raskolnikov Oluşturma zamanı: Temmuz 16, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 16, 2008 Srebrenitza Katliamı ya da yaygın bilinen adıyla Srebrenitza Soykırımı[1], Temmuz 1995'te yaşanan ve en az 8,300 [2] Boşnak'ın Bosna-Hersek'in Srebrenitza kentinde general Ratko Mladiç komutasindaki Bosna Sırp ordusu tarafından öldürülmesine verilen addır. Katliamda bir kısım kadın ve küçük yaşta çocuğun da öldürüldüğü, belgelerle kanıtlanmıştır [3]. Bosna Sırp ordusunun dışında katliama "Akrepler" olarak tanınan Sırbistan özel güvenlik güçleri de katılmıştır. Birleşmiş Milletler Srebrenica'yı güvenli bölge ilan etmiş olmasına karşın 400 silahlı Hollanda barışgücü askerinin varlığı katliamı önle(ye)memiştir. Srebrenitza katliami II. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da gerçekleşmiş en büyük toplu insan kıyımı olması ve Avrupa'daki hukuksal olarak ilk kez belgelenmiş soykırım olması açısından da önem taşır. Katliamın Gelişimi Yugoslavya'nın çöküşü üzerine 1992 yılında Sırpların Bosna'da başlattıkları soykırımın ardından bölgeye zoraki olarak müdahele eden Birleşmiş Milletler'in güvenli bölge ilan edilen 6 bölge arasında Srebrenica'da bulunmaktaydı. Savaştan önce nüfüsu 24 bin civarı olan kentin nüfusu diğer bölgelerden gelen mülteci göçleriyle 60 bin civarına gelmişti.Artık Srebrenica 'açlık' ve 'hastalıklar' ile mücadele eden bir 'toplama kampı'na dönüşmüştü.Müslümanların elindeki silahlar BM Barış Gücü tarafından koruma gerelçesiyle toplanmıştı. Ratko Mladiç komutasındaki Sırplar Srebrenica'ya olan saldırılarını sıklaştırdıklarında Müslümanlar'ın toplanan silahlarını geri almak için yaptıkları bavuru sorumlu Hollanda komutanı tarafından reddedildi.BM yalnızca iki F16'yı kent üzerinde bir uçuş yaptırmakla yetindi. Hollandalı askerler bir gece yarısı Bosna'daki BM Barış Gücü komutanı Fransız generalden aldıkları emir doğrultusunda kenti boşalttılar. 11 Temmuz 1995 günü Ratko Mladiç silahlarından arındırılmış kente hiç zorlanmadan girdi.Sonra da Sırp askerler Müslüman Boşnakları yolarda,dağlarda hunharca katlettiler.Sırp katiller cesetlerin kimlikleri tespit edilmesin diye cesetleri parçalayarak sayıları 64'ü bulan toplu mezarlara gömdüler. Daha sonra orataya çıkan bir video kasedinde Sırp generalin kenti boşaltan Hollandalı komutana bir hediye verirken görüntüleri çekilecekti.Bir hafta süren katliam İkinci Dünya Savaşı'ından sonra insanlığa yapılan en büyük suç olarak arşivlerde yer aldı. Lahey Adalet Divanı bir hafta süren katliamın bir 'soykırım' olarak kabul etti;ancak Sırbistan'ın sorumlu tutulmayacağına karar verdi. Bosna'nın Doğusundaki Çatışmalar 1992 Etnik Temizlik Kampanyası Srebrenitza Çatışmaları 1992 Bosna Savaşından sonra Sırbistan Bosna Hersek (Gerçek Adı Bosna Herzegova)'in stratejik alanı haline geldi.Özellikle ülkenin Doğu tarafı Avrupa Birliği tarafından "YASAK BÖLGE" ilan edildi.Bu bölge içinde Sırbistan'ın o zamanki başkenti Srebrenica'da vardı. Bu da Bosna Hersek Silahlı Kuvvetleri için bir fırsat olarak değerlendirildi. Ayrıca Bosna Hersek'in bütün maddi varlığı olan en büyük maden ocakları da ülkenin tek geçim kaynağıydı. Bu da Sırplar için bir araç olarak değerlendirildi. 12 Temmuz 1994'te Bosnalı Korgeneral ve Bosna Hersek Genelkurmay Başkanı Before Father Sırplara bir soykırım düzenlemek için Bosna Silahlı Kuvvetleriyle bir toplantı yaparak hedeflerini ve amaçlarını açıkladı. Bunu bir bildiriyle de Sırbistan Genelkurmay Başkanı Ratko Mladiç'e gönderdi. Kısa zamanda Bosna Hersek'in amaçlarını öğrenen Mladiç 14 kişilik kortejler halinde tam 400 askerle Srebrenica'ya doğru yola çıktılar. Srebrenica'nın Tanjarz Kırsalında tam 10000 kişiyi esir alan askeri grup Mladiç'in emriyle esirleri öldürmeye başladı. Tam 5 gün süren katliamda 8300 kişi öldürüldü. Kalan 2700 kişi serbest bırakıldı. Öldürülen bu 8300 kişinin cesetleri parçalanıp iskeletleri çıkarttırıldı ve bu cesetler krematoryumda yakıldıktan sonra Lahey Mezarlığına gömüldüler. kaynak: vikipedia ............................... 11 temmuz 1995 günü Srebrenitsa'ya giren Sırp güçleri II. Dünya Savaşı'ndan sonra en büyük etnik kıyıma imza attı. 1993'te BM 'güvenli bölgesi' ilan edilen ve BM'nin koruması altında bulunan Srebrenitsa, Bosna-Hersek savaşından kaçan birçok müslüman Bosnalının akınına uğradı. Daha sonra Bosnalı müslümanları silahsızlandıran Hollandalı askerlerin yönetiminde ve korumasında olan İlgili Galeri Fotoğraflarla Srebrenitsa katliamı Srebrenitsa'da temmuz 1995'te yaşları 14 ile 75 arasında değişen 8 bini aşkın müslüman Bosnalı erkek ve çocuk katledildi. Bölgede konuşlanmış BM barış güçleri ise katliamı önleyemedi. Uluslararası adalete ifade veren katliamdan kurtulan kişiler, Srebrenitsa'da BM'nin Hollandalı askerlerinin kent çıkışındaki üssünün çevresinde, ormanlarda ve çevre yollarda Sırp güçlerinin Boşnakları katlettiğini anlattı. Katliamdan, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık 15 bin kişi kurtulmayı başardı. Katliamdan sağ çıkanların büyük bölümü Boşnak Hırvat Federasyonu'nda mülteci olarak yaşıyor. Ölü sayısı tam olarak bilinmiyor Srebrenitsa'da 10 yıl önce bugün işlenen katliamda öldürülen Boşnakların kesin sayısı bilinmiyor. BM'nin eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi savcısı, 7 ile 8 bin kişinin öldürüldüğünü belirtirken, Bosna Sırplarının hükümetinin hazırladığı bir raporda ölü sayısı 7 bin 779, Boşnak hükümetinin raporunda ise 8 bin 374'den fazla olarak gösteriliyor. 10 yıl içinde Srebrenitsa ve çevresinde bulunan toplu mezarlarda binlerce kişinin cesedi çıkarıldı. Bosna Hersek'in tamamında ise 300'den fazla toplu mezarda 16 bin 500 kişinin cesedi çıkarıldı. Şimdiye kadar 2 bin 70 kurbanın kesin kimlik tespiti yapıldı. 7 binden fazla ceset torbasında ise parçalanmış ceset parçaları kesin kimlik tespiti için bekletiliyor. Cesetler toplu mezarlara atılırken buldozerler tarafından parçalandığı için kimlik tespiti çok zor. Ayrıca Sırplar katliamı gizlemek için bazı cesetleri ilk gömüldükleri toplu mezarlardan çıkarıp, başka yerlere tekrar gömmüşler. Şimdiye kadar 19 kişi tutuklandı Bosnalı Sırpların lideri Radovan Karadziç BM'nin eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi'nde açılan davada şimdiye kadar katliamla ilgili olarak 19 kişi suçlandı. Bunlardan altısı hakkında mahkumiyet kararı verildi. 10'u ise hala yargılanıyor veya yargılanmayı bekliyor. Mahkemede mahkum olan en üst düzey Sırp yetkili, Sırp ordu komutanlarından Radislav Krstic. Krstic 2004'de, 'soykırıma yardım etmek ve soykırıma katılmak' suçlarından 35 yıl hapse mahkum oldu. Soykırımla suçlanan, savaş sırasında Bosnalı Sırpların lideri Radovan Karadziç ve Genelkurmay Başkanı Ratko Mladiç dahil üç kişi hala aranıyor. Kurtulanlar hala adalet bekliyor Genelkurmay Başkanı Ratko Mladiç Bosna-Hersek'te iç savaş sırasında Birleşmiş Milletler'in 'güvenli bölge' ilan ettiği Srebrenitsa'da 10 yıl önce katledilen 8 bin kişi anılırken, katliamdan kurtulanlar hala adalet bekliyor. Srebreniça katliamından kurtulan Boşnaklar hala, BM Savaş Suçları Mahkemesi tarafından Srebreniça katliamı ve 43 ay süren Saraybosna'nın kuşatmasındaki savaş suçlarından haklarında dava açılan Karadziç ve Mladiç'in tutuklanmasını bekliyor. Katliamdan kıl payı kurtulan Mevludin Oriç, ''hala nasıl oluyor da onları yakalayamıyorlar. 10 yıl uzun bir süre'' diye tepki gösterdi. Katliam günü olay yerinde Mladiç'i bizzat gördüğünü belirten Oriç, acılarının devam ettiğini söyledi ve ''eğer bir gün Lahey'de yargılanırsa Mladiç'ten toplu mezarların nerede olduğunu söylemesini istiyorum. Çünkü babam hala kayıp'' dedi. Srebrenitsa katliamının ve Bosna'daki diğer savaş suçlarının sorumlusu Sırpların eski siyasi lideri Radovan Karadziç ve Genelkurmay Başkanı Ratko Mladiç ise hala özgür. Srebrenitsa'da neler oldu? Üzerinden 10 yıl geçen Srebrenitsa katliamına kadar olaylar şöyle gelişti: Nisan 1992: Bosna-Hersek'te savaş başladı. Sırp ordusu doğuya doğru hızla ilerledi ve nüfusun yüzde 75'ini Müslümanların oluşturduğu 36 bin nüfuslu Srebrenitsa'yı ele geçirdi. Birkaç ay sonra Boşnaklar kasabayı geri aldı. Ocak-Mart 1993: Sırplar Boşnakların elindeki bölgelere karşı saldırıya geçti. Srebrenitsa ve Zepa, Sırpların elindeki bölgenin oldukça içlerinde, düşman birlikler tarafından kuşatılmış bölgeler haline geldi. Çevre bölgelerden kaçan Boşnakların göçü sonucu Srebrenitsa'nın nüfusu 60 bine çıktı. Su, gıda ve tıbbi malzeme kıtlığı başladı. Nisan 1993: Birleşmiş Milletler, Srebrenitsa, Zepa ve Gorazde'yi, diğer üç bölge ile birlikte BM koruması altındaki 'güvenli bölge' ilan etti. BM Barış Gücü, bu bölgelere asker sevk etti ve Sırp saldırıları durdu. Ancak Srebrenitsa etrafındaki Sırp kuşatması devam etti ve sonraki iki yıl içinde çok az sayıda insani yardım konvoyunun kasabaya girmesine izin verildi. Mart 1995: Karaciç, Srebrenitsa ve Zepa'nın tamamen dış dünyadan koparılmasını emretti ve yardım konvoylarının bu kasabalara ulaşması engellendi. 9 temmuz 1995: Karaciç, Srebrenitsa'nın alınması emrini verdi. Sırplar kasabayı ele geçirmek için 'Krivaya 95 Operasyonu'nu başlattı. Srebrenitsa'yı kuşatan Sırplar, BM Barış Gücü'ndeki Hollanda askerlerinin gözetleme mevzilerine saldırdı ve 30 kadar Hollanda askerini rehin aldı. 10 temmuz 1995: Sırp ordusu Srebrenitsa'ya top ateşine başladı. Hollanda güçleri Sırplara, sabaha kadar geri çekilmezlerle NATO'nun hava saldırısı düzenleyeceği tehdidinde bulundu. 11 temmuz 1995: NATO savaş uçakları Srebrenitsa etrafındaki Sırp tanklarını bombaladı. Sırp ordusu kasabaya bombardımana yeniden başlayacağı ve rehin Hollanda askerlerini öldüreceği tehdidinde bulundu. Aynı günün akşamı Sırp Genelkurmay Başkanı Ratko Mladiç Srebrenitsa'ya girdi. 11-18 temmuz 1995: Aynı akşam 15 bin kadar Boşnak askeri ve sivil, dağları aşarak Srebrenitsa'yı terk etti. Birçok Boşnak bu sırada topçu ateşi ve keskin nişancı ateşiyle öldürüldü. Sırp askerleri yakalayabildiklerini de öldürdü. Srebrenitsa içindeki Sırp askerleri ise kadın ve çocukları ayırarak, otobüsler ve kamyonlarla Boşnakların elindeki bölgelere gönderdi. 16 yaş ile 70 yaş arasındaki yaklaşık 8 bin Boşnak erkek, depolara, okullara ve ambarlara dolduruldu ve kurşuna dizilerek toplu mezarlara gömüldü kaynak: cnnturk.com ............................... *başlıktaki sözü, katliamla ilgili bir belgeselde duymuştum. bombardımanların birinde, bir çocuk annesine ne olacağını soruyor, o da bomba üzerlerine düşerse ölüneceğini söylüyo, çocukta bu sözü söylüyodu. -------------------- sreprenitsakatliamı...anlatı -------------------- 1990 yılında yapılan eski Yugoslavya dönemi nüfus sayımına göre nüfusunun yüzde 75.2'si Boşnaklardan, yüzde 22.7'si ise Sırplardan oluşan Srebrenitsa, 1992 yılında başlayan savaş ve 1995'te yaşanan soykırım ile birlikte sadece nüfusunu değil, birlikte yaşayabilme iradesini de kaybetti. Şimdi, her 11 Temmuz'da insanlık vicdanının yeniden uyanmasına yardımcı oluyor. Srebrenitsa Belediye Başkanı Abdurrahman Malkiç, aradan geçen 12 yıla rağmen Boşnakların kente dönmek için cesaretleri bulunmadığını ve 2000'den bu yana sadece 3 bin civarında Boşnak'ın kente geri döndüğünü belirtiyor. Dolayısıyla kentte yaşayanların çoğunluğu bugün artık Sırplardan oluşmakta. srebrenitsa'da ne oldu? Nisan 1992'de "Büyük Sırbistan"ı kurmak amacıyla harekete geçen Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Milosevic, Yugoslavya Ordusu'nun tüm askeri gücünü de kullanarak, Sarajevo, Tuzla, Zvornik, Gorajde ve Bihaç kentlerine saldırı başlattı. Milosevic'in etnik temizlik politikalarının en önemli iki aktörü olan Bosna Sırp Devlet Başkanı ve aynı zamanda eski bir psikiyatri doktoru olan Radovan Karadzic ve General Ratko Mladic komutasındaki Sırp Güçleri, uluslararası toplumun tüm tepkisine rağmen on binlerce sivilin öldürülmesinde önemli bir rol oynadı. Savaşın ilk yıllarında Srebrenitsa halkı, Sırp güçlerine karşı büyük bir direniş gösterdi. Srebrenitsa bu yıllar süresince aynı Gorajde, Sarajevo ve Jepa'nın Sırp kuşatması altında bulunuyordu. Savaş şiddetini artırdıkça Bijeljina, Brutunaç ve Zvornik gibi komşu bölgelerden kaçan binlerce Müslüman yaklaşık 10 bin nüfuslu Srebrenitsa'ya sığınmak zorunda kaldı ve kentin nüfusu bir anda 60 bine kadar yükseldi. İklim koşulları ve Sırp kuşatması nedeniyle kentte çok ciddi açlık ve sefalet yaşandı. Bugün hala sayıları belirlenemeyen önemli sayıda sivilin Srebrenitsa soykırımından kurtulsalar da açlık nedeniyle öldükleri ifade edildi. 1993'te Srebrenitsa etrafındaki Sırp kuşatmasının iyice daraldığı görülünce 16 Nisan 1993'te olağanüstü toplanan BM Güvenlik Konseyi, Sarajevo, Tuzla, Jepa, Gorazjde ve Bihaç'la birlikte Srebrenitsa'yı da güvenli bölge ilan etti. Bir süre sonra kentteki nüfusun güvenliğini sağlamak üzere BM Koruma Gücü adı altında Hollanda askerlerinden oluşan askeri birlik kente gelerek görev yapmaya başladı. Srebrenitsa BM tarafından Güvenli Bölge ilan edildikten iki yıl sonra 8-13 Temmuz 1995'te II.Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en büyük toplu katliama tanıklık etti. Geliyorum diyen soykırım Görgü tanıkları 6 Temmuz 1995'te Sırp saldırılarından kaçan binlerce sivilin "güvenli bölge" Srebrenitsa'ya sığınmaya başladığını anlatıyor. Böyle olunca da zaten Sırp ablukası altındaki kente yönelik saldırılar daha da hız kazandı.Tank ve top ateşi altındaki kent aylarca yiyecek, ve yakıt yardımı alamadı. Kentte 600 civarında Hollandalı Koruma Gücü askeri bulunuyordu .Durumun kötüleşmekte olduğunu fark eden Müslüman Direnişçiler, koruma gücüne teslim ettikleri silahların kendilerine geri verilmesini istediler, ancak istekleri yerine getirilmedi. Sırp saldırıları yoğunlaşınca ve Koruma Gücü de hedef haline gelince Hollandalı Komutan BM'den yardım talep etti. 9 Temmuz'da Sırpların 30 Hollanda askerini rehin almasıyla birlikte kentteki gerilimin yükselmeye başladığı ve binlerce sığınmacının Potaçari'deki Hollanda üssüne yığılmaya devam ettikleri görüldü. Bir sonraki gün Sırpların BM koruma gücü mevzilerini bombalamaya başlaması üzerine Hollandalı birliklerin komutanı Albay Ton Karremans BM'den hava desteği istedi. BM Koruma Gücü Komutanı General Bernard Janvier başlangıçta bu isteği reddetse de ardından kabul etmek zorunda kaldı. Fakat Sırplar askeri bir taktik kullanarak NATO uçakları şehre ulaşmadan saldırılarını geçici olarak durdurdu ve böylece Sırplara yönelik BM hava akını ertelenmiş oldu. Aynı gün akşam sivillerin kent merkezinde panik içerisinde sokaklarda koşuşturmaya devam ettiği ve Hollanda mevzileri etrafında büyük kalabalıklar halinde toplanmaya başladığı bilgileri verildi. Hollandalı Komutan Sırpların sabah 06:00'ya kadar kent çevresinden çekilmemeleri halinde NATO bombardımanının başlayacağını açıklayıp sözüm ona Ratko Mladic komutasındaki Sırplara gözdağı vermek istedi. 11 Temmuz'da Sırp güçleri beklenen saatte geri çekilmediği gibi Albay Karremans'ın hava saldırısı yapılması isteğini içeren dilekçesi ancak 11:00'de General Janvier'e ulaştı. 06:00'dan beri havada olan NATO uçakları yakıt ikmali için İtalya'ya geri dönmek zorunda kaldı ve bu oyalanma kente Sırpların girmeye başlamasının da önünü açmış oldu. Hava saldırısı konusundaki belirsizlik saat 14:30'da iki Hollanda F-16 uçağının Srebrenitsa'yı kuşatan Sırp mevzilerine saldırı düzenlemesiyle sona erse de Sırplar bu saldırılara ellerindeki Hollandalı rehineleri öldürecekleri ve kenti bombalamaya başlayacakları tehdidiyle karşılık verince saldırılar durduruldu. İki saat sonra kameralar eşliğinde kente giren Sırp General Mladic, Hollanda Biriliğinin Komutanı Albay Karremans'a, silahların teslim edilmemesi halinde herkesin öldürüleceğini bildirdi. Ölüme giden yürüyüş Kadınlar ve çocuklar Müslüman bölgesine götürülmek üzere toplanırken Sırplar, 12 ile 77 yaş arası bütün erkekleri "savaş suçlusu olanları sorguya çekmek" bahanesiyle ayırmaya başladı. Ayrılan binlerce erkek Sırplar tarafından kamyonlara ve depolara doldurulmaya başlandı ve adresi bilinmeyen bir yolculuğa çıkarıldılar. Kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan 15 bin civarında Boşnak, Susnjari'den Tuzla'ya ulaşabilmek için ormanlık bölgeye yürümeye başladılar. Gece boyu bu grup Sırplar tarafından bombardımana tutuldu. Çoğu bu ölüm yürüyüşünde ya saldırılar ya da açlık ve susuzluk yüzünden yaşamını yitirdi. Yola çıkanlardan çok azı bu yolculuk sonunda Tuzla'ya ulaşmayı başardı. General Mladiç ve beraberindekiler Brutanaç'ta Hollanda yetkilileri ile yaptıkları görüşmeler sonucu Hollanda üssü durumundaki Potoçari'ye sığınan 5 bin Boşnak'ı Sırplara teslim etti. Buna karşılık olarak Sırplar Nova Kasaba üssünde tutulan 14 Hollandalı askeri serbest bıraktı.BM ile Sırplar arasındaki müzakereler sonucu Hollandalıların geride silahlarını, yiyeceklerini ve sağlık gereçlerini bırakarak Srebrenitsa'yı terk etmelerine izin verildi. Srebrenitsa'da neler olduğuna dair ilk bilgilere ölüm yürüyüşünden sonra Tuzlaya ulaşmayı başaran görgü tanıklarının inanılması güç anlatımlarıyla ulaşıldı. Srebrenitsa korkunç bir soykırım yaşamıştı. BM'nin "güvenli bölgeleri" Srebrenitsa Soykırımı BM'nin "güvenli bölge" stratejisinin iflas ettiğini gösterdi ve BM'nin bu tür krizlere müdahale yöntemleri tamamen tartışılır hale geldi. Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzzetegoviç savaş boyunca birçok kez güvenli bölgelerin durumu hakkında BM yetkililerini uyarmış ve sorumluluklarını yerine getirmeye davet etmişti. Ancak BM yetkilileri her defasında gerekeni yaptıkları ve Sırpların güvenli bölgelere giremeyecekleri yönündeki cevaplarını tekrarladılar. Sırpların Srebrenitsa sokaklarında insanları toplayıp erkekleri toplu katliam merkezlerine götürdüğü, kadınlarına tecavüz edip çocuklar ve yaşlılarla birlikte şehir dışına sürdüğü sırada BM Sorumlusu Akashi, ellerinde yeterli bilgi olmadığını iddia edebilmiş, birkaç gün sonra yaklaşık 4 bin sivilin kayıp olduğu kendisine iletildiğinde ise "verilerimizdeki büyük boşluklar" yanıtını vermişti. Bosna-Hersek Kayıplarını Araştırma Komisyonu Başkanı Amor Masovic savaş sırasında 27 bin 734 kişi kaybolduğunu bildirmekte. Bunların yüzde 92'si Boşnak, yüzde 6'sı Bosnalı Sırpı ve yüzde 1,7'si Bosna Hırvatlardan oluşuyor. Masovic Sırp Bölgelerinde 366 toplu mezar tespit ettiklerini daha önceki yıllarda açıklamıştı. Masovic'in, bir cesede ait parçaların bazen 30 kilometre çapında üç farklı mezarda çıkabildiğini, iş makineleriyle parçalanmış kemikler bulduklarını vurgulaması ise işlenen insanlık suçunun boyutlarını gösteriyor. Srebrenitsa'da yeni açılan toplum mezarlardan DNA örnekleri ile kimlikleri belirlenen cesetlerin yanı sıra DNA örneği alacak hiçbir yakını hayatta bulunmayan yaklaşık 3 bin insan iskeleti bulunduğu belirtiliyor. Elde edilen veriler, 9 bin dolayında yetişkin erkeğin Srebrenitsa'da öldürüldükleri yönünde. Diğer kayıplarla birlikte bu sayının 12 bini geçeceği tahmin ediliyor. 12 Yıldır gerçekleşmeyen adalet 26 Şubat 2007 tarihinde Uluslararası Adalet Divanı (ICJ) kararı ile Bosna-Hersek'in Sırbistan ve Karadağ'a karşı açtığı Soykırım Davasında Srebrenitsa'da yaşananı "Soykırım" olarak niteledi. Karara göre "Sırbistan'ın savaş döneminde Bosnalı Sırplara silah, maaş ve her türlü desteği sağlamış olması, Sırbistan'ın Bosnalı Sırpların soykırım işleyeceklerini bildiği ve bu yardımın o yüzden yapıldığı anlamına gelmez ve bu gerekçeyle Sırbistan devlet olarak suçlu gösterilemez." Eski Yugoslavya Ceza Mahkemesi (YUCM) Savcıları, Srebrenitsa'da işlenen savaş ve insanlık suçlarının en önemli failleri olarak nitelenen Karadzic ve Mladic'in bugüne kadar yakalanamamasından NATO Güçlerini sorumlu tutuyor ve yetkilileri yakalama konusundaki "isteksizlikleri" nedeniyle eleştiriyor. Srebrenitsa 12 yıldan bu yana adaletin gerçekleşeceği umuduyla bekliyor. Bu bekleyiş, sadece ölenlerin yakınları için değil aynı zamanda insanlık vicdanının da adaletin tecelli ettiğini görmesi ve "iç huzura" kavuşması için önemli ve bunun gerçekleştiğini görünceye kadar devam edecek. bianet'ten alıntıdır... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.