MALCOLMX Oluşturma zamanı: Aralık 9, 2006 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 9, 2006 Zaman: İÖ 13. yüzyıl? Mekân: İsrail Ve vaki olurdu ki, sandık göç ettiği zaman Musa derdi: Kalk, ya Rab ve düşmanların dağılsınlar ve senden nefret edenler senin önünden kaçsınlar. Ve konduğu zaman derdi; Ya Rab, İsrail'in on binlerce binlerine dön. SAYILAR 10: 35-36 Eski İsrail tarihçelerinde Kutsal Ahit Sandığı, pek çok rolü üstlenmiş muamma bir olgudur. İsrailoğulları Mısır'dan çıktıktan hemen sonra çölde yapılan Kutsal Ahit Sandığı, Tanrı'nın Sina Dağı'nda Musa'ya verdiği Ahit Levhaları'nın taşındığı kutuydu. Levhalar ve onların içinde bulunduğu sandık böylece Tanrı ile İsrailoğulları arasındaki ahdin tanıklığıydı. Tanrı'nın kesin buyruğu üzerine (Çıkış 25: 10) sandık akasya ağacından yapılmıştı, uzunluğu iki buçuk, eni bir buçuk ve yüksekliği de bir buçuk arşındı, içi ve dışı saf altınla kaplıydı ve üzerinde altın pervaz vardı. Altın kapağının üstünde kanatlarıyla sandığı koruyan iki çocuk melek vardı. Sandığın kenarındaki halkalara, akasya ağacından, altın kaplama sırıklar takılır ve sandık bu sırıklarla taşınırdı. Kollar sandığın halkalarında takılı kalır, ondan ayrılmaz ve Tanrı'nın verdiği şehadet sandığın içinde saklanırdı. Sandık gidilen her yere taşınacak ve kamp kurulduğu zaman tam orta yerde bulunan, halis altın iplikle dokunmuş ve "Kefaret Örtüsü" de denilen bir örtünün altında korunacaktı. Çıkış 25: 22'de Tanrı Musa'ya şöyle der: "Ve seninle orada buluşacağım ve seninle Kefaret Örtüsü Üzerinden, Kutsal Ahit Sandığı üstündeki melekler arasından söyleşeceğim." Bu nedenle sandık kimi zaman Tanrı'nın ayak taburesi ve kimi zaman da Merhamet İskemlesi olarak görülür. İsrailoğulları'nı Kenan ülkesine götüren ve oraya vardıktan sonra Eriha'nın düşüşünde aracı olan sandıktı. Sandık kendi başına da savaşabilirdi ve bir keresinde Ebenezer Savaşı'nda Filistinliler tarafından ele geçirildiğinde sahte bir putu parçalamıştı. Hatta kendisine izin verilmeden dokunan bir İsrailoğlu'nu bile öldürmüştü. Kutsal Ahit Sandığı daha sonra Kral Davud tarafından Kudüs'e getirildi ve daha sonra Süleyman tarafından yeni tapınağının en kutsal yerine yerleştirildi. Sandık milletin en değerli ve önemli malı ve atalarının Tanrı ile girdiği özel ahit ilişkisinin güçlü bir hatırlatıcısıydı. (Solda) Kutsal Ahit Sandığı, geleneksel olarak savaşlarda taşınırdı. Jean Fouquet'nin (1425-80) bu tablosunda sandık, Eriha çevresinde dolaştırılarak İsrailliler'in kenti ele geçirmelerine yardımcı oluyor. (Sağda) Suriye'de Dura-Europos'ta 3. yüzyıldan kalma sinagogdan bir freskte Filistinliler sandığı gönderiyorlar. Sandığın tekerlekli bir araba üzerindeki klasik görünümü: Celile'de Kafernaum'daki sinagogda 4. yüzyıldan kalma bir röliyef. Sandık burada kaplama kapılı, kenarları sütunlu bir Bizans tapınağı olarak betimlenmiş. SANDIĞIN AKIBETİ Ancak bu, Kutsal Ahit Sandığı'nı saran mistikliğin yalnızca başlangıcıdır. Zaman boyunca farklı kültürel geçmişten insanların hayallerine hâkim olan Sandık efsanesi âdeta canlı bir durum almıştır. Çok kimse sandığın Babilliler'in Kudüs'ü İÖ 587/6'da ele geçirip yıktıkları zaman yok edildiğine inanır. Ancak daha sonraki yıllarda Hahamlar, sandığın kaderi hakkında farklı görüşleri benimsemişlerdir. Peygamber Yeremya'nın sandığı Nebo Dağı'na sakladığına, Kral Yeşua'nın (İÖ 639-609) Tapınak Dağı'nın bir mağarasına gizlediğine, Kral Yehoaş'ın Babil'e sürgüne giderken yanında götürdüğüne inanılır. En garip inanç da sandığın sunak ateşi için odunların depolandığı odun sundurmasının altına saklanmış olduğudur. Roma'da Titus Kemeri'nden röliyef. Muzaffer Roma askerleri 70 yılında Kudüs'ü yağmaladıktan sonra tapınak eşyalarını götürüyorlar. Son zamanlardaki bir kurama göre sandık, Romalılar tapınağı yakmadan önce Lût Gölü kıyısındaki Kumran'a kaçırılmıştır. (Sağda) İÖ 9.-8. yüzyıldan kalma küçük bir fildişi panoda bir sfenks. Belki de sandığı koruyan melekler buna benziyorlardı. Diğer başka garip inanışlar da vardır. Diğer pek çok şeyin yanı sıra sandığın Tapınak Dağı'na döneceği ve Mesih Çağı'nı kabul için yapılacak yeni bir tapınağın en kutsal yerine yerleştirileceğine inanılmaktadır. Eski Arap vakanüvisleri sandığın Arabistan'da güvenli bir yere götürüldüğünü yazarlar. Tapınak Şövalyeleri, Haçlı Seferi sırasında Kudüs'ü ele geçirdiklerinde sandığı aramışlar ama bulamamışlardır. Yine sandığın Vatikan mahzenlerinde saklandığı iddia edilmiştir. Bazıları onun Mısır Firavunu Şişak (Şoşenk olarak da bilinir, İÖ 945-924) Kenan ülkesine girdiğinde götürüldüğünü düşünürler. Yakın zamanlarda ileri sürülen bir kurama göre Romalılar 70 yılında ikinci tapınağı yaktıklarında sandık yeraltı tünellerinden otuz kilometre ötedeki Kumran civarına taşınmıştır ve hâlâ orada gömülüdür. Bir başka efsaneye göre sandık, tapınağa yerleştirildikten hemen sonra çalınmış ve Kral Süleyman ile Seba Kraliçesi'nin oğlu Menelek tarafından Habeşistan'a götürülmüştür. Habeşistan'daki Falaşalar, sandığa Habeşistan'a götürülürken eşlik eden Yahudiler'in soyundan geldiklerini iddia etmektedirler. Habeş hükümdarının geleneksel unvanlarından biri de "Yahuda Aslanı"ydı ve eski Habeş kraliyet ailesi Davud ile Süleyman'ın soyundan geldiklerini iddia ederlerdi. Habeş Kilisesi yüzyıllardır sandığın kendi aralarında saklı olduğunu söylemiştir. -alıntı- İslam a göre mehdinin işaretlerinden biri yanında ahit sandığı ve hz.Musa nın asasını taşımasıdır.(hz.Muhammedin hadisleri bu konuya işaret etmektedir.Ancak yinede görüş ayrılıkları vardır bu konuda...) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
YankeeRose Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2006 Sandığın temlayerların eline geçtiği ve oradan da gül ve hac cemiyetine geçtiği söylenir. Sandığın diğer adı fil dişi sandıktır. Musa asasını kendi elinde olduğunu söyleyen kişi eski gnosis üyeyi "maji"'dir. Ama sandığı olduğunu hiç söylememiştir. Sandığın bir rivayete göre irakta olduğu söylenmektedir. Sandığın bir süre haşhaşilerin elinde olduğu da söylenmiştir. İllimunatinin şu an sandığı elinde tuttuğu söylenir. Sandığın şeytanın yaverleri tarafından saklanıp mesih gelince bu adamlarlar ile savaşarak geri alacağı söylenir. İşte söylencelerden bildiklerim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest Eftalya Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2006 Ahd-i Atik Sandukası, Yüce Rabbimiz'in Kuran'da bildirdiği ve içinde Hz. Musa ve Hz. Harun'dan eşyalar barındıran değerli bir sandıktır... arkadaşımın konusunda geçen efsane,efsane diyorum çünkü bana pek inandırıcı gelmiyor.şöyleki, bu yukarıda anlatılanların geneli kutsal kitap İncil de geçer.İncil inde zamanla değişime uğradığı herkes tarafından bilinir.yukarıda anlatılanların geneli varsayımdır. bildiğim kadarı ile, Roma lılardan kaçan yanlış hatırlamıyorsam esseni ler diye bir toplumun yanlarında getirdikleri kutsal sandık ile Antakya kıyılarına yerleştikleri ve buranın çoğrafi yönden gizlenmeye ve gizlemeye mehilli olduğu için sandığın burada olduğudur.....kutsal sandık Ahit in bulunduğu gün Mehdinin çıkacağı söylenirki benim inacımda bu yöndedir...ya mehdi gelip sandığı bulacaktır..yada mehdi geldikten sonra sandık bulunacaktır. buna göre Ahit sandığı Antakya da büyük bir vadide bulunan bir mağarada gizlidir..bu mağaranın etrafı Ahit taşları ile çevrilidir...ama başka bir ihtimal daha var oda,kutsal emanetlerin bulunduğu yer Kudüs.. yine doğrusunu ALLAH c.c bilir... ve ayrıca yine yukarıda yazan dokundu ve öldü kısmına kutsal kitap İncil,şu açıklamayı getirmişti.Uzza yı biliriz bir çoğumuz.Uzza bu yasaklanan ahit sandığına dokunmuştu.ve Uzza ya karşı RABBİN öfkesi alevlendi.orada Allahın sandığı yanında öldü.işte o anda taş kesildi.... ve daha sonra Uzza adlı put, Puta taparların kendilerini Allaha yaklaştırması için aracı olarak kullandıkları yüce bir tanrıçaya dönüştü..ve yıllarca Uzza ya bu şekilde tapıldı...bu bence Romalı ların Tanrıçaları Uzza için uydurdukları bir masal gibi geliyor..doğrusunu bekleyeceğiz ve göreceğiz işte.. teşekkür ederim malcomx,değerlerimize değer verip paylaştığın için. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MALCOLMX Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2006 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2006 katkın için teşekkürler eftalya;) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
YankeeRose Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2006 aa bana teşekkür etmedi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
MALCOLMX Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2006 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2006 aaa sana teşekkür etmemişmiyim kusura bakma dalgınım bu günlerde teşekkürler rose Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest Eftalya Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Musa asasını kendi elinde olduğunu söyleyen kişi eski gnosis üyeyi "maji"'dir. Ama sandığı olduğunu hiç söylememiştir. kurt adam olduğunu iddia eden birinden başka ne beklenebilirdiki.. ama ben maji ye hiç kızmıyorum..adam yolunu bulmuş..onu maji yapanlara kızıyorum..anlattıklarını hayretler içinde dinleyenler,medyumları şifa dağıtan olarak bilenler..maji ve majisyenlere para yediren onları kalkındıran insanlara kızıyorum.. ve bir zaman sonra bu insanlar ben mehdi yim deyipte elimde asam da var,melekleride görüyorum,kurt adam oluyorum,görünmez oluyorum diyorlar.. insanlar şeytani güçleri kalkındırıyorlar.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sensizim Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 kurt adam olduğunu iddia eden birinden başka ne beklenebilirdiki.. ama ben maji ye hiç kızmıyorum..adam yolunu bulmuş..onu maji yapanlara kızıyorum..anlattıklarını hayretler içinde dinleyenler,medyumları şifa dağıtan olarak bilenler..maji ve majisyenlere para yediren onları kalkındıran insanlara kızıyorum.. ve bir zaman sonra bu insanlar ben mehdi yim deyipte elimde asam da var,melekleride görüyorum,kurt adam oluyorum,görünmez oluyorum diyorlar.. insanlar şeytani güçleri kalkındırıyorlar.. Evet eftalya bu konuda sana gercekten katılıyorum ... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest sipru Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 19, 2006 asa topkapı sarayında kutsal emanetlerle birlikte değilmiydi? yanlış mı hatırlıyorum. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
nevermore Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 25, 2009 Ahit Sandığı bugüne kadar Dünyada yapılmış olan en kutsal mobilyadır. Ahit sandığı akasya ağacından yapılmış üstü altın kaplı dik dörtgen bir gövdeden ibarettir. Ark Kelimesi İbranice Aron sadece gövde demektir fakat tabut olarak tercüme edilmiştir. ( Genesis 50:26 ) Tanrı Rab , Hz. Musaya şöyle demiştir : ( Exodus/ Çıkış 35: 4.9 ve 37:1.9) “ İsrailliler’e söyle bana armağan getirsinler.......... Aralarında yaşamam için bana kutsal bir yer yapsınlar . Konutu ve eşyalarını sana göstereceğim örneğe tıp a tıp uygun yapın.” ( burada bahis mevzuu olan konut İsraillilerin yapacağı buluşma çadırı eşyaları ise içine koyacakları Ahid sandığıdır ) “ Akasya ağacından sandık yapsınlar. Boyu iki bucuk eni ve yüksekliği birer bucuk arşın olsun ( yaklaşık 90 cm iki arşın ve 45 cm bir arşın ) . İçini ve dışını saf altınla kapla. Çevresine altın pervaz yap. Dört altın halka döküp dört ayağına tak. İkisi bu yanda ikisi öbür yanda olacak. Akasya ağacından sırıklar yapıp altınla kapla . Sandığın taşınması için Sırıkları yandaki halkalara geçir. Sırıklar halkalarda kalacak çıkarılmayacak. Antlaşmanın taş levhalarını sana vereceğim . Onları sandığın içine koy. Saf altından bir Bağışlanma Kapağı yap . Boyu iki buçuk eni bir buçuk arşın olacak. ( iki bucuk arşın 1.1m. bir bucuk arşın # 70 Cm) . Kapağın iki yanına dövme altından birer Keruv yap. ( Keruv : Melek ) Keruvlar dan birini bir yana diğerini öbür yana , kapakla tek parça halinde yap . Keruvlar yukarı doğru açık kanatları ile kapağı örtecek. Yüzleri birbirine dönük olacak ve kapağa bakacak. Kapağı sandığın üzerine sana vereceğim taş levhaları ise sandığın içine koy. Seninle orada . Levha sandığının ( Antlaşma yahut Ahit sandığı olarak ta bilinir) üstündeki Keruvlar arasında Bağışlanma Kapağının ( bağışlanma Kapağı : İbranice Kapporet sözcüğü Tanrının öfkesinin yatıştırıldığı halkının günahlarının bağışlanıp Tanrı ile barıştırıldığı özel yer ifade ediliyordu. ) üzerinde görüşeceğim ve İsrailliler için sana buyruklar vereceğim . “http://img194.imageshack.us/img194/9545/image002inq.gif Burada Tanrı Rab tarafından mevzuu edilen Antlaşmanın taş levhaları bugün Dünya yüzünde bulunan en kutsal şey olarak kabul edilmektedir zira bunlar Tanrının Kendi eliyle iki adet taş levhaya kazımış olduğu İsrail oğullarınla yaptığı anlaşmanın Şartları olan On Emir dir. Bu levhalar Tanrının ifadesine göre kendi elinle kazılmıştır . (Exodus/çıkış 24 : Tanrı Rab , Musa ya “ Sen , Harun ( Musa nın ağabeyi ) Nadav, Avihu ve İsrail ileri gelenleri yetmiş kişi bana gelin dedi. Bana Uzaktan tapın . Yalnız sen bana yaklaşacaksın . Ötekiler yaklaşmamalı. “ Exodus/ Çıkış 25 : “ Rab Musaya dedi : Dağa yanıma gel , Burada bekle , halkın öğrenmesi için üzerine yasalarla buyrukları yazdığım taş levhaları sana vereceğim .” İşte o sandığın içinde muhafaza edilsin diye konan levhalar Rab Tanrının Musevilerin Peygamberi Hz. Musa ile yaptığı üçüncü antlaşmanın yasa ve emirlerini ihtiva eden Tabletlerdir. Ve yukarıda belirtildiği gibi kutsal kitaplarda yazdığına göre Tanrı kendisi Tabletleri kendi eliyle yazdığını ifade etmektedir. Onun İçin Museviler için en kutsal şey sayılmaktadır. Daha sonraları bu Ahit sandığının içine Hz. Musa’ya göre tabletlere ilaveten Ölen ağabeyi Harun ( Aaron ) un ki Musevilerin baş rahiplerindendi. Üç parça kırılmış ve iyice kurumuş olduğu halde filizlenmiş ve taze duran asasını ve İsrail oğullarının kırk sene Çölde yolculuk yaparken aç kalmamaları için Rab Tanrı tarafından imal edilip her sabah uyandıklarında çölde yerlerde çadırlarının önünde buldukları manna nın bir altın kavanoza konmuş numunesi vardı. ( Man nedir. ? İsrail oğulları Mısırdan kaçışları esnasında bir müddet sonra erzaksız kaldılar bunu gören Rab Tanrı onlara akşamları yemekte bıldırcın kuşu yakalayıp pişirip yiyeceklerini sabahları da ekmek yiyeceklerini bildirdi. Exodus / Çıkış 16 : Akşam bıldırcınlar geldi, ordugahı sardı. Sabah ordugahın çevresini çığ kaplamıştı.Çiğ eriyince toprakta çölün yüzeyinde kırağıya benzer ince pulcuklar gözüktü. Bunu görünce İsrailliler birbirlerine “ bu da ne ? “ diye sordular . Çünkü ne olduğunu anlayamamışlardı. Musa : Rab size yemek için verdiği ekmektir bu dedi. İbranice bu da ne man demektir bu isim oradan gelmektedir. Ahid sandığı İsrail oğulları ile birlikte bu kavimin her gittiği yere götürülmüş hatta Savaşlarda kendilerini korur ümidiyle yanlarında bulundurulmuştur. Sonunda Kudüs’ün Alınması ve kavmin Filistin topraklarına yerleşmesiyle Kudüs’te Tanrı Rab adına çok büyük bir tapınak inşa edilmiş ve Ahid sandığı da bu tapınağın en mühim Kutsallar kutsalı Odasına yerleştirilmiştir. Bu odaya ancak senede bir kere “ Atonement Day “ Bağışlanma gününde ( yohm hakkippurim ) en yüksek rahip girebilir ve Sandığın kapağını teşkil eden Bağışlanma Kapağına (kapporeth) yaklaşır ve parmağı ile kurban edilmiş hayvanların ( bir boğa ve bir keçi ) kanını kapağa serper; böylelikle bütün İsrail oğullarının günahlarının Af edilmesini ( bağışlanmasını ) ve kutsal odanın da kutsanmasını sağlar. Kapağın üzerinde heykelleri bulunan iki melek ise Tanrının kutsal kitabında ismi geçen “ Tree of life “ Hayat ağacını koruyan meleklerdir. İşte bu Ahid sandığı Kudüs’teki Tanrı Rab’ın tapınağından Kalde kralı‘ Kudüs ü fetih edip Tanrının tapınağını yıkınca ortadan kayboldu m.ö. 697. Bugüne kadar çok büyük araştırmalara sebep olduysa da hiç bulunamadı. Ancak Ahit sandığı üzerine bir çok teori vardır. 1- 1- Kutsal kitapta ki Tanrının bir sözüne göre Ahit sandığı seyyar bir iletişim aracı idi Tanrının Hz Musa ile konuşabilmesi için. ( Exodus/ Çıkış 39: 1-9 ) “ Tanrı derki Musa ya : ......Levha Sandığının ( Ahit sandığı ) üstündeki Keruv lar arasında. Bağışlanma Kapağının üzerinde görüşeceğim ve İsrailliler için sana buyruklar vereceğim .” Buna göre bu Tanrı ile iletişim sağlayan bir makine olması lazım fakat bana bütün Kainatı ve insanları yaratan bir Tanrının peygamberi ile konuşabilmek için böyle bir alete ihtiyacı olacağı pek inandırıcı gelmemekte bence bu sadece bir takiye yani başka bir şeyi gizlemek için öne sürülmüş bir sebep. Evet Tanrı birkaç kere bu makine vasıtasıyla Hz Musa ile buluşmuştur. Ancak bu buluşmalarda sadece Musa bulunmuştur başka bir kimsenin yaklaşması bile o insan veya hayvanın ölümüne sebep olmuştur. Tanrı bu buluşmalara ateş topu içinde bir sis bulutunun üstünde çok büyük şimşek ve gök gürlemeleri arasında gelmiştir. “ Rab Musa ya : git bugün yarın halkı arındır.Üçüncü güne hazır olsunlar. Ben Sina dağına ineceğim . Sina dağının etrafına sınır çiz ve halka deki ‘sakın dağa çıkmayın dağın eteğine de yaklaşmayın. Kim dağa dokunursa kesinlikle öldürülecektir.Ona insan eli değmeyecektir.İster hayvan olsun ister insan.” Üçüncü günün sabahı gök gürledi , şimşekler çaktı . dağın üzerinde koyu bir bulut vardı.Derken çok güçlü bir boru sesi duyuldu . Dağın eteğinde durdular Sina dağının her yanında duman tütüyordu. Rab ateş içinde inmişti. Bütün dağ şiddetle sarsılıyordu. .............” Bana kalırsa bütün bu emniyet tedbirleri ve bu öldürücü güçler halka korku verip Sandığın içinde gizlenmiş olan kainatın hem yapıcı hem de yıkıcı kuruluş sırlarının zamanı gelmeden kimsenin öğrenmemesi için yapılan bir senaryo idi . “ Fallen Human race “ adı verilen bir insanın ırkının yok ediliş sırları ile onun yerine yaratılan Yeni bir ırkın yaratılış sırları. ‘ Ben yinede Tanrının Peygamberi ile konuşabilmek için bu kadar prosedüre ihtiyaç Duyacağını sanmıyorum.Bu Baş Kahin Mircea Eliade nin teorisiydi . 2- 2- Ahit Sandığı Cennet ile ( Heaven - Cennet Tanrının ikamet ettiği mahal. Evrende bir yerde bulunmakta . Rab Tanrı doğuda Aden de bir bahçe dikti ,yaratığı Adem ‘i oraya koydu.Ve Onun o bahçeye bakmasını istedi.) (Genesis / yaradılış 2: 8-15 ) Dünya arasında kozmik bir kapı bir yol vazifesi görmektedir. Dünya yüzünde gerek başka boyutlara geçmek için gerekse başka alemler le metafiziksel bağlantılar kurabilmek için kapı veya geçiş yolu sayılan kavşak ve mahaller vardır. Bunlardan bir tanesi Arabistan da ki Suez ve Akabah körfezleri arasında bulunan Sınai dağıdır. Bir diğer kozmoloji de kabul edilen geçit ise Kara Delikler dir. Allan Alford tarafından yapılan araştırmada “ Tanrıların aşağı geldikleri zaman “Eski metinlerde bu kozmik geçitlerden bir nevi kozmik asansör gibi bahsedilmiştir. Sümer Kralı Gılgamış cennette Utnapishtim ‘i ziyarete giderken kullandığı Mashu Dağı bir geçittir. Ayrıca Ölü Deniz Belgeleri arasında bulunan Baş kahin Levi’nin “ Levinin Vasiyetnamesi” nde derki : ‘ ve ben o zaman vizyonlar ( hayaller ) gördüm . bu gördüğüm hayallerde Cennetin açıldığını ve yanımda çok yüksek te cennete ulaşan bir dağ gördüm.Cennet o dağın tepesindeydi. Ve cennetin kapısı açıldı . Kapıdaki Melek bana dedi ki : Gir ... Lev’i .........’ -------------------- AhiT Sandığının ne işe yaradığına dair bir çok bunun gibi veya benzeri teoriler ileri sürülmüştür. Ancak bundan 2700 sene kadar önce kaybolan Sandığın nerede olabileceği veya ne olduğu hakkında neticeye varılamamıştır. Burada şimdi kısaca muhtelif alimler tarafından Ahit sandığı için ileri sürülmüş Teorileri ele alalım: Kabalistik eserlerin en ünlüsü zohar ‘da 50 sayfa ayrılmıştır.Zohar da ki tanımlar Tevrat ın Exodus / çıkışlar bölümündeki bilgilere uymaktadır. Sadece burada ismi Günlerin Eskisi olarak değişmektedir. Reiner Shmitt’e göre sandık kutsal bir taşı muhafaza ve taşımak için yapılmış bir kaptır. Martin Dibelius : İlahi özellikler içeren boş bir taht. Üzerinde kutsal bir kişinin Durması veya oturması için yapılmış bir yolculuk arabası. Din bilimci R. Vatke 1835 Ahit sandığının boş olduğunu çünkü içinde Tanrının Oturması için hazırlandığı şeklindeki yaklaşım daha öte araştırmaları gereksiz kılmıştır. Hakimler den biri olan Peygamber Samuel şunları yazar. Ve şimdi,bir yeni araba İle boyunduruk vurulmamış emzikli iki inek alıp hazırlayın. Ve Rabbin Sandığını alıp arabanın üzerine koyun..........., Yahova ( Tanrının) nın ruhbanları Levililer tarafından taşınabildiği düşünülürse iki yetişkin inek tarafından çekilen sandığın 300 kilodan daha ağır olduğu söylenemez. Lazarus Bendavid şöyle demiştir.: “ Musa günlerindeki bu sandık , elektrik aygıtları ile donanmış komple bir sistemi içeriyor, ve bu sistem dahilinde iş görüyordu. Bir ara bir savaşın ardından Ahit sandığı el değiştiriverdi. Batı kökenli bir İbrani kabilesi Sandığın ehemmiyetini fark edip onu alıp kaçırdı . Fakat ne işe yaradığını ve nelerin yapılıp yapılmaması gerektiğini bilmediklerinden sandığa yaklaşan veya kurcalayanlar ya ani bir ölümle öldüler veya vücutlarında tedavi olmaz yaralar çıktı . Devamını Hakim Samüel den dinleyelim.: “ Ve çağırıp Filistililerin bütün beylerini topladılar ve dediler .” İsrailin Allahının sandığını geri gönderin ve yine yerine gitsin ve kavmimizi öldürmesin . Çünkü bütün şehirlerde ölüm şaşkınlığı vardı . Ölmeyenleri urlar kapladı “ Tevrat , Samuel 5,11-12 Filistiler tam yedi ay bu sandığın hışmına uğradıktan sonra bir sabah iki öküz tarafından çekilen bir arabanın üzerine yerleştirdiler ve hayvanları Beyt – Şemeş sınırına doğru kamçıladılar. “ bir sabah vakti Beyt-şemeş liler arabanın üzerinde sandığı gördüler , sandıkla ilgili ne yapılması gerekeni bilen Levilileri çağırdılar onlar teslim aldılar bu arada sandığın tehlikesini bilmeyen tam 5.007 insan ölmüştü.”I. Samuel 6-19 Halk kendisine ait sandığı ele geçirmiş fakat ne işe yaradığını bilmemektedir. Ve son olarak 1978 senesinde Manna Kudret Helvası isimli bir kitap yayınlandı George Sassoon ile Rodney Dale tarafından yazıldı biri Elektronik mühendisi diğeri de Biyolog idi. Yaptıkları araştırmalar ve Zohar da yazılanlar ile günümüz teknolojisi elektronik ve biyoloji bilgileri neticesinde bunun kırk sene süren çöldeki seyahatleri esnasında aç kalmamaları için onlara Tanrıları tarafından nasıl yapılacağı bildirilmiş ve nükleer enerji ile çalışan bir kudret helvası üretme makinesi olduğunu ilan ettiler.Çığ ve yeşil yosun bileşiminden meydana gelen yiyecek radyasyonun verdiği enerji ile üretilir. Bu enerjiyi veren de bugünkü teknolojimizle çok kolay imal edilebilen seyyar bir nükleer- reaktördür. Sandığın içine gizlenmiş olan makine ile mini reaktörün bakımını ve işletilmesini yapan da Sınai dağına kardeşi ile birlikte çıkan Musa’nın ağabeyi Aaron (Harun ) ve onun yetiştirdiği Levililer kavminin insanlarıdır. Aaron seyahat sona ermeden Hor dağını yakınında ölmüştür. Ve aslında kuru bir ağaç dalı olan ve sulanmadığı halde yeşerip tomurcuk veren iki yerden kırık asası da Sandığa ölümünden sonra konmuştur. Tevrat / Exodus/çıkış : 33,7 “ ve Musa çadırı alır ve onu ordugahtan uzak kurardı ve ona toplanma çadırı denirdi. “ Bu çadır içinde Ahit Sandığı bulunurdu ve sadece çadıra Levililer – Aaron(Harun) ve Musa yaklaşabilirdi başkası yaklaşırsa ölürdü.” Bu çadır hem etrafı radyoaktivite den koruyor hem meraklı gözlerden. Tevrat : Exodus /çıkış : 40 : 34-38 “ O zaman ( Musa Rab’in dediği gibi Buluşma Çadırının düzenlenmesini yapıp kendisi, ağabeyi Harun ve çocukları yıkanıp paklandıktan sonra Rab’in gelişine hazır oldukları zaman ) bulut Buluşma çadırını kapladı ve RAB bin görkemi konutu doldurdu. Musa buluşma çadırına giremedi çünkü bulut her yeri kaplamış Rab ‘in görkemi konutu doldurmuştu. İsraililer ancak bulut konutun üzerinden kalkınca göçerlerdi.Bulut oldukça yerlerinden ayrılmaz, kalkacağı günü beklerlerdi . Böylece bütün Yolculuklarında konutun üzerinde gündüzün Rab ‘in bulutu , gecede ateş İsraillilere Yol gösterdi “ Ahit Sandığı hakkında söyleyebileceklerimiz az çok bu kadardır. Daha evvel yazdığımız gibi bundan takriben 2600 yıl evvel ahit sandığı Kudüs’teki tapınağın Kalde kralı tarafından yıkılışı sonunda yok oldu.. Bugün durum nedir.? Filistiler tarafından inek arabası ile Bet-Şemeş e ulaşan ve Levililere teslim edilen sandık Tevrat , I Samuel 7,1-2 “ Ve Kiryat yearim ahalisi geldiler . Ve Rabbin Sandığını çıkardılar ve onu tepede olan Abinadab ‘ın evinin içine götürdüler, ve Rabbin sandığını beklemek için oğlu Elezar’ takdis ettiler . Ve vaki oldu ki sandığın Kiryat-yearim ‘e konduğu günden sonra çok vakit geçti ve yirmi yıl oldu ve bütün Israil evi Rabbi özlediler. “ Sonra İsrail ‘ in İlk Kralı Saul ‘un damadı Kral Davud yanında 30.000 kişi alarak Kayın pederinin talimatı ile Allahın sandığını Baale-yahuda dan çıkarmak için hareket ‘e geçti. Tevrat, II Samuel 6,1 –3-7 “ Ve Allah’ın sandığını yeni bir arabaya koydular,ve onu tepede olan Abinadab ‘ ın evinden kaldırdılar. Oğulları Uzza ve Ahyu yeni arabayı sürüyorlardı.......... ve Uzza Allah’ın sandığına elini uzatıp tuttu çünkü öküzler tökezlemişti ve Uzza’ya karşı Rabb’in öfkesi alevlendi . ve düşüncesizliği yüzünden Allah Onu orada vurdu.Orada Allah’ın sandığının yanında öldü . Sandık Kudüs’ e getirilir .Davut Sandığa sahip olmaktan çok onur duymaktadır. Fakat ne saraya koyar ne de ona tapınak yaptırır: “ Ve Rabbin sandığını içeri getirdiler ve onun için Davut’un kurmuş olduğu çadırın ortasındaki yerine koydular.” Tevrat II samuel 6, 17 Sandık Davut’un halefi Kral Süleyman ( m.ö. 965 – 926 ) yönetimine kadar çadırda kaldı. Kral Süleyman Kutsalların Kutsalı Tapınağındaki özel korunan bir odaya yerleştirdi. 300 yıl burada emniyete kaldı.http://img353.imageshack.us/img353/8448/image003a.jpg Tevrat . II Tarihler 35,3 . “ Mukaddes sandığı İsrail Kıralı Davut’un oğlu Süleyman’ın yapmış olduğu eve koyun; artık sizin omuzlarınızda yük olmayacaktır.” Tahminlere göre sandık Kudüs ‘ün tahribatı ( m.ö. 597) sırasında kaybolmuştur. Kalde Kralı II Nebukadnezar ( m.ö.605-562) Suriye den bir ordu göndererek (m.ö.597) yılında Kudüs ü ele geçirir. Bu ara bu hücumun olacağını Peygamber Yeremya’ya Arş’u’ala nın bir Meleği Tarafından önceden haberdar edilir. İşin ciddiyetini kavrayan Yeremya Habeş dostu Ebedmelek de aralarında olmak üzere güçlü kuvvetli birkaç kişi ile tapınağa girip oradaki Ahit sandığını ve Musa’nın yanında taşıdığı diğer eşyaları dışarı gizlice çıkarırlar ve şehir halkına görünmeden bir mağaraya gizlerler ve böylece Babil’ ilerin eline düşmesine mani olurlar Resmi dini yazılarda bundan sonra bir daha Ahit sandığından bahis olmamıştır. Ancak Hıristiyan dininde Resmi kitap olarak kabul edilmeyen yinede o eski zamanlarda geçmiş Hadiseleri anlatan Apokrifa adı verilen bir sürü yazıt vardır bunlara din adamları başvurdukları halde kitapları resmi olarak kabul etmezler. Bunlardan olan II Makabiler 2,4-7 “ Ve aynı yazıda denir ki : Peygamber Tanrı tarafından uyarılmış olarak çadıra ve sandığa kendisiyle gelmelerini – Musa nın tırmanıp da Tanrının mirasını gördüğü dağa– emreder. Ve Yeremya orada bir mağara kovuğu bulur, Çadırı –sandığı , buhurdanlığı içeri kor ve kapıda durur.” “ ruhbanlar Ahid sandığının orada olduğunu biliyorlardı “ Talmud, Mişna. Bölüm 6,2(14) Ahit bir kere daha kaybolmuştur. 1910 da Parker araştırma ekibi bölgeye gitmiş fakat eli boş dönmüştür. Ne gelmiş olabilir Sandığın başına. İşte Böyle m.ö 597 den beri yani az çok 2600 yıldır Ahid sandığı kayıptır. Ark of Covenant evrenin sırları Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.