coldhellangel Oluşturma zamanı: Temmuz 17, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 17, 2008 Atatürk, milletin ruhundaki o sönmez meşaleyi tutuşturmak için Anadolu'yu adım adım dolaştığı 1919 yılıydı. Büyük asker, Erzurum yolundadır. Ilıca'da tunç yüzlü bir ihtiyarla yaptığı enteresan bir görüşmeyi Cevat Dursun oğlu şöyle anlatmaktadır: "20-30 kişilik bir göçmen kafilesi başında bulunan bu ihtiyar, omuzlarına kartal kanadı attığı paltosu ve elindeki asası ile bir yolcudan çok doğu mitolojisindeki yarı tanrı kabile reislerine benziyordu. Misafirlerin önemli kimseler olduğunu anlayan ihtiyarın zeki gözleri parladı. İri ve ak tüylerle örtülü elini geniş göğsünün üstüne koyarak onları selamladı. Mustafa kemal, ta yanı başına kadar geldiği halde heybetliliğinin azametini kaybetmeyen bu ihtiyarın hatırını soruyor, o da gövdesine yaraşan derin ve gür sesiyle teşekkür ediyordu.bu kısa hoş-beşten sonra Paşa ihtiyara: -Ağa, dedi. Böyle nereden geliyorsun? - Paşam Rus gelirken göçmen olmuştuk. Çukurova'daydım. Şimdi köyüme dönüyorum.buralara dönmenin pek yerinde olmadığını, kışın sıkıntı çekileceğini anlatmak istedi.sonra da ekledi. - Ağa, yoksa oralarda geçinemedin mi? - Hayır paşam, Çukurova cennet gibi bir yer.bir eken yüz alıyor. Son günlerde işittim ki, İstanbul’daki "ırz kırıkları" bizim Erzurum’u Ermenilere vereceklermiş. Geldim ki ne göreyim, bu namertler kimin malını kimlere veriyorlar?.. - Bu eski Türk kalesine millet işi için milletle beraber çalışmaya gelen büyük devlet adamı, yaşlı gözlerle arkadaşlarına döndü: - Bu milletle neler yapılmaz!..dedi ve sonra ihtiyarla vedalaştı. (Niyazi Ahmet Banoğlu, Nükte ve Fıkralarla Atatürk) 3 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pithc Yanıtlama zamanı: Temmuz 20, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Temmuz 20, 2008 tesekkurler cold güzel bir hikayeymiş...:D...halkını dusunen ve onlarla sohbet etmesini gayet iyi bilen le bilmeyenler arasında ne kadar da cok fark var degil mi? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Depressive Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 1, 2008 haklısın picth.. bir örnekte ben vereyim.. yer çanakkale cephesi.. hepiniz seyit onbaşıyı hatırlarsınız.. 275 kilo luk dev top mermisini sırtında basamaklardan yukarı çıkartmıs ki üstelik tek mermi değil 3 mermi birden çıkartmış ve bu üç mermiden sonuncusu fransız amiral forsunu t aşıyan gemiyi batırmıştır.. Bu milletle neler yapılmaz ki.... 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.