whitepower Oluşturma zamanı: Aralık 9, 2006 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 9, 2006 -ABD- CIA Ve Parapsikoloji: CIA eski başkanlarından Richard Helms Watergate soruşturmalarında Warren Komisyonu'na verdiği bilgilerde şöyle demiştir: Yapılan araştırma göstermiştir ki SSCB kendi sisteminin isteklerine uygun politik görüşe bağlı olacak şekilde, halkının davranışlarını düzenleyebileceği bir kontrol teknolojisi geliştirmeye çalışmaktadır. Bundan böyle aynı teknolojiyi daha karışık bir yaklaşımla, bilgiler kodlanarak insan hedeflerine yöneltilebilecektir. Bu insan zihinleri harbi olacaktır 1980 yılları başında ise, ABD'yi uyaran daha enteresan ve ürkütücü haberler duyuluyordu. Başkan Reagan ABD'de iktidara gelince Pentagon, CIA, FBI, DIA'nın kesin bilgilerini kapsayan dosyalarla karşılaştı. Bu bilgilerin bir kısmına açık basında da rastlıyoruz. Konu, Sovyetlerin zihin harbi ve parapsikolojisi çalışmalarıdır. Bu raporlarda, ABD'de yerleşen yeni tip bir casusluk şebekesinin mevcudiyetinden söz edilmektedir. Hipnoz, telapati., düşünce okuma ve nakli gibi özel yeteneklere sahip ajanlar, Amerikan halkının şuuraltlarını etkileyerek düşüncelerini KGB (Sovyet İstihbarat Örgütü)'nin programı çerçevesinde değiştirmeye çalışmaktadır. Bu ajanlar çeşitli dini ve mistik topluluklara nüfüz ederek, bu organizasyonları konsantrasyon ve imajinasyon çalışmaları ile etkilemek yolundadırlar. Washington çevresi, ABD yöneticileri ve politikacılarnı etkilemek için başlıca hedef bölgesi olarak seçilmiştir. Albay Alexander Raporu olarak basına intikal eden bilgilerde; " Başkan Reagan'ın zihnini ve şahsi kararlarını kontrol altına almak" şeklinde belirlenen çalışmalardan bahsedilmektedir. Yine aynı raporda insan ve çeşitli tip hayvanları etkileyebilmek için deneyler yapıldığı anlatılmaktadır. Sovyet vatandaşı bayan Kulagina'nın PK gücüyle bir kurbağanın kalp atışlarını durdurabildiği açıklanmıştır. Albay Hodgson'un da, basına, parapsikolojik harp konusunda yaptığı açıklamalar çok önemlidir. Rapora göre, nükleer silah etkileri ESP gücü ile bir araya getirilerek "Hyperspace Nuclear Howıtzer" Uzay Üstü Nükleer Obüs adı verilmiştir. Sibiryanın ıssız bir bölgesinde beton sığınak içinde meydana getirilen nükleler infilak etkisi, bir grup yetenekli psjiko süje tarafından, tahribi istenen hedef üzerine, zihinsel olarak nakledilmektedir. Mesafe sınırlaması yoktur. Sovyetler'in; labaratuvarda ürettikleri bakteri türlerini kullanarak, psişik süje yardımı ile uzak mesafelerde, zihin yoluyla hastalık çıkarabildikleri de anlatılmaktadır. Albay Hodgson, raporunda psişik güç yükselticiden de bahsetmektedir. Düşüncelerin konsantrasyonu ve yükseltilmesi yoluyla hedefler tahrip edilebilecektir. Bu işlem için askeri hedefin fotoğrafını kullanmak yeterli olmaktadır. ABD'de Hieronimus makinası olarak bilinen ve patenti alınmış olan cihazla uzak mesafelerden zararlı böcekler öldürülebilmektedir. 1963 yılında kaybolan ABDde Nükleer Denizaltısı Tehresher'in, bu tür bir silahla batırıldığı söylenmektedir. ABD'de parapsikolojik savunma için psişik süje yetiştirme çalışmaları başlatılmıştır. Profesyonel yetenekli medyumlardan da yararlanılmaktadır. Parapsikoloji labaratuvarında ilk planda 34 medyum çalışmalara başlamıştır. Yakın tarihlere kadar sansasyonel ve ruhçu haberler olarak açıklanıp reddedilen parapsikoloji alanında ortaya çıkan haberler; artık uzmanlar, bilim adamları hatta askerler tarafından ciddiye alınmaya başlanmıştır. Bu sahada Sovyet Bloku'nda hızlı gelişmeler olduğu hakkında haberler olduğu artmaktadır. Sovyet füze bilim adamlarının başında gelen K.E.Tisioloski, 1930 yıllarında şunları söylemiştir: "Telepatik yeteneklerin gerekliliği özellikle yakında başlayacak uzay yolculuğu çağında ortaya çıkacaktır. Bu yetenekler insanlığın genel tekamülünü değiştirecektir. Bulgaristan Parapsikoloji Kurumu Başkanı Prof.Dr.Lozanov da ESP konusunda şöyle konuşmaktadır: "Her insan telepattır (geleceği bilme, prejognition). ancak kimse bu sahip olduğu yeteneği kullanamıyor. Aynen musiki gibi. Herkes birkaç nota çalabilir, fakat onların içinde iyi bir müzisyen yeteneğine sahip bir kaç kişidir." Çekoslavakya Bruno Üniversitesi Rektörü Biyolog ve Fizyolog Dr. Eduard Babak, parapsikoloji hakkında şu açıklamayı yapmıştır: "İnsan beş duyumdan daha fazla duyuma sahiptir. Bugün hiç şüphe yok ki, bazı psiko-fizyolojik şartlar altında insan ruhu başka bir insanın ruhunu etkilemektedir. Hem de başka duyumların algılamaları karışmadan." 1970 yılları başında SSCB ' de paranormal olayları inceleyen, parapsikoloji alanında çalışan 20'den fazla merkez mevcuttur. Yakın komşumuz Bulgaristan ,1965 yılında Prof.Dr. Lozanov başkanlığında 70 kişilik bir kadrosu olan, "Telkinbilim ve Parapsikoloji" kurumu kurmuştur. Zihin kontrolü, zihinsel şifa, retina ötesi görme, süratli öğrenme (saggestoloji) açık çalışmaları arasındadır. Çekoslavakya' da psikotronik adı altında bilimsel olarak ele alının ESP çalışmaları; telepati, telegnosis ve psikoknesis branşlar içinde bir devlet kuruluşu olan Çekoslovak Koordinasyon Komitesi tarafından yürütülmektedir.Çalışmalar Bilim Sekreteri Dr. Zdenek Rejdak tarafından organize edilmektedir. Çek Bilimler Akademesi, çalışmaları desteklemekte ve Charles Üniversitesi Nörofizyoloji Bölümü deneylere yardımcı olmaktadır. PARAPSİKOLOJİYE GİRİŞ Sovyet bilim adamı Vlademir Bechterev ( 1857-1927), şartlandırılmış motor hareketlerini inceledi. İnsan; bir metal üzerine konmuş eline elektrik akımı verilince, kolunu çekiyordu. Dizinin altına çekiçle vurulunca ayağı havaya kalkıyordu. Bu hareketler birçok kere tekrarlanır ve her etkide zil çalınırsa, bir motor hareket teşekkül ediyordu. Yalnız zil çalmak suretiyle ayak havaya kalkıyor veya insan elini çekiyordu. Sovyet bimi adamı İvan P. Pavlov (1849-1936), şartlı refleksler konusunu incelemiş, köpekler üzerinde çeşitli deneyler yapmıştır. Köpeklerin guddeleri şartlandırılabiliyor ve her zil çalışında salyaları akıyordu.ABD ve SSCB'de Biheyviorizm gelişirken Avrupada da Sigmund Freud (1856-1939) alt şuur üzerine teorisini geliştiriyor, tedavi buluyordu. Freud; insan hareketlerinde, ruhi durumunuda cinsel duyguların önemi üzerinde duruyordu. Adler (1870-1937), Carl Gustav Yung (1875-1961), alt şuur fikri üzerinde Freud ile birlikte çalıştılar. Bilahare ayrılarak kendi görüşlerini geliştirdiler. Amerikalı psikolog Prof. William James, psikolojinin maksadını değişik bir biçimde açıklamıştır. Normal şuur halimize akli şuur diyoruz. Ruh halimiz, özel bir şuur halidir. Akli şuurdan ince bir örtü ile ayrılmıştır. Bu bölgede tamamen farklı bir potansiyele sahip yaşantı hali uzanır. Biz ruhi incelemelerimizde, beş duyumuzu kullanıyoruz. Bu metod yanlıştır. Psikologlar, yeni gelişmelerin ışığı altında, yöntemlerini değiştirmeye başlamışlardır. Psikolojinin maksadı genişletilmiştir. Bilime karşı, karşıt kültürde düşünen yeni gruplar; mantık, teknolojik makinalar, kompütürler kullanmaktadırlar. Diğer bir grup bilim adamı da kimyevi maddeleri, değişik şuur hallerini incelemekte kullanmaya başlamışlardır. Prof. William James, uyuşturucu maddelerle bir seri deney yaparak, normal şuur halinin , tek zihin durumu olmadığını ortaya koymuştur. Eski "esoterik" batıli sprinlerin içinde binlerce yıllık çalışmaların gizli olduğu ortadadır. Tibet Budizmi, Zen Budizmi, Sufizm ve Yoga gibi öğretiler, Batı da tamamıyla bilinmemektedir. Ancak bir çok düşünür ve bilim adamı, psikolojinin bilinen sınırları dışında çalışan diğer şuur hallerinden bahsetmektedirler. Şuur ve zihin sahalarını araştırmak için, yeni teknolojik cihaz ve makinalar geliştirilmiştir. Şuur olayını, deneysel psikoloji ve parapsikoloji artık labaratuvara sokmuştur. Yapılan yeni araştırmalar insanın diğen şuur hallerin ortaya koymaktadır. Bugün, normal akli ve teselsül halinde konuşmaya bağlı zihin halimizin yanında, sezgiye dayanan şuur halimiz kabul edilmektedir. İnsanın, akıl ile sezgiye dayanan kabiliyetleri arasında ki farklar incelenmektedir. Normal şuur sahasında ki eğitim, lisana bağlı ritmik fonsiyonlara dayalı fiziki bir çalışmadır. Heyecanlarımızı ve sezgi kabiliyetlerimizi çok az incelemekte ve geliştirmektedir. Dini ve mistik batıni sistemlerin, meditasyonu ve vecd halleri layıkiyle anlaşılamamaktadır. Günümüzde çalışmalar iki grup halinde yönetilmektedir. Bir grup bilim adamı gündüz çalışmaktadır. Eski öğretilerin batıni bilgilerini topluyor, müşahade ve incelemelerini bir ışık elde edebilmek için geliştiriyorlar ancak sonuçta başarısızlığa uğruyorlar. Bu durum, onları bir ışık olmadığı görüşüne götürüyor. Bugün modern bilimin bulduğu madde ve enerji kanunlarının medeniyetimizin temeli olduğu açıktır. Ancak Galile, Nevton'dan Einstein'e uzanan bilim, özel bir haldir. Yalnız maddeye uygulanabilmektedir. Canlıların duyumlar dışı kabiliyetlerine yer vermemektedir. Sezgiye dayanan şuur halleri bildiğimiz müşahade şartları altında ortaya çıkmamaktadır. Diğer grup ise gece çalışmaktadır. Metafizik ve mistik öğretilerden yola çıkarak dünya yaşantısının bir hayalden ibaret, bir rüya hali olduğunu kabul ederek, çalışmalarını sezgi sahasında yürütmektedirler. Ortaya koydukları araştırmalar ve yazılar, bilim adamlarınca anlaşılamamaktadır. Yeni bir bilim dalı olarak gelişen ve kabul edilen Parapsikoloji, bu degişik iki şuur halinin sentezini yapma yoluna girmiştir. Eskinin batılı öğretileri ve bilgileri, modern teknolojik cihaz ve vasıtalarla incelenmeye başlanmıştır. Psikoloji bilimi yeni anlayışı ve vasıtalarıyla insanlığı yeni ufuklar açma yolundadır. Londra Üniversitesi King's College Matematik Profesörü John G. Taylor, The Shape of Minds to Come (Zihnin Gelecekteki Şekli) adlı kitabında, zihin ihtilalinin hakikatte yüzyıl önce başladığını söyleyerek şöyle demektedir: "Zihin ihtilalinin yarı yolunda bulunduğumuz anlaşılıyor. Daha parlak gelişmeler olacak. Zihnin yeni anlayışı; insanın hislerini, hareket tarzlarını yahut zekasını kontrolde güçlü metotlar meydana getirdi. " Prof. Toylor teknik araçlarla insan zihninin kontrol edilebileceğine de değinerek şunları açıklamaktadır: "Biz şimdi birçok zihin halini, hemen hemen bütünüyle, fiziki vasıtalarla kontrol edebiliyoruz. " SRI "Stanford Research institute" (Stanford Araştırma Enstitüsü) fizikçilerinden Laser Uzmanı Russel Targ ve Dr. Harold Puthoff yazdıkları Mınd-Reach, Positive Proof that E.S.P. Exısts (Zihin-Vüsat, ESP'nin Pozitif Mevcudiyetinin ispatı) adlı kitapta, 20 den fazla süje üzerinde yaptıkları, yüzden fazla bilimsel deneyde duyumlar dışı bir algılamanın mevcut olduğunu anlatmaktadırlar. Deneylerinin sonuçlarını şöyle toplamaktadırlar: -Olay kısa mesafe ile sınırlı değildir. -Elektriki şiltleme, algılamanın doğruluğunu engellememektedir. -Süjelerin verdiği doğru bilglerin çoğu, isim yahut çalışma gibi analitik olmayan tabiatta değil, şekil, form, renk ve maddeye tekabül etmektedir. -Hislerin şiltlendiği şartlar altında bilgi nakli, beynin sağ yarıküresinin çalışmasıyla ilgilidir. -Tecrübeli ve tecrübesiz gönüllü denekler arasındaki başlıca fark, tecrübesizler fakültelerini teşhir etmiyorlar ve onların elde ettiği neticeler daha yetersiz. Bu bize uzak mesafeden görmenin (Clairvoyance ) geniş miktarda yaygın bir algılama kabiliyeti olduğunu muhtemelen uykuda (faaliyete geçmemiş) olduğunu göstermektedir. PARAPSİKOLOJİ Parapsikoloji terimi ilk olarak 1880 yıllarında Dessouir tarafından kullanılmıştır. Normal yaşantımızın kenarında, yanında cereyan eden fakat mevcut müspet bilgilerimizle açıklanamayan ruhi olaylar ifade edebilmektedir. Parapsikoloji beş duyumuzun dışında bazı olayları sezebilmek, etkileyebilmek ve geleceğe, geçmişe ait bazı şeyleri anlamayı kapsayan bir bilim dalı olarak ortaya atılmaktadır. 30 Aralık 1969 yılında parapsikoloji, Amerikan Bilim Geliştirme Birliği (AAAS)'ne esas üye olarak resmen kabul edilmiştir. Karar AAAS Meclisi tarafından alınmıştır. Bu meclis, tıp, mühendislik gibi 300 bilimsel üye birlikleri delegelerinden teşekkül etmektedir. Daha önce l963, l967, l968 yıllarında parapsikologların yaptıkları müracaatlar reddedilmişti. Bu degişiklik parapsikolojiye gelişmiş araştırma metotlarının getirilmesiyle sağlanmıştır. Schmidt'in imal ettiği elektronik numara jeneratörü ile yapılan araştırmalar ve Ulman'ın uyku monitörleri ile yaptığı deneylerin başarıya uluşması sonucu gerçekleşmiştir. ESP'nin varlığı konusunda yapılan bu deneylerin sonuçları tenkit edilememektedir. Bu teknolojik cihazlarla yapılan son PSİ araştırmaları bilim çevrelerince de ciddi olarak kabul edilmiştir. PSİ olayları laboratuvara sokulmuş, olaylar üzerinde çalışmalar başlamıştır. Şüphecilerin yegane üzerinde durdukları, aynı olayın aynı şartlar altında meydana getirilemeyişidir. Yıllarca yapılan tecrübe ve deneylere rağmen PSİ olaylarını tekrar meydana getiremiyoruz. Hatta bazen de karşıt sonuçlar meydana gelmektedir. Ancak olayların tekrar medana getirilmesi, fizik biliminde uygulanan bir metotdur. Psikoloji ve fizyoloji bilimleri için yeni kriterler ve metotlar geliştirilmesi daha uygun görülmektedir. Duyumlar dışı idrak ve PSİ dalgaları adını verdiğimiz paranormal olaylar: -Parafizyolojik olaylar (hipnoz, suni uyku), -Parapsişik olaylar (telepati, duru görü), olmak üzere üç grupta toplanabilir. Parapsikoloji bilimi aşağıdaki PSİ (psişik, ruhi yetenekleri ve olayları incelemektedir: -Telepati (Teliepathy): Diğer bir insanın zihin haline veya düşüncelerine karşı bir uyanıklık ve alğılamadır. -Duru görü (Clairvoyance, Telestezi): Bir olay veya bir şeyin normal duyumlar dışında, uzaktan algılanmasını sağlayan uyanıklıktır. -Önceden bilme (Precognition, Kehanet): Henüz cereyan etmemiş bir olayı görmek ve açıklamaktır. -Zihnin madde üzerine etkisi (Telekinezi): Bir insanın fiziki organlarını kullanmadan, diğer bazı güçlerini kullanarak, maddeler üzerinde etkili olmasıdır. -Psikometri (Psychometry): Bir insan veya olay hakkında, geçmişte ve gelecekte olacak veya olmuş şeyler hakkında cansız bir obje yardımıyla bilgi sahibi olmaktır. -Radyestezi (Dawsing): Bir anten, çubuk veya sarkaç ile cisimlerin ve canlıların neşrettikleri dalgaları algılayarak, yeraltı su kaynakları ve madenlerin keşfedilmesi ve hastalıkların teşhis edilmesidir. -Psikotoğraf (Psychophotograph): Hasta ile fiziki temas olmadan, uzaktan görme kabiliyetiyle tıbbi hastalık teşhisi yapmaktır. -Ön teşhis (Paradiagnostic): Hasta ile fiziki temas olmadan, uzaktan görme kabiliyetiyle tıbbi hastalık teşhisi yapmaktır. -Para Medieine: Çağdaş tıbbın açıklayamadığı değişik yollarla, hastalıkları iyileştirme metodudur. Zihinle vücut kontrolü : irade dışı çalışan organların nasıl kontrol altına alınabileceğini öğrenmektir. Vücut dışı deney (Out of body experience) OOBE, Astral Projeksiyon: Fiziki vücudun dışında, ruh veya zihnin, mekan ve zaman içinde seyahatidir. ESP (DDİ) DUYUMLAR DIŞI İDRAK (Extra Sensory Perception) Duyumlar dışında bir algılamanın mevcudiyeti konusunda, ilk ciddi araştırmalar Dr. Josept Banks Rhine tarafından başlatılmıştır. Bu konuda daha önce Prof. William James ve İngiltere'den Dr. Mc. Dougall araştırmalar yapmışlardır. Dr. Rhine insanın duyumlarını kullanmadan, dış dünyadan ve diğer insanların zihinlerinden bazı bilgiler alabileceğine inanıyordu. Bu hislere DDİ "Duyumlar Dışı Algılama" adını verdi. Rhine deneyler için kart tahmin, tekniğini geliştirdi. Bir çok süje üzerinde yaptığı kart tahmin deneylerini, matematik ihtimal hesaplarıyla karşılaştırıyordu. Altı yıl süreyle yüz bine yakın deney yaptı. Sonuçları 1934 yılında ESP adı altında yayınlandı. Rhine'ne araştırmaları, mekanistik modern bilimin temellerini sarsıyordu. Duke Üniversitesi, ESP deneyleri için büyük para desteği sağlıyordu. 1935 yılında Rhine , Duke Üviversitesinde müstakil olarak parapsikoloji laboratuvarını kurdu. Rhine'in araştırmalarına karşı büyük bir tenkit kampanyası başlamıştı. Mc. Gill Üniversitesi Psikologlarından Prof. E. Kellogg insanlığı refahı için önem taşıyan araştırmaların başka istikametlere saptırıladığını söylüyordu. Prof. Rhine'in yürttüğü araştırmalar devam ediyordu. Ancak Duke Üniversitesi'nce tahsis edilen para çok azaldı . Başlıca tenkitler Rhine ve arakadaşlarını kullandığı matematik usullere yöneltiliyordu. Deney usulleri üzerinde de duruluyordu. Kayıt hataları, bilgi kartları, kartların hatalı karıştırlması tenkitler arasındaydı. Yapılan tenkitler deneylerin geliştirilmesine yardımcı oldu. Rhine'in başlangıç deneylerinde metot bakımından bir çok noksanlıklar olabilirdi. Bu seriden yapılan en önemli deney "Pearce Pratt" serisi olarak bilinmektedir. 1932 yılında Pratt, Dr. Rhine'in bir konferasına katıldıktan sonra kendisinin ve ailesinin ruhi güçleri olduğunu ileri sürdü. Pratt Dr. Rhine ile üniverrsitenin başka bir odasında açılan kartları tahmin ediyordu. Kartlar çift kopya olarak zarflar içinde veriliyordu. Sonuç hayret vericiydi. Tahminler ihtimal hesaplarının çok üstündeydi. Mesafe 250 metreye kadar artırıldı sonuç aynıydı. Dr. Rhine tahmin için kartlar üzerinde; yıldız, daire, kare, artı işareti, dalgalı hat olarak beş adet geometrik şekil kullanıyordu. İngiltere'de de Prof. Rhine"ın deneyleri şüpheyle karşılanıyordu. Londra' da Quenn Mary College'den Prof. SG. Soal l939 yılında ESP konusunda bir seri deney yaptı. Sonuçlar başarılıydı. Değişik şartlar altında deneylerini yaparak araştırmaları geliştirdi. Gayretleriyle İngiltere' de parapsikolojiyi kabul ettirdi. l945 yılında Londra Üniversitesi Prof. Soal'a Bilim Doktoru unvanını verdi. Parapsikoloji konusunda bu yıllarda bir de mecmua çıkıyordu. l943 yılında mart sayısı sayfaları arasında enteresan bir olayın haberi veriliyordu. Olaya PK (Psiko Kinesis) adı verildi. Rhine'in bürosuna genç bir kumarbaz gelerek zar ile deneyler yapabileceğini bildirdi. Genç adam istediği zarı atabiliyordu. Rhine talebe leri üzerinde de aynı deneylere girişti. PK olayı mevcuttu. Zihin, maddeyi etkiliyordu. Böylece PK çalışmaları da ESP'nin yanında yer aldı. Bu iki fenomenin insanın iradi ve gayri iradi sinir sistemiyle ilgili olduğu kabul ediliyordu. ESP konusunda ilk çalışmaları başlatan William Mc. Dougall l933 yılında öldü. Ölmeden önce çalışmalarının kısmi sonuçlarını gördü. Parapsikolojinin ABD ve dünyada yayılmasına J. B. Rhine'in yenilmez iradesi ve araştırma arzusu sebep olmuştur. 25 deneyde beş isabet matematik ihtimal hesabına girmektedir. Beşin üzerinde elde edilen doğru tahminler ESP kabul edilmektedir. Rhine'ın bazı süjelerle elde ettiği sonuçlar aşağıya çıkarılmıştır. Rhine ve Soal'in yaptığı deneyler l933 yılında ABD'de kimyağer Dr. George R. Price'in ortaya koyduğu tenkitlerle, duyumlar dışı algılamaya inanış büyük bir sarsıntı geçirdi. Dr. Price şöyle diyordu: "Rehine ve takipçileri gerçekleştirdikleri deneyleri karşılıklı hipnoz halinde başarmışlardır. İstatistik ve kabul hataları yapılmıştır. Bu deneyler, bilim dünyasını bir tercihle karşı karşıya bırakmıştır. ESP mevcutsa mekanistik modern bilim yanlıştır. Yahut bu ESP deneylerini yapanlar namuslu insanlar değildirler." l960 yıllarında Parapsikoloji Price Hansel Okulu'nun tenkitleri ve yetenekli deneklerin bulunamaması sonucu kötü deneklerin bulunması sonucu kötü günler geçirmiştir. l965 yılında Rhine emekli yaşına geldi. Duke Üniversitesi de parapsikoloji laboratuvarını desteklemekten vazgeçti. Ancak dünyanın çeşitli bölgelerinde münferit deneyler yapılıyordu. Prof. Hansel, ESP hakkında yazdığı kitapta şöyle diyordu: "ESP yoksa genç bilim adamlarının enerjileri daha faydalı sahalara çevrilmelidir." Bu arada Hava Kuvvetleri (ll) laboratuvarlarında Amerika'da Veritac adı verilen otomatik bir makineyle deneyler yapılmıştır. Veritac otomatik bir makinedir. Rastgele kart atışları yapmakta denekler de bu kartları tahmin etmektedirler. Makine isabet eden sonuçları da kaydetmektedir. Bu makineyle yapılan deneyler ESP'nin mevcudiyetini teyit ediyordu. Bu makineyle insanın yapacağı hata ve hile ihtimalleri ortadan kalkıyordu. İngiltere'de de Gn. Tyrreli bir cins makineyle başarılı ESP deneyleri yapmıştır. IBM hesap makineleriyle de bazı deneyler yapılmıştır. l970 yıllarında geliştirilmiş yeni metotlarla yapılan deneylerle parapsikoloji yeniden doğuyordu. Uzay çağının başlamasıyla elektronik endüstrisinde bir patlama olmuştur. Entegre devrelerle, silikon levhaları üzerine milimetrik işlemlerle kompleks devreler meydana getirilmiştir. Böylece çok küçük hacimlere sığan ESP makineleri yapılmıştır. İlk ESP makinesini Boing Araştırma Laboratuvarları'nda Dr. Helmut Schmidt meydana getirmiştir. Bu maksat için Strontium 90 kullanılmıştır. Modern fiziğe göre atomik çekirdeğin radyoaktif çözülmesi tamamen tesadüflere bağlıydı. Bu nedenle matematik hesaplarla bilinmesi mümkün değildi. Strontium 90 atomu çözülmede yüksek hızla elektron fırlattığı zaman Geiger-Müller tüpüyle kaydedilebiliyordu. Bu elektronlar tamamen tesadüflere bağlı aralıklarla yayılıyordu. İşte bu elektronlar Schmidt makinesi tahminleri için esas alınmıştır. Makine çalıştırılınca içindeki sayaçta l, 2, 3, 4, rakamları görülmektedir. Her durumun tekrar meydana gelmesi için ihtimal, saniyede milyonda birdir. Denek panelin önünde dört renkli lamba mevcuttur. Her lambaya komuta eden bir anahtar bulunur. Düğmeye basıldığı süre bir şey görülmez. Geiger Müller tüpüne gelen elektronla o anda hangi durumda ise Modulo-4 sayacını durdurur. Bu esnada çeşitli geçitler açılır ve panel üzerindeki ilgili lamba yanar. Eğer denek doğru olarak tahmini yapmışsa o lamba yanar ve cihaz otomatik olarak bu tahmini kaydeder. Aynı şekilde başarısız deney de kayıt edilir. Ayrıca bir kart delinmek suretiyle dışarıda da kayıt yapılmış olur. Makine üzerinde sayacı değiştirme ihtimali yoktur. Bu suretle hile ve yanılma ihtimalleri ortadan kaldırılmıştır. Schmidt makinesi parapsikoloji deneylerinde kullanılan en gelişmiş bir cihazdır.Schmidt bu makineyle birçok deneyler yaptı. Bir kısmı şans hudutlarını aşıyordu. Bir fizikçi olan Dr. DW. ile yaptığı çalışmalar çok başarılı oldu. DW. 7.600 denemede 2.065'lik bir isabet sağlamıştı. Bu şansa bağlı olan ihtimalden l65 daha fazla idi. Schmidt yeni süjeler aradı. Scattle de bir grup psikabiliyetli spirütüalist arasında deneyler yaptı. Şansa karşı başarılı sonuçlar aldı. Schmidt'in ikinci deneyi: (l2) DENEK HEDEF DENEME ADEDİ ŞANS SAPMASI YAKLAŞIK ODS. OC Yüksek 5.000 + 66 30'a l Yüksek 5.672 + l03 6.200'e l JB Alçak 4.328 - l26 l20.000'e l SC Alçak 5.000 - 86 200'e l Bu yapılan deneylerde iki ihtimal ortaya çıkmaktadır. Süje yalnız tahmin yapıyorsa bu önceden bilmektir. Eğer makineyi etkileyerek istediği lambanın yanmasını sağlıyorsa PK, zihnin madde üzerindeki etkisi ortaya çıkmaktadır. PK testleri için Schmidt makinesini değiştirerek daha basit yalnız iki çıkışlı bir cihaz meydana getirmiştir. Bir daire içine yerleştirilmiş dokuz lamba gözle görülür bir panele bağlanmıştır. Schmidt bu yeni cihazla da yaptığı deneylerde ESP ve PK'nın mevcudiyetini ortaya çıkarmış oluyordu. Ancak şüphe edenler, Schmidt'in bütün deneylerinin hatalı olduğunu ileri sürerek İPS realitesini kabul etmekten kaçınabileceklerdi. Başka bilim adamları da Schmidt makineleriyle deneyler yaparak müspet sonuçlara ulaştılar. l969-l970 yıllarında Kuzey Karolina Parapsikoloji Enstitüsü'nden Erlengur Haraldsson çeşitli kaynaklardan temin ettiği 74 denek arasından en başarılı l2 tanesini seçti. Bunlarla yaptığı testlerde 2.000'de 1'lik bir sonuca ulaştı. l969 yılında, Boig Laboratuvarı'na taşınmış, insanlar ve hayvanlar üzerinde çeşitli başarılı deneyler yapmaktadır. RÜYA TEST ÇALIŞMALARI New York Maimonid Tıbbi Merkezi'nde de parapsikoloji ile ilgili diğer bir seri deney, modern cihazlarla yapılıyordu. Çalışmalar l960 yılında Dr. Montague Uliman tarafından başlatılmıştı. Bir uyku monitörü tekniği kullanılarak telepatik rüyaların meydana getirilmesi incelenecekti. Laboratuvar kurmanın pahalı olması nedeniyle parapsikoloji tesisi başkanı çalışmalarda Mrs. Eileen Garrett'ten yardım istedi. Garrett hayatında birçok ruhi olay yaşamıştı. Konu bilimsel olarak incelendikten sonra yer ve teçhizat temin edildi. Garrett kendisi de denek olarak çalıştı. İki yıllık bir çalışmadan sonra Uliman tam teşkilatlı bir rüya laboratuvarının kurulmasına karar verdi. Menninger vakfından temin ettiği para yardımıyla projeyi Maimonid Hastanesi'ne taşıdı. Hastanenin akıl hastalıkları direktörü oldu. Modern rüya laboratuvarları çalışmalar l950 yıllarında Şikago Üniversitesi'nden Dr. Kleitman tarafından başlatılmıştı. Bu deneyler esnasında denek rüya gördügü sırada, beyin dalgaları açık olarak EEG İile kaydedilebiliyordu. Rüya gören insanda göz kürelerinde hafif titremelerin meydana geldiği de tespit edilmişti. Rüyasız uykuda bu titremeler meydana gelmiyordu. Bu olaya REM (süratli göz küresi titremesi) adı verildi. Bu titremeler elektriki olarak bir cihaz yardımıyla tespit edilebiliyordu. Bu buluşla rüya psikolojisinde ileri bir adım atılmış oluyordu. Yapılan deneylerde, uyuyan bir insanın rüya görmeye başladığı an, tespit edilebiliyor, rüya bittiği anda uyandırılarak gördüğü rüyayı anlatması isteniyordu. Bu şekilde banda kaydedilerek yapılan çalışmalarda, rüyanın birçok sırları çözüldü. Uyku esnasında rüya görme zamanının %25 olduğu tespit edildi. Normal bir insan gecede vasati dört rüya görüyordu. İnsan ilk rüyayı uyuduktan bir saat sonra görmeye başlıyordu. Rüyanın süresi de l5 dakikaydı. REM deneyleri esnasıda denek rüya görürken uyandırılırsa gördüklerini hatırlamaktadır. Eğer rüya görme bittikten bir süre sonra uyandırılırsa hiçbir şey hatırlamamaktadır. Ullman Rüya Laboratuvarlaı'nda tipik telepati alıcı olarak çalışacak denek, EEG ve REM cihazına bağlanmaktadır. Bu alıcı denek uyuyarak rüya görmeye başladığı anda, diğer bir odaya yerleştirilen verici denek, rastgele seçilmiş resimler üzerine teksif olarak göndermeye başlıyordu. Her uyku devresi sonunda uyandırılan alıcı, deneğin rüyada gördüklerini teybe kaydediyordu. Deney sonunda değerlendirilen resimlerin rüya halinde şansın üzerinde bir doğrulukta ortaya çıktı. Aynı deney l964 yılında Dr. Şol Feldstein ve Miss Joyce Plosky tarafından da yapılmış başarılı sonuçlar alınmıştır. His bombardıman tekniği adı verilen diğer bir deney de Dr. Re Masters ve Dr. Jean Houston tarafından değişik şuur hallerini incelemek için yapılmıştır. Meydana gelen trans hali, hipnotik uyku, astral seyahat gibi meditasyon metotlarıyla meydana getirilen şuur haline benziyordu. Denek audio-visual bir çevreye yerleştirilerek, 2,5 metre büyüklüğünde kavisli bir perdeye slaytlarla çevresini kapayacak şekilde hayaller aksettiriliyordu. Bir çeşit stereo hoporlörden ses de kulakları bombardıman ediyordu. Bu müşterek ses ve hayal etkisi bir süre sonra deneği ASC (Altered State Consiousnous) değişik bir şuur haline sokuyordu. Bu hal içinde süje derin heyecan halleri yaşar. Bazıları da derin mistik bir uyanıklık haline geçer. Maimonid'den Dr. Stanley Krippner, süjenin telepatik kabiliyetini artırmak için bu sistemen etkili olduğunu açıklamıştır. Moden parapsikololoji artık ESP olayları EEG, kompütür, tesadüfi rakam jeneratörleri ve uyku monitörleriyle deneylere tabi tutulmaktadır. Çok değişik şartlar altında yapılan deneyler PSİ varlığını ortaya koymuştur. Müspet istatistiki sonuçlar çalışmaların geliştirilmesine yol açmıştır. Bazı insanların olayları, meydana gelmeden önce sezinledikleri ortaya çıkmıştır. Bunlar EP olaylarıdır. Bazıları da zihinleriyle maddeye etkileyerek olayları isteklerine göre meydana getirebilmektedirler. Bunlar da PK olaylarıdır. Bu değişik tesirli olaylar belki de kaynağında birdir. Bizim henüz mevcudiyetini bilmediğimiz bir mekan ve zaman içinde gerçekleşmektedir. Gelecek yıllar içinde daha gelişmiş metot ve teknikler bulunarak ESP'nin mevcudiyeti şüphe edenlere kanıtlanacaktır. Günümüzde ABD'de Düke Üniversitesi, New York Maimonki Tıp Merkezi, İngiltere'de Londra Üniversitesi, Hollanda'da Utrecht ve Batı Almanya'da Freburg Üniversiteleri başlıca parapsikoloji ile uğraşan merkezlerdir. Devamı gelecek...... -------------------- SSCB'DE PARAPSİKOLOJİ ÇALIŞMALARI SSCB'de Prof. Vassiliyev'in l930 yıllarında yaptığı araştırmalar ilgi çekicidir. Buluşları, Zihni Telkin Tecrübeleri adı altında ancak l962 yılında Stalin devrinin kapanmasından sonra yayınlanabilmiştir. Vassiliyev araştırmalarını telepati yoluyla düşüncelerin beyinler arasındaki nakli sahasına yöneltmiştir. Fizyolog l. F. Tomasevski ve psikiyatris A. V. Dubroski çalışmalarında yardımca oluyorlardı. Bu maksat için yetenekli iki süje buldular. Ruhen hasta olan İvanovna ve Fedorova, Dr. Dubroski'nin tedavisi altında idiler. Yaşları yirmi beşti. İvanova deney odasında beyin dalgaları, cilt direnci ve diğer biyolojik fonksiyonları ölçülecek şekilde aletlere bağlanıyordu. İvanova'ya telkin yapılmaya başlanınca hipnoza giriyordu. Cihazlar da bunu kaydediyordu. İki kadın önceleri ayrı ayrı odalarda daha sonra da uzak mesafelerde transa sokuldular. Beyin yoluyla birbirlerine gönderdikleri mesajler kaydediliyordu. Beyin dalgalarında şiddetli değişiklikler meydana geliyordu. Faraday kafesi içinde aynı deneyler yapıldı. Telepatik neşriyat devam ediyordu. Bu dalgalar elektromanyetik dalgaların özelliğine sahip değildi. Vassilyev telepatik yayının radyasyon olup olmadığını da araştırmıştır. Tomasevski kurşundan bir tabut içine yerleştirilerek deneylere devam edilmiştir. Fedorova, Tomasevski'nin verdiği kısa bir zihni telkinle uyku haline girmiştir. Telepatik zihni dalgalar kurşun levhalardan da geçiyordu. Vassilyev ruhi olayları mekanistik görüşe bağlayamayınca endişeye kapıldı. Çünkü buluşları rejime karşıydı. Başlangıçta süjelerin karşılıklı transa girmeleri şartlı refleks olarak düşünüldü. Deneyler değişik süjeler üzerinde de yapıldı. Netice katiydi. Deneklerde şuur kaybı oluyor, transa giriyorlardı. Prof. Vassilyev mesafeyi uzatarak da deneyler yaptı. Tomasevski'yi Sivastapol'a gönderdi. Arada 1.500 kilometre mesafe vardı. Tomasevaki kararlaştırılan saatte konsantrasyona geçti. O anda Dubroski ile konuşmakta olan İvanova uyuyarak trans halindeyken soru sorulup cevap da alınıyordu. Süjeler arasında mükemmel bir haberleşme kanalı mevcuttu. Kendile rine sorulunca bu hali telefona benzetiyorlardı. Bazen de iplere bağlı birer kukla gibi hareket ettiklerini söylüyorlardı.. Prof. Vassilyev uyuşturucu ilaçlarla da deneyler yapmıştır. Meskalin verdiği bir kızla başarılı duru görü deneylerine ulaşmıştır. Sekiz adet kutu içine pamuklara sarılı cisimler yerleştirerek bunların ne olduğunu sormuştur. Üzerinde Moskova Merkez Postanesi'nin bulunduğu resimli bir pulu "bu koca taştan binayı bu kutu içine nasıl soktunuz" diye cevaplandırmıştır. Denek kız, beş kutu içindeki cisimleri bilmeyi başarmlıştır. Dr. Vassilyev l960 yılında yapılan bir bilimsel toplantıda şöyle demiştir. "ABD Deniz Kuvvetleri nükleer denizaltılarda haberleşme için ESP deneyleri yaptılar. Bizim ortaya attığımız bilim üzerinde 25 yıldır inandırıcı deneyler yapıldı. Peşin hükümlerden kurtulup çok önemli olan bu sahada çalışmalara girmeliyiz. ESP yoluyla elde edilecek enerji ve güçlerin keşfi nükleer enerji kadar önemli olacaktır." Bir yıl sonra da Leningrad'da Vassilyev yönetiminde üniversitede parapsikoloji laboratuvarları kuruldu. SSCB'de l970 yılı başlarında 20 'den fazla ESP sahasında çalışan laboratuvar mevcuttu. Genç bilim adamlarından Prof. Edward Maumov biyologtur ve parapsikoloji sahasında çalışmaktadır. SSCB'de bugün geniş çapta parapsikolojik araştırmalar yürütülmektedir. Bilhassa Nikolayev Yuri Kaminski çifti üzerinde başarılı deneyler yapılmaktadır. Novosibirsk ile Moskova arasında 3.000 km. uzaklıkta Sovyet Bilim Akademisi tarafından aşağıdaki deneyler gerçekleştirilmiştir: Deneyleri Dr. Kogan yönetmiştir. Moskova' da Yuri Kaminski elektrikle tecrit edilmiş bir odaya bilim adamları nezaretinde yerleştirilmiş kayıt cihazlarına bağlamıştır. Kamiski biyofizikçidir. Krat Nikolayev de Sibirya'da Novosibirsk'te bir otelde bilim adamları nezaretinde deneye hazırlanmıştır. Kaminski'ye evvela halkalı parlak bir yay verilmiştir. Kamisnski bir süre gevşedikten sonra cisme ve Nikolayev'e karşı kendini teksif etmiştir. Nikolayev aldığı telepatik mesajları şöyle bildirmiştir. "Parmakları görünmeyen bir şeyi tutuyor. Dairevi, madeni, parlak, bir bobinebenziyor." İkinci cisim de siyah saplı bir tornavidaydı. Onu da kşöyle algılamıştır: "Uzun ince, madeni, plastik. Siyah plastik," Kaminski müteakiben zener kartlarıyla göndermeye geçmiştir. Nikolayev 20 karttan l2 tanesini başarıyla bilmiştir. Bu ihtimal hesaplarına giren 25'te 5'in çok üstünde bir sonuçtu. Dr. L. Kogan şöyle demektedir: "Yapılan tecrübelerin sonuçları göstermiştir ki, sırrını henüz bilemememize rağmen, parapsikoloji bir bilim dalı olarak ortaya çıkmıştır." Bir tiyatro aktristi olan Nikolayev de, kendisinin doğuştan güçlü bir insan olmadığını telepatik yeteneğini uzun çalışma ve egzersizlerle elde ettiğini, herkeste mevcut olan bu yetenkleri geliştirebileceğini açıklamıştır. SSCB'de l965 yılında Popov grubu geniş bir programla çalışmalara girişmiştir. Bu grubun başkanı Dr. Kogan ve yardımcısı Edward Naumov idi. l967 yılında Leningrad Üniversitesi ile Moskova arasında değişik bir deney gerçekleştirildi. Karl Nikolayev EEG ve diğer cihazlara bağlanmış olarak Leningrad Üniversitesi'nde bir odaya konuldu. Yarım saatlik bir gevşemeden sonra tecrübeye başlandı. Kaminski Moskova'dan telepatik mesajları göndermeye başladığı zaman Nikolayev'in bağlı olduğu EEG'deki A ritmi halinde yayılmakta olan beyin dalgalarının aniden değiştiği görüldü. Bu suretle kağıt şerit üzerine çizilen grafik, Nikolayev'in beynine ulaşan mesajlardı. Telepati olayı bu deneyle bilimsel olarak kanıtlanmış oluyordu. Karl Nikolayev, Yuri Kaminski çifti üzerinde Leningrad Üniversitesi'nde yapılan diğer bir deneyde de başarı elde edilmişti. Kaminski bir odada oturuyordu. Dürbüne benzer bir cihaza bakıyordu. Cihazın içinde belirli frekansta titreşen farklı aralıklarla yanıp sönen bir ışık görülüyordu. Bu ışık flaşları deneğin beyin dalgaları üzerinde karakteristik degişimler meydana getiriyordu. Aynı anda Kaminski Nikolayev'i tahayyül ediyordu. Gönderme esnasında başka bir odada oturmakta olan Nikolayev telepatik mesaj aldığını bildiriyordu. Başına elektrotlarla bağlı EEG'de de ışık çakışları sıçramalarla görülüyordu. Bioinformasyon konusunda Sovyetlerin yaptıklarını öğrendiğimiz bir deney de nükleer denizaltı ile kara arasında cereyan etmiştir. Denizaltıya yavru tavşanlar yerleştirilmiştir. Merkezde de ana tavşanın başına EEG elektrotları bağlanmıştır. Denizaltı uzaklaşıp dalışa geçtikten sonra yavru tavşanlar belirli aralıklarla öldürülmüştür. Her yavrunun öldürülmesinde ana tavşanın beyin dalgalarında tepkiler kaydedilmiştir. Bilindiği gibi elektromanyetik dalgalar su içinde yayılmamaktadır. Bu deneyle canlılar arasında mahiyeti bilinmeyen, haberleşmenin yayıldığı bir vasatın mevcudiyeti kanıtlanmış oluyordu. SSCB parapsikologu Naumov, ESP konusunda görüşlerini şöyle açıklamaktadır: "Biz insan düzeyinde şuur dışı gerçekleşen bir haberleşme sistemini bulmak üzereyiz. İnsan normal şuuru dışında başka bir insanı etkileyebilir mi? Bu telesomatik akımların yayılmasına neden olan şartlar nelerdir? Bu telesomatik akımlar belirsiz bir boyutun bilinmezliği içindedir. İşte bu bilinmeyen enerji üzerinde yapılacak çalışmalar sonucu elde edilecek buluşlar beşeri münasebetleri mükemmel bir ahenk içine sokabilecekter." SONUÇ ABD New York Times Gazetesi'nin l6 Temmuz l977 sayısında şöyle bir haber yayınlanıyordu: "ABD insanlığın esir edilebileceği görünmez silahlar geliştiriyor. " l978 yılında Walter Boward adındaki Arizonalı gazeteci yazar, Operation Mind Control (Zihin Kontrol Harekatı) adında yayınladığı kitabında şunları anlatmaktadır: "CIA tarafından uyuşturucu ilaçlarla yapılan deneyler ABD hükümetinin uyguladığı çok gizli zihin kontrol projesinin yalnızca bir kısmıdır. Bu deneyler binlerce kişi üzerinde 35 yıl devam etmiştir. Bu araştırmalar; hipnoz tekniği, narkotik-hipnoz, elektronik olarak beyinin uyarılması, ultrasonik, mikrodalgalar, alçak ses frekanslarıyla davranışların etkilenmesi ve davranış değişiklikleri terapisidir. CIA psikolojik silah stoklarını, psişik silahların değişik tiplerini geliştirmeyi başararak artırmıştır. Şimdi bu kabiliyetleriyle yeni tip bir harbe girişmesi mümkündür. Bu harf görünmez, muharebe sahası insan zihinleridir. Parapsikolojik silahları devletler vatandaşlarını kendi ideolojik ve politik sistemleri içinde tutmak için veya diğer ülke insanlarının zihinlerini etkileyerek değiştirmek ve kendi gayelerine uygun yönlendirmek maksadıyla kullanacaklardır.> Yazar Walter Boward kitabında şunları söylemektir: "En büyük hayret edilecek şey, milli güvenlik etiketi altında Crytocrasy (Bürokrasinin gizli planı) zihinlerin kontrolünü araştırmaktadır." Yazar Boward zihin kontrolü için uygulanan MKUTRA projesi hakkında da şöyle demektedir: "Senato istihbarat komitesine; Amiral Turner, CIA uyuşturucu ilaç deneylerini durdurdu demiştir. Sorulmadı ve kendisi de gönüllü olarak yeni zihin kontrol projelerinden bahsetmedi. Turner zihin kontrol harekatının durdurulduğunu söylemedi, yalnızca deneyler durduruldu dedi." Doğu ve Batı Bloku ülkelerinde insan zihninin kontrolü için ciddi araştırmalara girildiği anlaşılmaktadır. Günümüzde insan zihinlerine çeşitli tip araçlarla (gazete, kitap radyo ve televizyon) uluşma imkanları artmıştır. İnsan denilen biyolojik varlık çok kolay bir şekilde programlanabilmektedir. Beyin yıkama metotlarıyla şartlandırımış robot katiller kolayca öldürülebilmektedirler. Okult (batıni, gizli) bir bilgi olan teknomaji (teknik büyü) 'nin sırları son 300 yıl içinde insanlar tarafından çözülmüştür. Teknoloji adı altında uygulanarak doğaya hakimiyet sağlanmıştır. Bu bilgiler korkunç silahları da beraberinde getirmiştir. Teknokrat bilim adamı, askerlerden oluşan bir grup bu güçlerin kontrolünü elinde bulundurmaktadır. XX. yüzyılın son 25 yılı içinde parapsikoloji ve psikotronik gibi adlar altında psikomaji (ruhsal büyü) 'nin uygulama alanına konduğu yıllar olacaktır. Bu majinin hedefi insan zihinlerini kontrolüdür. Geleceğin insanının kaderini psikologlar, psikiyatristler, nörologlar, nörobiyologlar, biyokimyacılar, kuantum fizikçileri çizecektir. Türkiye l977'li yıllar içinde parapsikolojinin harp şeklinde uyguladığı ve bunun korkunç kabusunun yaşandığı bir ülke olmuştur. Bu görünmez harbin gelecek yıllarda da devam edecektir. Yalnızca fiziki tedbirlerle önlenmesi mümkün görülmemektedir. Alınacak tedbirleri öğrenmek için en kısa zamanda parapsikolojik çalışmalara girmek mecburiyetindeyiz. Ancak geniş ve sürekli bir araştırma içinde bu harbin silahlarını tanıyarak gerekli savunma önlemlerini alabiliriz. " (Em.Kur.Alb. Baha Kadıoğlu Silahlı Kuvvetler Dergisi.) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
whitepower Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2006 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 9, 2006 Dükkanin önündeki yazi söyleydi: "Madam Zodiac, psisik güçler gelecegin fali ve burçlarin okunmasi". Madam Zodiac'in Washington'daki dükkani saat 11:00'de açiliyor ve düzenli müsteriler, ögle tatillerinde geliyorlar. Vizite 10 dolar. 1979-1980 arasinda her ayin üçüncü Sali'sinda Madam'in dükkani özel bir müsteri için saat 09:00'dan biraz sonra özel olarak erken açilirdi. Müsteri bir donanma komutaniydi, genelde sivil giyinirdi ve bir çanta tasirdi. Madam, kristal küresini, tarot kartlarini ve fotograflari bir kenara ittikten sonra ona çay yapardi. Komutan sigaradan kurtulamiyordu, Haziran'dan sonra günde yarini pakete düsürmüstü ama tamamen birakamiyordu. Ama Madam Zodiac, onun yil sonuna kadar sigaradan vazgeçecegini söyledi. (Bu kehanet kanitlandi. Komutan simdi her gün 6 mil kosuyor ve deniz piyadeleri maratonuna katilmayi hedefliyor.) Fakat komutan, her ziyaretinde içinde 400 dolar olan zarfi, sigaradan kurtulmak için Madam'a vermiyordu. Para, Deniz Kuvvetleri'nden geliyordu. Masaya konan resimler ve fotograflar, Sovyet denizaltilarinin Dogu Amerika sularina yakin bölgedeki rotalarini gösteriyorlardi. Madam Zodiac'in isi; psisik güçlerini kullanarak Deniz Kuvvetleri'ne ait gemi ve uçaklarin yapamadigini yaparak Sovyet misil ve denizaltilarinin rotalarini bilmekti. Kisacasi Madam Zodiac, Pentagon'un "Medyum TeknolojikRisk Projesi" olarak islemlendirdigi kisiydi. Aralik, 1980'de Ordu Teftis Gazetesi, "Yeni Ruhsal Savas Meydani: Beam Me Up Spock" basligiyla bir makale yayinlandi. Makalenin yazari, üstegmen John B. Alexander idi. "Avrupa'ya 2. yayilma dönemi" ve "Savasa hazirlanmak: Lojistik destek programi" gibi makaleleri de yazan Alexander'in bu yazisi bazi söyle basliyordu: * Beyin gücünü etkileyen bazi silah sistemleri vardir ve öldürme kapasiteleri çok önceden incelenmistir. * Çok uzak mesafelerden bile hasta etme ve öldürme gibi yetileri vardir. Hiçbir fiziksel neden olmadan ölüme veya hastaliga yol açabilirler. Bu tip silah sistemleri, böcek ve kurbagalarda denenmistir fakat insanlara olan ölümcül etkisi tartisilmaktadir. * Telepatik hipnozun kullanimi ise, ordu içinde yüksek bir potansiyele sahiptir. Bu yetenek bazi ajanlarin çaba sarfetmeden, önemli bilgileri ele geçirmesini saglayabilir. * Açikça psikotronik silahlar vardir ama kapasiteleri bilinmemektedir Milyarlarca dolarlik bütçe Alexander ciddi miydi? Pentagon, gerçekten bazi falcilarin denizaltilari durdurabilecegine inaniyor muydu? Alexander'in yazdigi bu makaleden haberdar olan birçok kisinin bunu saçma bulduklarini söylüyor. Neden ise su: "Bu durum, kendi gerçekçilik kapasitelerini asiyor. Dünyanin tepsi gibi olduguna inananlar bile varken..." Çok yüksek rütbeli bazi askerlerin, bu psisik savasi çok ciddiye aldiklarini düsünürsek ve maliyetinin neden 6 milyar dolar tuttugunu anlariz. Birçok arastirma gizli proje olarak saklaniyor, hem de tanimlanamayan programlar gizli tutulmak isteniyorlar. Örnegin; 1978'de ClA'nin Sovyet Duyu Disi Algilama çalismalari ile ilgili istihbaratina söyle bir baslik konulmustu. "Biyolojik Transfer Sistemleri'nin Öyküsü" Tabii ki 6 milyar dolar Pentagon için sadece bir cep harçligi. Çünkü tek bir modern uçak 250 milyon dolar tutabilir veya tek bir gemi 1.5 milyon dolar edebiliyor. Hatta MX gibi büyük silah programlari 600 milyon dolarlik maliyetleri asabiliyor. Elestirmenler, parapsikolojinin, dünyevi problemler için kullanilmasi projesine karsi çiktilar. Örnegin, psisik güçlerin bir denizaltiyi yok etmesi gibi. Onlara göre, bilimi, teorik bulgular yine ayni bilim tarafindan kabul edilmedikçe kullanamayiz. Peki ama ya Madam Zodiac gerçekten Sovyet denizaltilarinin yerini kesfedebiliyorsa? Michigan Üniversitesi Sosyal Bilimler profesörü olan Marcello Truzi, psisik güçlerin askeri ve politik olarak çok önemli olabileceklerini ve önemli ulusal güvenlik programlarina girebilecekleri için tehlikeli olduklari konusunda uyarida bulunuyor. Bu tür güçlerin var olma ihtimali çok yüksek degil ama olasilik küçük de olsa, yadsinamayacak kadar önemli. 70'li yillarda donanma Uluslararasi SRI 'nin beyin takimiyla 50.703 dolarlik bir anlasma imzaladi. Görevleri, psisik güçlerin elektromanyetik kaynaklari yok etmelerini önlemekti. Eger psisikler bir baska odadaki parlayan isigi hissedebiliyorlarsa, belki de denizaltilarin çok zayif elektromanyetik dalgalarini da farkedebilirlerdi Medyumlarin pazar degeri artiyor Yine de Donanma Halkla iliskiler Bölümü kurumun psisik güçlerin denizaltilari bulmak için kullanildigini inkar eden resmi bir belge yayinladi. Belgede psisikantidenizalti projesi söyle tanimlaniyordu: "Bazi insanlarin farkedilemeyecek kadar büyük elektromanyetik dalgalari hissedebilme yetisini arastirmak." Aslinda bazi insanlar derken, medyumlari; düsük seviyedeki elektromanyetik dalgalar derken de, denizaltilarin elektromanyetik titresimlerini; hissedebilmek derken de psisik güçleri kastediyorlardi. Uzun proje raporlarindan "psisik" kelimesi hiç kullanilmamisti. Oysa SRI 'nin en önemli arastirmacilari olan Harold Puthoff ve Russel Targ, dünyanin en bilinen medyumlari olarak taniniyorlar. Yapilan kontrat sonucunda SRI , son raporunu 1978'de yazdi. Raporda birçok psisikle önemli basarilar elde edildigi iddia ediliyordu. Ama donanma yetinmedi hatta donanma sözcüsü 1982'de yaptigi açiklamada, bu çalismayi psisik olarak tanimlamayi reddetti. Bu inkarlarin tersine, donanma en azindan psisik güçleri olan 34 kisiyi denizaltilari saptamasi için almisti ve Madam Zodiac da bunlardan biriydi kod adi "Pseudonim" idi. Kontratinda gizlilik ve susma kosulu bulunuyordu. Ama bir diger medyum olan Shown Robbins, National Enquirer dergisinde, isminin "Donanmanin medyumu" olarak geçmesine ses çikarmadi. 1973'te New York'ta Mainmondies Tip Merkezi'nde Robbins, psisikarastirma projesinde kullanildi. Tipik bir deneyde, duygusal tahrik ölçüldü. Hatta baskalarina erotik filmler izletilip, Robbins'in telepatik algi yetenegi ölçüldü. Filmlerden sonra denekler, uykuya yatirildi ve rüyalari ya da seri göz hareketleri (REM) monitörlere yansitildi. Daha sonra denekler uyandirilarak rüyalarini anlatmalari istendi. Robbins'in rüyalari, filmin içerigiyle paralel oluyordu ve filmi seyreden digerlerinin rüyalarina uyuyordu. Arastirma ekibine göre; Robbins'in olagan disi psisik güçleri vardi. Testler bittikten hemen sonra, çalismalara para saglayan fonun yöneticilerinden birisi Robbins'i çagirarak kendisinin arastirmaci deniz subayi oldugunu söyledi. Adamin söyledigine göre donanma, düsman hedeflerine karsi Robbins'in psisik güçleriyle ilgileniyordu. Ve Robbins, anlasmayi kabul etti. Madam Zodiac gibi ona da Sovyet gemi resimlerini ve çizelgeleri vererek, gemilerin yerini ve durumunu belirlemesini istediler. Robbins üzerinde daha çok test yapmak istiyorlardi ama o bunu reddetti. Çünkü ondan Yunanistan'da gizli bir hazineyi bulmasini istenmisti. Yedi yil sonra, ayni donanma komutani, ondan Madam Zodiac projesine katilmasini ve testlere girmesini istedi. Fakat bu gerçeklesemedi, Robbins isini iyi yapiyordu ama Reagan'in bütçe kesintisi karariyla programdan çikarildi. "Atom bombasmi durdurabiliriz..." II. Dünya Savasi sirasinda baslatilan ve gelecegin en önemli parapsikolojik arastirmalari olarak tanimlanan projelerin bütçesi donanma tarafindan karsilaniyordu. O dönemde, hayvanlarin psisik güçleri üzerinde yapilan bazi deneylerde martilar kullanildi. Martilar psisik güçleri sayesinde Alman denizaltilarinin periskoplarini tahrip edeceklerdi. Bütün bunlardan daha ciddi bir çalisma ise Duke Üniversitesi ögretim görevlilerinden J. Gaither Pratt'in baskanliginda gerçeklesti. Projenin amaci güvercinlerde psisik bir mekanizma bulmakti. Bu tür bir bulus denizaltilarin su yüzüne çikmadan daha kolay ve uzun sefer yapabilmelerini saglayacak, ayrica geceleyin bombardiman yapilacakti. Donanma bu tür çalismalara 60'lara kadar devam etti. Fakat en önemli psisik proje, donanma yerine hükümet tarafindan gerçeklestirildi. Donanma, 1977'de Virginia'da bir psisik masajci olan Dr. Charles Whiteho" use'u "Hayali Görüntü Analiz Istasyonu"na aldi. Whitehouse artik, içinde psisik enerjileri çogaltan elektronik aletler üreten USPA adli bir organizasyonu da içeren Birlesik Devletler Psikotronik Toplulugusun bir üyesiydi. Whitehouse, Donanma Arastirma ve Gelistirme Departmani Baskani olan Robert Skillen'e, eger makineye Sovyet denizaltilarin bir resmi konursa yerlerini hemen tespit edebilecegini söylemisti. Skillen; "Bu yolla denizaltilarin yeri bulunabilir" diyerek onay verdi. Whitehouse, CIA ve donanmadan birçok kisiye makineyi kullanmayi ögretti ve donanma bu küçük siyah kutuya 5.111 dolar ödedi, Skillen, Whitehouse'un yaptigi çalismanin övgüye deger oldugunu sürekli yineliyordu. Whitehouse, aldigi parayi yeni bir hayali görüntü analiz makinesi için harcadi. Daha sonra bu makineyi kanser hastaliginin tedavisi için kullandi. Kliniginde auralarinda bosluklar ya da dengesizlikler olan hastalara degisik renk kombinasyonlari yönelterek onlari tedavi ediyordu. Ayrica baska hastaliklar da auraya çesitli renklerde isik kombinasyonlari dogrultarak tedavi ediliyordu. Whitehouse, ayrica bu makinenin teknik kilavuzunda bazi bombalari etkisiz hale getirecegini de iddia ediyordu (hidrojen ve atom bombalari}. Diger hükümet ajanlari, sivil yetkililer ve Hava Kuvvetleri, makinenin atom bombasmi imha edilebilmesiyle ilgilenmediler. Ama tip dünyasi ilgilendi ve doktoru, hastalari dolandirmakla itham ettiler. Sonunda Whitehouse, Tayland'a yerlesti, hayatinin daha sakin olacagini düsünüyordu. "Hiperuzay nükleer havan topu" Donanmanin 1972'de yaptigi bu arastirma "çok gizli" bilgiler arasina girdi ve ancak 1978'de gün isigina çikti. Söyle deniyordu: "Psisik arastirmalar yapan Sovyet güçlerinin er ya da geç asagidakileri gerçeklestirmesini bu yolla engelleyecegiz. A) Amerika'nin çok gizli dosya içeri klerini, gemileriniizin rotasini ve yerini, ordunun yerlesme düzenini bulmalarini; B) Kilit noktalardaki Amerika liderlerinin ve sivil örgütlerinin düsüncelerini okumalarini; C) Amerikali subay ve yetkililerin ani ölümlerini saglamalarini D) Amerikan uçaklarini ve uzay araçlarini uzaktan tespit etmelerini, önleyecegiz." Bu vahiysel tahminler, göründükleri gibi inanilmazdir. Ayrica entelektüel gruplar tarafindan da telaffuz ediliyorlardi. 1978'deki bir diger donanma raporunda Sovyet psikotronik silahlarinin yani ruhsal yetilerin savunma ve saldiri fonksiyonlarini durdurmak için kullaniliyordu. Ayrica raporda telepatik hipnozun Amerikan nükleer silahlarini etkisiz hale getirebilecegini belirten bir uyari da vardi. Böylece 1981'de Hava Kuvvetleri'nin ordu adina savunma amaçli psisik kalkanlar almasi gündeme geldi. Bu kalkanlar, USPA tarafindan üretiliyorlardi, çalismasi için biraz kan veya karsi taraftan gerekli kisinin saçi yeterliydi. inanilmazdi ama sanki ABD ordusu büyücülüge baslamisti, Alexander'in makalesinde telepatik hipnozun büyük bir potansiyele sahip oldugu yaziyordu. Bu yetenek, karsi tarafin ajanlarini programlar hakkinda bilgi almaktan alikoyabilirdi. Üstelik Amerikan ajanlari da bu metotla her seyi bilebilirlerdi. Söylendigi gibi "Mançuryalilar, yasamlarini bir tek telefon konusmasina gerek duymadan sürdürürler". Emekli tegmen Thomas Beardan, ordunun iletisim analizcisi olarak çalismisti ve Sovyetler'in, bütün bunlardan daha öte silahlari oldugunu söylüyordu; "Hiperuzay nükleer havan topu" gibi... Bu psisik silahlar, stratejik noktalari tek bir atisla çöl haline getirebilirdi. Metot suydu; tek bir nükleer patlama sinirsiz sekilde evrenin her yerine naklediliyordu. 7 dönemdir, senatör olan Charlie Rose bu saçma görünen iddiayi ciddi buluyor. Ona göre;Ruslar bu isin üstüne çok düsüyorlar ve Amerika bunun gerisinde kalmamali. Ruhsal hidrojen bombalari: Rose, hukukçu ve tütün lobisinin liderlerinden, üstelik kendisi bilgisayarlar konusunda uzman ve Gelecegin Teknolojisi Komisyonu'nun da kurucusu. Bu aslinda resmi olmayan, özel finanse edilen bir kurumdur. Rose ileri teknoloji ile ilgili birinii; fütürist ve "Gelecek Soku" adli kitabin yazari olan Alvin Toffier'den sonra gündeme getirdi ve Kongre'nin bu konuyla ciddi bir sekilde ilgilenmesi gerektigini ortaya atti, gazetelerde birçok makale yayinlandi. Uzay kolonilerinden, gen düzenlemelerinden, yumusak enerjiden ve diger New Age konularindan söz edildi. Rose, Amerikan hükümetinin psisik silahlar için çok fazla para harcamasi gerektigini düsünmüyor. Çünkü ona göre ilk önce bu silahlarin nasil bir teknoloji ile yapilmasi gerektigini ögrenmek gerekiyor. Ama eger teknolojik yapiyi anlayabilirsek, iste o zaman "Psisik Manhattan ProjesFne ihtiyaciniz olacak. (Manhattan Projesi, 1945'te atom bombasi deneylerine verilen isimdir.) Senatör, bu teknolojik bilginin ufukta oldugunu söylüyor. Rose, daha öncelerde uzak yerleri görmeyi saglayan uzak görüs yetenegi ile ilgili olarak CIA dosyalarina girmisti. Bunu söyle anlatiyor: "Uzak görüs yetenegiyle ilgili inanilmaz örnekler gördüm. Bana kalirsa bu alandaki gelismelere yakinlik göstermeliyiz, özellikle de Ruslarin yaptiklarina. Eger gizli bulgulara erisebilecek psisik silahlarla donatilmis insanlar yaratirlarsa, hiçbir sirrimiz kalmayacaktir." Rose, CIA ve Pentagon'daki süphecilerin Amerika'nin uzak görüsle ilgili arastirmalarini engelledikleri düsüncesinde, süphecilerin, arastirmalari engellediklerini, çünkü uydu fotograflari kadar kesin olmadigini düsündüklerini belirtiyor ve söyle devam ediyor: "Bana kalirsa bu ucuz bir radar sisteminden baska bir sey degil. Ayrica Ruslar böyle önemli bir projeye sahiplerse, gerçekten basimiz belada. Bu ülke garip psisik gereçlere, lazerler arkasindan bakmaya korkmuyorlarsa bizim de korkmamamiz gerekir. Daha da kötüsü, yarin Ruslar bu teknigi ve bilgilerini Ortadogu terörünün eline de verebilirler." Bu tür insanlar çok tehlikeli olabilirler... California Üniversitesi psikologlarindan Charles T. Tart'in incelemesine göre; ciddi hükümet disi arastirmacilar olasi bir psikolojik askeri uygulamayi önemli buluyorlar. Amerika'daki en ünlü 14 parapsikoloji laboratuvarinin on üçü Tart'in anketine cevap verdi. Hiçbirisi bu tür psisik güçlerin casusluk alaninda kullanilabilecegini reddetmedi. Üstelik bu konuda çok para harcandigini ve bilimsel insan gücü kullanildigini söylediler. Dördü casusluk için "olabilir", besi "belki", geri kalan dördü ise "kesin" nitelemesini kullandi. Ayni oranda incelemeci ise; psisik güçlerin, fiziksel zarara, hastaliga ve hatta ölüme yol açabilecegini ya da bilgisayar türü gereçleri bozabilecegini söylüyorlar. Tart'in arastirmasina katilan 5 laboratuvar, Amerikan hükümetinin kendilerine resmi yollarda parapsikolojik bilgi almak için yaklastiklarini belirtti. Ordunun psisik güç olarak istedigi, telepatik hipnoz veya kasik bükmek degildi. Böyle olsaydi, bunlarin bir gösteri tiyatrosu için hazirlandigini düsünürdük. Ciddi arastirmacilar, kendini psisik diye tanitan Uri Geller gibi kisilerin süslü gösterilerinden sonra, düsük enerjiyi ölçen psikokinetik testlerden çok, göz yanilmalarina takildilar. Psisiklerin birçogu düsük bir enerjiyle bile etkilenecek basit mekanik veya elektrikli araçlarla (mikroçipler ve termometreler) ugrasmaya basladilar. Princeton'un psisik arastirmacisi Robert John ve digerleri bu tür kolay testlerin devamli pozitif sonuçlar verdigini söylüyorlar. Yani öylesine bir psisik güç siradan araç ve gereci kolayca etkiliyor. Aslinda tüm modern silahlar (radarlar, bombalar, uçus saldiri sistemleri, tanklar vs.), bilgisayarlarin düzgün çalismasina baglidir. Psisikler, bilgisayarlari kontrol edebiliyorlarsa, bu tam bir nükleer kaçgöç oyununa dönüsür ve Pentagon'un gözünden kaçmamalidir. Vietnam Savasi sirasinda donanma, Tonkin Çölü'nde çalisan tasiyicilardaki gizemli bombalarin patlamasinda psisik bir güçten süphelendiler. Saldiri bilgisayarlari bozulup, zarar vermek isterken tersini yapmis olabilirler mi? Pentagon, bunu kesinlikle bilmek istiyor. CIA nelerle ugrasiyor? Nükleer savas gereçleri dizaynirligi yapan Laurence Livenmar Laboratuvarlari çalisanlarindan Ron Robertson'a göre; bazi hükümet yetkilileri, psisik güçleri, nükleer silahlari korumak için inceliyorlar. Eger Uri Geller psiko gücünü, kasiklari ve anahtarlari bükmek için kullaniyorsa "Laboratuvar Uri Geller'in bunu yapabildigini onaylamisti" bunu nükleer bombalar için de kullanabilir. Bunu yapabilmek için küçük bir noktayi birkaç santim oynatmak yeterlidir. Robertson, Pentagon'un 30-40 psisik arastirmayi destekledigini söylüyordu. Bir zamanlar hükümet tarafindan desteklenen arastirmalar hakkinda neye inanmamiz gerektigini bilmek zordu ve bu konuda dokümanlara ulasilamazdi. Üstelik hükümetler, özel olarak desteklenen psisik arastirmalarda bile eglencelik bir is yapiyor gibi davranirlar. Örnegin, Joel S. Lawson'u ele alalim. Lawson, Donanma Elektronik Sistem Departmani'nin basin bölümündeydi ve söyle demisti: "Ben her zaman duyudisi algilamanin denizaltilarla savasmak için tek yol olduguna inandim." Lawson, donanmanin içinde psisik silahlari açikça tartismaya istekli çok az kisiden biriydi. Stanford Arastirma Enstitüsü ile yapilan iki kontratta, hükümet sözcüsüydü. iki proje de bu fikirlerin fizibilitesinin test edilmesine yönelikti. Lawson, artik konusmuyor ve röportaj vermiyor. ClA'in 1952 yili kayitlarindan alinan ve 1978'de ortaya çikan bilgiler, psisik arastirmalara hiz verilmesini ve pratik uygulamalar yapilmasinin gerekliligini, deneyler sirasinda kesin bir dikkat ve hiçbir bilgi sizdirilmamasinin istendigini göstermistir. Psisik arastirmacilar Stanley Krippner ve Shawn Robbins, yapilan arastirmalar için gereken paranin yarisinin CIA tarafindan karsilandigini, yedi yil kadar sonra ögrendiler. Bunu bir magazin makalesinden ögrenmislerdi, saklama ve sessizlik politikasi, 70'lerin sonuna kadar bu fonu gerçeklestiren görevlilerin sorumlulugunda sürdürüldü. Sorumlu kisi, hükümetin utanmak istemedigini ve ilgilenmeleri gereken baska seylerin de oldugunu söyledi. Su anda neler oluyor? Psisiklerden, paranin nereden geldigini saklamak özel sorunlara yol açabilirdi. Eger psisikler gerçekten yeteneklilerse, gerçegi telepatik olarak ya da dokümanlardaki psisik parmak izlerinden ögrenebilirlerdi. Diger yandan psisikler, ipuçlarini yakalayamazlarsa, bu da onlarin gerçekten yetenekli olmadiklarini gösterirdi. Böylece bunca paranin bosa gittigi ortaya çikardi. CIA, bu karmasayi çözmek için iki araci kullandi. Bu kisiler, CIA ile olan baglantiyi ve arastirmanin arkasindakileri biliyorlardi. Bu çift tarafli körlük sistemi önlemleri pek de normal sayilmaz. Aslinda böyle bir anlasma sistemi birçok tehlike yaratabilirdi. Hükümet hala psisik arastirmalari finanse ediyor mu? Reagan dönemi Beyaz Saray sözcüsü Barbara Honegger, Ulusal Güvenlik Departmam'nin uzak görüs olayim bir takim kodlari bulmak için kullandigini söylüyor. Ulusal Güvenlik Departmam'nin bilgisayarlari trilyonlarca kod kombinasyonu içerse de daha güvenli kod kiricilara daima ihtiyaçlari var. 1977'de donanmanin Arastirma ve Gelistirme Bölümü'nde asistan sekreter olan Samuel Koslov, donanmanin, Stanford Arastirma Enstitüsü'yle ELF ve beyin kontrolü çalismalariyla ilgili bir kontrati oldugunu ögrendi (ELF, çok düsük frekansta radyo dalgalaridir). Çünkü insan beyni çok düsük frekansta elektrik dalgalari yayar. Bilim adamlari bu dalgalari psisik bir metotla güçlü sinyallere çevirirlerse, yakinlardaki insanlarin beynini etkileyerek hipertansiyona yol açilabilecegini ve ani ölümle sonuçlanacagini düsünüyorlar. Ama beyin kontrolü etiketi Koslov'u üzmüstü, bu yüzden donanmanin finanse ettigi tüm psisik çalismalarin durmasini emretti. SRI ile olan kontrat iptal edildi ve diger projeler beklemeye alindi. Buna karsin beyindeki düsük frekansli radyo dalgalarinin insan beynine olan etkilerini arastirma projesi çok gelistirildi ve finanse edildi. Psisiklerin, bilgisayarlari sabote edip, tüm gizli bilgileri ele geçirebilecegi endisesi, Kongre'de açikça gündeme geldiginde psisik savas yansinin baslayacagi düsünüldü. Ama süpheciler "hayir" diyorlar. Onlara göre bu olaylar, fazla pahali bir zaman öldürme isinden ileri gidemezdi. Koslov, psisik silahlar lafi geçtiginde bile rahatsiz oluyor. Ona göre bu tür tartismalar, insanlari sonuçsuz bir sürek avina iter. Bunu söyle dile getiriyor; "Eger Sovyetler bu aptalca seylere bu kadar çok para döküyorlarsa, bunun nedeni kendi gazetelerinde bizim psisik arastirmalar yaptigimizi duymus olmalaridir. Size bu konuda çok fazla gazete kupürü gösterebilirim." Basin, Parapsikoloji hakkinda Rusya'da bile haber çikariyor. Fakat tüm bunlar sansasyonel ve magazin boyutunda. Yine de Parapsikoloji, hem Amerika'da hem de Rusya'da gündemdeki bir konu. Resmi Rus ansiklopedilerinde Parapsikoloji, su sekilde tarif ediliyor: "Bilimsel olmayan idealist akim". Bu tür bir tanim sadece Stalin devrinde vardi. Oysa günümüzde çok ciddi bazi bilim adamlari Parapsikoloji'nin önemli buluslar yapacagini düsünüyorlar ve bu tür düsünceler sonsuza kadar yadsinamaz. Kisacasi gelecek, insan yeteneklerinin ötesinin kesfedilecegini ve kullanilacaginin haberini yollamaktadir. Askeri ve politik alanin disinda kalan alanlarda, olumlu olarak psisik güçlerin tam olarak taninmis, denenmis ve yönlendirilmis kullanimi yeni bir dünyayi bize getirebilir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.