiz. İç benliğimiz, sadece ve sadece şuurumuzun inandığı bir sınır varsa, işte onunla sınırlıdır. Bir şeyi yapamayacağımıza dair şuurlu bir kanımız varsa içsel benlik bunu kabul eder ve uygulamaya koyar. Kararı gerçekleştirmek için tüm gücünü ortaya koyar ve inanın ki onun gücü haylidir. Örneğin ben asla piyano çalamam derseniz hiç şüpheniz olmasın ki çalamazsınız ama neden olmasın, dünyanın en ünlü piyanisti olmasam da çalmak ve o notaların tınılarını duymak istiyorum derseniz, bir süre sonra epey hüner kazanmanız mümkündür. Psişik yeteneklerinizi eğitmek ve geliştirmek istiyorsanız öncelikle daha önce yapamadığınız için belli bir şeyi yapamayacağınızı söylemekten kaçınmalısınız. Eğer bir şeyi denememişsek ve o şey olmamışsa, bu o işi yapamayacağımız anlamına gelmez; sadece biraz daha çalışmaya gerek olduğu anlamına gelir. Kazanmak istediğimiz beceride ustalık kazanmış birini gözlemlemek, fevkalade bir öğrenme yoludur. İç benliğin doğasında olan taklit etme becerisi, becerileri geliştirmede kullanılabilir. Diğer iki yol ise öğrenme yani o konu hakkında okuma ve bilgilenme ve denemeden geçer. Hepimiz Psişik Yeteneğe Sahibiz Bize, başkalarının beğenisini kazanacak şekilde düşünmek ve davranmak üzere, iç hissedişlerimizi dikkate almamayı öğrettiler. Sezgisel zihnimizden gelen mesajlara açık olmak, psişik yetenek pratiklerinde büyük önem taşır. Sezgisel zihin, beynin sağ yarıküresinde yerleşmiştir. Şuurumuzun bulunduğu rasyonel zihin ise soldadır. Hemen bu ikisinin altındaki limbik bölge de programlamalı zihne aittir. Programlamalı zihin şuuraltıdır. Burası rasyonel zihin tarafından alınan dış dünya hakkında sezgimizden ve hissedişimizden gelen materyali absorbe eder. Limbik bölgenin altında, tüm bedensel fonksiyonları yöneten objektif zihin bulunur. Bu zihinlerin tümü pozitif ve yansıtıcı yönüyle enerji yayınlar. Aynı şekilde, negatif ya da alıcı tarafının bir fonksiyonu olarak da enerji çekerler. Bu enerjiler farklı frekanslarda hareket ederler ya da titreşirler. Frekans yavaşladıkça mantal madde kabalaşır. Objektif zihin, şuuraltı programlamalı zihinden daha düşük frekansta titreşir. Benzer şekilde şuuraltı programlamalı zihin, şuurumuzun rasyonel düşünen zihninden daha düşük frekansta titreşir. Sezgisel zihin ise şimşek hızıyla çalışır. “Evrensel” düşünceleri, gelişsinler ve kuvvetlendirilsinler diye şuura aktarır. Herkes bu zihin seviyeleri ve yayınladıkları frekanslarla donatılmış durumdadır. Başkalarından gelen düşünceleri, duyguları, heyecanları toplamak üzere hepimizin “alıcı cihazı” vardır. Ama herkes cihazlarını nasıl kullanacağını maalesef bilemez. Köpek nasıl birçok insanın duymadığı sesleri duyuyorsa, arılar nasıl bizim asla göremediğimiz renkleri görüyorlarsa, bazı insanlar da diğerlerinin algılayamadıklarını algılarlar. Çevremiz, titreşimlerin farkına varışımızın seviyesi, doğrudan doğruya geliştirdiğimiz psişik becerilerin seviyesine bağlıdır. Şuur dışı seviyede, psişik becerilerin zaten büyük ölçüde gelişmiş olduğunu bilmek önemlidir. Düşündüklerimiz ve hissettiklerimiz bizden çıkıp sessizce yayınlanırlar. Bu duygu ve düşünceler, bilmediğimiz bir şekilde, çevremizde etki yaratırlar. O sıradaki ilişkileri ve kendi kişiliğinizi etkilerler. Biz çevremizi ne derecede etkilediğimizin farkında değilizdir. Yansıtıcı şuur dışı ve algılayıcı şuur dışı arasındaki etkileşme, dünyamızı yaratmak üzere devam ede gelen bir süreçtir. Psişik becerilerin gelişmesi, sadece bu süreci şuurlu yönlendirme alanına getirir. Böylelikle hem giren hem çıkan akışı kontrol etmeyi öğrenebiliriz. Yansıtıcı ve Algılayıcı Yeteneklerimiz Gelişecek iki temel psişik beceriden birine yansıtıcı beceriler ve diğerine algılayıcı beceriler adını verebiliriz. Bu iki tür beceriye en iyi örnek, mantal telepatidir. Telepatide iki kişiye ihtiyaç vardır. Biri gönderici, biri de alıcıdır. Bu da gösterir ki, bu kişilerin her biri, farklı bir beceriyi tezahür ettirmektedir. Psişik mesajları ya gönderirsiniz ya da alırsınız; ama ikisini de aynı anda yapamazsınız. Tüm psişik becerileriniz bu sınıflandırmanın bir bölümüne ya da diğer bölümüne dahildirler. Ya ruhsal şifa yaparsınız ya da size ruhsal şifa yaparlar. Ya bir fenomeni tezahür ettirirsiniz ya da o fenomenin tezahürünü algılarsınız. Yansıtıcı beceriler, kendi titreşimlerinizin yayınımını kontrol etmenizi sağlar. İki benliğimiz de aynı işe senkronize olduklarında yansıma oluşur. Bu becerilere zihnin madde üzerine etkisi denebilir. Bu beceriler arasında şunlar vardır: Telepati, psikokinezi, teleportasyon, materyalizasyon ve demateryalizasyon, ruhsal ameliyat, ruhsal şifa, levitasyon ve ruhsal fotoğrafçılık.Tekinsiz evler, insanlardaki bu becerilerin kontrolsüz tezahürlerinden başka bir şey değildir. Ama o kişiler bunun farkında değillerdir. Yansıyı beceriler için kullanılan diğer bir terim, “yaratıcı beceriler” dir. Çünkü her yansıma ile bir şeyler yaratırız. Yaratıcı şuur, psişemizin pozitif tarafıdır. Algılayıcı beceriler, bilgileri ve enerjiyi almanızı sağlar. Bunlar sizin farkındalık becerilerinizdir. Bunlar arasında, DDA (Duyular Dışı Algılama, İngilizcesi ESP-Extra Sensory Perception), durugörü, duruişiti, sezgi, telepati, prekognisyon (önceden bilme, geleceği bilme, kehanet), geçmişi bilme, psikometri, radyestezi, psişik okuma, psişik tanı ve kristal kürede vizyon görme vardır. Daha sonra küreye de gerek kalmaz zaten küre sadece konsantrasyon için bir aracıdır. Algılayıcı ve yansıyıcı beceriler beraberce çalışırlar, ama aynı anda değil. Önce biri çalışır, sonra diğeri. Algılayıcı ve yansıyıcı becerilerle çalışırken, biri diğerinin çizgisini geçmemelidir. Yani, birbiriyle uyumlu olmalı ve karışıklık meydana gelmemelidir. Birçok insan, algılayıcı ve yansıtıcı becerilerinde bu ahenkli bütünlüğü elde etmişler ve de psişik alanda meşhur olmuşlardır. Bir süre başka şeylere bağlanmışlar, ama psişik yeteneklerinin eğitilmesi üzerine bu yönlerine önem vermişler ve kendilerine yeni yollar açmışlardır. Psişik Okuma Ara sıra yaşanan sınırların ötesine taşmış farkındalık deneyimleri, bazı şeyleri sezgisel olarak, duyusal algıların desteği olmaksızın bilmemizle sonuçlanabilir. Nasıl olduğuna pek dikkat etmesek de bunu sık sık yaşıyor olabiliriz. Telefon çaldığında kimin aradığını bilebiliriz. Bir mektubun veya paketin yolda olduğunu biliriz. Telefon çaldığında kimin aradığını bilebiliriz.En doğru zamanda en doğru yerde olmak gibi harika bir yeteneğe sahip olabilir kolayca park yeri bulabilir, girdiğimiz ilk dükkanda aradığımız malı bulabiliriz. Problemlerin nasıl çözümleneceğini bilebiliriz. Okuduğumuzu hiç çaba harcamadan kavramada fevkalade yetenekli olabiliriz. Kişisel bazda ve ya dünyanın herhangi bir yerinde olacak olayları önceden bilme durumlarıyla karşılaşabiliriz. Telepatik ve önceden haber veren rüyalar görebiliriz. Bir insanı düşünerek onun düşüncelerini ve içinde bulunduğu koşulları bilebiliriz. Bazı kişilerin içsel yetenekleri öyle gelişmiştir ki bu şeyleri ve daha birçoklarını iradi olarak yapabilirler. Bulundukları yerden çok uzak yerlerde olan hadiseleri iç vizyonlarıyla görebilirler. Bir başka kişinin zihnini veya bedenini görebilir, hastalık ve psikolojik rahatsızlıkların tezahürüne neden olan iç şartları teşhis edebilirler. Bazıları doğanın sübjektif seviyelerine nüfuz edebilir ve evrenin daha ince işlerini ayırt edebilirler. Bazıları da Hakikatin Özünü görür ve tezahür halindeki yaşamın kaynağını bilirler. Bu yeteneklerle, farkındalığı arttırmak ve işlevleri gerçekleştirmek amacıyla bir süre uğraşmak ve deneyim yapmak faydalı olabilir. Fakat bunları ruhsal büyümeyi ihmal etme noktasına gelecek kadar çok kendini kaptırmak ve aşırı meşgul olmak zararlıdır. Bizim yalnızca bir beden veya zihin olmaktan öte bir yanımız olduğunu bize kanıtlamaları bakımından ara sıra deneyimlenen duyular dışı idrak diğer adıyla DDA olaylarının faydası olabilir. Bu sayede ruhsal potansiyelimizi gerçekleştirmeye götüren daha yüksek bilgileri kazanma olasılıklarını keşfetmeye esinlenebiliriz. Kendi kendine şifa vakalarına ve bunların belli koşullarda meydana getirdiği belirgin düzelmelere ve hatta odaklanmış bir niyet vasıtasıyla fizik nesnelerin materyalize oluşu vakalarına tanık olmuş veya deneyimlemiş birçok kişi, bunların sonucundan yaşamlarını daha olumlu yönde değiştirmişlerdir. Fizik evrenin hiç de sanıldığı gibi katı v e hükmedilemez olmadığının aksine akışkan, esnek ve içsel nedenler gerektiği gibi ayarlandığında dönüşüme açık olduğunu kendi gözüyle görmüşlerdir. Kaynakça: Psişik Becerilerinizi Geliştiriniz- Ruh ve Madde Yayınları Evrenin Dili DDA- Ruh ve Madde Yayınları Teorik ve Pratik Telepati- Ege Meta Yayınları Her Şey Mümkündür-Ruh ve Madde Yayınları Evrensel İnsan-Ruh ve Madde Yayınları Bilinmeyen Gücümüz- Ruh ve MaddeYayınları -alıntı- Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
zombirella Yanıtlama zamanı: Ocak 28, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 28, 2009 çok güzel paylaşım yazdıklarını uyucam umarım bende yeteneklerimi geliştirebilirim.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Lucinda_Sommer Yanıtlama zamanı: Şubat 11, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 11, 2009 tesekkürler bu bilgiyi bizimle paylastığın icin kafamdaki bazı soru isaretlerinin yokolmasına yardımcı oldu =) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
terminator Yanıtlama zamanı: Şubat 12, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 12, 2009 ilginç ancak başarılı bir bakış açısı bence Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
dannyoffer Yanıtlama zamanı: Şubat 12, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 12, 2009 oldukça pozitif bir paylaşım..emeğine sağlık.:-) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
seroe Yanıtlama zamanı: Şubat 19, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 19, 2009 ehueheu bu site sayesinde sabır sahibi olucam olumlu katkıları oluyor yavaş yavaş =) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
feelingblack Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 14, 2012 bunu nasıl geliştiriceğimi iyi bi öğrenmem lazım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
EdaBilgeAvan Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 14, 2012 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
berkanTr Yanıtlama zamanı: Kasım 28, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 28, 2012 Eline sağlık çok olumlu ve bilgilendirici bir paylaşım olmuş Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MichaeL Yanıtlama zamanı: Kasım 29, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 29, 2012 Güzel bir yazı olmuş eline sağlık Siz bizim psişikleştiremediklerimizdenmisiniz diye bi kitap yazıcam bende Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
adife38 Yanıtlama zamanı: Haziran 29, 2015 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 29, 2015 emeğine sağlık bu konu arada top 15 de görülmeli Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
paganlaw Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2016 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 15, 2016 ‘Psişik Okuma’nın en kısa tanımı da şuurumuzu şimdiki farkındalığımızın ötelerine genişletme gücü demektir. Bu yönümüze ya da bu yeteneğimize aslında “Psişik Yetenek” denir. Mevzu bahis alıntılanan yazı çelişkili ve yanlış kavramlar barındırıyor. İlk göze çarpan başlığın "Otomatik Okuma" olmasına karşın, konu içinde "Pişisik Okuma"dan bahsedilmiş olması. İki kavram da aynı şey için kullanabilir olsa da farklı şekillerde yorumlanabilir. Söz gelimi, "Altıncı His Okuması" ve "Psikometri Okuması" için de bu kavramlar kullanılabilecek midir? Ayrıca yapılan Psişik Okuma tanımı kavrama uygun değildir. Psişik okuma tanımdaki güce verilen isim olamaz, ancak o güce bağlı ortaya çıkan bilginin yorumlanması olabilir. Ayrıca alıntıladığım kısımda söz konusu güce Psişik okuma denilirken, bu güçlü yönümüze ya da bu güç kullanma yeteneğimize Psişik Yetenek denilmiş. Güçlü yön YA DA gücü kullanma yeteneği aynı kefeye konulamayacak iki ayrı kavramdır. Yön bizi ifade eden tanımlamalarken yetenek sahip olduğumuz gücün sonucunda ortaya çıkan kabiliyet yetisidir. Ayrıca Psişik Yetenek, Psişik Okuma ile sınırlanamayacak kadar geniş bir kavramdır. Kavram burada fazlaca daraltılmış. Aşağıda kaynak olarak gösterilen hangi kitapta bu ifadeler böyle tanımlanıyor veya hangi kitaptaki bilgiye göre bu yorumlar getirilebiliyor? Psişik Yeteneklerin nasıl kullanılacağı konusu binlerce yıl içinde hep saklı tutulmuştur. Bunun nedeni de bilinmeyen durumlara pek alışık olmayan günlük dünya içindeki kişileri ürkütmemek ve bazı bilgilerin kötüye kullanılmasını engellemek olmalıdır. "Psişik Yeteneklerin nasıl kullanılacağı binlerce yıl saklı tutuldu" ifadesi ne kadar gerçeği yansıtmaktadır? Binlerce yıl saklı tutulduğunu varsaysak bile bunun gerekçesi "kişileri ürkütmemek ve bazı bilgilerin kötüye kullanılmasını engellemek" nasıl olabilir? Psişik mesajları ya gönderirsiniz ya da alırsınız; ama ikisini de aynı anda yapamazsınız. Tüm psişik becerileriniz bu sınıflandırmanın bir bölümüne ya da diğer bölümüne dahildirler. Ya ruhsal şifa yaparsınız ya da size ruhsal şifa yaparlar. Ya bir fenomeni tezahür ettirirsiniz ya da o fenomenin tezahürünü algılarsınız. Böyle bir kabul bizi tek yönlü algılamaya veya tek yönlü algılanmaya götürür. Yansıtıcı ve algılayıcı beceriler gibi bir sınıflandırma yapılabilir ancak sadece tek bir sınıfa ait olunması gerekliliği yanlıştır. Psişik bir deneyimde kişi hem algıyaıcı hem yansıtıcı olabilir. Söz gelimi, enerji akışında sadece aracı da olabilir. Böyle br durumda nasıl sadece yansıtıcı veya algılayıcıdır diyebiliriz? Yine yazının başına dönersek, algılayıcı sınıfına sokabileceğimiz Psişik Okuma, nasıl olur da Psişik Yetenekler kavramı için yeterli görülebilir. Sınıflandırmaya göre yansıtıcı sınıfa giren yetenekler ne yeteğidir? Yazının giriş kısımları yoruma dayalı daha acemice yazılmış. Geri kalan kısımları ise kitaplardan birebir alındığı için fazla tutarsızlık göstermiyor. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.