felidae Oluşturma zamanı: Temmuz 18, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Temmuz 18, 2008 -YVES KLEIN- http://www.mccullagh.org/db9/10d-13/yves-klein-untitled.jpg Fransa'nın Nice şehrinde doğan Yves Klein ressam bir ailenin çocuğuydu. Babası figüratif resimler yapardı ve annesinin yapmış olduğu soyut resimlerden daha küçük yaşlarda etkilenen Klein'ın 1947 yıllarından itibaren ruhsal alana karşı ilgi duymaya başladı. Ayrıca bu yıllarda Uzakdoğu sporlarına karşı ilgisi de başladı.(judo) Nice sahillerinde arkadaşları Pascal ve Armond’la gezerlerken 3 arkadaş dünyayı 3’e ayırdılar. Armond toprağı ve onun zeytinliklerini alır, Pascal havayı, Yves’te sahilde yatarken gökyüzünü ve uzayı hayal ediyor. Sanata karşı yoğunluğu bu dönemlerde artıyor. Gökyüzünü hayal ederken “Benim en güzel çalışmam olan mavi gökyüzünde delikler açmaya çalışıyorlardı, kuşları yok etmeli” (Chelsea Otel Manifestosu)sözleriyle ruhsal dünyasında gezintiye çıkarıyordu bizleri. 1948 yılında, yirmi yaşında “mavi gökyüzü benim eserimdir” diyerek gökyüzüne imza atmış, böylece ilk sanatsal eylemini icra etmiştir. Bu yıllarda ayrıca “Monoton-Sessizlik Senfoni” adlı projesini de geliştirdi. Bu bir tek ton üzerine kurulu senfoni projesiydi. 10 dakika boyunca aynı notayı seslendiren ve sonra da aynı süre boyunca sessiz kalan bir orkestrayı yönetmiştir. Bu çalışmayla aslında monokrom resme karşı, bir karşılık yaratır. “Bu tema hayatımı nasıl yaşamam, nasıl olmasını istediğimi gerçekleştiren bir şeydir.” Fransa’da Portakal monokromu üzerine çalışmalara başlıyor. Portakal renginin dışavurumu diye soyut sanatçılarla birlikte sergiye katıldı. Çalışmalarına portakal rengini evreni diyordu. Bu çalışmalar sergi jürisi tarafından reddedilmiştir. Tek renkle resim olmaz diye eleştiriliyordu. http://z.about.com/d/painting/1/5/s/W/1/Flickr-YvesKlein-DavidMarwi.jpg İlk halka açık sergisini Club des solitaires’de açıyor. Birçok renkli monokrom orda sergileniyordu. Bir sürü periyottan geçerek, araştırmalarım beni birleşik tek renkli resimler yapmaya götürdü. Bir renk tek veya birçok katman tarafından kaplıdır, değişik prosedürlerle birlikte. Hiç bir çizim görünüm değildir. Varyasyon yoktur. Bu dominant bütün resmi işgal eder. Bu yolda bireyselleşen bir renk arıyorum. Çünkü her rengin başka bir dünyalara karşılık geldiğine inanıyorum. Bu yüzden resimlerim mükemmel birliktelik üzerine kuruludur. Bu soyut bir düşüncedir. Soyut ressamlarla anılmama yol açanda bu bakış açısıdır. Bu anlamda şunu söylemem gerekiyor ki, soyutçular bana nasıl yaklaşacaklarını bilmiyorlar. Renkler arasındaki ilişkiyi reddediliyormuşum gibi zannediyorlar. Mesela sarı atmosfer ve iklim yaratmak için biraz yeterlidir. Ama bundan öte sarının sesi sonsuzdur. Bunu çok çok farklı şekillerde olabilirliğinin dışında görebiliriz. Sonların nüansları sonsuzdur. Her rengin bir nüansı benim için bir bireydir.” Yves Klein için her renk bir ırktan, bir karakterdir. Bazen vahşi, bazen olumlu, bazen olumsuz, bazen sert, bazen de hareketli olabilir. 1950’de Yves Klein mavinin tek renk olarak kullanıldığı son derece yoğun ve zengin bir mavi tonundan yapılan resim dizelerine başlamıştır. Ressam sonunda ‘’Uluslararası Klein Mavisi’’olarak bu rengin patentini almış ve çeşitli nesnelere uygulamıştır. Bu renkle mavi alevler, mavi sıvılardan sonra, mavi boyayla kaplı çıplak bir kadını dikey ve yatay tuvallere çeşitli yönlerden bastırarak çeşitlemeler yapmayı denemiştir. Yves Klein’in bulmuş olduğu bu mavi, boyanın parlak rengi, mavi pigmente sentetik reçinenin katılmasıyla sağlanır. Resimlerine özgün bir tinsellik ve özgürlük duygusu verebilen mavi, Klein için önemli bir renkti, bu nedenle çoğu resmi mavidir. Bu resmin gücü izleyicinin duyarlılık alanına girmesi ve güçlü bir düşünsel etki yapmasındandır. Savaş sonrası Sanatçılarının en önemlilerinden sayılan Klein, izleyiciyi sarsmayı ve kızdırmayı amaçlayan bir Üslup olan Avrupalı Yeni Dadacılık akımının öncüsü sayılabilir.21 Mart 1956’da ‘’Tek Rengin Proposionsu’’ adlı sergisini açtı. Sergi için Pierre Restany Yves Klein için ‘’Gerçeğin Dakikası’’adlı metnini kaleme aldı.’’Bütün makineler tarafından zehirlenmiş, ritm manyağı olmuş insanlara,’’ seslenerek’’Yves size iyileştirici olarak zengin bir sessizlik sunuyor’’der. Bur da bir uzay tarif eder ve sonunda da ondan kaçışı gösterir. Bir tonun dışa vurumudur bunlar. Yves Klein’in de bu duruma cevabı vardır’’Özet olarak iki amacım vardı, birincisi insanın günümüz uygarlığı üzerindeki duyarlılığının izlerini kaydetmek, ikincisi de aynı uygarlığın ne oluşturduğunu göstermek, yani ateşi; çünkü benim esas uğraşım boşluk olmuştur, boşluğun ortasında, insanın kalbinde olduğu gibi yanan bir ateş vardır’’ http://karakitap.net/v1/images/stories/Yves_Klein2.jpg 1957 yıllarında İtalya’nın Milan şehrinde Apollinate Galeri’de mavi dönem çalışmalarını sergiledi.11 çalışma 78-56cm formatında Ultramarine Mavisiyle boyalı duvardan 20cm uzakta açılı panellerle, ilk defa mavi monokromla dolu bir oda sundu izleyenlerine. Yine aynı yıllarda Ayrostatik heykele gönderme olarak Paris’de Gökyüzüne 1001 balon bıraktı. Yves Klein 1958’de Paris’te ki Iris Clert Galerisinde Levide(boşluk)adlı sergi açtı: Galerinin pencereleri maviye, içi beyaza boyanmış, geri kalan her yer boş bırakılmıştır.En önemli yaptığı sergi ise çıplak canlı modellerle yaptığı baskı eserleri ve canlı performanslarıydı. Bu çalışmalarla ilgili Chelsea Otel Manifestosunda ‘’Değil mi ki canlı fırçalar kullandım resim yaparken-başka bir deyişle, canlı modellerin boyaya bulanmış çıplak bedenlerinden yararlandım. Bu canlı fırçalar hep benim yönlendirmelerimle hareket ettiler. Birazcık sağa, şimdi de sola doğru, yine biraz sağa vb. Boyanacak yüzeyden kendimi kesin ve zorunlu bir mesafede tutarak yabancılaşma sorununu çözmüş oldum.’’ Burada ki derdini açık bir biçimde anlatır. En önemli çalışmalarının arasında ateşle yapmış olduğu resimler de önemli yer tutar.boyları üç-dört metreyi bulan şiddetli ve kavurucu gaz alevlerini kullanarak, ateş ile resim yapmayı da başardım. Alevler resmin yüzeyini yalarken, oraya ateşin anlık izini kazıdılar. Sonuçta, ikili bir amaç benimki: Öncelikle insan duygusallığının izini günümüz medeniyeti dahilinde belgelemek; sonra da, bu medeniyeti doğuran ateşin ardında bıraktığı izin peşine düşmek. Bunlar hep, asıl meselemin boşluk olmasında kaynaklanıyor kuşkusuz; çünkü inanıyorum ki ateş, insanın yüreğinde yandığı gibi, boşluğun kalbinde de yanmakta.’’ Bu sözleriyle ayrıca metafiziksel anlamlarda yükler çalışmalarına. http://www.art-et-voyage.com/blog/images/Klein/v_7_ill_820546_yves-kleinbis.jpg ‘’Bugün, zaman ve bilgi açısından bu noktaya ulaşmış biri olarak, kolları sıvayıp, gelişimimin atlama tahtası üzerinde geçmişe doğru birkaç adım çekilmeyi öneriyorum. Olimpiyat atlama şampiyonları gibi, temkinle geri çekilerek, bu sporun en klasik tekniğiyle, kendimi bugünden geleceğe fırlatabilmek için hazır olmam gerekiyor; ve bilinçle ulaşılmış şu sınırı yitirmeden: Sanatın maddesizleşmesi.’’bütün sanatının temelinde de bu yatıyordu. Yeni Gerçekçilik Akımının en önemli temsilcisi olarak,1962 yılında 34 yaşında geçirdiği kalp krizi sonucu ölmüştür. (not: Ersan Çağatay' ın derlemesinden alıntıdır...) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.