Rimmon Oluşturma zamanı: Temmuz 9, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 9, 2008 Çalakalem karalanmış satırlarda kendini aramak acazet göstergesiydi belki de.Lakin şafak beklenen uykusuz gecelerin karanlığında yapabileceği en iyi şey buydu.Önce örneklendirmeleri ve benzetmeleri düşündü Magier.Sonra bunların anlamsızlığını fark edip bir sigara yaktı.İlk duman kümesi burun deliklerini terk ederken,kafasında çılgınca bir fikir belirdi.Kendini,kendine anlatmaya korktuğu yönleriyle,olduğu gibi,yazmak fikri.Zira artık,ne insan öykülerinden,ne de öykü insanlarından haz etmiyordu.Hal böyleyken,naturalist bir eda ile durum tespiti yapmak ona çekici gelmişti.İşe yarıyacak mıyıd? "Yazacak birşey bulamadığınızda susmak,yapabileceğiniz en kötü şeyken,yapılabilecek şeylerin en iyisidir" Saçları karmançormandı,tıpkı aklı gibi.İnsan bazen neden bu kadar çok korkardı kendiyle yüzleşmekten?Bildiklerimizi yaşanmışlıklarla çarpıştırarak doğruları aramak gerçekten de bu kadar acı verir miydi?Yoksa bu acıtılma korkusunun kaynağında taassuptan mamül önyargılarımız mı vardı sadece?İşte çelişikliğiyle nam salmaya aday bir fenomen daha yaratmıştı Magier,düşünsel bahçelerinde.Sigarasının son nefesini de çekti,duman kahve yapmadığı için kendine okuduğu lanetler eşliğinde ağzından çıkarken,gözü sepya bir fotoğrafa ilişti.Üzerinde yaşanmışlık delili bir yıpranma çökmüştü,sol köşesi de hafiften yanıktı.Yüzler anlamlandıramadığı bir şekilde tanıdık geliyordu.Herşey o kadar garipti ki,Mager uyanık kalmak için bahaneler arıyordu.Rüyalarında binlerce "O" varken,onun belirsizliğine inat,uyumak istemiyordu.Ayaklarının dibinde aristokrat leşleri çürüyor,burnuna-oldum olası hiç sevmediği-lavanta yapı kokusu doluyordu.Zihnindeki pentagramın yitik silüetini defterine işledi,belirginleştirmek istercesine; "Ad majorem dei gloriam" Gözlerinde Halikarnas mavisi bir şafak söküyordu,kalemi eline alacak takati kalmamıştı.Böylelikle,güneş yükselirken,kendi karanlığı içinde susmayı seçti.Arka bahçede açan kabak çiçeğinin üstüne yoktu,oportunist ruhları ümitlendirmekte.Dalga sesleri susmuştu,hayatının ritminin gemi batıklarına özgü bir paslanmanın melankolisine dönüştüğünü sezerek irkildi.Kendini hazırladığı şey buydu işte. "Güzellik Tanrısal aklın dünyaya yansımasıdır" Tanrı mı?Canı cehenneme.İblis?O zaten cehennemde.... *Mierda!Uyku.... **Pure Mierda !?! Uyuyordu.... Küfre batmışlığın çocuksuluğu,onu yaz gecelerine has yapış yapış bir uykudan alıkoymaya yetmemişti..... Ve şunu unutmayın: Yazılacak hiçbirşey kalmadığında,yazacak çok şey vardır..... "Nil desperandum.!" Ad majorem dei gloriam(Lat.):Tanrının yüce onuru adına Mierda(Esp.):Bok Pure(Esp.):Saf Nil desperandum.(Lat.)Umutsuzluğa düşmeyin Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sevgisu Yanıtlama zamanı: Temmuz 9, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 9, 2008 kelimlerein bittiği yerde susmak...en iyisi düye düşündüğün halde en kolay kaçış..oysa ki belki iki üç saçma satırın yerini tutmayı başarır..çelişki.. güzel bir yazı... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rimmon Yanıtlama zamanı: Temmuz 18, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 18, 2008 Teşekkürler..... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
reaper_orkun Yanıtlama zamanı: Temmuz 23, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 23, 2008 nil desperandum Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.