Jump to content

Yitik Prenses


Rimmon

Önerilen Mesajlar

Bir çığlık kadar hürsündür artık.Yeni bir greek tragedyasını bekliyorsundur belki yada bir ispanyol meyhanesinden yeni çıkmışsındır.Belki de doğmamışsındır daha,kim bilir....

 

Müzik çalmaya başlar,sen bir güzellikten çıkıp geliverirsin,bilinmedik güzelliklerinle,karanlıklarınla,gözyaşların,umutların ve tutkularınla mutlu.Üzerime salıverirsin kafiyelerini.Adil midir bana böyle kafiyeli saldırman?Aynı şarkıyı binlerce kez dinletebileceğini düşünürsün ve yaparsın da.Çocuksu bir gülüşünle,dalında solan bütün karanfillerimi unutturuverirsin bana.Sonra ölmeyen bülbüllleri gösterirsin,hafızamın en mahrem yerindeki anıların ateşini yeniden yakmaktan geri durmazsın bir an.

 

Uzaktan saksafon sesi duyulmaya başlar,bitmeye yazgılı bir jazz parçası yankılanır kulaklarımızda.Belki de sarılmışımdır sana,İzlandanın o ıssız ormanlarındayızdır,ansızın ismim karanlık bir tanrıya edilen dua gibi dökülür dudaklarından.Bilmediğin bir masalın varlığından dahi emin olmadığın prensini arıyorsundur.Üstelik bir prenses olmayı da fazlasıyla hak ediyorsundur. Ama artık sevmek zamanı geçmiştir.Şimdi cinayetler ve gemi kazaları vardır ufukta.Ölüm hiç olmadığı kadar aşinadır prense.

 

Ve birden yürüyüverir gölgeler ülkesinin puslu yamaçlarına.Cehennem gibi bir düellodur mevzubahis olan.Kanunsuzdur,üstelik katran ve kükürt kokuyordur gece.Sarmaşıklar suskundur.Bir meleğin gözyaşları engel olamaz gidişine.Artık herşeye hazır olunmalıdır.Zaman gelip çatmadıysa bile çok yaklaşmıştır.

 

İçinde tarifsiz duyguların seramonisi,gözünden süzülen bir parça uykusuzluğuyla meydan okur kendi silikliğine,kalın kalın kalemlerle üzerinden geçer.Açılması yasak olan sandıklar şehrini yağmalar,ruhunu ateşe verir bir çırpıda.Her gece yeniden başlar anka kuşunun öyküsü,yeniden doğmaya yazgılı değildir oysa prensin günlüğü.Yarım kalmış başlangıçlardan ötesini barındırmaz akamayan gözyaşları.

 

Ve her gece hüküm gecesidir ona.Sonra sen gelirsin,siliverirsin gölgeleri,sesin karanlığı kesip atan bir bıçaktır,gülüşün,hatta bir tebessümün bile yeter gerekçedir sevmeye.Şafak sayılan geceler artık uzaktadır,kahkahalar şarap fıçılarına damlar ansızın,görünmeyen bir ürkeklik peydahlanır içinde,biraz da kızgınsındır.

 

Kimin neden yazdığını bilmediğin satırlar gelip geçer,nehirler kıvrılır aramıza,sonra dağlar,taşlar ve ölü çiçeklerle,varolmayan tohumları sulayan bahçivanlar gelir.Doğmamışsındır daha sen,bir kabuğun içerisindesindir,gözlerin büsbütün kapalı.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

gerçekten muhteşem hani bazı zamanlar olur ya geç olduğunu bile bile herşeyi düzeltmek istersin ama onlar kabul etmez özürler dilersin de duymazlar şu 60 - 70 yıllık yaşantında senelerini verirsin ama bi daha asla hiç birşey eskisi gibi olmaz bunun gibi işte hayat böyle bişey... sen haykırsanda sesin pek çıkmaz şehrin en kalabalık meydanının mezarlıktan pek de farkı olmaz!!

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...