Rimmon-ex Oluşturma zamanı: Ocak 27, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 27, 2007 İki temel din felsefesi vardır: birincisi rölatif olan, ikincisi ise mutlak ve evrensel olandır. İnsanlığın ortaya çıkışından günümüze, rölatif din felsefesine dahil olan dinler, zaman içinde, kurulmuş, zirveye çıkmış ve yüzyıllar içerisinde son bulmuşlardır. Her rölatif dinin kendi kurucusu vardır. Burada bütün rölatif din sistemlerinden söz etmekten kaçınıyorum; din felsefesi üstüne çalışmış herhangi biri, pek çok rölatif din sistemini öğrenebilir. Bu dinlerin hepsi, yüzyıllarca, hatta bin yıllarca sürmüş olsalar da aynı "geçicilik kanununa" tabidirler. Bir dinin varlık süresinin uzunluğu daima kurucularına ve öğretmenlerine bağlıdır. Bir din, ne kadar evrensel kanunları içeriyor, ne kadar evrensel hakikatleri gösteriyor ve öğütlüyorsa, varlığını o kadar uzun sürdürür. Eğer din tek taraflı, fanatik, diktatöryel ve otoriter doktrinlere sahipse ömrü daha kısa olacaktır. Bununla birlikte, her din sisteminin kendince iyi amaçları ve özel bir misyonu vardır. Her biri, daima evrensel hakikat ve kanunların bir bölümünü (üstü kapalı olarak) sembolik veya soyut düşüncelerle içermiştir. Gerçek bir adept, hangi çağda var olduğuna bakmaksızın, her rölatif dinde, kökeni evrensel dinde olan ve evrensel kanunu işaret eden bazı temel fikirlerin parçalarını görecektir. Bu yüzden, adept, her dine, ister geçmişte kalmış ister bugün hala yaşıyor veya gelecekte yaşamaya devam edecek olsun eşit saygıyı gösterecektir. Çünkü o, her dinî sistemin, o dine yaraşır olgunluğuna sahip takipçileri olduğunun farkındadır.. Hermetik bakış açısına göre, materyalizm bile bir çeşit din sistemidir. Materyalizmin takipçilerinden biri, Tanrıya inanıp, doğaüstü hiçbir şeye inanmayabilir ve kendini sadece kendi kendine ikna edebildiklerine bağlayabilir - diğer bir deyişle onlar için sadece maddenin hükmü vardır. Fakat inisiye, maddenin, ilahi görünüşün, doğa kanunlarında yansımış sembolik bir temsili olduğunu bildiği için sadece maddeye inanan birini yargılamayacaktır. Bir dizi enkarnasyon ve evrim ile olgunlaşan insan, evrensel kanunlara daha da yaklaşır ve daha derinden onların içine girebilir; derken sonunda hiçbir rölatif din kavramı onu tatmin etmeyecektir. Böyle biri, evrensel din için gereken olgunluğa erişmiş ve evrensel kanunlara, mikrokozmos ve makrokozmosta bakmaya ehil hale gelmiştir. Söylediğimiz şu: Evrensel kanunları tamamen temsil etmeyen herhangi bir din rölatif ve geçicidir. Evrensel kanunlar dünyanın başlangıcından beri değiştirilemez olmuştur ve sonuna kadar da öyle kalacaktır. Olgun bir Hermesçi, kendi isteğine veya insanlarla olan ilişkilerine bağlı olarak - mesela yeterli olgunluğa ulaşmamış kişilerin dikkatini çekmemek için -, resmi olarak bir dine bağlanabilir. Bununla birlikte, ruhunun derinliklerinde ve bütün varlığında, evrensel kanunların anlaşılmasını sağlayan evrensel dine bağlı kalacaktır. Bir inisiye, kendisini bir şeyin doğruluğuna ikna edene kadar hiçbir şeye inanmaz; ne bir kişiselleştirilmiş tanrısallığa ne de herhangi bir idole. Bunun yerine evrensel kanunlara ve bütün varlık formlarındaki uyuma tapar. Bu bir kaç kelime rölatif ve mutlak din felsefeleri arasındaki farkı göstermeye yeterlidir. ----ALINTIDIR----- Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mistik Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2007 güzel yazı, zamanlaması da iyi.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
sirius Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2007 güzel bir yazı buraya koyup okumamıza vesile olduğun için teşekkürler. Öte yandan şu şekilde düşünüyorum dinler insanlar için gereklidir. Çünkü insan aklı ve nefsinin yolunda yürür. Akıl sınırlıdır nefs ise yanlışa sevketmek ister. Haliyle bu yüzden bazı kötülükleri farkedemeyiz. En azından dinler bize bu farkedemediğiz yanlışlardan uzak tutmaya çalışır. Tabii bahsettiğim dinler bozulmamış dinler. Bozulan dinlerin insanı farklı yönlere çekebileceğini düşünüyorum. Geçicilik Kanunu da görmek mümkün. Yahudilik bozulduğu için Hz.İsa gönderilmişti ve Hristiyanlık bozulduğu için Hz.Muhammed gönderildi. Bir dinin bozulması uygulamaya değil o dinin kitaplarına ve öğretilerine bakılması gerektiğini düşünüyorum. Mesela incilin zamanında değiştirildiğini herkes bilir. Yine de o dine inanlar inanmakta serbesttir ve kimsenin dinine karışma zorla bir dine inandırma gibi bir yetkimiz yok. İnisiyeler iiçin ise düşüncem (daha doğrusu Arifler ermişler için) Arif için din yoktur. Diye bir söz vardır Muhiddin Arabi'nin (Mutlaka duymuşsunuzdur. Ledün ilmine sahip kişi Allah'ın gaybın anahtarını verdiği sufilerden ermişlerden biri.) Arif kişi dinle ile yola başlamış ve zamanlar arifliğe çıktığı zaman nefsini terbiye etmiş, aklın ötesine geçmiştir. Bu yüzden dinin gereklerine ihtiyacı kalmaz. Çünkü zaten yapması gerekenleri tam manasıyla hatta atom altı düzeyde bilmektedir. İslamiyet'te Allah aşkına kavuşmuş, gerçekleri görmüş, okyanus olmayı başarmıştır. Haliyle nefsinde etkisi olmadığı için kötü şeyler yapmaz. Bazen sufilerin yanlış düşünceye takıldığı da olur o zaman okuduklarım kadarıyla Hızır yardım etmektedir. Güzel bir yazı. Ama bazen insanların ben bir sürü şey biliyorum dine de ihtiyacım yok tavrı benimsediklerini farkediyorum. Nefsini terbiye etmeden inisiye olunamayacağını düşünürsün. Yada ermiş olunacağını. Haliyle bu da kolay birşey değildir. Senin benim ünümü duydun mu hiç! BEn bir hiçim hiç. diyen Mevlana da çok güzel birşekilde açıklamış zaten Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Urumhamatahayil Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2007 maji bölümünde yazılmış nedenini anlamdım çünkü bu konu için başka bir sayfa var bu konuyu maji ile bağlayacakmısın Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Rimmon-ex Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2007 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 27, 2007 Majiyle ilgili daha önce bir başlıkta Golden Dawn ilk dereceye giriş ritüelinden bir alıntı yapmıştım.Bunlara bu başklık altında bir kaç ekleme yapmak istiyorum.Neden parapsikoloji yada neden majiyle ilgileniyorum(-uz)? "Maji tek bir bilim altında felsefede en kesin ve dinde en mutlak ve yanılmaz şeyleri birleştirir. İlk bakışta birbirine tamamen zıt gözüken - inanç ve mantığı, bilim ve imanı, yetki ve özgürlüğü mükemmel bir uyum ve ahenkle bağdaştırır" Eliphas Levi, Maji Tarihi "Unutma ki bütün Dinlere saygı ile eğiliyorsun, çünkü aralarında aradığın o Mutlak Işıktan bir Işınıiçermeyen yoktur. Verdiğin yeminini bozacak olanın başına gelecek cezayı da unutma. Sana verilen Sırrı unutma. Gizli Bilgeliğin sadece Dengeli Güçlerin bulunduğu yerden algılanabileceğini unutma." Hermetic Order of the Golden Dawn, Neophyte (ilk dereceye giriş) İnisiyason Ritüelinden "Maji en yüce, en mutlak ve en ilahi doğa felsefesinin bilgisidir. Uygulama ve harika çalışmalarında ilerleyerek, her şeyin içsel ve okült erdemlerinin üzerine doğru bir anlayışla gidilir, uygun nesnelere doğru araçlar uygulanır, böylece olağanüstü ve hayret verici sonuçlar elde edilir. Dolayısıyla, Majisyenler doğa sırlarını inceleyen engin ve azimli araştırmacılardır ve yeteneklerinden dolayı basit insanların mucize gözüyle baktığı etkenleri önceden belirleme gücüne sahiptirler." Goetia of the Legemeton of King Solomon "Ayrıca söz veririm ve vaat ederim ki, İlahi izinle bu günden itibaren, insan ötesine erişmek üzere İlahi Yardımla Ruhsal Doğamı arındırıp yüceltmek ve böylece kendimi yüksek ve İlahi Benliğimle birleştirmek anlamına gelen Büyük Çalışmaya adayacağım ve bana emanet edilen büyük gücü istismar etmeyeceğim" Hermetic Order of the Golden Dawn, Adeptus Minor (5=6 dereceye giriş) İnisiyason Ritüelinden(1) Ritüel Maji "Maji, o Büyük Sanat, sadece bütün sanatların değil, aynı zamanda bütün dinlerin, bütün asaletin ve bütün bilimlerin hem özü, hem de bütünüdür." Lewis Spence Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.