drako Oluşturma zamanı: Aralık 12, 2006 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 12, 2006 Bütün Ritüel sanatının altında yatan belli bazı temel kurallar bulunmaktadır. Bu kurallar hakkında size fikir vermek istiyorum çünkü bunlar olmaksızın yapılan ritüel en iyi ihtimalle bir deneme yanılma eğilimi gösterecektir. İlk başta “Ritüel” kelimesinin ne anlama geldiğine bir bakalım. Sözlüğe göre Ritüel “biçimsel pratik veya gelenek” anlamına gelir. Bu bize çok az şey anlatıyor dolayısıyla bunu daha ileri bir tanımla tamamlamalıyız. Bir “Rit”, ortak bir obje veya ide tarafından birbirine bağlanmış belirli bir işlemler bütünüdür. Böylece teolojik konularda, bahsi geçen kiliselerin kutsal komün hizmetlerine gönderme yaptığımız zaman, “Roma riti” veya “Anglikan riti” hakkında konuşmaktayız. Ama “rit”, onun içindeki çeşitli işlemlerin nasıl sürdürüldüğüne bağlı olarak çok basit ve yalın veya süslü ve rengarenk olabilir. Bu çeşitli işlemler “Seremoni “tarafından Ritüelin temsilinde kullanılan – ışıklar, tütsüler, giysiler, geçit törenleri, yakarmalar vb...dir. Böylece Roma Ritüeli (alışılageldiği şekliyle) çok süslü bir seremoni kullanan Rit örneğidir, öte yandan Baptistlerin komünyon ayini, en alt düzeyde seremoni kullanan aynı Ritüelin bir örneğidir. Şimdi, hem Ritüel (ortak bir idenin temsil edilmesi), hem de Seremoni (idenin ne şekilde temsil edildiği) şayet gerçekten etkin olmaları isteniyorsa, öğrenilmesi gereken sanatlardır ve işte bu noktada birçok modern majisyen çuvallamaktadır. Rit çalışmasına nasıl yaklaşılacağı konusunda pek az fikirleri, kullanılacak seremoninin bilgisi hakkında ise daha da az bilgileri vardır. Genellikle şu yada bu maji grimoire'de (reçete kitabı) verilen seremoniyi kopya ederler ve bu tür direktiflerde bulunan bir çok hatayı ve anlayışsızlığı tekrar ederler. Bazen öyle olur ki deneyimci bu tür seremonilerin uygulanması esnasında kendilerini beklenmedik bir biçimde gösteren belli potansiyelleri ele geçirirler, ama ele geçiren tarafından anlaşılmadıklarından dolayı, sonuçlar bazen çok vahim olur. Aynı seremoniyi uygulayan bir başka kişi – yine bilgisizce – kendi majikal potansiyelinin eksikliğiyle korunmuş olarak, hiçbir şey deneyimlemeyebilir. Durum böyle olduğundan dolayı, Gizemlerden sorumlu olanların cahil ve aptal ayran gönüllülere Maji sanatlar üzerine niye direktif vermeye hevesli olmadıklarını görmek kolaydır. Onları suçluyor musunuz? Şunu unutmayın, bu türden akıl karı olmayan direktiflerin sonuçları “aptalların içeri dalmasına” izin verenlerin peşine düşecektir. Ben yaşamım süresince hem batıda hem de doğuda epeyce maji seremoni gördüm ve içinde rol aldım, bu yüzden bizim modern majisyenlerin sayılarının çokluğu nedeniyle pek ihtiyatlıyım. “Sürüyle olduğundan adına lejyon derler.” Sorun şu ki aptalca öylesine takılmaları yüzünden parmaklarını yakıyorlar, koşa koşa gelip yardım istedikleri kişi de genelde ben oluyorum. Onlara yardım etmek için genelde elimden geleni yapıyor olmama rağmen bu okült ilk yardım bu enkarnasyonda benim görevim değildir. Bunları sadece ciddi Ritüel çalışmamız için bir zemin hazırlaması amacıyla söyledim. Bu ilk sayfada herhangi bir ritüel çalışmasının en önemli ama çoğu zaman tamamen göz ardı edilen bir ifadesiyle ilgilenmek istiyorum. Bu “Majikal niyet” olarak bilinen şeydir, ve genelde maji seremoninin tümü bu faktöre dayanmaktadır. “Niyet” kelimesinden ne anlıyoruz? Verilen tanım şudur “tasarım, niyet veya kasıtlı amaç”. Burada “Kasıtlı” kelimesi bize yardım ediyor. “Niyetin” açık, belirgin ve amaçlı bir zihinsel hareket olduğunu belirtiyor. “Uçucu” belirsiz düşüncelerin burada hiçbir değeri yoktur. Niyet, doğru zihinsel metotlarla giydirilmeli ve bu şekilde ortaya çıkan forma iradeyle enerji verilmelidir. Bir şey yapmak niyetindeki belirsiz bir isteği onu gerçekleştirecek olan kuvvetli bir niyete çeviren, iradenin işte bu kullanımıdır. Maji niyetimizin şu iki ifadesine sahip olmaktayız, ve göreceğiniz üzere bunlar tamamlayıcılar hakkındaki kabalistik fikre uymaktadırlar – form ve güç. Ama niyetimizin bir başka ifadesi vardır ki bu da bizim ona maji katılımımızdır. Şunu hep hatırlamalıyız, kelimeleri, objeleri, jestleri ve diğer dışa ait şeyleri kullansak dahi, gerçek maji riti bizim kişiliklerimizin içinde yer almaktadır. Bu sebepten dolayı niyetimize uygun olarak çağırma (evoke) veya davet yaptığımızı (invoke) ve evrendeki güçlerin dengesini geçici bir süreliğine bozmanın sorumluluğunu üzerimize almaya hazır olduğumuzu belli formlardaki kelimelerle vurguluyoruz. Daima bu tür bir sorumluluğu kabul etmeli ve maji sanatı kullanmamızın sonuçlarını üstlenmeye hazır olduğumuzu göstermeliyiz. Küçük defleme (banishing) pentagram ritüeline dikkat edin. Eğer bu ritüeli zekice çalışırsak, o zaman maji niyetin üç ifadesinin hepsiyle, en azından formlarının biriyle ilgilenmiş olmalıyız. Veya Rosicrucian defleme riti kullanılabilir, burada yine niyetin bütün üç ifadesi kullanılacaktır. Kutsal iradeye uygun maji çalışmamızı icra edebilmek amaçlı olan bu başlangıç niteliğindeki niyet, kesinlikle, çok üst bir değere sahiptir. Böyle bir ritüelin gereksiz olduğunu ve hepsinin kaynağına duyulan belirsiz ve içli bir tutkunun yeterli olduğunu söyleyen kişiler vardır. Onlar için böyle olabilir – Buna rağmen benim bu insanlarla olan deneyimlerim bana başka türlü bir şey öneriyor. En yüksektekinin en alçaktakine ve yüce iradenin ise Assiah’daki Malkuth’un (fizik planı, dünyasal ortam) yoğun fiziksel vücuduna yansıdığı yolunda bir ezoterik öğreti bulunmaktadır. Bu yüzden bu fiziksel bedeni ele alacak ve ondan sonsuzun irade ifadesinin dışavurumu için mükemmel bir kanal elde etmeyi düşüneceğiz. Niyetimiz dışındaki iradeden konuşuyor olduğumuzdan dolayı fiziksel bedenimizi, irademizi geliştirecek şekilde kuvvetlendirmeye çalışırsak bunun ritüel çalışmamıza faydası dokunacaktır. Şimdi ne tüm dünyevi işlerden soyutlanmış pratiklerden, ne de şimdilik yoga türünden uygulamalardan bahsediyoruz. Daha ziyade vücudun duruş şekillerinden ve kadim mimik dilinden bahsedeceğiz. Bunun yanı sıra mimiklerin psikolojik anlamlarını biraz çalışacağız çünkü bu kadim lisan bizi kendimizin bilgisine eriştirmek amacıyla kendi iç benliğimizden konuşmaktadır. Ayrıca, ve bu da çok önemlidir; mimik dili, başka bir imaj yansıtmaya çalışsak dahi bizim kendimizin ne olduğunu diğer kişilere, onların mimik dili hakkındaki kendi iç anlayışları vasıtasıyla ortaya çıkarır. Hiç bedeninizin konuşmasını dinlemek için zaman ayırdınız mı? O çeşitli yollarla konuşur ve bu yollardan biri de mimik dilidir. Sadece belli tavırların ve hareketlerin bilinçli zanları değil, ama onların bilinçaltı sunumları. Böylece bilinçli mimik egzersizlerine devam etmeden önce bilinçaltı mimiklerinin ifadelerini göz önünde bulunduracağız. İlk başta fiziksel bedeni bir bütün olarak düşünelim. Rahat bir sandalyeye oturun veya bir yatağa yatın ve sadece vücudunuza dikkat edin. Eğer zihniniz uzaklara uçarsa nazikçe onu geri getirin. Şu an sizin niyetiniz vücudu ve onun duyumlarını gözlemlemektir. Rahat bir pozisyona geldikten sonra istençli bir hareket yapmayın. Herhangi bir yöne kımıldamaksızın görebileceğiniz bir kol veya duvar saati bulundurun. Diyelim ki on dakika boyunca bu “kendine dikkat egzersizini” yapacaksınız. Bir taraflarınızın kaşınmaya başladığını hissedebilirsiniz. Kaşınmayın ve kımıldamayın, sanki bütün vücudunuzu cezalandırıyormuş? gibi sadece bu kaşınmaya tarafsız olarak bakın. Vücudunuzu bazı yerlerindeki kaslarınızın gevşediğini hissedebilirsiniz. Herhangi bir harekette bulunmayın. – Sadece durun ve sinirsel gerilimin yükseliş ve alçalışını gözlemleyin. Bu egzersizi her gün yaptıkça sinirsel gerilimde belirgin bir değişimin ve azalmanın gerçekleştiğini göreceksiniz. Bu sayfayı okumayı bitirir bitirmez egzersize başlayabilirsiniz. Bu egzersiz istediğiniz yerde ve zamanda yapılabilir. Her gün bir kere yapmanız da gerekli değildir. Ustalığınız arttıkça giyinirken, yıkanırken, banyo yaparken vb... duyumlarınızı izlemeye başlayabilirsiniz. Burada kitaplarımdan birinde bahsettiğim “Ayakkabı bağını düşünmek” egzersizi çok faydalı olabilir. Şimdi izin verirseniz bu egzersizin mantığıyla ilgilenelim. Basitçe bunu yapmak yararlı olsa bile nasıl çalıştığını bilerek bunu yaptığınız zamankinden daha yararlı olmayacaktır. Bizim “Maji” tanımımız nedir? “Maji, irade kullanarak bilinçte değişiklikler gerçekleştirme sanatıdır.” Bir pergelle bir sayfaya küçük bir çember çizerseniz, bunu uyanık bilinçli zihnin sembolü olarak düşünebilirsiniz. Şimdi bu küçük çemberin çevresine daha büyük bir çember çiziniz. (Eğer küçük çember bir inç çapındaysa büyüğü üç inç çapında olmalıdır.) Bu büyük çemberi tek çizgili değil de noktalı yapın. Bu geniş çember sizin kişisel bilinçaltınızı temsil etmektedir ve geçirgen olduğunu ve kollektif bilinçaltından gelen etkilerin onun içinden geçip onu etkileyebileceğini belirtmek amacıyla noktalı çizilmiştir. Herhangi bir belirli okült eğitime başlar başlamaz, hepinizin yapmış olduğu gibi, küçük daireyi büyütmek amacıyla bilinçli zihninizin alanını genişletmeye başlarsınız. Bilginiz dışında olan birçok duyumlar bilincinizi doldurmaya ve genişletmeye başlar. Bu konuşan bedeni dinleme egzersizi bu iç duyumların yükselmesini sağlayacak ve egzersizlerinizi yaparken gözlemlediğiniz duyumların kendilerini açığa vurmasına sebep olacaktır. Bundan böyle, bu nedenle bu egzersizde irade kullanarak bilinçte değişiklikler meydana getiriyorsunuz ve bu hatırlayacağınız üzere bizim maji tanımımızdır. Dolayısıyla bu tam anlamıyla sihirli bir egzersizdir ve kişisel olarak bunun sonuç vereceğini garanti edebilirim. Şu anda, her ne kadar lisanı anlamasanız da – bilinçaltınızın size ne demek istediğini bilemeseniz de egzersize devam ettikçe, yavaş yavaş size ne anlatıldığının sezgisel bilgisi gelişecektir. Çünkü kişisel bilinçdışı (veya bilinçaltı,eğer bu terimi tercih ediyorsanız) sizin için, duyumların anlamlarının bilinciniz tarafından anlaşılabileceği işe yarar bir alfabe oluşturacaktır. Bu eğitimi bitirmeden önce son bir uyarı. Herhangi bir psişik veya okült çalışmanın belirli bir başlangıcının ve sonunun olması çok önemlidir. Bu, -- herkesin içinde gizli olabilen bir eğilime --kişilik bölünmesine duyulan eğilimi engellemek içindir . Bu yüzden bir “anahtar kelime” veya “açılış sembolü” kullanılmalıdır. Açılış sembolünü kullanmadıkça, her zaman olağan uyanık zihin halinde kalacağınız hususunda iç benliğinize kutsal bir söz vermelisiniz. Sadece, niyet ederek sembolü kullandığınızda iç düzeylere açık olacaksınız. (Yeniden “niyet” sorusunun ortaya çıktığına dikkat edin) Adil bir biçimde iç benliğinizle olan anlaşmayı korumalı ve onu asla bozmamalısınız. Bu şu anlama gelmektedir : Hiçbir şekilde açılış sembolünü veya anahtar kelimeyi kullanmaksızın, en basitinden olsa bile herhangi bir ezoterik çalışma yapılmamalıdır. Size uygun gelen herhangi bir sembol veya kelimeyi kullanabilirsiniz ama bir kere seçtikten sonra çalışmanızda büyük bir adım atmaya hazır olmadan onu değiştirmemelisiniz. Açılış sembolünün görsel olması ama aynı zamanda kelime içermesi de yararlıdır. Tabii ki kelimeyi kendinize fısıldayabilir veya zihinsel olarak tekrar edebilirsiniz. Anahtar kelime birkaç kelimelik bir cümle olabilir veya bir cümlenin ilk harflerinin birleşmesinden oluşmuş bir kelime olabilir. İşte böyle bir anahtar kelime. Oluşturulmuş olduğu cümle levavi oculos meos şu anlama geliyor “gözlerimi yukarı kaldıracağım” Kelime ise LOM’dur. Bu durumda açılış sembolü, gürül gürül akan bir çağlayandan dolduruyormuş gibi başınızın üzerine kaldıracağınız gümüş bir kadehtir. Bu sadece bir öneridir ama batıda, Misterler locasında görevli olarak çalışırken bunu çok yararlı bulmuştum. -alıntı- Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
YankeeRose Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2006 Drako bir de tanri formlarına bürünmek diye bir yazı var.. onun da bu konu ile ilişkili olduğu kanaatindeyim. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest fors Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2006 çok ilginç, mısır tarihinde bilindiğimiz uzman rahipler , hz musa'ya karşı güçlerini kulanmış ve başarısız çıkmışlardır ......denizi yararak firavun 2ci ramsesi ve rahiplerini suya gömmesini okumuşunuz galiba....... şunuda bilinki tanrılar odevirde kulanılıp her türlü büyü yaptırılıyordu ,öyleki hz musaya güç yettiremeyen firavunun tanrılarını nasıl olurda savunursunuz , bu bir koplex yenilgisimi ? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
YankeeRose Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2006 son doğmuş cocukları oldurmek için büyü yapınız, sadece dostlarınızın kapısına çarpılar koyun bırakın en yakın kardeşim dediğiniz kişinin bile cocuğu ölsün, oysa o seni politik siddetten kacırmış olsun hatta sana güvensin bilgi getirsin ve sen onun bile cocuğunu al. kücük masum bebekler yataklarında ölsün ve hiç bir sucu olmayan insanların gözleri önünden kan nehirleri aksın. Majiler her ne tür bir gelişme yaparsa yapsın insanlara zarar vermemeli. Cocuğu ölenler kanını almak isterler... Büyük Kural : "Öldürme!" Büyük kural:"Komşuna kötü gözle bakma!" sence bunu ben mi cinedim.. ben ne öldürdüm nede kimseye kötü gözle baktım. Bence büyük kural şu olmalı "Başkalarına zarar vermediğin müddetçe ne istersen onu yap!" Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
drako Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2006 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2006 kesinlikla cadılık büyücülük ikisininde temelde ana kuralı ne verirsen 3 katını alırsın buda demek oluyorki büyüyü yapan da bedelini öder yaptığının 3 katı ile yani birinin ölümlü dünyasını mahfeden kendi ölümlü dünyasını sonsuz hayatını feda etmiş demektir + bir hayat daha bunun ne olduğunu ben bilmiyorum ama bunuda ödiyecektir bunedenle bende haddimi bilirim şu anakadar büyülerimde hiçkimsenin yönünü düşüncesini değiştrmeye onları etkilemeye çalışmadım sadece kuraları çiynemeden yapabileceklerimi yapıyorum iyiye yada kötüye inanmam iyi yada kötü bizim aklımızdadır bizler kabul ederiz onu, kurallar koyulmuş ben neyaparsam bedelini ödemeye hazırım ödiyemeyeceğim hiçbir bedel altına girmem evet bir kara büyücüyüm ama sadece oyunu kurallarına göre oynarım başkalarına dokunmam gerişi şeytanlada tanrıylada benim aramda Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
YankeeRose Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2006 kara büyü? büyünün rengi yoktur.. büyüde renkler vardır büyünün kendisi renksiz, tatsız dokusudur bence. iyi ve kötü: bunda haklısın iyi ve kötü yok ben de böyle bir şeye inanmam.. mükemmel iyi ve mükemmel kötüden söz edilemez. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
drako Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2006 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2006 büyünün zara verenine karanlık derler karanlık sanatlar vardır şifacılık duva ile tedavide büyüdür bu aydınlıktır ama haklısın büyünün rengi olmaz iyiyle kötüyü belirlediğimiz gibi renkleri isimleride bir koyarız ve biz yaşarız Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest BEYAZKURT Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2006 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 14, 2006 büyünün zara verenine karanlık derler karanlık sanatlar vardır şifacılık duva ile tedavide büyüdür bu aydınlıktır ama haklısın büyünün rengi olmaz iyiyle kötüyü belirlediğimiz gibi renkleri isimleride bir koyarız ve biz yaşarız Siz öyle sanın ... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.